sen;
koşuyorsam kırlarda
oynuyorsam kelebeklerle
toplayabiliyorsam kırçiçeklerini
gülebiliyorsam ağız dolusu şen şakrak
göz yaşlarım dindi mi sandın?
sen;
yine güzel giyinip
şarkılar söylüyorsam ninni misali
fark etmesemde günlerin
nasıl ve kiminle geçtiğini
sigaramdan çıkan duman
şekil almıyorsa kalbimde
göz yaşlarım dindi mi sandın?
sen;
başka yerde ve
başka zamanda
başka kızlarla oturuyorsam
yine aynı kahvenin tadını
aynı şekilde alamıyorsam
alazın ve de kuru ayazın
etkisini hissetmiyorsam yüreğimde
göz yaşlarım dindi mi sandın?
sen;
oturduğumuz hep o bankta
parkta, bahçede veya sokakta
yürürken veya oturarakta
sen'le ve yine seninle
ama sensiz oturuyorsam
göz yaşlarım dindi mi sandın