..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bu hafifçe kenara itilecek bir roman deðil. Daha büyük bir þiddetle uzaða fýrlatýlmalýdýr. -Dorothy Parker
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bilim Kurgu > Levent




16 Haziran 2009
Ufuklar: Bronz'un Mesajý  
Kovan Savaþlarý-Ufuklar Maceralarýna bir devam öyküsü..

Levent


“..Nezaket ve tevazuyu çok abartmamak gerekir Furry. Bu ikisi abartýldýðýnda kibire dönüþür. Sahte tevazunun ardýna saklananlarý sevmem. Neysek oyuz.."


:BCHI:
2026 yýlýdaki 8-10 aylýk bir dönemde Ýzsürücü Filo'nun yaþadýðý maceralara dair bir öykü. Bu döneme ait baþka maceralarý da düþünüyorum.

Kovan Savaþlarý-Ufuklar evreni ile ilgili notlarý alýrken ve hikayeleri yazarken çiziktirdiðim karalamalara bu linkten ( http://picasaweb.google.com/buzsakal/GriMaden?authkey=Gv1sRgCKTDiYrc_KarlgE&feat=directlink ) ve Bilim kurgu ile ilgili bazý yazý-notlarýma linkteki Blog adresimden ulaþabilirsiniz. Kovan Savaþlarýný okuduysanýz bir göz atmayý ihmal etmeyin. ( http://grimaden.blogspot.com/ )

Bronz'un Mesajý

Amiral “Kýzýlbalta” Ethan Furry canavarlar yeryüzünde ilk kez göründüðünde onlarla ilk çarpýþanlardan biriydi. Henüz Ruth parçalanmadan bile yeryüzünde ilk Kovan askerlerine karþý savaþýyordu.

Furry bir Kanada kýzýlderilisi idi. Kýzýlbalta lakabýný savaþçýlýðý ile deðil hayat kurtarýcýlýðý ile kazanmýþtý. Daha erken lise yýllarýnda kazanmýþtý adýný. Okulunda çýkan bir yangýnda arkadaþlarýný kurtarmak için elinde bir itfaiye baltasý ile alevlere daldýðýnda o günün Kahramaný olmuþ ve pek çok hayat kurtarmýþtý.

Kahraman kelimesini sevmezdi Ethan ama hayatý boyunca bu sýfatý hak edecek iþler yapmýþtý ve askeri kariyeri de bu fedakarlýklarýnýn sonucu olarak madalyalarla ýþýl ýþýl yanýyordu.

Ýzsürücü Filoya bir Komutan atanmasý gerektiðinde Ethan pek çok kiþi tarafýnda General Collins'e aðýrlýkla önerilen isim olmuþtu. Önerenlerin en baþýnda da artýk General rütbesine terfi etmiþ olan “Albay Woo” vardý.

2025 Kasým'ýnda Dünya'dan ayrýlan Ýzsürücü Filo Ocak ayý ortalarýnda Kovan güçleri ile ilk sýcak temasý saðlamýþtý ve yaklaþýk 3 ay boyunca giderek artan þiddette bir mücadele vermiþti.
Amiral Furry yýkýcýdan ziyade yapýcý bir stratejist olduðundan bu görevin doðasýna tamamen uyan bir kiþiydi ve görevini bu 5 aylýk sürede baþarý ile yerine getirmiþti.

Nisan ayý ortalarýnda Dünya'dan gelen takviye birlikler ve yatýþan hareketle beraber yeni emirler de almýþtý. Amiral Senyavin Ýzsürücü Filo komutanlýðýna getirilirken Furry'nin gemisi Bronz ilk sýrada olmak üzere diðer Ýzsürücü Filo gemileri Dünya'ya bakým ve istirahate çekiliyordu. Emirler gemilerin sýký çarpýþmalardaki hasarýnýn onarýmýný, yeni donanýmlarla güçlendirilmesini ve askerlerin-mürettebatýn dinlenmesini ve tedavisini söylese de Furry dahasý olmasýný da bekliyordu. Yaþlý askerlerin içgüdüleri nadiren yanýlýrdý.

Yaklaþýk 3 haftalýk dinlenme ve onarýmdan sonra geri dönüþ günü yaklaþýrken Amiral beklediði daveti almýþtý hem de beklemediði kadar üst düzey bir biçimde. Baþkan Romano ve General Collins ile birlikte Kurmay Heyetinin de bulunacaðý bir toplantýya davet edilmiþti. Bu kadarýna þaþýrmýþtý doðrusu.

Furry inþaatý büyük ölçüde tamamlanmýþ ve “cilasý” yapýlan Mavimelek istasyonundan Dünyayý izliyordu.

Mavimelek uzaydaki üst üste binmiþ üç farkllý boyutta disk ünitesi ve bu ünitelerle birlikte koca bir mantar görüntüsü veren küre ve silindir üniteleri ile koca bir inþaattý. Uzaydaki mavi ýþýklarla yanan koca bir mavi mantarý andýrsa da onu gören her insan þairane biçimde dünyanýn mavi meleði olduðunu söylüyordu. Koca istasyonda yarým kapasiteye bile ulaþýlmamýþtý ama þimdiden 10 bin kiþiye evsahipliði yapýyordu. En geniþ disk ünitesiyle çapý 6 kilometreye yaklþaýyordu ve silindir ünitenin ucundaki küre ünite ile beraber uzunluðu yaklaþýk 5 kilometreydi. Ýnsanoðlunun Grekul teknolojisi olmadan bu büyüklükte bir inþaatýn uzayda bu süratte yapýlabilmesi neredeyse imkansýzdý..

Yokluklarýnda dünya çok büyük bir hýzla deðiþime baþlamýþtý. Özellikle büyük þehirlerde bu deðiþim çok daha gözle görülür bir haldeydi. Þimdi yörüngeden bakýnca bile deðiþimi görebiliyordu.

Askeri bir bakýþ ile bakýldýðýnda ilk göze çarpan Mavimelek ve yakýnlarýndaki yörünge tersaneleri idi. Sonra Yörünge Savunma Aðý'nýn parçasý olan silah uydular göze çarpýyordu. Yörüngedeki ilk kalkan hattýný kuran Mavimelek dýþýnda dünya üzerinde daha geçen haftalarda inþaatý tamamlanmýþ 6 Gezegen Kalkaný Üssü mevcuttu.

Bu kalkanlarýn inþaatýnýn tamamlanmasý büyük bir olaydý ve yapýlan kutlama ve dünya çapýnda yayýnlanan konuþma ile daha da anlam kazanmýþtý. Elmo'nun yaptýðý konuþma ülke liderlerinin benzer konuþmalarý ile desteklendiðinde bu halkýn morali üzerinde çok büyük bir olumlu etki yaratmýþtý.

Yok olma eþiðinde sallanan ve geçen 10 yýl boyunca alev ve kan banyosunda yýkanmýþ koca bir gezegen nüfusu þimdi derin bir nefes almýþtý. Elmo cenneti hemen þimdi vaad etmemiþti ama güzel günlerin geleceðini onlara göstermiþti. Büyük þehirlerden baþlamak üzere bütün yerleþimlerde bu deðiþim hissediliyordu. Federasyon, halkýnýn yaralarýný sarmaya baþlýyordu. Taze yiyecek, temiz su, þefkatli tedavi, adalet ve barýnak, korunak veriyordu Federasyon.

Furry derin derin düþünürken yanýna yanaþan Sör Arthur'u fark etmemiþti.

“Güzel deðil mi Amiral? Yani ateþin ve kýyametin en yakýcý bölgelerinde gezmiþ birisi olarak eserini izlemek demek istiyorum.”

Amiral daha önce bir iki kez selamlaþýp kýsaca konuþtuðu Arthur Steele'i gördüðünde gülümsemesini engelleyemedi. Bu ihtiyarý ya hiç sevmez ya da onun sýký bir takipçisi olurdunuz. Arthur Steele ile tanýþýp da kayýtsýz kalmak neredeyse imkansýzdý. Baþýyla selamlayarak konuþmaya baþladý.

“Bu eser herkesten çok sizin eseriniz Sör Arthur. Ben sadece kendi payýma düþen, biçilmiþ küçük rolü oynadým.”
“Nezaket ve tevazuyu çok abartmamak gerekir Furry. Bu ikisi abartýldýðýnda kibire dönüþür. Sahte tevazunun ardýna saklananlarý sevmem. Neysek oyuz. Elbette resmi bir ortamda bu söylediklerini kabul etmem ama burada ikimiz varýz; Evet bu eserin bu kadar yol almasýndaki payýmý inkar etmiyorum. Lakin bunu tek baþýma yapmadým,” diyerek pencereden dünyayý iþaret etti. Birlikte hayranca bu mavi küreyi izlemeye koyuldular..

“Bize biçilen rolleri oynuyoruz Amiral, çok doðru. Daha ilk savaþýnýn ilk dakikasýnda bir Kovan askerince öldürülen gencecik bir askerden bana ve sana, Baþkana kadar hepimizin bir rolü var. Bu yolda tek bir adým ile yüzlerce adýmýn birbirinden farký yok. Hepimiz önemliyiz.”
“Bazýlarýmýz daha uzun yaþayýp acýlarýn meyvesini tadabiliyor,” diye cevapladý Amiral. Ýlk kavgasýnda ölen asker kýsmý içinde sayýsýz hatýrayý canlandýrmýþtý.

Arthur onun daha derinlere çekilmesine engel olmak için hemen gülümseyerek lafa girdi.

“Seni neden bu kadar geç çaðýrdýðýmýzý merak etmiþsindir Amiral. Aslýnda önceden çaðýracaktýk ama Baþkan ailenle beraber geçireceðin vakitten çalmayý istemedi.. Romano birþeyi çok iyi biliyorsa o da insan ruhudur. Geniþ omuzlu koca Ýtalyan Aygýrýnýn pazularý büyük olabilir ama kalbi kadar büyük deðiller. O bedene nasýl sýðdýðýna þaþýrdýðým kocaman yufka bir yüreði var,” diyerek Elmo'ya hayranlýðýn samimice söyledi Arthur. Dostunun erdemleri ona hep ilham vermiþti. Sonra çabucak ekledi, “Elbette bu sözleri söylediðimi de tarih önünde inkar edeceðim,”

Ýkisi birlikte kahkahayý koyuverdiler.

“..Ne diyordum, ahh, kusura bakma aklýmda o kadar çok þey var ki bazen bir konuyu konuþurken diðer düþünceler araya giriyor ne dediðimi unutuyorum.. Ah, evet, seni niye çaðýrdýk.. General sana kendisi söyleyecek ama sürprizini bozacaðým,” diyerek yavaþtan ciddi bir havaya büründü Arthur.

“Amiral, Ýzsürücü Filo komutaný olarak harika bir iþ çýkardýn. Ýltifat etmiyorum. Doðrudan iþin özünü konuþuyorum. Nasýl gideceðinden hiçbirimiz emin deðildik, uzay kadar karanlýk ve kocaman bir bilinmezdi. Fakat þu son 5 ay içinde yaþadýðýmýz birçok mucizeden birini de sen yarattýn. Sana verilen sýnýrlý kaynaklarla çok zor bir görevi baþarý ile yerine getirdin. Týpký Buhran dönemindeki çatýþmalar ve Alaska-Kuzey Kutbu bölgesinde Kovan'a karþý verdiðin mücadele gibi.. Görevlendirildiðin Nuh Projeleri'ni baþarý ile hayata geçirdin. Filona savaþlarda baþarý ile komuta ettin. Kovan güçlerinin hareket kabiliyetini ve savaþ gücünü ciddi ölçüde kýrdýn. Ýki kuadrantta ikmal ve gözlen noktalarý inþa ettin. Kendi kaynak üslerini kurdun ve kalelerle buralarý savundun. Amiral, alabileceðin bütün madalyalarý ve çok daha fazlasýný hak ettin.”

“Elimden geleni yaptým Sör Arthur,” diyerek ciddice cevapladý Amiral Furry.
“Biliyorum. Biliyoruz. Senden daha baþka beklentilerimiz de var Amiral. Ýzsürücü Filo'yu sen kurdun ve ayaklarý üzerinde durabilecek hale getirdin. Sana yeni bir alanda baþka bir zor görevde ihtiyacýmýz var. Yerine Amiral Senyavin'i getirdiðimizde seni kýzaða çektiðimizi düþünmemiþsindir umarým. Bir koltuða iki karpuz sýðmayacaktý ve bugünkü durumda elimizdeki iki çok önemli koltuða en uygun adamlarý getirmemiz gerekiyordu,” diyerek gülümsedi Arthur.
“Anlýyorum, Amiral Senyavin çok daha giriþken bir komutan olarak üne sahiptir. Ýzsürücü Filo'dan daha aktif bir rol oynamasý beklenecek sanýrým.”
“Sadece o kadar da deðil, gerisini General anlatacak Furry, ah, bak iþte toplanmaya baþladýlar, tam da zamanýnda..”


Toplantýda General Collins, General Woo, kurmay heyetindeki 12 subay ve general ile Baþkan ve danýþmanlarý göze ýþýltýlarý ile hücum ediyordu. Sivil katýlýmcýlar, siyasetçiler ve üst düzey bürokratlar ile bakanlardan birkaçý da buradaydý.

Herkes yerini aldýðýnda General Collins burada bulunma amaçlarýný anlatmaya baþladý.

“Burada konuþtuklarýmýzý bu oda dýþýnda konuþmamýz yasaktýr. Federasyon bildirgesinde artýk gizli kapaklý iþler olmayacaðý ve yöneticilerin yaptýklarý herþeyin hesabýný vereceklerinin yazýlý olduðunu hepimiz biliyoruz. Bununla beraber bu konunun gizliliði savaþ halinde olduðumuzdan ileri gelmektedir.”
“Bayanlar ve baylar, her geçen gün dünyanýn içinde bulunduðu durumun ciddiyetini biraz daha iyi anlýyoruz. Þu geçen 10 yýl bize gösterdi ki dünya yüzyýllardýr baþýný kuma gömmüþ biçimde yalan bir dünyayý yaþýyormuþ. Þimdi keskin gerçeklerle ve kocaman soðuk bir evren ile karþý karþýyayýz.”
“Edebiyatý bir kenara býrakýp süratle konuya geliyorum. Hepimizin yapacak bir sürü iþi var.”
“Gözlerimiz artýk açýk. Mharjil ve Tüccarlar ile tanýþmamýzýn ardýndan evrende sadece Kovan ve Grekul gibi düþmanlarýmýzýn olmadýðýný görmemize raðmen, hala bu evren çok sert bir evren. Bunu biliyoruz. Galaksimiz ile ilgili bilgiler konusunda özellikle üzeri sisli býrakýlan bir konu vardý geçen aylarda..”

“Orada baþka hayatlar var mý?”

“ Evet, var.”

Bu noktada hem Amiral Furry hem de diðer pek çok katýlýmcý rahatsýzlýkla kýmýldanmýþtý ve fýsýltýlar, tedirgin nidalar duyulmuþtu.

Amiral, “diðerleri” hakkýnda bütün gemi kaptanlarý gibi, Ýzsürücü Filo yola çýkarken bilgilendirilmiþti ama bu durum hala çok tedirgin ediciydi.

General Collins konuþmaya devam etti. Ayaða kalkmýþtý ve güzel, aydýnlýk manzaralý koca pencerelerin önünden dýþarýyý; Dünya'yý iþaret ediyordu.

“Uzayda da týpký dünyada olduðu gibi yaþam var.”
“Uzay da týpký dünyanýn son birkaç yüzyýlda olduðu gibi çok karýþýk.. Hem de çok daha uzun bir süredir.”
“Samanyolu'nda yaþayan “yerli halklarýn-türlerin” sayýsý üzerinde Grekul ve Tüccar raporlarý tam uyumlu olmasa da Ravardlar, Mharjil ve Tüccarlar'ýn bize verdikleri bilgilerde kesin olan bazý noktalar var. Þimdi bunlarý elimden geldiðince yavaþ ve öz biçimde aktaracaðým.”
“Samanyolu için konuþmaya baþladýðýmýzda kýsaca söylemek gerekirse bu Galaksi en azýndan 50 bin yýldýr Grekul'un arkabahçesi. Bu galaksiye ilk geldiði dönemde yaþanan büyük bir savaþtan sonra Samanyolu halklarýndan bazýlarý yok olmuþ ve diðerleri de çok aðýr yaralanýp Grekul'a boyun eðmiþ. Anlaþýlan kendi sebeplerinden ötürü Grekul bunlarý yok etmemiþ ya da edememiþ ve bu halklar varlýklarýný sürdürüyor.”
“Ele geçen bilgiler bu halklar arasýnda hala Grekul'a direnenler olduðunu gösteriyor. Onunla yandaþ olanlar ve bu kavgalara bulaþmadan Grekul'un gazabýndan sakýnarak yaþayanlar da var.”
“Ýsimleri þu ilk anda size bir þey ifade etmese de þu an için öncelikle önemli gördüklerimiz hakkýnda ilk bilgileri duymanýzda fayda var.”

“Fhiri; bunlar Grekul ve onun yandaþlarý ile savaþan bir halk. Göçebeler. Mharjil ile yakýn iliþkileri var. Bizim bildiðimiz anlamda bir ittifak deðil. Yine de dost sayýyorlar birbirini.”
“Nht; bunlar bir tür Dünya benzeri Federasyon. Çok ilginç bir güneþ sisteminde yaþýyor. 4 farklý ýrk, fiziksel olarak da bazýlarý cidden çok farklý. Zamanýnda bazýlarý Grekul'dan çok aðýr darbeler yemiþ. Artýk savaþmýyorlar ama Tüccarlar onlara çok önem vermemizi öðütlüyor.”
“Thulan; Bunlar büyük ihtimalle düþmanýmýz. Bu ýrk Samanyolu'nda Grekul sonrasýnda evrimleþmiþ. Asker ve köle bir soy. Samanyolu'nun kabadayýlarý.”
“Uthulu; Böceklerden býktýnýz biliyorum ama bunlar da bir diðer böcek soyu. Yarý-humanoid. Grekul mandasýndalar ve savaþçýlar. En çok Thulan ile olmak üzere herkes ile savaþýyorlar. Bunlar da bela potansiyeline sahip.”
“Afii, ya da Afih, iki ismi de kullanýyorlar. Bunlar hem denizde hem karada yaþayan humanoid bir soy. Grekul ile en sert çarpýþmýþ ýrklardan biri olarak biliniyorlar ve kendi bölgelerinde, diðer ýrklarýn gözünde ciddi aðýrlýklarý var. Mharjil onlar ile yakýn iliþkileri olduðunu söylüyor ve dost olmasalar bile düþman olmayacaklarý konusunda çok iddialý konuþuyor.”
“Eera; Teknolojiyi seven bir ýrk ve komþularý ile binyýllardýr garip bir savaþýn içindeler. Kurallarý olan bu savaþ adeta bir maç onlar için. Grekul ile anlaþtýklarý ve ona karýþmadýklarý biliniyor. Ama Grekul minyonlarý olan Uthulu ve Thulan ile savaþýyorlar ve Grekul buna karýþmýyor. Biliyorum, ilginç bir evrende çok ilginç bir Galakside yaþýyoruz.. Anlamaya henüz baþlamadýk bile..”
“Ohraia; Eera'nýn savaþtýðý düþmaný. Ohraia bir sualtý ýrký. Çok zekiler, duygularý biliyorlar ama akýllarýný duygularý üzerinde hakim tutmalarý ile ünlüler. Humanoid aracý bedenleri kullansalar da asýl biçimleri kesinlikle insandan çok farklý. Eera ve Ohraia kapalý kutular. Dost mu düþman mý bilemeyiz.”

General Collins bu rahatsýz edici açýklamalarý sindirmeleri için herkese biraz zaman verirken toplantý salonunda fýsýldaþmalar baþlamadan evvel uzun bir sessizlik vardý.

Sözü þimdi Elmo alýyordu.

“Mharjil ie Ýttifakýmýz gereði bazý konularda tek baþýmýza karar veremeyiz. Ama en azýndan kendi fikrimizi inþa edebiliriz. Bunun için buradayýz.”
“Ýþin aslý ben ve Danýþmanlarým pek çoðunuz ile bir süredir bu konulara iliþkin konuþmalar yapýyorduk. Eðer geriye dönüp düþünecek olursanýz yaptýðýmýz bazý konuþmalar sizin için daha baþka anlamlar da kazanacak. Kaba tabir ile nabýz yokluyor ve fikirlerinizi çalýyorduk. Aslýnda bugün içinde bulunduðumuz durumda tek yönlü bir yolda tek þeritte gittiðimizi söylemek yanlýþ olmaz. Sadece hýzýmýzý belirleyebiliyoruz ki bu, bazý dönemeçlerde takla atacak mýyýz atmayacak mýyýz, o tümseði çýkabilecek miyiz yoksa geri mi kayacaðýz bunu belirleyecek en önemli etken..”
“Bayanlar ve baylar, bir yarýþta arabanýn tek bir pilotu vardýr ama yarýþ ekip iþidir. Büyük bir ekip iþi.. Kararlarýmýzý alýrken pek çok kiþinin fikirleri bize yol gösterdi.”
“Dünya-Mharjil Ýttifaký'ný geniþletmek için karar aldýk. Grekul'a karþý yalnýz bir savaþ vermektense bu Galaksinin diðer halklarý ile birleþip ortak bir savaþ vermeye karar verdik. Bu yolda çalýþmalarýmýz þu anda bile sürüyor. Baþkan Yardýmcýmýz Michael Oz ve Mharjil Temsilcisi Kwyn þu anda Tüccarlar'ýn da desteðini alan bir diplomatik seferde. Diðer Samanyolu halklarý ile ilk temaslarýmýzý gerçekleþtiriyor.”

Salonda fýsýldaþmalar yine yükseliyordu..

“Kolay olmayacak. Hemen bir mucize beklemiyorum, beklemeyin. Sonuçta eðer bir parça insanýn düþüneceði duygularla düþünüyorlarsa, bazýlarý, Samanyolu'ndan binlerce yýldýr süren Grekul iþgalinin sorumlusu olarak bizim varoluþumuzu göreceklerdir. Grekul'un gittiðine inanmayacaklardýr, geri döndüðünde karþý durmayý isteyecekler mi? Ya da Grekul'dan önce, ilk önce bizimle mi intikam için savaþacaklar..”

Gerçekten de bu toplantý aðýrlýðý ve yoðunluðu yüksek bir toplantýydý ve güç mevkilerinde oturan bazý üyeler bile ciddi biçimde Baþkan ne derse onu hemen tartýþmasýz kabul etmeye razý idi. Bu oyun çok büyük ve çok baþka bir oyundu.

General burada Baþkan'ýn iþareti ile söze geri döndü. Süratle kararan havayý askeri biçimde daðýtmak onun görevi idi.

“Tüccar istihbaratý ve ve Mharjil bilgileri Galaksideki halklarýn son Grekul hareketi karþýsýnda bir süre daha izlemede kalacaðý yolunda. Binlerce yýldýr süre gelen gönülsüz anlaþmayý bozmadan evvel bu halklarýn bundan daha fazlasýna ihtiyaç duyacaklarýný tahmin ediyoruz. Onlar için de ortam çok sisli ve bu sis aralanmadan kimse önünü görmeyen bir adým atmak ya nereye gittiðini bilmeden bir tetik çekmek istemeyecek.”
“Bu noktada avantaj bizim elimizde. Grekul'un en azýndan bir süre için-ama iyi bir süre için çok ciddi bir sorun olmayacaðýný biliyoruz. Grekul adý hala güçlü ama bedeni bu galakside zayýf artýk. Mharjil de bizim planýmýzý kabul etti. Bayanlar baylar, Sadece Kovan deðil, Grekul da artýk can düþmanýmýz ve ikisi de Samanyolu'ndan temizlenmeden durmayacaðýz. Savaþa gidiyoruz.”

Toplantýnýn sonraki bölümlerinde General gayet askeri biçimde Dünya ve Mharjil'in kaba hatlarla nelere sahip olduðunun altýný çizdi ve ortadaki sisli durumda bilgi avantajýna sahip taraf olarak süratle bu sisten faydalanmanýn önemini vurguladý. Sis kalkmadan ve mümkün olduðunca az gürültü çýkararak mümkün olduðunca çok iþ çýkarmak amacýndaydýlar..

Ýþte Amiral Furry de burada sahneye çýkýyordu. Amiral bir kez daha yeni bir oyunun ilk kurallarýný belirleyecekti. Furry'nin yapýcý zekasý bilinmeyeni öðrenip bilinir kýlmak ve ona uyum için ilk kurallarý koymayý çok kolaylaþtýrýyordu ve yeni düzenler kuruyordu. Bu bir þeyleri yýkmaktan çok daha deðerliydi.

Amiral burada, Samanyolu Ýttifaký'nýn üzerinde yükseleceði temellerin inþasýnda askeri harekattan sorumluydu. Nerenin ve ne zaman vurulacaðýný Furry söyleyecekti. Amiral Ýttifak Filosu'nun Öncü Gurubu'nun baþýna atanmýþtý; daha doðrusu onu kurmasý bekleniyordu.


Elbette Amiral bu göreve verilip yalnýz býrakýlmamýþtý. Bu defa elinde kýsýtlý kaynaklar deðil bütün Ýttifak desteði vardý. Bu göreve atanan gemiler ve personelin çoðu Ýzsürücü Filo'nun tecrübeli savaþçýlarýydý ve Furry ile 3 ay en yoðun çatýþma döneminde beraberce çarpýþmýþtýlar. Þimdi önümüzdeki yýl inþa edilecek yeni gemiler için planlanmýþ donaným ve silahlar ile güçlendirilen gemileri ile hem Kovan hem de daha fazlasý ile savaþmak için yola çýkýyordular.



Bronz'un 2. Kaptaný Yüzbaþý Emily Dalle bir Bumerangýn kokpitinde, gemisinin çevresini tur atýyordu.

Emily mürettebatýn neredeyse tüm erkek üyelerinin -hatta bazý haným üyelerinin- rüyalarýný süsleyecek kadar güzel bir kadýn olmasýnýn yanýnda mürettebatýn kadýn erkek tüm üyelerinin Kaptandan daha çok çekindiði sýký bir subaydý.

Anadilinde -Fransýzca- söylendi Emily. Son 2 gündür süratle testleri uyguluyor ve savaþa dönüþ için son hazýrlýklarý yapýyordular. Gemide aksiliklerin, aksaklýklarýn, bozuk parçalarýn olmasýný bekliyordu ama önemsiz bir iki arýza dýþýnda ciddi bir sorun yoktu.

Bronz adeta yeniden yapýlmýþtý þu son 2 hafta içinde. Modüllerinin çoðu deðiþtirilmiþ ve önceden sahip olmadýðý bazý donanýmlara kavuþmuþtu. Gemi ciddi anlamda aðýr bir modernizasyon geçirmiþ sayýlýrdý çünkü kapasitesi, ateþ gücü epey arttýrýlmýþtý. Böyle büyük bir operasyona raðmen iþler týkýrýndaydý ve Emily iþler bu kadar týkýrýnda gittiðinde çok rahatsýz olurdu.

Öfkeyle seslendi cephane yükleyici gemilerin pilotlarýna, “O füzelerin yüklenmesi 2 saat gecikti kýzlar! Bu yýl içinde iþi bitirin olur mu?” sonra hýzýný alamadýðýndan Gemi Subayýna seslendi yüksek sesle, “Marini, Mech takýmlarýnýn gemi üzerinde devriye atmasý emrimi duyduðunuzdan þüpheliyim. Lütfen beni aydýnlatýr mýsýnýz?”

Roberto Marini, Sahra Operasyonu'nun Batý Cephesi gazilerinden biriydi ve çok genç, gelecek vaad eden bir subaydý. Geçen aylarda tüm mürettebatýn saygýsýný ve sevgisini kazanmýþtý. Hatta kötü huylu Emily bile onu severdi ama ona baðýrmasýna engel deðildi bu.
Marini gülümsemesini gizledi. Yaþýna göre son derece olgun ve aðýr birisiydi. Sakince, ciddice ve aðýr bir disiplinle cevap verdi.

“Mech hangarlarýnýn fýrlatma sistemlerinde bir güç sorunu var. Uçuþ güvertesinden dolanarak çýkýþlarý zaman alýyor Yüzbaþý. Coþkun ve Nuri þu anda sorunla ilgileniyorlar.”
“O ikisi mürettebata yeni katýlan hanýmlara gemiyi gezdirmekten iþlere vakit ayýrdýlar sonunda demek,” diye alayla konuþtu Emily.

Geminin en kalifiye yüksek teknoloji ve mekanik-onarým uzmanlarý olan bu iki kafadar, Kaptan'ýn yumuþaklýðýndan ve torpilinden yüz bularak gayet gevþek bir tempoda çalýþýyordu. Ýkisi de iþlerinde çok iyiydi ve gemide önemli arýzalar süratle hallediliyordu, buraya kadar sorun yoktu ama küçük iþlerin onarýmý neredeyse sonsuza kadar sürüyordu. 7. güvertedeki bir kahve makinesinin onarým emri hala bu ikisinin iþ listesinde asýlý duruyordu. Ýþ emri 4 ay önce verilmiþti ve makine hala bozuktu. Emily bu ikisinin canlarýný çekinmeden ortaya koyarak çalýþtýðýnýn da farkýndaydý. Bu soytarýlýklara göz yummasýnýn nedeni de Filodaki en iyi onarým ekibini eðitmiþ olmalarýnýn yanýnda bu sadakat ve fedakarlýklarýydý. Varsýn serseri olsunlardý..

Ryyk bir Ravard idi. Bir Mharjil'di. Geminin ilk seferinden bu yana mürettebatýn bir üyesiydi. Her zaman olduðu gibi yine Ravard savaþ zýrhýnýn içindeydi. Ravardlar kendi teknolojilerini Grekul kökenden geliþtirseler de zaman içinde farklýlaþmalarý kaçýnýlmaz olmuþtu ve Mavi Ýnsanlardan, Ozanlardan, Dansçýlardan, Iþýldayanlardan çok etkilenmiþti.

Ravard zýrhý içindeki Ryyk 2 metreyi aþan boyu ile bir tür biyo-zýrh giymiþ bir insan sanýlabilirdi. Kaynaþma-karýþma teknolojisi adýný verdikleri bir teknoloji ile kendi cüsselerinden küçük robot bedenlere bile rahatça girebilen Ravardlarýn bu temsilcisine bütün mürettebat çok alýþmýþtý. Ýlk haftalarda dönüp dönüp aðzý açýk ona bakanlar bile artýk alýþmýþ hatta býkmýþtý çünkü Ryyk neredeyse hiç uyumadan sürekli gemide dolaþan bir tipti.

Ryyk gemiye yapýlan son takviyelerin listesini gözden geçirirken yanýna Yarbay Frost geldi.
Ýki sert ve aksi asker iyi bir takýmdý. Çok þaþýlasý bir uyum ve dostluk geliþmiþti aralarýnda.

“Geç kaldýn Frost. Hiç gelmeyeceksin sanmýþtým.”
“Dünya kýsa sürede çok deðiþmiþ Ryyk. Seyre daldým desem doðrudur. Ne var ne yok?” diye sordu Frost.

Frost Mars harekatýnda yüzeye ilk inen elit takýmlardan birinin komutanýydý ve Bronz'da da seçkin 1. Bronz Takýmý'nýn lideriydi. Unity sýnýfý bütün gemilerde bulunan bu 1. Takýmlar dünyanýn en seçkin özel kuvvetleriydi.

Ryyk telepatik bað için Frost'u selamladý ve bilgi yüklemesi için izin istedi.
“Yapma yahu, o kadar çok mu yenilik var?”
“Ýstersen suni bilgi ekim dosyalarýnda tek tek kontrol et..” diye haince gülümsedi Ryyk'in sesi.

Frost irkildi. Suni bilgi ekimi belki araba kullanmaktan daha güvenliydi ama hala rahatsýz ediciydi. Özellikle de telepatik güçleri olanlar için.. Frost da bir psiþik idi. Takýmýn görevli psiþiði olan Greyterran Gina kadar güçlü deðildi ama yetenekleri ile hala savaþ alanýnda ciddi bir psiþik idi.

“Teþekkürler, ben telepatik paylaþýmý tercih ediyim. Hazýrým.”
“Ýþte..” dedi Ryyk ve bir saniye sonra bitmiþti bile.
Frost aklýndaki yeni bilgiyi kontrol ediyordu.
“Daha çok silah için daha iyi iç yerleþim ayarlamalarý, maksimum hacim kullanýmý, minyatürizasyon seviyesi artmýþ ekipmanlar ile yerden daha çok tasarruf.. Mürettebat sayýsý 250'ye çýkmýþ.. Asker sayýsý 800. Mech sayýsý 48 olmuþ. Kinetik enerji silahlarý eklenmiþ. Zeus taretleri ýþýn silahlarý ve kinetik taretlerle deðiþtirilmiþ. Daha çok savunma tareti.. Dron avcý filosu eklenmiþ.. Daha çok ve daha güçlü füzeler, yeni ve daha çok torpido.. Daha daha daha..”
“Bütün bunlarý neden sayýyorsun? Ben zaten biliyorum. Sen de öðrendin..”
“Bu da bizim insanca saçmalýklarýmýzdan Ryyk,” diye güldü Frost dostunun omzuna vururken.
Ryyk, “Saçmalýk, çok saçma,” diye söylendi ve envantere, mürettebat listesine göz atmaya geri döndü..



Ayrýlýk günü sonunda gelmiþti. Bütün mürettebat yerindeydi ve gemi Mavimelek tersanelerinden açýkta Kaptanýnýn emrini bekliyordu.

Kaptan Furry koltuðuna oturdu. Güzel bir sabah diye düþündü. Dýþarýda sýcaklýk -200 derecenin altýndaydý. Uzay katran gibi karanlýktý. Güldü kendi kendine.
Emily, Kaptanýna gülümsedi. Roberto son kontrolleri tekrar tekrar en ince ayrýntýsýna kadar gözden geçiriyordu. Frost Köprüdeki 1. Takým koltuklarýnda yanýnda Gina, Ryyk ve diðerleri ile beraber oturuyordu.

Kaptan, koltuðuna iyice yerleþti. Bu yeni koltuklar çok daha rahattý doðrusu. Bütün köprü dizayný Mharjil ve Ravard tecrübelerinden, Tüccar tavsiyelerinden yola çýkarak yeniden ayarlanmýþtý.

Tek Beyin Sistemi olarak adlandýrýlan ve tüm koca gemiyi tek bir kiþinin yönetmesine imkan veren geliþmiþ sisteme yeni özellikler eklenirken Kaptan koltuðu köprünün en gerisinde ve yükseðinde bir kürsüye dönüþmüþtü. Ýki gemi subayý önünde ve en önemli istasyonlarýnýn koltuklarý da onlarýn iki yanýnda iki sýra ile yanlara açýlýyordu. Ortada büyük bir hologram harita ve ekranlar kümesi ile diðer istasyonlar mevcuttu. Gövdenin içine gömülü olan köprü kendi baðýmsýz gücü ve iç kalkanlarý, aðýr zýrhý bulunan adeta ayrý bir gemi idi.

“Son kontroller Emily,” diyerek beklenen emrini verdi Furry.
“Son kontroller, derhal Kaptan,” diyerek emri tekrar etti ve tüm istasyonlara aktardý Emily.
Bütün istasyonlara ulaþan bu emir için süratle istasyonlardan onay iþareti olan yeþil ýþýklar geliyordu. Roberto bunlarý izliyordu.
“Bütün istasyonlar, Hazýr Kaptan,” diyerek bildirdi Roberto.
“Çok güzel, Yüzbaþý Marini,” diye gülümsedi Furry. Emily'nin aksine Furry iþlerin iyi gitmesine bayýlýrdý. Dümencisine seslendi Furry. “Teðmen Miranda, Uçurun bizi lütfen.”
Teðmen Miranda Burns, çaký gibi üniformasýnýn içinde rengarenk punk saçlarý ve sayýsýz küpesi, dövmesi olan ufak tefek ve hep gülümseyen, çok tatlý bir genç hanýmdý. Gülümseyerek ve hevesle emre cevap verdi. Miranda bu gemiyi uçurmayý seviyordu!
“Derhal Kaptan! Hiperuzay için, 3, 2, 1. Þimdi!”

Hiperuzay motoru geminin önündeki uzayda hiperuzay geçidini süratle açýyordu ve bir saniye sonra Bronz, geçidin olay ufkuna temas ederek geçitten içeriye, hiperuzaya geçiyordu.

Hiperuzay, çevrelerinde dans eden buðulu bir ýþýk þenliði idi. Karanlýðýn içinde kuzey ýþýklarý gibi danseden bir ýþýk denizinde yüzüyordu Bronz.

Hiperuzayýn katmanlardan oluþtuðu ve farklý katmanlarda ilerlemek için farklý ölçüdeki çekim güçlerine ve radyasyon seviyelerine direnç sahibi olmak gerektiðini biliyordu artýk insanoðlu.
Þu anda hiperuzayýn en basit yolculuk edilen katmanlarýnda yolculuk etmek insan için fazlasýyla yeterliydi. Bu ilk ve en yüzeysel katmanda bile hiperstream denen güçlü rotalar mevcuttu ve bunlarýn kullanýmý ile hiperuzayda motorlarýn saðladýðý itiþin gücünü birkaç misline arttýrmak mümkündü.





Bronz son yarým saattir sorunsuz biçimde hiperuzayda, YONCA istasyonuna çizilmiþ rotasýnda ilerliyordu.

Yonca ilk ciddi uzak uzay üssü olarak insan için önemliydi. Quad4 tipi bir üs olan Yonca'nýn A Modülleriyle süratle inþasý, 3 aylýk çatýþma döneminin ortalarýna denk gelmiþti ve faaliyete geçtiðinde Ýzsürücü filo rahat bir nefes almýþtý. Yaralý gemilerin onarýmý ve cephane ikmali, askerlerin tedavisi ve istirahati için Yonca bulunmaz bir nimetti. Üst üste dört disk üniteden oluþan dört blok, baðlantýyý saðlayan koca bir sütun-bir iskelet yapýnýn çevresinde dört yapraklý bir yonca gibi ýþýldýyordu.

Yonca evden uzaktaki bir evdi. Özellikle bu yanýna iþaret eden özelliði 4 bloðun tepelerinde bulunan 180 metre çapýndaki birer kubbe habitatdaki 4 farklý dünya manzarasý idi. Bir kubbede güzel bir tropik plaj vardý, diðerinde bir kýr bahçesi ve bir diðerinde güzel bir koru.. Bir baþkasýnda eðlence merkezlerini hatýrlatýr biçimde restoranlar, spor salonlarý, saunalar, diskolar ve barlar vardý..

Mürettebat göreve deðil de ikinci evlerine gidiyor gibiydi. Dünya yeni yaþam tarzýna süratle uyum saðlýyordu. Son 10 yýlda yaþanan felaket ve kýyametlerin üzerine, hala savaþta olmalarýna raðmen, bu yeni tarz ilaç gibi gelmiþti. Ölüm hep vardý ama uzun zamandýr ilk kez gerçekten yaþam da vardý..

Furry mürettebatýnýn hoþlanmayacaðýný biliyordu ama görev görevdi. Yapýlmasý gereken iþleri vardý. Gizli görevleri artýk baþlamýþtý. Yeni rotayý kendi elleriyle Klavuz Bilgisayarýna girip rota deðiþimine onay verirken mürettebatýna da sesleniyordu.
“Kaptanýnýz konuþuyor. Bir dakikanýzý bana ayýrýn.”

Mürettebat bulunduðu istasyonlarda yaptýðý iþe ara vermiþ ve monitörlere ya da hoparlörlere dikkat kesilmiþti.

“Ýzsürücü Filodaki görevimizin deðiþtirildiðini ve yeni bir görevce yeni emirler ile gittiðimizi biliyorsunuz. Az önce ilk görevimiz için rotamýzý deðiþtirdim. Bütün istasyonlar 1 saat içinde savaþ güçlerini raporlamaya ve 3 saat içinde de sýcak çatýþmaya hazýr olsun. Düþman uzayýna tahmini varýþ süremiz 10 saat. Furry, tamam.”

24 numaralý yedek parça deposunda, gemiye yeni gelmiþ çaylak bir uçuþ teknisyeni olan sarýþýn huri hafif bir endiþe ile nefes nefese sordu.
“Bu.. ne kadar.. ciddi.. Nuri?”
Nuri de ter içindeydi ve nefes nefese konuþtu. Öpücüklerin arasýnda zorlukla anlaþýlýyordu ne dediði.. Elleri hiç rahat durmuyordu ve sarýþýnýn gülücükleriyle inlemeleri onun bundan þikayetçi olmadýðýný gösteriyordu.
“Kaptan.. Furry ile.. cehennemin dibine.. koloni kurmaya.. gitsek... tek endiþem... soðutucu sistemlerin.. arýzalanmasý.. olur hayatým.. Dert etme.. Gittiðimiz.. yerdekilerin.. sorunu.. Bizim deðil..”

Coþkun, 5 güverte ötede soteye oturmuþ küçük bir þiþe viskiyi keyifle yudumluyordu.. Tatsýzca ayaða kalktý çöktüðü yerden. Viski þiþesini cebine yerleþtirdi. Bilekliðindeki bilgisayarýna göz attý. Ýþ emirlerini ve diðer bakým-onarým ekiplerinin ne durumda olduðunu kontrol etti. Kendi çaylak takýmýna doðru seslendi. Sesinde tatlý bir gülümseme vardý.
“Ne durumdayýz hanýmlar?”
Cevap da gülümseme ile geldi. Onarým ekibinin en yeni çaylaklarý 3 güzel hanýmdý.
Dünya savaþ ve çatýþma ile geçen aylarda erkek nüfusunun büyük bölümünü kaybetmiþti. Hanýmlarý hayatýn her safhasýnda ve her görevde-her iþte görmek kaçýnýlmazdý artýk. Erkeklerin bu yeni dönemde bundan hiç þikayeti yoktu. Özellikle de Coþkun'un..
“Az kaldý Coþi,” diye seslendi teknisyenlerden biri.
“Sanýrým bu iþi çok sevicem, nerdeyse bitirdik Co,” diye cevapladý diðeri.
Bir diðeri üst kat merdiveninden kayarak Coþkun'un yanýna indi. Yüzünde tatlý bir gülümseme vardý.
“Ben bitirdim bile. Bana vereceðin baþka bir iþ var mý þef?” diye çapkýnca soruyordu sesi..
Coþkun derin bir nefes alýrken içinden “ahhhh” diye aþkla baðýrýyordu.
“Bir þeyler bulacaðýma eminim Emma, þimdilik diðerlerine yardýmcý ol, olur mu?”
“Sen nasýl emredersen Þef. Patron sensin,” diye yine çapkýnca ve utangaçca gülümseyerek söylemiþti Emma.
Emma teknisyenlerin giydiði vücudu saran standart koruyucu tulumlardan birini giyiyordu ama kalçasýný sallayarak yürek yakan yürüyüþü hiç de standart deðildi.
Coþkun cebindeki viski þiþesini geri çýkardý ve Emma köþeyi dönerken þiþeyi þerefe kaldýrdý,
“Elmo Maurizio Romano'ya.. Yeni bir çaðý açan adama.. Sana uzun ömürler ve saðlýk diliyorum.. Þerefine içiyorum.. Çok yaþa Romano!”


Bronz'un reviri çarpýþma görmüþ bir revirdi. Personel tecrübeliydi ve gemiye yeni gelen personel ise ya çok iyi eðitilmiþ yeni týbbi personel ya da tecrübeli doktor ve sýhhiye personeli idi.
Revir Baþhekimi Doktor Yüzbaþý Markus Rouvas, nanomed iyileþtirme tüplerini ve soðutucudaki sentetik organ maddesini kontrol ediyordu. Yanýna yanaþan asistaný Doktor Mayer birden soruyu patlattý.
“Neler oluyor Doktor? Aylardýr birisine sormak istiyorum. Senden iyisini bulamam Markus,” diyerek konuyu açmak için ilk adýmlarýný attý..
Rouvas açýkça afallamýþtý. Bu da neydi þimdi!?
“Neyi kast ediyosun Peter?”
Peter pek açýkça soramadýðýný daha yeni anlýyordu.
“Doðum kontrol haplarý ve prezervatif kullanýmý çýð gibi büyüyor.. Sadece gemiden bahsetmiyorum, diðer gemilerdeki doktor arkadaþlarým ve Saðlýk Bakanlýðýndan Ýstatistik Araþtýrma Bürosu ile de konuþtum. Heryer ayný. Hamile sayýsý ve evlilikler artýyor.. Þimdiden ilk doðumlar baþlamýþ ve yakýn-ileri zamanda doðumu bekleyen hamilelerin nüfustaki oraný bunun kat kat fazlasý.. Meteor vuracak dendiði günden bu yana sahadayým Doktor. Sana söylüyorum, havada hiç koklamadýðým kadar yoðun bir aþk kokusu var. Ýnsanlar tavþanlar gibi her yerde seviþiyor. Her yerde liseli aþýklar gibi öpüþüp koklaþan, guruplar halinde dolaþan çiftler var.. Yanlýþ anlama, aþk güzel biþey, insanlarýn mutlu olmasý çok güzel ama bu normal gelmiyor.. Neler oluyor doktor? Kovan bakterisi mi? Grekul virüsü mü? Federasyon dünya nüfusunu arttýrmak için gizlice halk üzerinde bir deney mi sürdürüyor?”

Mayer cidden soruyordu ve hem endiþeli hem meraklý görünüyordu.
Rouvas bir iki saniye donmuþ biçimde ve þaþkýn bakakaldý Mayer'e. Sonra da kahkahayý patlattý ve bir süre katýla katýla güldü.

Bütün revir o yana dönmüþtü ve Rouvas bir iki dakika sonra yavaþtan toparlanýrken Peter'e yanýna gelmesini iþaret ederek küçük ofisine doðru yürüdü.
Sandalyesine otururken Doktor Rouvas hala gülüyordu.

“Peter Mayer, sevgili dostum. Epeydir böyle iyi gülmemiþtim. Sana çok teþekkür ediyorum. Bu iyiliðin hatýrýna sana gerçeði söyleyeceðim.”
Mayer birden atýldý. Sesi kýsýk ve heyecanlýydý.
“Biþeyler döndüðünü biliyodum. Biliyodum. Biliyodum.. Federasyon mu yaptý? Federasyon deðil mi?”
Rouvas “ahh” edercesine gülümsedi. Sonra yüzündeki gülümse silikleþip yerini ciddileþen bir ifadeye býraktý.
“Meteor'dan önce, hiç büyük felaket ya da savaþ bölgelerinde bulundun mu Mayer?”
Mayer ters köþe yapan bu soruya hiç hazýrlýklý deðildi.
“Hayýr, Doktor.”
“Ben bulundum Mayer. Çok insanýn öldüðü çok büyük felaketleri gördüm. Çok fazla kan ve çok fazla keder gördü bu gözler. Doktor olurken karþýlaþacaðýmý düþündüðümden, dayanabileceðime inandýðýmdan çok fazlasýný gördüm.”
Rouvas artýk dalgýnca derinlere inmiþti ve durmadan anlatýyordu. Mayer sadece onun peþine takýlmýþtý ve onunla beraber adeta geçmiþi hissederek dinliyordu..
“Savaþlarda insanlar ölür Mayer. Kadýn, erkek, çocuk, yaþlý, genç, bebek.. Ayrým yapmaz savaþlar. Felaketler de ayrým yapmaz.. Ölüm ayrým yapmaz Mayer. Ölümden geriye acýlar kalýr, keder kalýr. Hatýralar, piþmanlýklar, suçluluk kalýr.. Belki sorusu, keþke dileði kalýr geriye.. Ölümden geriye daima ve en çok da gözyaþý kalýr, Mayer..”
“Gözyaþý, insana tanrýnýn en büyük armaðanlarýndan biridir dostum. Ölümün alev alev yanan keder ateþini küllendirir gözyaþý. Gözyaþý ruhlarý hafifletir. Her damla gözyaþý yarýnlara bir umuttur ve yarýnlar için cansuyudur, Mayer.”
“Dünya geçen yýllarda çok aðladý... Dünya ne zaman büyük kayýplarý için bu kadar gözyaþý dökse bu gözyaþý umut olur, yaþam olur yeniden tomurcuklanýr.”
“Savaþ ve felaket bölgelerinde, acý olaylarý takip eden dönemlerde hep yeni yaþamlar yeþermiþtir dostum. Buna kimisi doðanýn hayatta kalmak için biyolojik saati hýzlandýrmasý der, kimisi insanlarýn ölümü hissettikten sonra yaþamý daha bir kucaklamasý der.. Kim ne derse desin gerçek olan, acýlardan ve ölümlerden boðulma noktasýna gelen insanýn kurtuluþ umudunu baþka bir insanýn ruhunda ve bedeninde bulmasýdýr. Acýlarýmýzý birbirimize sarýlarak dindiririz. Birbirimizi kucaklayarak hayata tutunuruz. Yeni bir hayat yaratarak, bir parçamýzýn onunla yaþayacaðýný bilerek, yaþamýn yeniden baþlayacaðýný ve umut olduðunu görerek teselli buluruz...”
Rouvas kaybolduðu derinliðin içinde suskunca ne kadar oturduklarýný fark etmedi ama Mayer'in yavaþça ve düþünceli biçimde ayaða kalktýðýný gördü.. Ona doðru farkýnda olmadan sordu;
“Nereye gidiyorsun Mayer?”
“Hayata tutunmaya..” diye cevap verdi genç Doktor.
Mayer'in sesi de derinlerden ve çok uzaklardan cevap vermiþti..

Bronz'un 1. Takýmýnýn Doktor üyesi Amber Thorn çok çarpýcý bir kumraldý. Ne zaman Bronz'un koridorlarnda yürüse çevredekilerin bakýþlarý bu güzelliði görmek için o yana þöyle bir dönmeden duramazdý. O gözler þu anda bu Amber'in odasýndaki duþ kabininde olmak için neler vermezdi..

Amber saçlarýný tatil sýrasýnda nanobotlar ile uzatmýþtý ama þimdi yeniden savaþa döndüklerinde yine çene hizasýnda kestirmiþti. Kýsa saç ile daha rahat ediyordu görevde.
Bronz'un uzaylý teknolojisi ürünü geridönüþüm ve depolama sistemleri sayesinde mürettebatýn uzayda bile müsrifçe duþ yapabilmesi mümkündü ve Amber bu lükse bayýlýyordu. Sýcak su ve buharlarýn cildine verdiði yumuþaklýðý seviyordu. Amber'in sevgilisi de bu yumuþaklýðý seviyordu.

Aþký Amber'in aklýna gelince gülümsedi. Keþke o da burada olsaydý..

Amber, Panterler olarak anýlan dünya Özel Kuvvetler Komutanlýðýnda eðitilmiþ bir asker-doktor idi. O da Panterlerin çoðu gibi kýsýtlý da olsa psiþik güçler taþýyordu ve zayýf da olsa o güçleri sayesinde kendine yönelik güçlü duygularý hissedbiliyordu.. Özellikle de bu kadar yakýnken.
Banyo kapýsýnýn açýlmasýndan çok önce odasýnda kimin olduðunu biliyordu.

Kapý açýlýrken o yana gülümseyerek döndü Amber. Dileði gerçek olmuþtu.. Duþ kabininin kapýlarýný iki yana kaydýrdý.. Elleri kapýlarda iki yana açýk, davetkarca bütün çýplaklýðýný sergiledi. Heyecanlý ve sabýrsýz bir gülümseme vardý yüzünde. Aþký da neredeyse çýrýl çýplaktý karþýsýnda.
“Güneþ yanýðý tenin çok çarpýcý, biliyorsun deðil mi?” derken gülümsüyor ve üzerindeki son parça giysileri savuruyordu 2. Kaptan Emily Dalle.
Amber gülümserken ve kollarýný onun boynuna dolarken fýsýldýyordu;
“O halde iyi ki çýplak güneþlenmiþim..”
Ýki genç kadýnýn dudaklarý aþk ile kavuþuyordu..

Frost silah odasýndaydý ve görev öncesi timin silah ve donanýmlarýný bizzat gözden geçiriyordu. Gina gelene kadar yalnýzdý.

Gina bir Greyterran idi ve Federasyon Filosunda ilk görev alan Gri Ýnsanlardan biriydi. Gökkuþaðý Adasýnda çok kýsa bir süre bulunmuþtu ve bütün ýrkýnýn gördüðü tedavi ve eðitimi Ada'da deðil bu gemide Ryyk'den almýþtý. Ada'da olmaktan daha bile iyi gelmiþti bu ona.

Gina kýsa sürede Ryyk ve gemideki dost ortamda adeta çiçek açmýþtý. Kýzlar Gina'ya bayýlýyordu. Erkekler savaþta onun desteðine tapýyordu. Kaptan, Gina'nýn ekibinde olmasýna paha biçemiyordu.

Ýki metreye varan boyu ve kavgadaki sert mizacý-atletik vücudu ile tam bir Amazon savaþçýsýydý Gina. Psi-Zýrh giysisi gri nanometal özellikteydi. Zýrhýnýn kristaller, elektronik parçalar ile donanmýþ görüntüsü ona mücevherlerle kaplanmýþ gibi bir hava veriryordu ki Gina'nýn etkileyici görünmek için bunlara ihtiyacý yoktu; Bütün ýrk üyeleri gibi o da çarpýcý bir fiziksel estetiðe sahipti.

Kýsa saçlarý gemideki hanýmlarýn çeþitli denemeleri ile ortaya çýkmýþ kýsacýk, daðýnýk ve kirpimsi bir modeldeydi. Bu model ona çok yakýþýyor, vahþi bir hava veriyordu. Irkýnýn karakter özelliði olan sarý göz bebekleri yerindeydi ama saç rengi kuaför görmüþtü. Gümüþlü-platinli-altýn renkli bir sarý cümbüþüydü saçlarý.

Frost geçen aylarda hiç tarzý olmadýðý biçimde komuta ettiði bu takým ve özellikle bu haným ile çok yakýnlaþtýðýnýn farkýndaydý. Öfke yumaðý olan hýrçýn savaþçý süratle ve ciddi ölçüde yumuþamýþtý geçen kýsacýk zamanda..

Çok yakýnlaþmak Gina söz konusu olduðunda yakýnlaþmaktan öteye geçip birleþmeye kadar varmýþtý, dünyaya dönüþten hemen önceki günlerde..
“Daha ne kadar kaçmayý planlýyorsun?” diye sordu Gina.

Frost, Dünyada geçen zamanda ve gemiye döndüklerinden bu yana -üstü kapalý biçimde- arada bir mesafe tutmak için her bahaneyi ve fýrsatý deðerlendiriyor gibiydi..

Frost bir an tereddüt etti. Rütbesinin arkasýna saklanýp kaçabilir, sert durabilir ya da konuyu deðiþtirebilirdi. Birþeyler kývýrabilirdi. Bunlarý yapmaya çok isteksizdi. Açýksözlülüðü ve dürüstlüðü borçluydu ekibine-özellikle de þu durumda Gina'ya.. Köþeye sýkýþtýrmýþtý kendini.
Köþeye sýkýþan bir askerin yapabileceði þeyler gerçekten çok kýsýtlýydý ve seçimlerden biri de iþler daha iyi bir noktaya gelene kadar iþleri oluruna býrakmak idi.

Frost, Gorbaçov yöntemini denemeye karar verdi. Açýklýk politikasý. Glasnost.. Gerçi bu politika Sovyetlerin sonunu getirmiþti ama kendisine daha faydalý olacaðýný ummaktan baþka birþey gelmiyordu elinden.

“Fazla yakýnlaþtýk Gina. Uzun zamandýr kimseyle bu kadar yakýnlaþmamýþtým.”
“Yakýnlaþmaktan biraz daha öteye gittik sanýrým, üstelik pek çok defa,” diye gülümseyerek iliþkilerinin fazlasýyla ateþli cinsel boyutuna gönderme yaptý Gina. Frost'un kabuðunu güldürerek kýrmayý hedefliyordu..
“Bunu kastetmediðimi biliyorsun..” diyecek oldu Frost ama o daha sözün yarýsýna gelmeden Gina'nýn dudaklarý dudaklarýndaydý ve Frost duvar ile Gina'nýn bedeni arasýnda sýkýþýp kalmýþtý.
“Saçmalýyorsun Frost. Hiç acýtmayacak demiyorum, iliþkilerin doðasýnda acý da varmýþ; bunu çok kýsa sürede öðrendim. Ama sana söz veriyorum, acýttýðýna deðecek. Yaþayacaðýmýz çok fazla zevk ve neþe var seninle..”

Gina bir cevaba hiç þans tanýmadan çoktan Frost'un dudaklarýný dudaklarý ile mühürlemiþti yeniden..

Ýtiraf etmesi gerekirse Fost da bu durumdan þikayetçi sayýlmazdý. Kýsa bir tereddüt anýndan sonra o da kendini býrakmýþtý artýk..

Bir iki kýsa an içinde ikisi de artýk nefes nefeseydi ve ikisinin elleri de süratle diðerinin bedenindeki zýrhlarýn baðlantýlarýný açýyordu.

Bu esnada kapý açýldý ve Takýmýn neþeli ve dalgacý dev adamý Ralf içeriye her zamanki neþeli üslubu ile daldý.. Burada gördükleri karþýsýnda küçük bir sürpriz yaþasa da gülümsemesi kocaman biçimde yüzüne yayýlmakta hiç gecikmemiþti. Ralf olanca cengaverliði ve yýrtýcýlýðýna karþýlýk “Savaþma Seviþ” felsefesinin ateþli bir savunucusuydu.
“..Frost, Ryyk burada olduðunu söyledi þu yeni silahlardan bazýlarýný denemek istiy... Oh, rahatsýz ettim galiba.. Çok özür di..”

Gina açýk kapýnýn önünde duran Ralf'e sert bir bakýþ atmýþtý.. Ralf'in ayaklarý yerden kesilirken Gina onu telekinetik olarak kapý dýþarý ediyor ve kapýyý kapatýyordu.

“Defol Ralf..”
“.Elbette, sorun deðil, daha sonra gelebilirim.. sizin için kapýda nöbet tutabilirim..”diyordu Ralf kapý yüzüne kapanýp kilitlenirken..

Ralf dýþarda gülerken kendi kendine söyleniyordu.
“Gerçekten berbat bir zamanlamam var. Hep yanlýþ kapýlarý açýyorum.”


Hiperuzaydaki yolculuklarý belirlenen çýkýþ noktasý civarýna geldiklerinde sona eriyordu. Bundan sonrasý artýk normal uzayda operasyona baþlmak için yapýlan son hazýrlýklar idi.

Bu bölgedeki koca bir asteroidin içinde bir Grekul üssü vardý. Bu sektördeki ve civar sektörlerdeki hareketleri izleyen güçlü sensörlere sahip bu üs savaþ gücü açýsýndan bir tehlike olarak görülmüyordu ama içerdeki bilgilere ulaþmak amaçlanýyordu. Üssün hedef alýnmasý ile Grekul'a ve Galaksideki diðer halklara bir mesaj vermeye baþlayacaktý Federasyon.

Kaptan bütün istasyonlardan gelen yeþil ýþýklar üzerine harekete geçmiþti. Baþlýyordu.
Amiral Furry'nin savaþ dansý baþlýyordu. Mürettebat bunu daha önce birçok kez yaþadýðý gibi yine yaþýyordu. Bir kez kavga baþladýðýnda Furry o uysal ve yumuþak halinden çok daha fazlasýna bürünüyordu.

“Miranda, bizi normal uzaya çýkar.”
“Derhal kaptan. Normal uzay, Þimdi!”
Bir saniye sonra Bronz açýlan geçitten dýþarýya-normal uzaya geçiyordu.
“Dalle, rapor ver.”
“Pozisyonumuzu aldýk. Rotamýz Asteroid Alfa-G-H-0011. Mesafe 10 ýþýk dakikasý(LM=Light Minute=1 LM yaklaþýk 18 milyon km.).”
“Frost, hazýr mýsýnýz? Binbaþý Wei, birliklerin hazýr mý?” diyerek her zamanki son kontrolünü kendisi yaptý Furry.
“Panterler hazýr, Kaptan.”
“Kara birlikleri hazýr, Kaptan.”

“Marini, casus dronlarý gönderin. Bütün kalkanlar savaþ pozisyonunda. Baþlýyoruz. Herkes savaþ istasyonlarýna.”
Marini, casus dronlarýný fýrlatan emirleri tuþlarken Dalle emri gemi genelinde yayýnlýyordu.
“Savaþ istasyonlarýna! Savaþ istasyonlarýna!”
“Kalkanlar savaþ durumunda,” diye onaylýyordu Teðmen Burns.

Savaþ istasyonlarý kýrmýzý alarm pozsiyonun geçerken hareket baþlamýþtý.
“Casus dronlar fýrlatýldý ve süratle yerlerini alýyor.”

Kýsa süre sonra sonra ilk raporlar ayrýntýlý biçimde gelirken Grekul üssünden de karþý hareket baþlýyordu.
Marini ekranlarda görülen bilgiyi onayladý.
“Thulan avcýlarý. Arrows-Oklar. 300'e yakýn avcý sayýyorum. Anti madde füzeleri ile yüklüler.”

Grekul'un köle-askerleri olan Thulan ýrký burada ilk kez görülüyordu. Uthulu ile Ýzsürücü filo karþýlaþmasý olmuþ ve çatýþma olmadan ilk temas atlatýlmýþtý ama burada çatýþma kaçýnýlmaz gibiydi.

“Selamlama prosedürü. Selamlama frekanslarýný açýn. Thulan gemilerine NORN selamlama kodlarýný yayýnlayýn.”
Emily muharebede bazen çok ilginç emirler veren Kaptanýna belki de hiç alýþamayacaktý.
“Selamlama frekanslarý, derhal kaptan.”

Karþý tarafýn avcýlarý savunma pozisyonu ile sahaya yayýlýrken Bronz hýzýn kesiyor ve ilk sözler ediliyordu.
Thulan dilinden gelen -sadece sesli- cevabýn çevirisi yanýnda gerçek lisanlarý da mesajýn arka planýnda duyuluyordu. Sert ve týslamalý-hislemeli-hýrlamalý yýrtýcý bir lisandý bu..
“Thulan Muhafýz Filosu adýna Komutan Ghrimrkr Vuthsunarkrk emrediyor! Geminizin motorlarýný durdurun ve derhal teslim olun. Aksi takdirde yok edileceksiniz.”

Marini casus dronlardan gelen verileri köprüdekilere raporluyor ve durumu örtülü bir kanaldan fýsýldýyordu..
“Oklar sahaya yayýlýyor ve bizi bir hilal içine almaya çalýþýyor.”
Köprünün ortasýndaki hologram haritada ve ekranlarda bu durum zaten açýkça görülüyordu.

“Komutan, þu anda Grekul ile savaþ halinde olan Dünya Federasyonu gemisi Bronz'dayým. Ben Kaptan Furry. Grekul ile iþbirliðinizin boyutu nedir? Müttefik misiniz? Bize karþý olan savaþlarýnda Grekul'a yardým edecek misiniz?”

Kaptan Furry konuya açýkça kafadan ve dolandýrmadan dalmýþtý doðrusu..
Gelen cevap da pek umut verici deðildi.

“Motorlarýnýzý durdurun ve teslim olun.”

“Gereksiz sözcüklerle hiç vakit kaybetmiyorlar deðil mi?” diye yardýmcýlarýna sordu gülümseyen Furry. Roberto da gülümsüyordu.
“Kesinlikle hiç vakit kaybetmiyorlar Kaptan,” diyerek onayladý Emily.
“Öyle olsun. Bu daha iyi. Kendimi bugün hiç hoþsohbet hissetmiyorum,” diye soðukça ekledi Kaptan Furry.

Kaptan iletiþim kanallarýný kendisi bizzat kapatýrken sýcak çarpýþma alarmýný da bizzat kendisi verdi.
Bronz, Furry'nin zihin komutasýnda ileriye doðru sürat kazanýrken çevrelerine yayýlmaya çalýþan Oklar da artýk saldýrý formasyonu ile süratlerini arttýrýyordu.

“Bütün savunma taretleri, düþmanýn ilk ateþi ile birlikte ateþ serbest. Saldýrý taretleri beklemede kalýn. ECM dozunu arttýrýn.”

“Burns bizi hilalden çýkar,” derken eliyle hologram haritada iþaret ediyor ve iþaret ettiði rotayý çiziyordu. “.. peþimize topla bu sürüyü..”

Miranda Kaptanýn bu hamlesini daha önce de görmüþtü. Yemliyordu Kaptan.
“Derhal, kaptan. Yemliyor muyuz Efendim?”
Furry gülümsedi.
“Yemliyoruz Burns. Dalle, iyice peþimize takýlsýnlar sonra uygun anda mayýnlarý býrak.”
“Emredersiniz Kaptan,” diyerek onayladý Emily.

Bronz'un geliþmiþ ECM dalgalarý Oklarýn hedefleme sistemlerinin uzun mesafeden füze atmasýný engelliyordu ya da atýlan füzeleri saptýrýyordu.. Süratle manevra yapan Bronz'un peþindeki sürünün sayýsý her geçen saniye daha da büyüyordu.

Emily peþindeki bu sürüyü çok büyük bir dikkatle izliyordu ve guruplaþmanýn doruk noktasýna ulaþacaðý aný bekliyordu.

Koca bir balýk sürüsü gibi Bronz'un peþindeydi þimdi Oklar ve onun her dönüþ ve manevrasý ile dalgalanan bir rüzgar gibi onunla dönüyordular. Enerji silahlarýnýn ýþýldayan ýþýk mýzraklarý durmaksýzýn yaðýyordu Bronz'un kýç kalkanlarý üzerine.

Sonunda daha fazla uzamadý ve en uygun anda Emily hamlesini yaptý.
“Mayýnlar için pozisyon çok uygun. Düþman süratli izlemede ve yoðun küme durumunda. Mayýnlarý saçýyorum.”
“Çok güzel Emily.”

Mayýnlar kýçtaki fýrlatma rampalarýndan avcý filosuna doðru saçýldýktan daha birkaç saniye sonra ilk patlama yaþandý. Zincirleme bir patlama dizisinin sonunda Oklarýn tamamýna yakýný savaþ alanýndan silinmiþti. Savunma taretleri de kalanlarýn üzerine durmadan ateþ ediyordu.

“Burns, bizi asteroide yaklaþtýr. Kaplanlarý ve Avcý dronlarý fýrlatýn! Kalan Oklarý temizlesinler.”
“Derhal Kaptan. Dronlar ve Kaplanlar yolda,” diyerek bildirdi Marini.
“ECM'i asteroid üzerine yoðunlaþtýrýn. Yakýn savunma silahlarýnýn menziline girip mekik için temiz bir alan açalým. Saldýrý taretleri, yüzeye ateþ serbest.”

Üssün kalkaný tüm asteroidi kaplayacak büyüklükte deðildi ve savunma aðýna dahil silahlarýn büyük bölümü þu anda kalkan dýþýndaydý. Bu silahlar yok oluþlarýna dövülüyordu. Bronz'un Zeus taretlerinin yerini alan Helion ýþýn silahý taretleri ve Diana kinetik taretleri durmaksýzýn saldýrýyordu.
Yoðun ECM yayýný burada Grekul savunma silahlarýnýn üzerine kabus gibi çökmüþtü. Asteroidin saldýrý ve savunma sistemleri berbat bir gün yaþýyordu. Üssün silah etkinliði yerlerde sürünüyordu. Ýsabetsiz ve seyrek bir karþý koyma karþýsýnda Bronz tam bir üstünlük kurmuþtu burada.

Ryyk sinsi bir indirme mekiði olan Panterlerin mekiðinde savaþýn gidiþini izliyor ve kendi masasýna akan bilgileri dikkatle yorumluyordu.
“Kaptan Furry, Mharjil Kalkandelen zýpkýný için zamanlama uygun.”
“Anlaþýldý Ryyk. Zýpkýn komutasý sana aktýrýldý. Kalkýþ için izin verildi. Ýyi þanslar.”
“Teþekkürler, Kaptan.”
Frost mekiðin kalkýþý için emrini verdi Ralf'e.
“Gidelim Ralf.”
“Gidiyoruz Efendim.”

Ralf'in indirme görevlerinde þanslý olduðu yönünde bir inanýþ vardý ekip üzerinde ve genelde bütün bu tip indirmelerde ilk iniþ rotasýnda onun pilotluðu kullanýlýrdý.
Ralf casus dronlardan akan bilgide görülen hangar çýkýþýna yaklaþma için sinsi bir rotada ilerlerken Ryyk ile konuþuyordu.
“20'den geriye sayýyorum Ryyk. Az sonra döneceðim. Saldýrýný ayarla.”
“Anlaþýldý, Ralf.”
“20, 19, 18, 17,..”
“Zýpkýn kilitlendi ve hazýr.”
“14, 13 , 12, 11..”

Sonunda uygun an geldiðinde Ryyk zýpkýn atýþý için düðmeye bastý.
Zýpkýn füzesi kalkanlarý geçici bir süre için bir bölgede etkisizleþtiren güçlü bir saldýrýydý. Yeni geliþtirilen bir sistemdi ve ona karþý kalkanlar düzenlendikçe sürekli ayarlanmasý gereken bir yapýsý vardý. Yoðun biçimde kullanýmýna engel olan bir durumdu bu ama ince nokta müdahaleleri gerektiren özel durumlar için fazlasýyla verimli bir sistemdi hala..

Kalkan üzerindeki deliðin üzerine dönmüþ olan indirme mekiði süratle 3 füze sallayýp Hangar kapýsýný deþmiþti. Birkaç saniye içinde indirme mekiði içindeki Panterler ve Destek takýmlarý ile birlikte içerideydi.
Bu hangar acil durum ýþýklarý ile çok gölgeli bir ortamdý ve tamamen boþtu. Kocaman bir alandý.. Mekiðin güçlü çevre ýþýklandýrmasý ile çýplak göz bile 1000 metre uzunlukta bir pistin uçunda 500 metre çapýnda bir hangar dairesi görüyordu. Þu anda tamamen boþ olan hangarýn bütün avcýlarý fýrlatýlmýþtý anlaþýlan..







Mekik daha yere konmadan üzerine ateþ açan hangardaki iç savunma taretlerinin üzerine karþý ateþe baþlamýþtý. 10 saniye sonra temizlenmiþ bir iniþ pisti ve atmosfersiz-vakumlu hangar üzerine zýrhlý 1. Takým ve onun Destek Takýmlarý yayýlmýþtý.
Panterler geliþmiþ biyolojik zýrhlarý olan SEMA2 ile kuþanmýþtý. Destek takýmlarý LiamC giyiyordu. En iyi donanýmlara sahipti takýmlar.

Destek takýmlarýnýn yanýnda pisti ve mekiðin iniþ noktasýný korumakla görevli 4 Mech ünitesi de vardý. Bunlar Gladyatör tipi 1. nesil mech üniteleriydi. 9 metreye varan boyu ve bir Japon mech-anime çizgi filminden çýkmýþ görüntüleri ile ilk kez savaþ alanýnda boy gösterdiðinde bu robot araçlar epey gürültü koparmýþtý doðrusu.. Çok iþe yarayan silahlar olmalarýnýn yanýnda çok da popülerdi bunlar. Bütün askerler bunlardan birine komuta etmek için yanýp tutuþuyordu.
Gladyatörler bir ellerinde koca bir top, diðerinde ýþýn silahlarý ve magling silahlarý taþýyordu. Sýrtlarýnda roketler ve omuzlarý ile baþlarýnda da savunucu lazer taretleri mevcuttu. Ayaklarýnda insan elleri seviyesinde düþman piyadeye karþý çok etkili iki drone taret vardý. Zýrhý en azýndan tanklarýn zýrhýna eþdeðerdi ve tanktan çok daha çevik-hýzlý bir üniteydi. Gravitpack sistemleri ile uzayda uçabiliyordu ve bir iki modülü motor modüller ile deðiþtirilecek olsa atmosfere tek baþýna girip çýkmayý bile becerebilecek kabiliyetteydi. Robot-aracýn göðüs kafesindeki küçük kokpitteki pilot bütün bu silahlarý ve yetenekleri düþünceleri ile-vücudunun uzuvlarýymýþ gibi kontrol edebiliyordu..

Dört Gladyatör piste inebilecek bir Arrow ya da yan kapýlardan gelebilecek bir saldýrý için mekiðin taretleri ile beraber saldýrgan bir güvenlik aðý oluþturmuþtu. Þimdi Panterler ve destek takýmlarý hedef noktalara süratle ilerleyebilirdi.

Frost ve tüm diðer askerlerin zýrhlarýnda, üs içindeki farklý yerçekimi ve atmosfer þartlarýnda sorunsuzca ve süratle ilerlemelerini saðlayacak Gravitpack sistemi bir sýrt çantasý görüntüsü ile mevcuttu. Ýstihbarattan askerlere, üssün yaþam þartlarýnýn kabul edilebilir yani Dünya ayarlarýnda olduðu bilgisi gelmiþti ama hazýrlýklý olmak her zaman piþman olmaya tercih edilirdi.

Panterlerin teknoloji subayý Lily Hu, süratle kendilerini daha içerilerdeki hedeflerine götürecek ilk kapýyý açmak için sistemi kýrmakla meþkuldü. Frost bu sýrada farklý görevlere gidecek ekiplere emirleri tekrar ediyordu.

Dýþarýda kalkan kendini onarýrken aðýr biçimde dövülmesi sürüyor ve Asteroid üzerindeki tüm savunmanýn kökü kazýnýyordu. Son Thulan Oklarý, Kaplanlar ve Bronz'un avcý dronlarý karþýsýnda tamamen tükeniyordu.

“Lily ve Yaser, siz sinsice üssün ana arþivine yola çýkýn. Biz yolda olabildiðince patýrtý yaparak reaktör bölümüne ilerleyeceðiz. Ýþinizi bitirdiðinizde sinyali gönderin ve süratle geri dönün.”
“Anlaþýldý Yarbay,” diyerek ikisi adýna da cevapladý Yaser. Lily kapýyý açmak üzereydi.
Yaser ve Lily çok iyi bir takýmdý ve beraber sinsice hareket ederken müthiþ bir uyumlarý vardý. Özel hayatlarýnda da bu uyum çok göze çarpýyordu. Lily yirmilerinin sonunda Çinli bir genç hanýmdý. Eðer yaþasaydý Yaser'in kýzkardeþi de bu yaþlarda olacaktý. Yaser Lily'i kýzkardeþinin yerine koyuyordu ve ona karþý çok korumacýydý..

Yaser sinsi ve çok tehlikeli bir savaþçýydý. Çok zeki olmasýnýn yanýnda çok da acýmasýz olabiliyordu. Geçmiþinde pekçok karanlýk nokta vardý ama Meteor sonrasý dönemde birçoklarý gibi o da eskiden olduðu insan deðildi artýk. Dünyaya baþka bir gözle bakýyor ve hergün yeni birþeyleri keþfediyordu. Federasyona ve insanlarýn birliðine-halklarýn beraberliðine yürekten inanýyordu.

Lily Hu, teknolojik donaným ve geliþmiþ silah sistemlerinde çok bilgiliydi. Bir kod ustasý idi.. Sessiz ve çekingen yapýsý ekibe ýsýndýkça yavaþ yavaþ yerini daha sýcak bir havaya býraksa da hala ekibin sessiz ve kapalý kutusudu. Yine de bu durum özel hayatýnda böyleydi ve iþ kavgaya gelince Lily çok güvenilir bir silah arkadaþýydý.

“Kapý açýk,” diyerek henüz kapý açýlmadan 2 saniye önce bildirdi Lily.. Kapý da iþte açýlýyordu..

“Haydi, Haydi! Ýleri! Baþlýyoruz!” diyerek hareketi baþlatýyordu Frost.
Ýlk kapý açýlýrken acil durum ýþýklarý, mekik ve mechlerin ýþýklarý ile aydýnlatýlmýþ hangardan üssün yara almamýþ bölümlerine geçiyordular.






Kapý açýldýðýnda bu ara bölümün atmosferi süratle uzay boþluðuna açýk hangara vakumlanmýþtý. Timler içeri ilerlerken ilk direniþ de karþýlarýna üssün otomatik savunma sistemi olarak çýkýyordu.. Ýlki buydu ama tek karþý koyma bunlar olmayacaktý.

Ralf elindeki yeni oyuncaðýyla ateþ ile tim arasýna giriyor ve süratle karþý ateþle iþini bitiriyordu. Ralf'in sol elindeki 80 santim çapýndaki altýgen kalkan sadece balistik deðil ayný zamanda güç alaný özellikli bir kalkan idi. Sað elinde ise yeni bir piyade silahý olan koca bir EP-2 enerji pulse silahý vardý. Tek ve güçlü bir top atýþý ya da daha zayýf ama çok daha hýzlý bir yaylým ateþi modu olan silah kullanýcýnýn sýrtýnda taþýdýðý bir mini reaktör ile gücünü besliyordu. Ralf takviyeli zýrhý içinde normalde olduðundan bile çok daha kocaman ve korkutucu görünüyordu.

Timler tepeden týrnaða silahlýydý. Panterler ve Destek takýmlarýnda enerji tabancalarý, kinetik gaus tüfekleri, plazma tabancalarý ve lazer silahlarý vardý. Üzerlerindeki bomba ve patlayýcý yükü de sayýlýnca her bir asker Meteor öncesi dönemin bir tank birliðinden daha fazla ateþ gücü ile yüklüydü.

Askerlerin karþýlarýna çýkan ilk robot muhafýzlar ve Thulan askerleri de onlardan çok aþaðý deðildi hani.
Ýnsan-Grekul ve bir tür kertenkele geni ile yaratýlmýþ bu köle soy-Thulan iri yapýlýydý ve iyi silahlýydý. Beyaz vücut zýrhlarý ve korkunç görünüþlü maske miðferleri yanýnda ellerindeki silahlar da Grekul kökenli teknolojinin ürünüydü.
Thulan silahlarý Enerji tabanlýydý ve plazma atýcýlar ile enerji tüfekleri aðýrlýkta idi. Bileklerindeki kalkan ve yansýtýcý sistemler askerlerin rütbelerine göre deðiþen kalitede cihazlardý. Her bir Thulan yakýn dövüþte ketenkele gibi pullu derili-gri renkli parmaklarýndaki korkunç pençe týrnaklarý ve kaba gücü de yoðunlukla kullanýyordu. Doðal vücut silahlarý olan boðaz bezelerinden fýþkýrttýklarý zehirli-uyuþturucu gaz saldýrýsý çok ilginç ve can sýkýcýydý. Thulan bedeni çýplakken bile uzaydaki sýcak-soðuða ve basýnç farkýna çok dayanýklýydý. Uzayda yürümeleri gerektiðinde çoðu zaman ayrý bir uzay giysisi ile deðil de savaþ giysileri ile uzayda yürürdü Thulan..

Thulan ve Grekul Dronlarý da ayrý bir sorundu. Thulan Dronlarý; “Gor” iki metrelik ve iri kýyým, iki ayaklý, baþsýz bir goril gibiydi-iki elinde birer koca silah (Plazma atýcýsý ve enerji pulse-gatling silahý) taþýyordu. Grekul iþi Rex dronlarý ise havada süzülen ve insan boyunda bir T-Rex'i andýran hýzlý-çevik robotlardý. Rexlerin baþ kýsmýndaki hýzlý ateþ eden enerji pulse silahlarý epey ürperticiydi doðrusu.


Ýkinci kapý açýlýp da bir kavþak holüne çýktýklarýnda her yönden akan küçük guruplar ile karþýlaþmaya da baþlamýþtýlar. Ýlk gelenler Rex ve Gor dronlar idi. Yanlarýnda az sayýda Thulan savaþçýsý da vardý.

Frost üzerlerine yaðan sarý enerji oklarýna bir küfür savurdu. Dronlar yaðmur gibi yaðdýrýyordu doðrusu.
Destek Takýmý'nýn baþýnda çok kahraman bir savaþçý olan Çavuþ “Ayý” Joseph vardý. Dev bir Afrikalý olan Joseph koca bir savaþçý Ýmparator gibi birliklerinin en önünde zaferden zafere koþan bir askerdi. Sahada Joseph tek baþýna bir ordu gibiydi ve asker eðitiminde de çok kabiliyetliydi. Gemideki askerlerin eðitimiyle yakýndan ilgilenen Ayý'nýn buradaki seçkin 3 takýmý en iyi ve en tecrübeli askerlerdi.
“Ayý!” diye seslendi Frost. Savaþýn o baðýrýþ dolu atmosferine iki asker de kendini kaptýrmýþtý. Savaþ dansýnýn ritmine býrakmýþtý ikiside kendilerini..
“Evet, Yarbay!”
“Sen yeþil takým ile Acil Durum Komuta Odasýný vur! Mavi ve kýrmýzý takýmlar beraberce Cephaneliðe doðru yol açsýn! Ben 1. Takým ile Reaktöre gidiyorum! Güçlerini ve dikkatlerini daðýtmalarýný saðlayalým! Ýþaret gelince süratle tahliye ediyoruz!”
“Anlaþýldý Yarbay! Adamý duydunuz! Naomi, mavi ve kýrmýzý takým komutasý sende! Ryan ikinci komutan! Gidin gidin!”
“Anlaþýldý!”diye cevapladý Çavuþ Naomi.
“Gidiyoruz, tamam!” diyerek onayladý Çavuþ Ryan.

Frost elindeki lazer silahýnýn atýþ modunu ve gücünü yeniden ayarladý. Yaylým ateþi için kýsa aralýklý hýzlý ve daha zayýf ayara geçti.
Timlerin açtýðý sert yaylým ateþi kýsa sürede dron karþýlama komitesini çöpe çeviriyordu.

Reaktöre doðru ilerlerken önlerine bir kapý daha çýktý ama bunu açmak için Amber öne çýktýðýnda daha sistem kýrýcýyý aktive edemeden kapý süratle açýldý.
Biranda karþýlarýnda koca bir gurup Thulan muhafýzý vardý.

“Hass...ir!” diye baðýrýp kendini takýmýnýn önüne atýyordu Ralf..

Frost tetiðe asýlmýþtý ve kýrmýzý yaylým ateþi karþýdan gelen plazma ve enerji ýþýný saldýrýsý ile ortalýðý aydýnlatýrken bir eliyle de belindeki koca plazma tabancasýný çekiyordu.
Düþman gurubun ortasýna doðru atýþlarýna baþlarken gurubunun saldýrýsý da artýk Ralf'in kalkanýnýn gerisinden karþý tarafa yaðýyordu.
Gina, Ralf'in yanýna doðru süratle sýyrýlmýþtý ve elleri düþman guruba doðru yumruklar þeklinde uzanmýþtý.
Gina'nýn telepatik enerji vuruþu bir anda bütün gurubun üzerinde bir yýldýrým fýrtýnasý patlatmýþ gibiydi. Thulan gurubu birkaç saniye içinde üzerlerinde gezinen þimþeklerle yere yýðýlýyordu. Cesetlerin üzerinden dumanlar tütüyordu.

Amber yerde yatýyordu ve aðýr yaralýydý. Ryyk yaralarýný yakýndan kontrol etmek için hemen yanýna çökmüþtü.
Amber büyük ve en rütbeli Thulan ile arasýnda 1 metreden az bir mesafe ile yüz yüze gelmiþti ve subayýn elindeki koca plazma tüfeðinden kafasýný zor kurtarmýþtý. Sað kolu, kafasý kadar þanslý deðildi ve omzundan itibaren sað kolu yoktu. Vücudunun sað kýsmý da plazma enerjisinin ateþi ile ciddi yanýk hasarý almýþtý. Zýrhýn kalkaný ve korumasý olmasa tüm vücudunun yanýp kül olmasý iþten deðildi. Bu mesafeden çok sert bir darbe almýþtý.

Frost bu kadar yakýn çatýþmaktan bu yüzden hoþlanmýyordu. Savaþ zaten kaostu. Bir de bu bir adým ötende ne olduðunu görmeden köþelere ilerleme fikri çok sinir bozucuydu. Amber'in aðýr yaralý olduðunu ve zýrhýnýn þimdiden onu kýsmen dondurup tamir etmeye baþladýðýný görebiliyordu ama burada Amber için bugün bitmiþti. Saðlýk bilgisayarý FL-2 kodlu mesajý bildiriyordu.
Frost, Amber'e bakmamaya çalýþtý. Ayaz gibi soðukkanlý olmaya ihtiyacý vardý. Kaþlarý çatýldý. Ruhu sertleþti ve soðuk bir öfke ile kuþandý..

“Ralf burada onunla kal. Mekik, burada bir ekip üyesi FL-2 (Flat Line-düz çizgi seviyesi 2) durumunda. Sýhhiye droidlerini gönderin.”
“Anlaþýldý, Yarbay.”
Ralf þimdiden Amber'in yanýnda korumacý bir pozisyon almýþ ve kalkanýný ikisini de içine alacak þekilde en güçlü ayara getirmiþti. Bu takýmýn üyeleri birbirine aþýrý düþkündü. Eðer Frost iplerini sýký tutuyor olmasa büyük ihtimalle þu anda sýký bir katliama baþlamýþ olurdular.

Gina duygularýný kontrol altýnda tutmaya çalýþsa da Amber çok yakýn arkadaþýydý ve onu çok seviyordu. Yerinde duramaz bir halde ruhu alev alev yanýyordu. Bütün takým içinde Gina'nýn duygularý en yoðun olanlardý. Gina kan istiyordu ve düþünceleri açýkça bunu ýþýk gibi etrafýna yayýyordu.
“Benim hatam, kapý açýlýrken önde durmalýydým..” diye öfkeyle söylendi Ralf.
“Saçmalama Ralf,” diye cidden sert bir sesle onun sözünü aðzýna týktý Frost. “..olur böyle þeyler. Bundan çok daha berbat tesadüflerde bir sürü askerin öldðünü gördüm. O 24 saat sonra eskisinden iyi olacak. Biz de iþimize dönelim.”
Yýrtýcý bir onay nidasý ile baþýný salladý Ralf ve yeniden sert savaþçý suratýný, kartal bakýþlarýný kuþandý. Caný hala sýkkýndý ama Emily'nin canýna okuyacaðýný biliyordu. Cezasýný layýðý ile çekecekti..

Frost Gina'ya döndü. Genç kadýnýn gözlerini zýrh baþlýðýnýn altýnda bile görebiliyordu. Zýrhý da zaten içindeki alevle bütün kristalleriyle ýþýl ýþýldý..
“Gina, öne geç. Rykk onunla kal. Biz de sizinleyiz. Gidelim.”

Þu anda Gina'yý dizginlemeye çalýþmanýn hiçbir iþe yaramayacaðýný adý gibi biliyordu Frost. Boþuna bu takýmýn komutaný deðildi. Savaþ alanýndaki takýmlarý yönetmek bazen disiplinin de ötesinde yüreklere hükmedebilmekten geçerdi..
Bazen disiplin ve kurallar kaybolurdu ve geriye sadece sadakat ve dostlarýn için kalbinde duyduðun sorumluluk hisleri kalýrdý. Ýyi bir liderin en büyük gücü yüreklere söz geçirebilmesi-yürekleri idare edebilmesiydi. Kurallar insanlar içindi ve insanlar için bazen kurallarýn caný cehenneme idi..

“Gina, mümkünse bize de vuracak birkaç tane býrak..” diye ekledi Frost.
Gina hýzla yürüyordu ama birden durdu ve geriye doðru Frost'a bir bakýþ attý.
Nanometal zýrh bütün vücudunu kaplýyordu ve yüzünü görmenin imkaný yoktu ama Frost Gina'yý gülümsetebildiðini biliyordu. Olanca öfkesine raðmen Frost'a gülümsemiþti ve sesi de bunu saklamak için çok uðraþsa da kendini ele veriyordu.
“Öyle olsun..”
Gina yeniden hýþýmla yürüyüþüne döndüðünde aklý baþýna geliyordu ve ýþýltýsýný kontrol altýna almýþtý.
Amber aðýr yaralýydý ama süratle iyi bakýlacaktý. 2. seviye düz çizgi durumu en geç 24 saat içinde nano medikal robotlar ve geliþmiþ týbbi yöntemler ile tedavi edilmiþ olacaktý.


Lily ve Yaser zýrhlarýnýn hayalet sistemlerini kullanarak süratle ve sinsice ilerliyordu. Ýkili daha önce Kovan üslerine bile sýzmýþ ve üsleri içerden vurarak sabote etmeyi becermiþ yetenekli bir takýmdý. Þimdi Dünya'dan verilen yeni bir iki oyuncak ile daha da tehlikeliydiler.

Lily elinde bir “Techgun-TG6” taþýyordu. Hafifleþtirilmiþ ve yüksek minyatürizasyon teknolojisi ile küçültülmüþ silah hala cidden büyüktü. Silah enerji ile çalýþan yüksek teknoloji ürünü bir Elektronik savaþ sistemi idi. EMP vuruþu, kýsýtlý mikrodalga vuruþu ve nanit vuruþu özellikleri yanýnda standart enerji saldýrýsý da vardý. Yaser plazma lançerli bir lazer tüfeðini ana silahý olarak taþýyordu ama tepeden týrnaða silahlý savaþçýda bundan çok daha fazlasý vardý.

Ýkili sessizce ve süratle ilerliyordu. Büyük-küçük bütün karþýlaþmalardan kaçýnmak için çok büyük çaba gösteriyordular. Hangardaki mekiðin ECM önlemleri üssün içindeki alýcýlarý büyük ölçüde etkilediði için kendi sensörleri de düþman sensörleri gibi tam kapasite çalýþamýyordu. Bu yüzden mümkün olduðunca üssün servis koridorlarýný ve havalandýrma ile atýk yollarýný kullanarak ilerliyordular.

Sessiz ilerleyiþleri sürerken vakit akýyordu. Üs oldukça büyük bir yapýydý. Koca asteroidin çapý yaklaþýk 2000 kilometreydi. Üssün kapladýðý alan çok geniþti. Yine de asýl önemli üs yapýlarý burada, kalkanýn içinde idi ve bu bölge de neredeyse bir koca þehir kadar geniþti.

Yaser pür dikkat ve yine de olanca süratiyle en önde gidiyorduu. Bir gözü çevreyi tararken diðeri sürekli arkasýný kollayan Lily'i kolluyordu.
Lily onu defalarca uyarmýþ ve kendi baþýnýn çaresine bakabileceðini söylemiþti. Yaser kendi iþine odaklanmalýydý. Lily bir abisinin olmasýndan hoþlanýyordu ama abisinin aþýrý korumacýlýðýnýn Yaser'in kendi güvenliðini zaafa uðratmasýndan endiþe ediyordu.

“Önüne bak Yaser. Seni similasyonlarda nasýl zorladýðýmý hatýrlatmak zorundayým. Baþýmýn çaresine bakabilirim. Gurup üyelerini kollamak çok güzel ama lütfen abartma.”

Yaser gülümsedi.
“Söz verdiðim gibi; bunun üzerinde çalýþýyorum kýzkardeþim.”
“Öyle olsun,” diye gülümsedi Lily.

Ýkili yaklaþýk 25 dakika sonra hedef noktaya ulaþmýþtý. Ana arþiv önlerindeydi.
Ýlk taramalar yakýnlarda muhafýz robotlardan bir gurup ve iki Thulan takýmý gösteriyordu. Gerideki iki noktada iki robot gurubu daha vardý

“Thulan muhafýzlarýný köþeden yemliyorum. Onlarý saða çektiðimde sýrtlarýndan vur. Ýkinci guruba birlikte sert cephe saldýrýsý yapýyoruz.”diye planý anlattý Yaser.
“Anlaþýldý. Robotlar için ilk dalga EMP vuruþu ile zaman kazanacaðým. Önce Thulanlarý hedefle. Robotlarý kontrol edeceðim,”diye cevapladý Lily.
“Anlaþtýk. Baþlayalým.”
“Haydi!”
“Haydi!”

Yaser elindeki silahýn plazma lançerinden 5 atýþý olanca hýzýyla düþman nöbetçi gurubuna salladý. Plazma saldýrýsý düþtüðü yeri ve yaklþýk 3 metre çaplý bir alaný ciddi plazma hasarý ile vuruyordu. Her bir atýþ Yhulan piyadelerinin arasýna düþmüþtü ve ilk dalga saldýrý sonunda 12 Thulan yerde ölü yatýyordu. Bir o kadarý da Yaser'e akýn eden gurubun gerisinde kalacak kadar yaralýydý.

Yaser köþeyi döndüðünde süratle kendi pozisyonunu alýyordu. Lily'nin ateþ hattýndan kenara kayýyor ve tavana sýçrayýp bir örümcek gibi yapýþarak atýþ pozisyonu alýyordu. Görünmezliðini devreye sokmuþtu.

Thulan gurubu geriden gelen yavaþ yarýsý ile beraber koridora girdiðinde görünmezlik perdeleri kalktý ve iki yandan çapraz ateþ baþladý.

Yakýnlardaki robotlar bu Thulan gurbuna katýlmamýþtý. Gurup üzerlerine yaðan bu sürpriz saldýrý ile süratle sayýca azalmýþtý ve birkaç saniye süren karþýlýklý ateþ alýþveriþi sonunda Thulanlar yerde ölü yatýyordu. Federasyon Biyo zýrhýnýn kalkanlarý ve saptýrýcý ECM özelliði tek baþýnayken bile çok büyük bir avantaj saðlýyordu.

Robotlar gurubun süratle yere düþmesini izlemiþti ve bir gurup kavgaya katýlmak için harekete geçmiþti. Onlar geldiðinde Lily hazýr beliyordu ve köþeyi dönmeye baþiladýklarý anda EMP vuruþlarý ile robotlarý geçici olarak etkisizleþtirmeye baþlamýþtý.

Robotlarýn tamir kitleri onlarý süratle aktif hale getirmeden az bir zamanlarý vardý. Yaser iþaretli ilk 3 robotu yoðunlaþmýþ saldýrýsý ile biçerken diðerleri üzerine Lily'nin nanit vuruþlarý bindiriyordu.

Nano robotlarý hýzlandýrýlmýþ elektromanyetik partiküllerden oluþan kapsüller içinde fýrlatan Nanit vuruþu ile nanitler düþman robotlarýn içine girmiþti. Nanitler þimdi süratle beyin mekanizmasýna yönelip robotlarýn sistemini kýrýyor-kontrollerini Lily ve Yaser'in bilgisayarlarýna aktarýyordu.

Yaser komutasýndaki robotlarla öne çýkýp son nöbetçiler üzerine sýký bir yaylým ateþi baþlattý. Plazma atýþlarý ve lazer rüzgarý çok sertti. Yaser hiç ýskalamýyordu. Lily de arkadan süratle destek veriyordu. Yeni katýlan robotlarý süratle EMP ile vuruyor ve nanitler ile dönüþtürüyordu. Thulan üzerine baský kuran dönüþtürülmüþ Rex robotlarý çok iyi iþ görüyordu. Düþman açýkça þaþkýndý.

2 dakika sonra Arþiv'in kapýsýnda yok edilmiþ 12'ye yakýn Rex ve Gor robotu ile iki Thulan takýmý yatýyordu.
Lily Arþiv Bilgisayarýnýn sistemine Ravard-Iþýldayan tasarýmý virüs programýný göndermiþti. Nano implantlar aracýðý ile Lily'nin beynine ve zýrhýnýn güçlü bilgisayarýna baðlanan Arþiv Aðý tam anlamý ile kurulduðunda Lily istediði her bilgiyi önünde görebiliyordu.

Yaserin sesi Lily'e çok uzaktan geliyordu ama hala netçe duyuyordu.

“Hazýr mýyýz Lily? Daha fazlasý süratle buraya geliyor.”
“Neredeyse bitti. Ýndirme süreci tamamlanmak üzere. Karýþtýrýcýyý yüklemek bir iki saniye sürecek.”
“Anlaþýldý.”

Yaser süratle Frost ile baðlantý kuruyordu. Sýkýþtýrýlmýþ ve þifreleniþ bir mesajdý bu.

“Yarbay Frost, Bir dakika içinde dönüþ yolundayýz. Ýndirme tamamlanmak üzere. Karýþtýrýcýyý yüklemeye hazýrlanýyoruz.”

Frost iþaretini almýþtý. Ayý'nýn takýmý ve Çavuþ Naomi'nin gurubu da görevlerini baþarý ile tamamlamýþtý ve iþareti bekliyordu.

“Yarbay Frost konuþuyor. Bütün Takýmlar Yeþil Iþýk için hazýr olun. Son bir Dakika.”

Lily karýþtýrýcý virüsü yüklemiþti ve þimdi bilincinin siber dünyadaki kýsmýný geri çýkarýyor ve Arþiv ile olan Að Baðlantýsýný koparýyordu.
“Yarbay Frost. Yeþil Iþýk Efendim,” diyerek bildirdi Lily.
“Gidelim,” diyerek onayladý ve Lily'nin önünde koþmaya baþladý Yaser. Önüne çýkacak kadar þansýz olan küçük Thulan guruplarýna ölüm yaðdýrarak bir fýrtýna gibi esiyordu üssün koridorlarýnda. Yaser'in hiç þakasý yoktu. Yaser çok acýmasýz ve çok hýzlýydý.

“Bütün Takýmlar Yeþil Iþýk! Yeþil Iþýk!”
“Bronz, Yeþil Iþýk!”
“Anlaþýldý 1. Lider. Yeþil Iþýk alýndý. Mekik uçuþu için tam korumaya sahipsiniz, alan temiz,” diyerek bildirdi Kaptan Furry.. Bronz'un avcýlarý ve taretleri Grekul üssünün savaþ gücünü hadým etmiþti.

“Anlaþýldý Kaptan.”


Takýmlar büyük bir süratle geldikleri yolu geri koþarken bu defa gördükleri karþýlýk çok daha zayýftý. Üssün güç daðýtým sistemi kýrýlmýþtý ve reaktörleri kritikleþip üssü yoketmek üzere programlanmýþtý. Ana Bilgisayar virüslerle kaplanmýþtý ve Thulan ya da iç güvenlik robotlarýnýn emirlerini kabul etmiyordu. Alarmlar ve ikaz ýþýklarý bütün bölümlerde tam bir kaosu iþaret ediyordu.

Acil durum gücüne geçmiþ bölümlerde süratle ilerleyen takýmlar çok az direniþ ile karþýlaþtýlar ve iç güvenlik sisteminin destek ateþi ile yollarýný süratle temizleyerek Mekiðe ulaþtýlar.

Sadece Çavuþ Ayý'nýn takýmý geride kalmýþtý. Burada çok büyük bir Thulan direniþi vardý. Zamanýnda yapamayacaktýlar.

“Yarbay direniþlerini kýrmak zaman alacak. Sayýca 1'e 20 üstünler. Reaktör kritikleþmeden Mekiðe ulaþabilceðimizi sanmýyorum efendim.”
“Anlaþýldý Joseph. Sizi teleport etmeyi deneyeceðiz. Sýký durun.”
“Anlaþýldý Yarbay. Pozisyonumuzu koruyoruz.”
“Bronz adamý duydunuz mu?” diye sordu Yarbay.
Cevap veren Yüzbaþý Marini idi.
“Düþman ECM ve kalkanlarý minimum seviyede. Teleport için geri sayýyorum. 3, 2, 1. Teleport þimdi.”

Teleport sistemi Grekullar'ýn yoðunlukla kullandýðý bir ulaþým metoduydu. Özellikle personel seviyesinde ulaþým saðlamak için kullanýlýyordu. Teleport teknolojisi teleport odalarýndan teleport odalarýna hedeflerin enerjiye dönüþtürülüp transferi ve yeniden maddeleþtirilmesi prensibi ile çalýþýyordu. Ama teleport odalarý dýþýnda da sistemi kullanmak hala mümkündü. Teleport odalarý dýþýnda verim düþüyor ve enerji gereksinimi artýyordu ama sonuç hala aynýydý.

Çavuþ Joseph ve Takýmý birkaç saniye sonra Bronz'un teleport çemberindeydi ve Frost'a rapor veriliyordu.

“Teleport baþarýlý. Yeþil Takým Bronz'a ulaþtý Yarbay Frost.” diye bildirdi Roberto.

“Anlaþýldý. Biz de yoldayýz.”


Mekik yüklenen takýmlarý ve Mech üniteleri ile kalkýþa geçtiðinde kalkanlarý da aktifleþmiþti ve süratle hareket ediyordu.

Üssün reaktörleri kritik noktaya ulaþmadan dakikalar önce mekik gemiye ulaþmýþtý ve Frost Bronz'un köprüsünde yerini almýþtý bile..

“Ýyi iþ Albay,” diyerek gülümsedi Kaptan Furry.
“Fena deðildi Efendim. 3 yaralýmýz ve 1 FL2 durumumuz var,” derken üzüntüyle Dalle'e bakmýþtý Frost. Üzgünüm der gibiydi.

Amber ve Dalle arasýndaki iliþki uzun zamandýr bir sýr deðildi ve Kaptan Furry bu iliþkiyi duyduðu ilk anda tavrýný açýkça ortaya koyarak gemideki bazý rahatsýz seslere gereken dersi vermiþti. Ýki gönül bir olduðunda diðerlerine sadece susmak düþerdi.

Kaptan Furry de Elmo Romano'nun felsefesinin sýký takipçilerindendi. Yeni bir çaðda yaþýyordular. Ölmeden önce yaþanmasý gereken bir çaðdý bu. Ýnsanlarýn yaþamasýna ve hissetmesine, sevmesine engel olmak kimsenin hakký deðildi.

Kaptan, Dalle'ye kýsaca baktý ve tartýþma kabul etmeyen bir sesle emretti.
“Ýzin verildi. Günün gerisinde sizi köprüde görmek istemiyorum Yüzbaþý. Size buradakinden daha çok ihtiyaç duyulan yerler var.”
“Emredersiniz Efendim,” diyerek itiraz etmeden ve minnetle konuþtu Emily. Sonra süratle yürüyerek Subay asansörüne yürüdü.

Asansör Emily'i birkaç saniye içinde 8 kat aþaðýya; revir katýna indirdi. Emily gemi içinde süratle ulaþým saðlayan yatay tüplerden birinin giriþine yürüdü. Ulaþým odasýna girdi. Tüpdeki oda süratle hareket etti ve iki saniye sonra revir ana kapýsýnýn önünde durdu.

Revir kapýsýnýn önünde, koridorda Ralf'i gördü.
Ralf bu ikisi ile uðraþmaya bayýlýrdý ve onlar da açýkçasý Ralf'le uðraþmaya bayýlýrdý.
Ralf'in suratýndan düþen bin parçaydý.

“Üzgünüm.. ben..” diyebildi Ralf .. “..Benim hatam. En önde olmalýydým Ama yavaþ kaldým.. Çok üzgünüm Emily..”

Emily Ralf'in kendini suçlamasýna bakarak ona kýzmasý gerektiðini fark etmiþti. Emily zaten kýzgýn ve üzgündü. El altýnda Ralf'in bulunmasý bazen çok iþe yarýyordu. Ralf'i seviyordu.

Emily hiçbir iþaret olmadan sýký bir yumruðu Ralf'in çenesine oturttu. Sonra bir tane de midesine. Saçlarýndan çekip kafasýný kendi yüzüne doðru kaldýrdý.
Ralf'in dudaklarýndan kan sýzýyordu ve yüzünde fiziksel acýnýn hafif izleri vardý. Emily nereye vurmasý gerektiðini hep iyi bilirdi.
“Þimdi nasýlsýn Ralf? Ýyi geldi mi bu?”
Ralf inledi. Sesi kýsýk ve kesik çýkýyordu. Nefesi kesilmiþti doðrusu.
“ee, evet. Evet. Ýyiydi.”
“Hala üzgünmüsün Ralf?”
“Evet, .. hayýr.. Þey eskisi kadar deðil.. yani öyle demek istemedim... ama..”

Ralf bazen sinir ve çok salak olsa da genelde çok saf ve tatlýydý.
“Ralf saçmalamayý kes..” dedi ve baðýþlayýcý bir öpücükle onu dudaðýndan dostça öptü Emily. Sonra sertçe ve öpücüðün etkisini süratle yok eden bir tonla konuþtu.
“Þimdi yýkýl karþýmdan.. Sevgilimle aramda duruyorsun..”
“Derhal..” dedi ve süretle kenara çekildi Ralf.



Koca asteroidin üzerine kurulu üs son dakikalarýný yaþarken Bronz güvenli bir mesafeye çekilmiþti ve bekliyordu.
Bekleme çok uzun sürmedi. Üssün reaktörü kritik noktaya ulaþtýðýnda patlama çok büyük bir güçle gerçekleþti.
Koca asteroid gözleri kör eden koca bir ýþýk parlamasýnýn ardýndan yok olmuþtu.

Kaptan Furry raporlarýn onaylanmasýndan sonra baþýný tatmin olmuþ biçimde salladý.
“Teðmen Burns. Hiperuzay. Bizi Yonca'ya götürün. Yüzbaþý Marini komuta sizde.”
“Derhal, efendim. Hiperuzay manevrasý gerçekleþiyor.”
“Emredersiniz Kaptan.”


Emily gemi Baþhekimi Dr. Rouvas'ýn ýsrarlarý karþýsýnda bir duþ alýp üstünü deðiþtirmek için birkaç saatliðine Odasýna gittiðinde 16 saattir aralýksýz Amber'in baþucundaydý.

Amber içi bedeni koruyucu ve tedavi sürecini kolaylaþtýrýcý özellikte bir koruyucu sývýyla dolu camdan bir tedavi tankýnda yatay biçimde yüzerken nano medikal robotlar ile dolu sentetik organ maddesi Amber'in damarlarýna yavaþça verilmiþti. Yavaþ yavaþ ama gözle görülür biçimde, mavi renkli sývýnýn içinde yaralar iyileþmeye ve yeni bir kol uzamaya baþlamýþtý.
Kaptan, Emily'nin rahatsýz edilmemesini emretmiþti ki zaten Emily de duþtan sonra uyuyakalmýþtý. 6 saat sonra Dr. Rouvas'ýn mesajý onu uyandýrýyordu. Amber uyanýyordu.

Amber'in plazma saldýrýsý ile yok olmuþ kolu ve vücudunun aðýr yanýk hasarý almýþ yarýsý nano medikal robotlar ve sentetik organ oluþturucu teknoloji sayesinde süratle ve özenle tamir edilmiþti. Nanitler çok çalýþkan ve çok becerikliydi.

Emily odaya girdiðinde Amber uyanýktý ve yanýnda Dr. Rouvas vardý.
Hiçbir þey söylemeden ona koþtu ve sýmsýký kucakladý Emily.
Sarýlmalarý ve öpüþmeleri kýsa sürmedi ve Dr. Rouvas bu ikisini yüzünde sevgi dolu bir gülümseme ile seyretti. Bu ikisini yalnýz býrakmadan önce bir iki ayarlama daha yapmalýydý.

Amber çok iyi görünüyordu. Dr. Rouvas tamamen iyileþtiðini söylemiþti. Ama Amber'in yüzü çok asýktý þimdi.
“Neyin var hayatým? Niye surat asýyorsun?” diye sordu Emily. Meraklýydý, hatta endiþelenmeye bile baþlamak üzereydi.
“Þu halime bak!” diye doktordan utanmadan ama halinden utanarak üzerindeki örtüyü savurdu Amber.
Dr. Rouvas etraftayken haným hastalar rahatsýzlýk duymazdý. Doktorun cinsel tercihi hanýmlardan yana deðildi ve mutlu bir beraberliði vardý.

Amber'in vücudu tamamen ve kusursuzca onarýlmýþtý. Kas seviyesi bile önceki týbbi kayýtlarý ve vücut simetrisi göz önüne alýnarak aynen inþa edilmiþti. Vücudu organik olarak tamamen ve iz kalmadan eski haline restore edilmiþti.

Sadece küçük bir ayrýntý söz konusu idi.. Amber'in kolu ve vücudunun yarýsý süt beyaz bir renkte idi.. Tamir edilmiþ yeni teni ve kolu güneþ görmemiþ bir bebek pembesi-beyazý rengindeydi..

“Bembeyaz'ým! Siyah-beyazým! Aman Tanrým! Þimdi ne yapacaðým!” diye yaygarayý basýyordu Amber..
Emily gülmemek için kendini zor tutyordu. Hatta artýk tutamýyordu. Amber'a sarýlmýþ saçlarýný sevgi ile okþarken gülüyordu.

“Delisin sen.. Çaresine bakarýz. Yonca'ya ulaþmamýza az kaldý. Solaryum salonlarýnda bir iki seans bunu halleder.”
“Gerçekten mi?!” diye umutla güldü Amber. Daha yeni yeni tam kendine geliyordu. Elbette gerçektendi..
“Hayýr,” dedi Dr. Rouvas..

Ýki genç kadýn doktora döndüler.

“Týbbi gündemi takip etmiyorsun Amber. Nano medikal robotlarýn(nanomed) bu tür durumlarda estetik müdahaleler yapabilmesi için kabiliyetleri geliþtirildi. Vücudundaki nanorobotlarý programlayacaðým. Kýsa süre içinde eskisi gibi bronzlaþmýþ olacaksýn.”

“Doktorum benim!” diye ayaða çýrýlçýplak fýrladý ve Rouvas'ýn boynuna sarýldý Amber.

O sýrada kapý çalýnmýþtý ve içeriye Ralf giriyordu.
Manzarayý görünce Ralf þaþkýnca gülümsüyor ve memnun bir ýslýk çalýyordu.
Amber çok güzel bir genç kadýndý.

“Üçlü mü? Dörtlüye ne dersiniz?”
Üçü ayný anda Ralf'e cevap verdiler.
“Kapa çeneni RALF!”

Dördü birden kahkahalarla gülüyordu þimdi.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bilim kurgu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ufuklar: Kýrmýzý Bölge - 18
Kovan Savaþlarý (1. Bölüm)
Kovan Savaþlarý (2. Bölüm)
Yaz 2011
Ufuklar: Diversity Antalya

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tatlý Sert
Zeytin Karasý
1996 Yýlý
2012: Ölülerin Ýntikamý
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - )
2012: Ölülerin Ýntikamý (3)
Yeþilgözlü Þeytan'ýn Gecesi
Güneþ ve Ölüm (Giriþ)
Yaþam Hasatlayan Smir
Güneþ ve Ölüm (3. Bölüm)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Barbar Conan'ýn Ölüm Þarkýsý [Þiir]
Her Ýnsan Öldürür Sevdiðini [Þiir]
Kovan Savaþlarý Öyküleri [Roman]
Uzun Yol (1. - 100. Sayfalar) [Roman]
Sevgi, Mutluluk, Özgürlük ve Hayat Üzerine Felsefe [Deneme]
Tanklamak Ne Demek? [Deneme]
Ya Ýstiklal Ya Ölüm [Deneme]
Ölüm / Kalým [Deneme]
Uyanýklýk [Deneme]
Uzayda Hayat Var mý? [Deneme]


Levent kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon Ýldar'da buluþuyor. 07/10/2017 tarihinde þimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadým. . . 2 senedir yazar tarafým ölü. oysa oldugum þeyler içinde olmayý en sevdiðim þey yazar olmaktý :) Topraðý bol olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Levent, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.