Tüm mutsuzluklar yokluktan değil, çokluktan gelir. -Tolstoy |
|
||||||||||
|
Hayatın lolipop şeker olmadığını ben de biliyordum ama bize -başta- hayatı lolipop şeker gibi sundular… Lakin yedirmediler… Ve bana ne olduysa lolipop şeker gibi sunulan hayatın gerçek yüzüyle tanıştıktan sonra oldu… Sahiden bana bir şeyler oldu. Bir şeyler olduğu muhakkak… Bir kere eskisi gibi kitap okumuyorum. Eskisi gibi yazmıyorum/yazmak da istemiyorum. Yazarken bile zevkle yazmıyorum… Ee.. haliyle zevkle yazılmayan yazıların zevkle okunmadığını da biliyorum. Söylemesi ayıp olacak ama eskisi gibi yemeklerden bile zevk alamıyorum. Eskide yemek yerken tadını alarak/lokmaları ağzımdan evirip çevirerek yani tadını çıkartarak yiyordum… Yediğim/beraber yediğimiz o gevrek simitlerin bir başka tadı vardı. Şimdi öyle mi? Şimdi sırf aç kalmayım diye yiyorum. Aç kalmayayım ve elden ayaktan düşmeyeyim diye… Söylemesi –belki- ağır gelecek ama eskisi gibi insanları da sevmiyor/sevemiyorum… Eskilerde dost sohbetlerimiz vardı… Arkadaşlarla oturduğumuzda çoğu kez geceler/gündüzler yetmezdi. Konuşulacak o kadar şey vardı ki… Günlerce, gecelerce… hatta haftalar, aylar, yıllarca yetmezdi zaman bize… Şimdi öyle mi? Üç dakikadan fazla konuşulacak bir şey bulamıyorum. Günlerce hatta aylarca görmediğim bir arkadaşa tüm konuşacaklarımı, beş dakikada bitiriveriyorum. Evet bir sorun var. Bir sorun olduğu muhakkak… Ama kimde? Hem artık eskisi gibi… Eskisi gibi umursamıyorum da… Üstüm başım mı dağınık, saçlarım mı taranmamış, elbisem mi eski, cebimde para mı yok.. hiç umurumda değil. Kim beni bu hallere düşürdü,? Bilmiyorum… Ne çabuk hayat tatsızlaştı gözümde. Ağzımın tadını kim bozdu? Sonra bu acı hayatı lolipop şeker gibi kim ağzıma verdi? Önce lolipop şeker gibi ağzıma verdiler bu acı hayatı sonra da ağzımdan alıp çöp tenekesine attılar!.. Mazimizin çöp tenekesine… Heyy.. size söylüyorum anlamıyor musun? Hayatı lolipop şeker gibi sunanlar… Madem yediremeyecektiniz… Ne diye Urfa isotu acının üstüne bal-kaymak döktürdünüz?! Hayatın bu kadar acı olduğunu bile bile ne diye bana önce tatlı ucundan tattırdınız? Şimdi öyle mi? Heyy.. hayatı sevdirenler!... Şimdi nerdesiniz… Sahi nerdesiniz!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |