..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanlığı tanımak insanları teker teker tanımaktan kolaydır. -La Rochefoucauld
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > lal-i handan




7 Eylül 2009
Aşkın Su Hali  
Çoğu zaman aradığın sureti iki bulutun arasında ya da çok sevdiğin bir romanın yapraklarında bulursun apansız

lal-i handan


Hayallerinin ve kaygılarının sevgilisinin, bu zamanda nasıl bu kadar masalsı olabildiğini, ne başkasına, ne kendine, ne de kalemine anlatmak imkansızdır artık.Tek istediğin sonu yazılmayan bir masalın kahramanı olmaktır.


:BGJI:
İşte geliyor sonunda... Beliriverdi yüzü köşe başından. O boğucu hava nasıl da melteme dönüşüverdi. Kalbimin başkenti ılık ılık esiyor şimdi. Adım adım yaklaşıyorken huzurlarına, duygularım mantığımın yörüngesinden ayrılmaya başlıyor. Ruhumun anayurdundan kavimler göçü gibi hareketleniyor bir anda hislerim. Umutlarım, korkularım, utancım onunla beraber göçüyor benden, bir başka bedene.

Yanından geçmek üzereyim şimdi. Arkadaşlarımla sohbet edermiş gibi, ilgisiz bakışlarla seyrediyorum O'nu, içimdeki fırtınalara inat. Kafamı kaldıracak cesaretim olmadan, yanından geçiyorum yine. Tanrım! Varlığımdan habersiz bir bulutun yanında yürüyorum ya da yokuşa pedal basıyorum sanki. Bilemiyorum, diz boyu melankolideyken bu kadar mağrur olmaya hakkım var mı?

Can Dündar 'ın 'Eğer' indeki gibi; "Hem herkes bilsin, hem kimseler duymasın" istiyorsan işin zor yani. Hele benim gibi aşkını kaleminden kıskanan biriysen, senin öykün artık bir şehir efsanesi oluyor demektir. Hayallerinin ve kaygılarının sevgilisinin, bu zamanda nasıl bu kadar masalsı olabildiğini, ne başkasına, ne kendine, ne de kalemine anlatmak imkansızdır artık. Tek istediğin sonu yazılmayan bir masalın kahramanı olmaktır.

Madem sonu yazılmayan bir masalda, bitmeyen bir aşkı arıyorsun; aşkını yalnız yaşayacaksın o zaman. Platonik olacaksın yani. Çünkü aşkın en ölümsüz halidir platonik. Şarkıların aksine "kalbe kolay, dile zordur söylemesi". Herkes yaşamıştır en az bir kere. Ama erişilmesi ne kadar kolaysa anlatılması o kadar zordur. Uluorta "Ben şu sanatçıya aşığım" demek gibi olmaz mesela.

Çoğu zaman aradığın sureti iki bulutun arasında ya da çok sevdiğin bir romanın yapraklarında bulursun apansız. Belki bir ceylanın ürkek bakışında, ya da suyun sana doğru akışında...

Zaten aşklar da su gibi değil midir? Düşünsene; dünya varolduğundan beri havada dostça yaşayan oksijen ve hidrojen, yalnız kaldıklarında hayatın başlangıcını oluşturuyor. Hayat sudan başlıyor çünkü... Normalde hidrojenin yanıcı, oksijenin yakıcı kimlikleri biraraya geldiklerinde; söndürücü olan su oluyor. Öyleyse düşündüğüm o ki; ben böylesi yanar, sen öylesi yakarken birleşmemiz aşkımızı da söndürür müydü? Belki de aşkların ömrü, suyun hikayesinde saklıydı...

Havadan sudan konuşup da aşkını bilimsel ifade edebilen çok az insan vardır herhalde. Neyse, bildiğim kadarıyla hayatta her türlü olay; ya da belli başına hayat, giriş, gelişme, sonuç üzerine kurulmuştur. Doğarsın, yaşarsın ve ölürsün. Gelirsin, görürsün ve gidersin... Her aşamada bu döngü tekrar eder kendini. Ama diyorum ya; platoniktir bundan münezzeh olan. Düşersen bir kere bu yola, görürsün, seversin ama sonunu getiremezsin. Kalbinde her sevgiye hatta farklı aşklara yer etsen bile platoniği unutamazsın. Her hikayeyi bitirsen bile, platoniği noktalayamazsın.

lal-i handan



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.



lal-i handan kimdir?

Tanrı' nın izini bulmak, kendi dışımdaki gerçeğe; uzun zaman insanlardan gizlenmiş bir gerçeğe dokunur gibi dokunmak, giysinin eteğinden yakalayarak yüzündeki peçeyi çekip almak ve yüzünü insanlara göstermek isterdim. Ama kendi kendimden başka birşey bulmak yokmuş kaderde. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Çalgısız çalgı... Seni çıkardığı seslere hayran bırakan. Ama seslerin önemi yok benim için. Ben kendinde kendini taşır görmek isterim yine kendimi...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © lal-i handan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.