Gerçeðin dili çok yalýn. -Euripides |
|
||||||||||
|
Þeker Bayramý tatilinden yararlanarak bir grup arkadaþla birlikte Çanakkale’ye bir daha gittim. Ayný þeyleri tekrarlamayacaðým. Yalnýz Abide için bir sözüm var. Sanki yýkýlacaðý zaman dimdik yýkýlacakmýþ gibi Abide’nin sütunlarýnýn arasýna ip çekmiþler, yanýnda da bir yazý: Abide’ye yaklaþmak tehlikeli ve yasaktýr. Evet, çürük malzemeden yapýldýðý için Abide’nin yýkýlma tehlikesi varmýþ. Tabi yasaðý þu anda kimse dinlemiyor. Her yerinde insanlar dolaþýyor. Sanýrým yine önceki benzer olaylarda olduðu gibi Abide yýkýlýp birileri altýnda kaldýktan sonra önlem alacaðýz. Böyle bir durum varsa Abide yýkýlýr ve yerine aynýsý yapýlýr. Harhalde ondan sorumlu bir Müdürlük vardýr. Bunun için ne bekleniyor? Gezinin ilk iki günü arkadaþlarý görüp etkilendiðim yerlere götürdüm. Fazladan Ertuðrul Tabya’sýndan Ertuðrul Koyu’na indik ve Ýlk Þehitler Anýtý’na gittik. Ertuðrul Koyu’nda þimdi moteller var. Ýngiliz mezarlýðý ile deniz arasýndaki kýyýda insanlar güneþlenip denize giriyor. Yukarýya doðru Seddülbahir Köyü geliþmiþ, lokantalar var. Orada Ege Denizi’ne ve kale yýkýntýlarýna karþý lezzetli bir balýk yedik. Bu kale savaþ sýrasýnda bombardýmandan payýný almýþ. Ama hâlâ ayakta ve içinde atýlmýþ paslanmakta olan bir büyük top var. Kalede yakýn zamana kadar askerler oturmuþlar. Ek yapýlar, cephane depolarý yapmýþlar. Üzerinde ‘Ateþle Yaklaþma’ yazýyor. Sonra terk edilmiþ. Þimdi kimsecikler yok. Avrupa’yý görmüþ kuzenim, “bunlarýn çok az bir bölümü,” diyor, “Avrupalýlarýn elinde olsa, onu allayýp pullayýp ziyarete açar ve insan eksik olmaz.” Bizimki ise kendi haline terk edilmiþ, otlar bürümüþ, yýkýlmaya býrakýlmýþ. Oradan yarýmadanýn burnundaki büyük Ýngiliz mezarlýðýna gittik. Bu mezarlýk diðerleri gibi üç yönden denizi gören en güzel yerlerden birinde bulunuyor. Biraz ötede yine gözden ýrak, çamurlarýn içinde çürümeye terk edilmiþ bir top duruyor. Halbuki bu Ertuðrul Tabyasý’na indirilebilir. Çok yakýn. Orada zaten boþ bir top yeri var. Sýra Conk Bayýrýna geldi ama oraya gitmeden önce Anzaklarýn çýkartma yaptýðý yere götürdüm. Bir yandan anlatýyorum. Böylece olay daha iyi anlaþýldý sanýyorum. Çanakkale’ye gidecek olanlar için ayný þeyi yapmalarýný yani Conk Bayýrýna çýkmadan önce kýyýya gitmelerini öneririm . Üçüncü ve son gün tümüyle benim de görmediðim yerlere gittik. Atatürk’ün kaldýðý Bigalý Köyü’nden sonra Büyük Anafarta köyünde bir küçük müzeye girdik. Adý Barýþ Müzesi idi. Önceki gezide ‘ayak kemiði’ filan diyordum. Burada parçalanmýþ olarak gerçek bir iskelet vardý. En çarpýcý parçalar kafatasý ve çene kemiði idi. Hiç bu kadar yakýndan görmemiþtim. Diþlerin üzerinde etin baþladýðý yer bir çizgi þeklinde belli oluyordu. Biraz hayal gücünü çalýþtýrýnca, kemikler kýsmen ete büründü. Kemiklerin sahibini canlý olarak konuþurken, gülerken, yemek yerken, savaþýrken ve son olarak ölürken düþündüm. Genç bir insan, gömülüp rahatlamak yerine þimdi bir vitrin içinde, onu izleyen insanlarýn maskarasý þeklinde duruyor. Bunlar yanlýþ. Ýnsan kemikleri sergilenmemeli. Gerçi Avrupa’da (Prag’da ve Otranto’da) insan kemiðinden yapýlmýþ kiliseler var ama bu onlarýn vahþiliði, biz yapmamalýyýz. Çýkartmanýn yapýldýðý deniz kenarýný takip ederek Alçýtepe’ye gittik. Anayol üzerinde yolu gösteren bir tane tabela var. Sonra herhangi bir tesis veya iþaret yok. Biz kendimiz herhalde burasý Alçýtepe’dir dedik ve durduk. Yalnýzca yangýn gözlem için konmuþ bir kulube vardý. Kimsecikler yoktu. Halbuki burasý neredeyse bütün savaþ alanlarýnýn göründüðü ve gözlendiði bir yerdi. Pýnariçi Koyu’ndan Abide’ye ve geride Soðanlýdere yataðý, boðaz, Anadolu yakasý, Ege denizi, Conk Bayýrý ve Kocaçimen Tepe’ye kadar her yer biraz yürümekle görünüyor. Hiçbir tesis, açýklama yok. Gerçi burada savaþ olmadý, yalnýzca denizden bombalandý ama özellikle burundaki savaþý anlatmak için buradan daha iyi bir yer olamaz. Goliath’ý batýran Muavenet’in Kaptaný Yüzbaþý Ahmet Saffet Efendi ve Yüzbaþý Rudolf Firle bilgilerini buradan aldý. Giderseniz eðer oraya kesinlikle çýkýn. Manzara da nefis. Kirte köyünde yemek molasý verdik. Saat 4 olmuþtu. Burada lezzetli köfteler yedik. Çanakkale domatesi boþuna ün yapmamýþ. Nefis bir tadý var. Yemekten sonra üç Türk þehitliðine gittik. Bir tane de yapým halinde bir þehitlik vardý. Bunlar yarýmadanýn Ege denizi tarafýndaki savaþlarda þehit düþenler için yapýlmýþ. Biri Sargý Yeri þehitliði idi. Savaþta Ýngilizler hastaneleri bombalamýþ ve kendi vatandaþlarý dahil yaralýlarý öldürmüþ. Nuri Yamut Þehitliðini 1940’lý yýllarda buraya gelen bir komutan yaptýrmýþ. Komutan bakmýþ ki o tarihte bütün alan insan kemikleriyle dolu. Hepsini toplatýp bir arada gömdürmüþ. Þimdi bahar aylarýna girince yeni kemiklerin ortaya çýktýðýný söylüyorlar. Bizim þehitliklerimizle Ýngilizlerinki arasýnda yine büyük bir fark var. Onlarýnkini bu iþi bilenler yapýyor. Bir düzen var. Çevreyi aðaçlandýrmýþlar. Tören için ayakta duracak yerler ve mezarlýklarda bir kilise düzeni var. Bizimkileri ise askerler yapýyor. Taþlarý boyamýþlar (halbuki taþ boyanmaz), ucuza çýkýmýþ derme çatma görüntüde. Ýngilizler ve Fransýzlar Lozan antlaþmasýna göre 36 adet mezarlýk yapmýþlar. Daha da yapýyorlar. Bizim o kadar mezarlýðýmýz yok. Ayrýca neredeyse hiçbiri gerçek mezar deðil. Söylendiðine göre bu bir gelenekmiþ. Ama bir mezar görünce yanýna çapýtlar baðlamayý çok iyi biliriz. Burunda görmediðim üç çýkartma bölgesi vardý. Tekke Koyu, Ýkiz Koy ve Pýnariçi Koyu. O tarafa doðru giden bir yol vardý ama hiçbir açýklama yoktu. Biz de nasýl olsa buluruz diye girdik. Önce tepede yine 40’lý yýllarda askerlerin kaldýðý terk edilmiþ bir yer bulduk. Onun biraz aþaðýsýnda Tekke Koyu vardý. Yol yer yer yarýlmýþ toprak bir yoldu. Yine de indik. Burasý ayný zamanda Ýngilizlerin güvenli olduðu için yarýmadaya malzeme çýkardýklarý ve iskeleler yaptýklarý yerdi. Ýskelelerin çelik ayaklarý suyun içinde olduðu için hâlâ duruyor. Çok güzel, boþ, serserilerin gelip içki içtikleri bir kumsalý vardý. Kýyý savunmasý ilk kez buradan delindi. Majestic zýrhlýsý iskeleleri korurken burada torpillenip battý. Buna karþýlýk çevrede hiçbir açýklama yoktu. Oradan ayrýlýp yolun bizi götürdüðü yere gittik. Kýyý buralarda çok dik ama yer yer küçük koylar yapýyor. Ýkiz Koy bunlardan biri. Yukarýdan aþaðý, koya bir yol iniyor fakat yaðmur yolu bozmuþ, gidemedik. Ben biraz aþaðý yürüdüm. Burada Ýngilizleri yalnýz 9 asker karþýlamýþ, destek sonra gelmiþti. Yine herhangi bir tesis ve açýklama yoktu. Pýnariçi Koyu’nu göremedik. Yol yoktu çünkü. Oradan yol içeri döndü. Kirte köyüne ulaþana kadar iki Ýngiliz mezarlýðý gördük. Biri çok büyüktü. Bütün Ýngiliz mezarlýklarýnda Ýngilizce ve Türkçe açýklama var. Ayrýca yarýmadada nerede bulunduðunuzu gösteren bir iþaret var. Bunlarý kýskanmamak elde deðil. Neden bunlarý bir yapmayýz da onlara býrakýrýz anlamýyorum. Buralarda þehitlik de yoktu. Yakýn olduðý halde Nuri Yamut Þehitliðine bir baðlantý yolu yoktu. Yarýmadanýn batý tarafýný, arabadan inip yaya gezmekten baþka çare yok. Akþamý bulduk. Dönüþ vakti geldi. Yine tamamýný dolaþamadým. Bayram da bitti. Baþka sefere. Dönüþ yolunda Bolayýr'da Namýk Kemal'in ve 1353 yýlýnda Rumeli'ye ilk ayak basan komutan Süleyman Paþa'nýn mezarlarýna uðradýk. Savaþ sýrasýnda buraqsý bile bombalanmýþ ve mezarlar zarar görmüþ. Not: Çanakkale Ýstanbul'dan arabayla 3.5 saat tutuyor. Pansiyon ücretleri geceleri 20-30 lira. Arabasý olanlar orada gezerken rahat ederler. Turlar daha ucuza çýkabilir. Bir olasýlýk da birkaç arkadaþýn bir araya gelip araç kiralamasý. Suvla tarafýnda yollar bozuk. Onu çýkarýrsanýz 2 günde birçok önemli yer görülebilir. Yemek fiyatlarý da her yerde nasýlsa öyle. Hafta sonlarýnda bile gidilebilir. E5 Karayolu'ndan gidiliyor. Ýpsala sýnýr kapýsýna varmadan önce çýkýlýyor. 23.Eylül.2009
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |