..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýçtenlik bütün dehanýn kaynaðýdýr." -Boerne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > þenol durmuþ




21 Ekim 2009
Moruk  
þenol durmuþ
Onlarca yolcu arasýnda, sonunda yine güç bela tutunacak bir yer buldu...Yolcular her durakta balýk istifi gibi birbiri üzerine yýðýlýyordu.Eski bir model olan belediye otobüsünün sarsýntýsý ara sýra da insanlarý saða sola fýrlatýyordu...Trafik de sürekli dur kalk yapan otobüs, yolcularýný periþan ederken, özellikle bu ihtiyar adamý daha da bitirmiþti.Adam boðuluyordu.


:BBGE:

Onlarca yolcu arasýnda, sonunda yine güç bela tutunacak bir yer buldu.Yolcular her durakta balýk istifi gibi birbiri üzerine yýðýlýyordu. Eski bir model olan belediye otobüsünün sarsýntýsý ara sýra da insanlarý saða sola fýrlatýyordu. Trafik de sürekli dur kalk yapan otobüs, yolcularýný periþan ederken, özellikle bu ihtiyar adamý daha da bitirmiþti. Adam boðuluyordu.

Kýsa boylu kamburu çýkmýþ, bir deri, bir kemik olan vücuduyla yaþlý adam adeta ayakta dökülüyordu. Bir yer bulurum ümidiyle otobüsün içinde onca kalabalýða aldýrmadan, arka sýradan ön sýraya kadar oturanlarýn tepesine dikiliyordu. Her koltuðun baþýnda kýsa süre dikilen ihtiyar yolcu hayalinin boþa gitmesiyle baþka bir koltuðun baþýna geçerek inatla, sabýrla bekliyordu.

Bugün hiç kimse ihtiyarý görmüyordu. Ama o inatçýydý. Yeniden karþý koltuklara geçmek için bir hamle yaptý. Bütün enerjisini harcasada orta kalabalýðý yarýp güçlükle hedefine ulaþtý.Bu mücadelede gözlüklerini düþürecekken tam göðüs hizasýnda yakalayabildi. Gözlük paraydý, þansýna þükretti. Ýki kiþiyi gördü. Bu çocuklar ona yer verebilirdi. Denemekte fayda vardý. Ýkili koyu bir muhabbete dalmýþtý. Onu gördüler. Görmemezlikten geldiler. Beklenen bir bela onlara bakýyordu.

Ayakta süren yolculuðu onun son gücünüde bitiriyordu. Gözlerini gençlere dikmiþ bir halde öksürüyor bazende sarsýntýyý bahane ederek genç adama çarpýyordu. Çabalarý sonuç vermeyince sinirleri geriliyordu, ihtiyarýn. Cam kenarýnda oturan dazlak kafalý þiþman delikanlý onu gördü. Oturduðu yerden kalkýp yer vermesi herhalde mümkün deðildi. Yaþamý boyunca sanki her otobüse bindiðinde bir ihtiyara yer vermek zorunda mýydý?

Bunu tatlý bir tebessümle yaþlý adama belli etmeye çalýþtý. Yanýndaki arkadaþýnýn yer vermesi daha kolay daha uygun daha da makul olabilirdi. Zayýf, uzun saçlý, sakallý olan arkadaþý ise sanki onu görmemek için kafasýný cama doðru çevirmiþti. Üstelik hala ihtiyarý görmüyordu. Arkadaþýyla konuþuyordu:

"Baba bana kalýrsa Pink Floyd'un üstüne grup tanýmam valla.Tamam kabul ettim.Rolling Stones, Zeplin, Metalica da iyi gruplardýr ama Pink bir baþka be..."

Ýhtiyarýn paltosu uzun saçlarýný yaladýðýnda genç adam ani bir refleksle irkildi. Baktý...Bilinçli, uyarýcý, kasti bir hareketti. Ýhtiyarýn gözleri ile karþýlaþan genç adam ürktü. "Ne oluyor yavaþ saçýmý bozuyorsun" demek isteyen gencin kelimeleri aðzýnda týkandý kaldý.Bir çift göz fena halde bakýyordu. Adamýn gözleri korkunçtu. Bir aðacýn dalýnda bir baykuþ onlara bakýyordu. Hýrýldayarak da olsa, gençler onu duymasa da o mýrýldanýyordu:

"Görmüyor musun baban deden yaþýnda adamým piç kurusu, esrarkeþ, eroinman deminden beri baþýnda bekliyorum. Senin anan baban yok mu keçi sakallý namussuz herif hadi kalk yaþlý bir ihtiyara yer ver hala ne anlatýyorsun. Hadi hadi artýk ayakta duramýyorum" diyordu.

"Ya tamam Santana' nýn gitarýda müthiþ,annemler Parise gittiðinde Santananýn bir gitarý, hey Cem sana söylüyorum duymuyor musun?"

Cam kenarýnda oturan arkadýþýný dürtmesiyle uðursuz bakýþlardan kurtuldu..Uzun saçlý genç adam arkadaþýnýn kulaðýna eðildi.Týslayarak konuþurken onu uyardý:

"Görmüyor musun Baco, adam korkuluk gibi baþýmýzda dikilmiþ, ayný Notre Damei nin kamburu gibi çirkin, fena da kokuyor yandýk valla.".

Ýhtiyara döndüðünde ayný keskin, sert bakýþlarla karþýlaþtý:

"Ananýnda, seninde Parisininde sülalalesini ...Haydi benim güzel evladým bari sen ver yerini. Öldüm bittim hayvan herif, hala domuz gibi bakýyorsun. Kalk da yer ver hadi evladým n'olur n'olur hadi" dercesine yalvarýyordu gözleri .Cam kenarýnda oturan tekrar sordu :

"Ne diyorsun birimiz yer verelim mi? Fakat çok kokuyor bu adam"

Uzun saçlarýný düzelten genç adam umursamadý:

"Oðlum ben babama yer vermem.Bilmiyor musun?Bize ne ya taksiye binseydi"

Ýhtiyar gençlerden ümidini kesti. Otobüste ineceði yere yaklaþýyordu. Semt duraðýnda durdu.Ýnen üç beþ yolcu arasýndaydý yaþlý yolcu. Kahýrlar, lanetler çekerek yolculara, gençlere, otobüse, þoföre ana, avrat küfürleri saydýrarak indi. Bir kaç dakika durup nefes aldý. Kasketini çýkarýp dazlak olan kafasýndan akan teri mendiliyle sildi. Aðýr aksak yürüyordu...


Akþam karanlýðý Eyüp Topçular sanayi bölgesini kaplarken yeniden ýssýz bir sessizliðe gömülüyordu. Gece mesaisine kalan tek tük atölyelerin ýþýklarý pencerelerden sokaða yansýyordu. Cadde üzerinde sokak lambalarýnýn altýnda kýsa bir süre dinlenirken elindeki poþeti yere býraktý. Kalýn çerçeveli gözlüðünü mendiliyle silerken çevresini kontrol etti. Kýrçýllý eski model bir paltosu eski bir kasketi üzerinde üniforma gibi durmuþtu. Gözlüðünü tekrar taktý. Aksak bir þekilde yeniden yürümeye baþladý. Aylardýr, günlerdi hiç durmadan yürüyormuþ gibi bir hali vardý. Sýra halinde dizilmiþ olan iþ yerlerinin önünden geçerken bir bekçi köpeðinin zincir þakýrtýsýný duydu.Ý ki adým geri çekildi.

Isýran bir köpekti... Zincirin sesini duymasýyla kaçmasý bir oldu. Köpek zincirini kopartacakmýþ gibi þaha kalktýðý halde, aðzýndan köpükler saçarak havlamaya baþladý. Ýhtiyar haykýrdý:

"Tüh allah belaný versin ulan senin namussuz köpek, hýrsýzlara böyle havlamazsýn sen"

Ýþ yerinin kapýsý açýldýðýnda gece bekçisi olan þiþman, tombul suratlý, badem býyýklý adam gülerek geldi.

"Ali emmi hayýrlý akþamlar yav, bu itoðlu itin bir türlü ganý gaynamadý sana be"

Sinirleri allak bullak olan ihtiyarýn aðzýndan çýkan köpükler bekçi köpeðinden bile fazla çýkýyordu:

"Ulan Osman adamýn canýný sýkma her akþam nedir ulan bu? Nereden buldunuz bu iti ecdadýna sülalesine baþlatma tövbe tövbe" .

Yoluna doðru giderken bekçi arkasýndan gülüyordu. Aksak adýmlarýný daha da hýzlandýrarak ara bir sokaða girdi. Evine ulaþmasý için bir kaç sokak daha yürümesi gerekiyordu. Ýkinci bir sokaða girdikten sonra birilerini gördü. Sokak lambasýnýn altýnda duran iki kiþiyi ona bakýyordu. Durdu. Az önce yaþamýþ olduðu stresi henüz yeni atlatmýþken bu kez yeni bir korku dalgasý vücudunu sarmýþtý. Akþam akþam kimdi bunlar neyin nesiydi acaba?.. Ýþçilerden olabilir miydi?.. Yoksa, hýrsýz yahut gaspçý olabilir miydi bu iki adam. Her akþam böyle birilerini görmek zorunda mýydý?.. Bu adamlarý daha önce görmemiþti, bundan emindi. Ýki ihtimal vardý. Bu adamlar ya iþçiydi ya da hýrsýz. Ýkisininde birbirinden farký yoktu ya...Yetmiþ yýllýk tecrübe devreye giriyordu. Beyni git diyordu ayaklar direniyordu. Elini beline atýp býçaðýný kontrol etti. Býçak yerýnde duruyordu. Otuz yýldýr taþýdýðý býçaðý hem de Bursa iþi ekmek býçagý belinde kýlýfýnda duruyordu. Gençliðinde bu sokaklarda ne babayiðitleri kovalamýþtý, en kralýna kök söktürmüþ, ot yoldurmuþtu.

Birçok kabadayýnýn vücudunda ufak, tefek delikler dahi açmýþtý. Bu düþünceler ona biraz cesaret versede iki adým attýktan sonra birden bir adým geri attý. Geçmiþte ki cesareti geçmiþte kalmýþtý. Bunu hissetti. Korkuyordu. Ayakkabýsýnýn birini çýkarýp altýna baktý. Uzakta duran iki þüpheli kiþiye sanki, ayaðýma çivi battý nereden çýktý bu allahýn belasý çivi dercesine hareketler yaptý. Birini çýkartýrken öbürünü takarak zaman kazanmaya çalýþtý. Heyecandan kalbi teklemeye baþladý. Eski kabadayýlýk günlerine kendi bile inanmýyordu. Ýki adam da ona tuhaf bir þekilde bakýyordu. Elini cebine sokup bir miktar paranýn yarýsýný alýp arka cebine koydu. Bu hareketleri yaparken çok profesyonelce davranýyordu. Taraðýný çýkartarak olmayan saçlarýný tarayacakmýþ gibi hareketler yaptý.

Hiç direnmeden paranýn yarýsýný vermeyi düþündü. Okeyde yüz lira kazanmýþtý, yüz lirada emekli maaþýndan kalan son para vardý. Yüz lirayý feda etmeyi düþündü. Bu hesaplar az da olsa cesaretini arttýrdý. Torbasýný eline aldýktan sonra iki adamýn üstüne doðru yürümeye baþladý. Her adým atýþýnda daha çok heyecana kapýldý. Hasýmlarýnýn yahut kan davalýlarýnýn üstüne gidiyordu. Ýçinden yarým yamalak bildiði dualardan birkaçýný mýrýldandý.

Arapça' dan vazgeçip Türkçe okumaya baþladý.Ý ki adamýn yanýna yaklaþtýðýnda üç metre kadar mesafede durdu.Yumuþak, titreyen bir ses tonuyla aðlarcasýna selam verdi:

"Selamun aleyküm, hayýrlý akþamlar"

Ýki adam ihtiyara hiç bakmadan, umursamadan koro halinde seslendi:

"Aleyküm selam, moruk"

Bir kuðu gibi süzülerek þüpheli þahýslarýn önünden geçerken evinin olduðu sokaða adýmlarýný attý. Kendi kendine kýzýp küfretmeye baþladý. Niçin böyle korkmuþtu ne vardý böyle korkacak. "Allah senin belaný versin, korkak herif" diyordu. Bozulmuþtu Ýstanbul. Soygunlar, gasplar, cinayetler her gün, her yerde oluyordu, nasýl korkmayacaktý bu yaþlý haliyle. Evinin önüne geldiðinde yeniden doðmuþ neredeyse gençleþmiþ gibiydi. Az önce korkularýndan arýnmýþ bir halde iki katlý eski bir binanýn paslý demir kapýsýnýn asma kilidini açtý. Ýçeriye girdiðinde ellerini açýp Tanrýya, peygamberlere, tüm ilahlara dua okudu. Bir akþamý daha atlatmýþ sonunda evine sað salim varabilmiþti.

Eski bir taþ merdivenden birinci kata çýkarken, paltosuna yapýþan örümcek aðlarýný fark etmiyordu. Dar merdivenlik koridorunun duvarlarý örümcek aðlarý ile bir pazar tentesi gibi sarýlmýþtý. Karþýsýna çýkan, yarý kýrýk tahta kapýda ki asma kilidi açtýðýnda , dört beþ tane farenin kaçtýðýný gördü. Adam sanki zaman tünelinde bir yolculuk yapýyordu. Tek odalý periþan evin görüntüsü bir tarihti. Modern zamana ait, sadece eski bir siyah beyaz ekran bir televizyon vardý. Duvarda ki yýllanmýþ takvimin tarihi altmýþlý yýllarý gösterirken, bir köþede de Bo Derek posteri yarý çýplak, duruyordu..

Otuz küsur sene masturbasyon yaptýðý bu poster baþ köþede asýlýydý..Onlarca yýldýr okuyup sonra biriktirdiði sararmýþ gazeteler yattýðý karyolanýn bitiþiðinde bir duvar oluþturmuþtu..Baþka bir köþede ise yýllardýr içtiði, viski, þarap þiþeleri özenle duruyordu. Uzun bir tahta dolapta ise yüzlerce tespih, çakmak gibi çeþitli malzemeler yýðýlmýþtý. Oda duvarýnda ki sývalar dökülürken, bir boyaya ait herhangi bir renk görünmüyordu.Yerde dizili duran onlarca sayýsýz konserve kutusunun üstünden bir balerin gibi hassas bir þekilde geçtiðinde, ayaðý bir kutuya çarptý.

Önce kutuya sonra tavanda ki deliklere baktý. Devrilen kutuyu, göz hizasýyla tavanda ki bir delikle eþleþtirdi. Artýk emindi, evet bu kutu bu deliðe aitti. Bu gece yaðmurun yaðma tehlikesi vardý. Yaðmurdan nefret ediyordu. Tavanda ki deliklerden akan suyu önlemek için, yere yüzlerce konserve, yoðurt kutusunu dizmiþti. Karyolasýnýn önünde duran yemek masasýnýn iþlemeleri, motifleri otuzlu yýllarý gösteriyordu.. linde ki poþeti masanýn üstüne koyduktan sonra, paltosunu, pantolonunu, kasketini çýkardý. Giydiði beyaz atlet belki de yýllarý görmüþtü..Koyu gri, kirli renk bunu gösteriyordu.

Masanýn altýnda duran tencerenin kapaðýný açtýðýnda , günler öncesinden kalan bir tabak yemek ona bakýyordu. Tabaðý masaya koyarken bir sandýðýn üstünde duran emektar televizyonu açtý. Kaþýðý tabaða salladýðýnda, yemeðin üzerinde biriken yeþilimsi küfü fark etmedi. Takma diþlerinden olacakki, yemeðin tadýný senelerdir unutmuþtu. Heyecan içersinde,durmadan konuþan spikeri izliyordu. Yeni baþbakan tek baþýna iktidar olmuþtu, emeklilere bu senede zam yapýlacaktý. Bir kulaðý duymasada öbür kulaðý bir tavþan gibi dikilmiþti..

"Baþbakan iktidarýn birinci yýlýnda da, emeklilere yüzde üç zam yapýlacaðýnýn müjdesini verdi." diyordu spiker.

Biraz þaþýrdý. Bu adam gerçekten iyi bir insan, iyi bir müslümandý. Zam miktarýný düþündü. Ayda fazladan bir büyük raký parasý cebe inecekti. Memnun oldu, dindar falandý ama bu adam gerçekten gariban dostuydu.

"Ýstanbul üniversitesinde ki öðrenciler 12 Eylül askeri darbesini protesto etti..Polis göstericilere müdahale etti..Bazý öðrenciler gözaltýna alýndý" diyordu baþka bir haber.

Gözlüðünü sildi. Baktý...Bir daha baktý...Polis müdahalesine hayretle baktý. Polisler bir kýz öðrenci ile uzun saçlý, sakallý genç bir adamý yaka paça yerde sürüklerken, joplar, tekmeler öðrencilerin vücuduna yaðýyordu. Bir anda öfkeye kapýldý. Ayaða kalktý...Otobüste ona yer vermeyen gençlere ne kadarda benziyordu. Kýzgýnlýkla tek odalý evin içersinde volta atarken, konuþuyordu. Aðzýndan köpükler saçýlýyordu:

"Vurun hainlere vurun, acýmayýn, komünistler, vatan hainleri sizi. Namussuzlar, asýcan bunlarý, asýcan bunlarý, kurþuna dizicen " diye haykýrýyordu.

Konserve kutularýnýn arasnda saklanan yavru bir fýndýk faresi korku dolu gözlerle, dehþet içersinde ev sahibini izliyordu.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gülmece (mizah) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Emret Baþkaným
Bekçibaþý Kemal
Acýlar Meyhanesi
Çürük Elma
Minibüs
Hýrsýz Kenan
Hýrsýz
Bana Yardým Edin
Eþekler Köyü
Emret Kumandaným

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Hýrsýzlar Kralý
Güzel Ýstanbul
Sarýgöl Roman Mahallesi 2
Ýdam Ýsteriz
Pavyon Sokaklarý
Dilenciler Köyü
Gel Abi...
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


þenol durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © þenol durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.