..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Umutlar, tersine çevrilmiş anılardır. -Anonim
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık > Abdullah Mehmed Özçam




28 Ekim 2009
Gözyaşının Gücü  
Abdullah Mehmed Özçam
Siz de sevgiliniz gitmeden önce ağlamaya başlasaydınız, sevgiliniz gidecek yol bulamaz, mecburen sizin yanınızda kalırdı. Sizin, sevgili gittikten sonra döktüğünüz gözyaşları, ancak yolcuların arkasından dökülen bir kova su yerine geçer."


:BDAH:
Okyanusun ortasında, en yakın kara parçasına binlerce kilometre uzaklıkta, birbirlerinden de bin kilometre uzaklıkta iki küçük adacık vardı. Bunlardan birinde bir erkek ile bir kadın, diğerinde ise bir erkek tek başına yaşamaktaydı.
Erkek ve kadın birbirlerini tanıdıkları ilk günden beri sevgiliydiler. Adadaki ilk günlerinde yaşadıkları bir sürü tartışmanın ardından görev dağılımında anlaşmışlar, gül gibi geçinip gidiyorlardı.
Adada tek başına yaşayan erkek ise bütün işleri tek başına yapmak zorundaydı. O da, ihtiyaçlarını karşılamak için yapmak zorunda olduğu işlerde kendisine yardım edecek, canı sıkıldığında onunla konuşacak, dertleşecek, ayağı burkulduğu zaman ona omuz verecek birisi yanında olsun isterdi, ama yoktu.
Hayatta tek istediği şey bir arkadaştı. Ama elinden hiçbirşey gelmiyordu. Şu küçücük adaya sıkışıp kalmıştı. Son bir ümit olarak derdini kağıda döküp bir şişe içinde okyanusa bırakmaya kara verdi. Belki şişe birilerinin eline geçer, ona bir cevap yazarlar, bir ihtimal o cevap ta onun eline ulaşırdı.
Neyseki elinde bu işe kalkışmasını sağlayacak malzeme vardı. Başladı yazmaya:
"Merhaba,
Ben ıssız bir adada tek başına yaşamak zorunda olan bir adamım. Allah'a şükür yiyeceğim içeceğim var, ağaç kütüklerinden yaptığım bir evim ve etinden, sütünden, postundan yararlandığım hayvanlarım var. Çeşit çeşit meyva ağaçlarım, buz gibi su kaynaklarım var. Ama bir tek arkadaşım yok. Çok yalnızım.
Bir zamanlar bir sevgilim vardı, onu çok ama çok seviyordum. Benim için çok kıymetli olduğunu bilmeme rağmen yine de onun kıymetini bilemedim. Çünkü kendimi ondan daha çok seviyordum. Herşey benim istediğim gibi olsun, hep benim hayallerim gerçekleşsin istiyordum. Seviyordum ama o beni daha çok sevsin istiyordum. Ben ona değil, o bana kul olsun istiyordum.
Yüksek bir dağın yamacında, ağaçlar içinde şirin bir evimiz vardı, pencereden bakılınca sanki bütün dünya görünürdü.Maddi olarak istediğimiz herşeye sahiptik, tek sahip olamadığımız şey birbirimizdi, çünkü her ikimiz de diğerine sahip olmak istiyordu. Belki ben biraz daha fazla...
Neyse; bir gün sevgilim beni terketti. Onun arkasından öyle çok ağladım, öyle çok ağladım ki, gözyaşım sel oldu, dağdan aşağı ovaya, oradan da okyanusa kadar ulaştı ama gözyaşım bir türlü dinmedi, derken okyanus taştı, benim gözyaşlarım gerisin geriye bana doğru sel olup gelmeye başladı, baktım boğulacağım, evi terkedip dağın zirvesine doğru yola çıktım. Bir taraftan ağlıyor, bir taraftan da düşe kalka, bata çıka dağa tırmanıyordum. Gözyaşım ancak ben dağın zirvesine ulaşınca dindi. Şiddetli dalgalar kesilip sular durulunca, bir de baktım ki okyanusun ortasında bir adada yapayalnız kalmışım. Sevgilimden bir daha hiçbir haber alamadım tabi, akibeti hakkında da bana hiçbir bilgi ulaşmadı.
Şimdi yapayalnızım, hemde çaresizim. Son bir ümitle bu mektubu yazıyorum. Aslında dünyada benden başka yaşayan var mı onu bile bilmiyorum. Eğer bu mektup bir şekilde elinize ulaşırsa sizde bana yazın, belki elime geçer."
Mektubun içinde olduğu şişeyi okyanusa bıraktı.
Diğer adada sevgilisiyle birlikte yaşayan adam bir müddet sonra şişeyi adanın kumsalında buldu, açtı, okumaya başladı. Nedense bu mektubu sevgilisi görsün, okusun istemedi, hemen saklanacak bir yer aradı. Alelacele okudu ve bir cevap yazıp şişeyi aynı biçimde kapatıp okyanusa bıraktı.
Bir zaman sonra şişe yalnız yaşayan adamın adasının kumsalına ulaştı. Adam şişeyi buldu, açtı, okumaya başladı:
"Merhaba,
Bende dünyada bizden başka yaşayan var mı yok mu merak ediyordum, demekki varmış.
Size öncelikle şunu söyleyeyim, o dünyayı sular altında bırakan gözyaşlarının tamamı size ait değil, hatta çok azının size ait olduğunu, çoğunun bana ait olduğunu söyleyebilirim. Çünkü ben sizden çok önce ağlamaya başladım.
Benim de bir sevgilim vardı, hala da var. Eskiden bizim de tartışmalarımız olurdu; aslında tartışma demek yanlış olur, sevgilim bana sık sık küserdi. ben hem sevgilimi üzdüğüm için yaptıklarıma pişman olur, hem de ya beni bırakıp giderse diye korkardım. Diğer zamanlarda ise, ya bir şey yapıp ta onu üzersem diye korkar, ya birgün gelip te beni bırakıp, terkeder giderse diye peşin peşin üzülürdüm. İşte bu sebeple gece gündüz ağlamaya başladım. Sevgilim hayretler içinde, olduğu yerde öylece hareketsiz kalarak beni izlemeye başladı, yüzü biraz kızarmışmıydı desem, pembeleşmişmiydi desem, yoksa teninin rengi biraz koyulaşmışmıydı desem, çiğ düşmüş gibi boncuk boncuk ter olmuştu yüzünün her tarafı. O kadar hoşuma gitti ki onun bu hali, sanki gözyaşlarım dalga, hıçkırıklarım dalgaların kıyıya vuran sesi oldu, aşkımı duymayan dünya üzerinde hiçbir toprak parçası kalmasın diye yayıldı bütün dünyaya. Sevgilim boğulmak üzereydi ki son anda farkedip durdurabildim gözyaşlarımı.
Bir de baktık ki okyanusun ortasında bir adada başbaşa kalmışız. İlk zamanlar yine ufak tefek kırgınlıklar oldu ama, sevgilim hiçbir zaman beni daha fazla üzmeye cesaret edemedi, çünkü tekrar ağlamaya başlarsam ikimizin de boğulacağını biliyordu.
Siz de sevgiliniz gitmeden önce ağlamaya başlasaydınız, sevgiliniz gidecek yol bulamaz, mecburen sizin yanınızda kalırdı. Sizin, sevgili gittikten sonra döktüğünüz gözyaşları, ancak yolcuların arkasından dökülen bir kova su yerine geçer."




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ebru 2 - Hazineler Hep Viranelerde Saklıdır
Kan Rengi Gül ile Ten Rengi Gül
Cunda Adası'nda Bir Kuşluk Vakti
Sultan ile Dilenci
Ebru (Mey'in Yolculuğu)
Esaretten Özgürlüğe
Sahte Sevgili
Sen Kim Oluyorsun da Beni Terkediyorsun Lan

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bekliyorum [Şiir]
İşte Seni Bunun İçin Çok Seviyorum [Şiir]
Beni Başkalarıyla Bir Tutma [Şiir]
Sevmek, Sevilmek [Şiir]
İçimdeki Seni Ararken [Şiir]
Sarıl Bana [Şiir]
Ben Seni Sultan Zannettim [Şiir]
Sarhoş Eden Kadeh [Şiir]
Gidiyorum [Şiir]
Anlarsın ki Herşey Rüya İmiş [Şiir]


Abdullah Mehmed Özçam kimdir?

Doğum ile ölüm arasına sıkışmış kısacık bir hayat.

Etkilendiği Yazarlar:
klasikler


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Abdullah Mehmed Özçam, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.