..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada birbirinin eþi ne iki görüþ vardýr, ne iki saç kýlý, ne de iki tohum. -Montaigne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > þenol durmuþ




6 Aralýk 2009
Çürük Elma  
þenol durmuþ
"Rahat ol efendim, rahat ol, hacca da gidersin, Þam'a da gidersiniz, isterseniz Tayland'a bile gidersiniz. Bizler olduðumuz müddetçe bu vatan bölünmez diyorum ya, eþkiya'nýn eninde sonunda iþi bitecektir.Ordu, millet, sizler, bizler, cemaat, karakol el ele bu vataný böldürmeyiz.Merak etmeyin siz... "


:BFJC:
"Bu insanlar neden bu kadar korkaktý. Yedikleri önde yemedikleri arkada olduðu halde niçin mutlu deðillerdi. Allah'tan daha ne istiyorlardý. Mal, mülk eþek yüküyle para ne istersen var ama yine mutsuzlar. Allah'ýn belasý adamlar. Üstelik kaç yaþýndalar, utanmasalar nerdeyse aðlayacaklar. Sizin ki can da bizimki patlýcan mý hergeleler.Tövbe, tövbe günaha girmek iþten bile deðil. Bunlar adamý dinden imandan çýkarýr yahu..."

Bir eli cebinde olduðu halde bunlarý düþünürken diðer eli de arka cebinde gülümsüyordu.

Öðle namazýný kýlan cemaat, camiden çýkarken, cami avlusunun köþesinde bir grup insan koyu bir muhabbete dalmýþtý. Grup arasýnda dikkati çeken iri yarý, üniformalý adam, semt karakolu amiri komiser Zeki sorulara cevap vermeye çalýþýyordu:

"Komiserim Allah aþkýna söyleyin, bu vatan bölünmez deðil mi?"

"Efendiler, merak etmeyin bizler olduðumuz müddetçe bölünmez diyorum."

"Bu sene hacca gideceðim ama bir aksilik olur diye çok korkuyorum Zeki bey."

"Rahat ol efendim, rahat ol, hacca da gidersin, Þam'a da gidersiniz, isterseniz Tayland'a bile gidersiniz. Bizler olduðumuz müddetçe bu vatan bölünmez diyorum ya, eþkiya'nýn eninde sonunda iþi bitecektir. Ordu, millet, sizler, bizler, cemaat, karakol el ele bu vataný böldürmeyiz. Merak etmeyin siz... "

Komiser Zeki'nin muhabbet ettiði üç yaþlý adam aldýklarý cevap karþýsýnda çok mutlu olmuþtu. Üçü de komiser Zeki'nin koca eline, öyle bir saygý ve sevgiyle sarýldý ki, müsaade etse elini dahi öpeceklerdi. Fakat o böyle birþeye asla müsaade etmezdi. Kendisinden yaþça büyük olan bu adamlara el öptürmezdi. Dini bütün, ihlas sahibi bir insan olarak, bunu yapamazdý. Sert ses tonu her zamanki gibi güven doluydu:

"Efendiler bana müsaade, hayýrlý günler."

Komiser Zeki zorla da olsa gülümseyerek selam verdi. Gülerken adeta acý çekiyordu.

Cami avlusundan çýkarak, çarþý ortasýnda yürümeye baþlarken onu izleyen gözler parladý. Üç adam da komiser Zeki'nin arkasýnda ona hayranlýkla bakýyordu. Çarþý içinde yürürken, göz ucuylu da çevresini, esnaflarý izliyordu.Her zaman olduðu gibi birçok insanýn selamýný alýrken, karþýlýðýnda selamlarýný iletti. Onun izlediði bir güzergah, uðrayacaðý bir yerler vardý.

Bir manav'ýn önündeki vitrinde kiraz kasasýný görünce durdu. Nisan ayýnýn son günleri olmasýna raðmen kiraz, erik sahnede yerini almýþtý. Büyükçe ve iri taneli kirazlar gerçekten parlýyordu. Manavýn içinde oturan tezgahtar onu görünce bir anda yerinden fýrladý. Þarap bardaðýný fark ettirmeden bir kasanýn altýna soktu. Bir asker gibi koþarak karþýsýna dikildi. Esas duruþta onu selamladý.

"Buyrun amirim hoþgeldiniz, bir emriniz mi var?..

Gülümsedi...Bu ne tuhaf bir soruydu .Bilmiyor muydu þarapçý pezevenk niçin uðradýðýný .Hala ne soruyordu. Onu adeta törenle karþýlayan manav, aðzýndan yayýlan alkol kokusunu da frenlemeye çaba gösterdi. Babacan bir tavýrla manava bakarken gülümsedi:

"Þaban efendi, ne güzel kiraz bunlar, yüce rabbim bu nimetleri insanlar için yaratýyor.Ama kim kýymetini biliyor.Öyle deðil mi, hainler, teröristler, soyguncular, bu nimetlerin farkýnda olsa, Allahtan korksa, bütün bu felaketler olur mu? Neyse fazla uzatmayayým nerenin kirazý bu Þaban efendi?.."

Manav Þaban umulmayacak bir hýzla cevap verdi:

"Amirim Napolyon kirazý, daha bugün halden aldým, ne kadar arzu edersiniz?"

Gülen yüzü bir anda asýldý.Ters ters bakýyordu. Þaban'ýn aklý bir anda baþýna geldi ama iþ iþten de geçmiþti. Komiser Zeki kýzgýnlýkla, hiddetle konuþuyordu:

"Þaban efendi ne Napolyon'u, bu bizim memleketin kirazý deðil mi he, elalemin gavurlarýnýn, üstelik bizim düþmanlarýmýzýn isimlerini niçin kullanýyorsunuz. Bugün Napolyon, yarýn Sezar, öbür gün Stalin diyerek sebzemizi, meyvemizi gavurlaþtýracaksýnýz. Bu Allahtan reva mýdýr, bu nasýl müslümanlýk bu nasýl vatan sevgisi, üstelik sizlerin esnaf olarak vatandaþa örnek olmanýz gerekmiyor mu?.."

Manav sustu. Bu ikinci gaf biraz lükstü... Daha geçen kýþ portakala Washington dedi diye komiser Zeki, portakal poþetini az kalsýn kafasýna indiriyordu. Üstelik bu yaptýðý ikinci hata olmuþtu. Kafasý kýyak olmasaydý, bu hatayý belki yapmazdý. Yalakalýðýný ikiye katlayan manav Þaban, adeta yalvarýyordu:

"Özür dilerim komiserim vallahi dilim sürçtü, eski alýþkanlýk iþte, Bursa'nýn kirazý bu, zaten kiraz nerden çýkar amirim."

Asýk suratý az da olsa biraz düzeliyordu:
"Neyse madem öyle bir kilo kiraz ver bakayým, erik de güzelmiþ, bir kilo da ondan ver. Ýnþallah papaz eriði deðildir?"

"Ne papazý komserim Kayseri eriðidir ama biraz ekþidir"

Birkaç vatandaþ da sýrasýný beklerken,kulaklar dikilmiþti.

"Þaban efendi hayret vallahi, Kayseri'den pastýrma, sucuk çýktýðýný duydum da eriði ilk kez duyuyorum.

Manav korku içersinde eriði küçük bir poþete koyarken, yaramaz bir çocuk gibi mahçup bir edayla konuþuyordu..

"Olmaz mý komiserim, erik asýl oradan çýkar, eskiler bilir, hýyar nasýl Çengelköy'den çýkarsa, bu da öyle birþey iþte efendim."

"Neyse neyse Þaban efendi elmalar da fena deðil gibi, biraz da ondan alsam mý acaba?.."

Manav kiraz ve eriði poþete koyarken titriyordu.

"Tavsiye etmem komiserim biliyorsunuz bu elmalar hep çürük çýkar, aslýnda hiç satmak istemediðim bir meyve, hep zarar ediyorum."

"Yahu çok doðru söylüyorsun Þaban efendi. Bu elmalar neden çürük çýkýyor bunu bir türlü anlayamýyorum. Hayret birþey yahu neyse."

Elini cebine sokarken, sertçe sordu:
"Neyse traþý kes de borcumuz ne kadar onu söyle Þaban efendi?"

Manav Þaban sarhoþluðunun verdiði duygusallýkla adeta aðlýyordu:
"Ne borcu amirim, sizler bizler için gecenizi gündüzünüze katýyorsunuz, devletimizden para alýnýr mý?"

Komiser Zeki elini cebinden çýkarttýktan sonra þefkatle manav Þaban'a güldü.

"Aslýnda Þaban bey bana biraz ters geliyor bu durum. Ama haklýsýn devletimizin olanaklarý kýsýtlý, keþke herkes senin gibi olsa, devlet, vatandaþ el ele verse, düzlüðe çýksak olmaz mý? Bana müsaade sana hayýrlý iþler, Allah bol kazançlar versin."

Çarþý içinde yürürken bir kasap dükkanýnýn önünde durdu. Komiser Zeki'nin kalýn sesini duyan kasap Osman'ýn tüyleri diken diken oldu. Ýstediði kadar diken olsada fark etmezdi ki. Cimri herif...Günde üçyüz kilo et sattýðýný dünya alem biliyordu.

"Osman efendi hayýrlý iþler, yarým kilo köftelik kýyma rica edecektim. Geçen hafta verdiðin kýyma güzeldi, aynýsýndan verirsen iyi olur."

Asýk suratlý kasap'ýn suratý iyice asýldý. Karþýsýnda duran pehlivan endamýnda, üstelik üniformalý bu adama ne diyeceðini þaþýrdý. Kýsa bir süre de kendine geldi.

"Þey yani þey komiserim, biraz bekleyin hazýrlayayým bari"

Hýzlý bir þekilde buzdolabýný açýp, eti keserken, içinden de sayýsýz küfürleri saydýrdý. Kýymayý hazýrlayýp poþete koyan kasap Osman'ýn suratý bir ölünün yüzü gibi olmuþtu. Elini cebine atarken , serçe sordu...

"Borcumuz ne kadar Osman efendi?"

Kasap ayný asýk suratla, kin nefret dolu bir ses tonu ile yýllardýr verdiði cevabý verdi:
"Komiserim, karakolumuza alýnan kýymanýn borcu mu olur muþ?"

Gülümsedi:
"Vallahi olmuyor Osman bey ama ince düþüncenizden dolayý teþekkür ederim. Bir dahaki sefer telafisi olur inþallah, haydi hayýrlý iþler, bol kazançlar, bol müþteriler."

Çarþýnýn kaldýrýmlarýnda yere basarken koca ayaðý ile ses çýkartýrcasýna, kendisinden çok emin bir þekilde karakola doðru yürürken gülümsüyordu..

Karakolun içine adýmlarýný attýðýnda bekçibaþý Kemal karþýsýnda emre hazýrdý.

"Gomserim hoþgeldiniz, verin poþetleri, çok yorulmuþsunuzdur. Buyrun geçin makamýnýza istirahatinize bakýn."

Koltuðuna oturan Komiser Zeki bir sigara yaktý. Kapý çalýndýðýnda bekçibaþý içeri girdi.

"Evet gomserim, gene köfte mi yapayým, ne emredersiniz?"

Bekçinin sorusu ile kýsa bir süre düþündü. Kafasýný biraz salladý..

"Evet evet Kemal, köfte yap bakalým, yalnýz maydonoz da koy içine, geniþte bir çoban salatasý olsun. He bir de nezarethane de kimse var mý?"

"Evet gomserim, hýrsýz çocuk var, kuruyemiþçiyi soyan var ya, sabahleyin iki falakadan geçirdik ama herhalde ilk iþi olacak ki, hiç iþ vermedi.

"Yapma ya...Nasýl üzülüyorum Kemal bu çocuklara, nasýl üzülüyorum bir bilsen. Bu yaþta suç iþliyor, vallahi billahi yazýk günah Kemal bunlara...Daha geçen hafta 23 nisaný kutlamýþtýk biliyorsun. Neyse Kemal fazla ezmeyin çocuðu, akþam üstü bir falakadan daha geçirin, birazda elektrik verirsiniz, sabahta mahkemeye çýkartsýnlar, tamam mý Kemal, az dövün fazla dövmeyin, hepimizin çoluk çocuðu var."

"Tamam gomserim, dediðinizi yaparýz. Namussuzum o kadar gomserle çalýþtým, sizin gibi yufka yüreklisini görmedim, helal olsun size gomserim."




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gülmece (mizah) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Emret Baþkaným
Bekçibaþý Kemal
Acýlar Meyhanesi
Minibüs
Hýrsýz Kenan
Hýrsýz
Bana Yardým Edin
Eþekler Köyü
Moruk
Emret Kumandaným

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Hýrsýzlar Kralý
Güzel Ýstanbul
Sarýgöl Roman Mahallesi 2
Ýdam Ýsteriz
Pavyon Sokaklarý
Dilenciler Köyü
Gel Abi...
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


þenol durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © þenol durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.