ne zaman öleceksin
sırtını dönmüş evin duvarı
ışıkların çekingen artık
yüzümdeki aşk mı sokağının adı
öleceksin de ne zaman
yıkmalı insan kendini
çok düşünmeden
zaman iyi bir yol arkadaşı değil
çekiyoruz dakikaları yirmi dörde beş kala
üçüncü gözdük sustuk
artık geçilmez oradan
biliyorum sensiz zor
uğurlamalı bazen
çok düşünmeden
birkaç parça eşyanı topladım
birkaç kırığını da sardım atkına
sahi nasıl da saklamışsın onca kırığı
dayardım ya sırtımı gururuma
arkama bile bakmadım düştüm
ağlamalı böyle
çok düşünmeden
terminallerde yok aradığım
banklarda bakkalda parklarda
bileti yok oraların yolu da
uyumadığımız gecelerim var ama
tuzunu tutturamadığın çorbaların
alışmalı belki
çok düşünmeden
nereye gömdüm seni böyle
dağınıktım hep kızardın müsveddelerime
tadını sevemediğim haplar yapıyor bunu
tam buluyorum gizliyorlar
ölüm de var işte anlamalı
düşünemeden
yine de
sensizliği
…