..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Güzellik her yerde karşılaşılan bir konuktur. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Mehtap ALTAN




6 Şubat 2010
Girift Uğultular Zinciri  
Mehtap ALTAN
Yaşam, gergefine işlediği manaları önce kendi teyelleyip toparlayan sonra yine kendi söken bir garip masallar silsilesi… Yaşam, kınında muamma taşıyan şeffaf sancı…


:BABD:

Yaşam, gergefine işlediği manaları önce kendi teyelleyip toparlayan sonra yine kendi söken bir garip masallar silsilesi… Yaşam, kınında muamma taşıyan şeffaf sancı…

Bu masalın içindeki her ayrıntı bütüne giden yolun mantık levhasındaki tekil yansıması aslında… Ve bu yansıma kuralların analizinde ruhunu özümseyebilenin kişiliğine yaşama sevinci, erdemli bir duruş, huzurlu bir döngü olarak geri dönmektedir…

Erkek…

İpin ucundaki keskin kargaşayı önce kendine yontan garip zirve... Yaratanın muhteşem dokunuşunda farklılığını kadınla güzelleştiren bir ateş… Öyle bir ateş ki kendini kar tanesinin masum serinliğinde yaşamın tek çözümü olarak görebilecek kadar da kendinden emin… ki unuttuğu tek şey o büyülü serinlikten aldığı fısıltının gücüne güç, ruhuna dem katmış olmasını duymama çabasıdır…

Kadın…

Erkeğin tamamlanmamış ateşine lapa lapa kar yağdıran sihirbaz… Her yağmur damlasına şefkat ekebilecek kadar sevgi üretebilen bir orman… Belki de nefesine yaşamın en keskin yanlarını sığdırması sonra da bu çetrefilli salınımda dik durması beklenilen bir can…

Bu iki muhteşem ayrıntıyı birbirine bağlayan en güçlü mıknatıs, güneşin damlası, hayatın gamzeli hazinesi ise çocuk…

Çocuk…

Yaşamın arka sokaklarında olmayacak, gecenin karanlığına yağmayacak, yeryüzünün çorak topraklarına ayağı değmeyecek bir tılsım…

Çocuk…

Atlasın koynunda düşlerini büyüten, rüzgârın ninnisinde masumluğunu yaşama duvak yapan aşk ötesi bir tablo…

İnsan aslında bütün bu ayrıntılardaki gizli mabet… Saklısına ruhlar birliğindeki sınırsızlığı taşıyan bir anahtar… Ve bu anahtarın açtığı tek yer duygunun beyinle köprüsü olan yürekteki ince çizgi… Bu çizginin rotasındaki amaç ise yeryüzündeki oluşumların, yaradılışın en muhteşemine sunduğu yansımanın bütüne giden ışıklı yolda sonsuzluğa kabul görümün çoğul manasıdır…

Rotası belli bu çizgiyi dışarı taşıran olgu, kasırganın doğdu yeri keşfetmek önceliğinin insana değen feri bence… İnsanın insana gelmeyen sesi yaşamdaki kısır döngünün çoğalışına eşdeğer girift bir uğultular zinciridir… Ki bu zincirin ilk halkası bencillik son halkası “bana değmeyen yılan bin yaşasın felsefesidir”…

Korkuyu, karanlığa banmış esrik sancılarımızı, saplantıların sığ duruşunda koskoca yüreklerimizi nefessiz bırakacak paranoyaları bırakmak yaşamın arka sokaklarına… Ve bu negatif kırılmaların ruhumuzdaki çöküntülere verdiği katkıyı azaltmak inanan yanımızla… Sonrası nefes aldığımız yeryüzünün atlasına, toprağına, insan kokusu değmiş her karışına ekilmesi gereken ilk tohum umudun en saf tonu… Umudun köklerine dikeceğimiz düşünce hazinesiyle huzuru zirvelere yükseltecek güçlü bir rüzgâr olacaktır geçen her zaman…

Ve bu ayrıntıların ruhunda, güneşin tenine dokunan gülüşler dökülecek insanların içindeki saklı çığlıklardan… Sonrası dizelerdeki nefesler arası diyalog köprüsü…

Dün yaşamın uçurumunda kekemeyken korkularım
Şimdi kıyılarında sırılsıklam ben oluyorum

Umut işlendikçe hücrelerimin en kurak bağına
Atlasına gelin toprağına duvak olayım ey yaşam...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bahar Dalında Zemheri Ayazı
Ruhumda Yeşerdi Ufkumun Yareni
Umudu Sağıyorum Nasırlı Bakışlarından
Beyaz Ağıdın Baba Günlüğü
Üç Gül Masalı
Yalnızım Anla Beni Yalnızlığım
Giz Gülü
Amaç Savaşçısı

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Emek Güllerinin Düş Kırıklığı
Gelincikler Kanadı Dağlarımda

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Göğün Kalbi [Şiir]
Sona Soyunuşun Ağlak Bestesi [Şiir]
Maskeli Masallar [Şiir]
Şakağıma Değer Mavi Uçurtman [Şiir]
Sen Silsilesi [Şiir]
Umudun Delikanlı Duruşu [Şiir]
Şafağa Taşınır Gecenin Gözleri [Şiir]
Gam Damıtır Suskum [Şiir]
Gazze'de Çocuk/tum [Şiir]
Toprağında Gök Masalı [Şiir]


Mehtap ALTAN kimdir?

Yaşamı kaleminin ucunda ve yüreğinin duvarlarında keşfeden sessiz çığlık. . Belki de Atlasın Gelini. . .


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehtap ALTAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.