Gece çöktü mü şehrin üzerine ben oturur bitmeyecek bir yaşama daha başlarım…
Esrarkeş erkeler simsiyah saçlarına sarı kınalar yakar…
Gürül gürül bir yağmur gelir çömelir emanet odamın ortasına…
Ben oturur bir hayali daha yakarım kalbimin hiç bitmeyecek yangınında!
Artık hiç kimsenin hatırlamaya yanaşmadığı ağlamaklı şarkılar mırıldanır dudaklarım…
Ben oturur bir sigara daha yakarım içine efkar diye esrar kattığım…
Gece çöktü mü şehrin üzerine ben oturur kör jiletle bileklerimi keserim…
Ağır gelir bu hayat; ben tanımadığım erkeklere aşk mektupları yazarım bileklerimden fışkıran masmavi kanla…
Ağır ağır gelir bu hayat; gelir çömelir kalbimin ortasına! Ben oturur intihar mektupları yazarım hiç bitmeyecek hüzünlere..
Gece çöktü mü şehrin üzerine, uzun bir uykusuzluğa daha hazırlanan bedenim, susar ve bunalımın orta yerinde yitirilmiş bir cesaretle tırmanmaya başlarım hüznün göğe uzanan merdivenlerine…
Gece çöktü mü şehrin üzerine, çığrından çıkmış deliler içimdeki tımarhanenin paslı demir kapılarını yumruklar …
Gece çöktü mü şehrin üzerine, dönüp durur etrafımda küçücük kırmızı şeytanlar …
Her biri eğilip kulaklarıma ölümün adını fısıldar ve onların her fısıldayışında benim kulaklarım kanar...................