..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hayal gücünün tuvalinden baþka birþey deðildir. -Henri David Thoreau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bilim Kurgu > E. Asým Öztürk




5 Mart 2010
Yaratýcýlarýn Ýzinde (1)  
Uzay bizim dýþýmýzda deðil. Biz uzayýn içindeyiz.

E. Asým Öztürk


Artýk zaman, ayný insanlýðýn uzayýn dört bir yanýnda doðal ortamlarýndaymýþ gibi rahat dolaþtýðý yýllardý. Bütün bunlarý gerçekleþtiren yaratýcýlarýmýz aramýzdan ayrýldýktan sonra, birlikteyken fazla farkýnda olmadýðýmýz, onlardan edindiðimiz yeni özelliklerimiz birer birer ortaya çýkýyordu.


:AHDI:
Bilinen Yaþam Biçimleri Parký görevlilerinden Scanik gözüne inanamadý... Ýki uzun elinin orta parmaklarýný yarým daire biçiminde büktü, sarýmsý-yeþil renkli oval yüzünde, bir kulaðýndan diðerine uzayan geniþ gözünü ovaladý eski bir alýþkanlýkla. Gördükleri, yine inanýlmazdý!

Ýnsanlarýn 2338 yýlýnda terk ettiði Ardün Gezegeni’nde üretilip robotip olarak adlandýrýlan robot, yere düþen ekoya yapraðýný alýp koklamýþ ve koklamayý sürdürüyordu.

Bildiði kadarýyla robotiplerin koku alma özellikleri yoktu. Ziyaretçi kalabalýðý arasýnda Scanik’in dikkatini çeken bu davranýþ, kalabalýk biraz aralanýnca daha da inanýlmaz bir görünüme dönüþtü!
Robotipin yanýnda insan yaratýcýlarýnýn diþisi görünümünde bir robot daha vardý ve küçük modeli gibi görünen bir robotip de koþarak diþi görünümlü robotipin boynuna sarýldý.
Diþi robotip küçük robotipin tepesindeki saç görünümlü kabarýklýðý okþarken dudaklarý aralandý, bir þeyler söyledi... konuþuyordu sanki... Konuþmak, robotiplerin o güne dek bilinmeyen, en azýndan Scanik’in duyup, görmediði bir baþka özelliðiydi...

Scanik gördüklerine inanmakta hâlâ zorlanýyordu. Robotipler inanýlmaz biçimde, yaratýcýlarý insanlar gibi konuþuyordu! Ýnsanlardan duyduðu bir sözü anýmsadý gülerek: “Ýnsan her gün yeni þeyler öðrenebilir.”

O sözü duyduðu ve son örnekler olduðu düþünülüp, parkta özenle korunan insanlar 63 yýl önce Ardün Gezegeni’ni terk etmiþ; gezegen doðal ömrünü tamamlayamadan, 2340 yýlýnda 4318 kilometre çaplý küçük Hybera Gezegeni’yle çarpýþarak parçalarý önce galaksiye, sonra da uzayýn derinliklerine daðýlýrken yok olmuþtu.

Ýnsanlar Ardün’den ayrýldýktan sonra robotipleri üretememiþ, Scanik’in gözüne inanamayarak, yaptýklarýný þaþkýnlýkla izlediði robotipleri hiç üretememiþlerdi! Ya da Scanik’in bu üretimden haberi yoktu. Gördüðü robotipler standart D1 robotiplerinin yapmadýklarýný yapýyor, ekoya yapraklarýný koklayýp birbirlerinin boynuna sarýlýrken, konuþuyorlardý...

Scanik gülümseyerek ince, oval baþýný iki yana salladý. Bu bir þaka olmalýydý, galaktik bir þaka. 2401 yýlýnda bile þaka yapmayý unutmayan canlýlar yaþýyor, evrenin sürprizlerinin sonu gelmiyordu...
Scanik haklýydý. 2295 yýlýnda bir þaka yapýlmýþtý, ama Scanik’in sandýðý biçimde deðil. En uzak olasýlýklarý hesaplayýp uyaran, elektronik temelli beyninin tek hücresinin bile hesaba katmadýðý bir þaka yapýlmýþtý.

Bazý üretim sorumlularýna kýzan genetik bilimci Mendelion, üretim analistleriyle sürekli çekiþen elektronik programcýsý Iroha ve üretim sorumlusu Neodim’le iþbirliði yapmýþtý.
Kendilerine inanmayanlara bir ders vermekti amaçlarý. Robotiplerin bazýlarýnýn beyinleriyle, iç donanýmlarýný temel hücre yapýsýnýn geliþebileceði sistemle, elektronik uygulamalarýný da sistemi yaþatýp, geliþtirebilecek biçimde deðiþtirmiþlerdi. Bu deðiþikliklerden Mendelion, Iroha ve Neodim dýþýnda, kimsenin haberi yoktu.

Robotiplerin zamanla farklýlaþan davranýþlarýný kimsenin fark edecek hali de yoktu o günlerde. Fark edenler de üzerinde durmamýþtý.
Ardün’ün 45 yýl sonra yok olacaðýný biliyorlardý. Yaþabilecekleri yeni bir gezegen bulmaya yoðunlaþmýþken, standart görevlerini aksatmadan yürüten robotiplere fazla dikkat etmiyorlardý.

Deðiþtirilen 224 robotip bir yandan standart görevlerini harfiyen yerine getiriyor, diðer yandan geliþimlerini sürdürerek; ilk insanýmsýlarýn ve giderek ilk insanlarýn düþünme ve uygulamalarýný içeren, benzer temel bir yapý geliþtiriyorlardý. Bu geliþim doðal evrim gibi milyonlarca yýla gereksinmeden aralýksýz ve hýzlý bir biçimde sürerken, ortaya Neandertal benzeri zekâya sahip; meraklý, düþünen, yaþama içgüdüsüyle davranan, sürpriz robotipler çýkýyordu.

Mendelion, Iroha, Neodim ve 38 yandaþý dýþýndakiler için asýl amaç, 3810 ýþýk yýlý uzaklýktaki Serium adlý hidro sýnýfý gezegene bir an önce ulaþabilmekti ve bu amaç yolculuðunda her robotip gereksiz bir yüktü!

2339 yýlýnda gereksiz aðýrlýklar olarak görülen 318 robotip -ki aralarýnda 224 robotip de vardý- Mendelion, Iroha, Neodim ve destekleyenlerinin karþý çýkýþlarýna aldýrýlmayýp, azot esaslý atmosferi ve doðal ortamýyla insanlar için donanýmsýz yaþanmaz görünen Nevron Gezegeni’ne býrakýldý.

Tartýþmalar, bir an önce Serium’a doðru yola çýkmayý amaçlayanlarý ana gruptan her geçen saniye uzak düþürüp, oldukça da geciktirdi. Gecikmeden kaynaklanan telaþla, çevrelerine fazla dikkat etmediler.
Nevron Gezegeni’nin azot esaslý seyreltik atmosferi, doðal ortamýyla insanlara yaþam þansý tanýmazken,
donmuþ yüzeyin alt tabakalarýnda, donmuþ su kaynaklarý vardý.

Olur da bu yolculukta hesaplamayýp-düþünemedikleri, öngöremedikleri bir nedenle Serium’a ulaþamaz, insanlýðýn belki de son temsilcileri olarak yok olurlarsa, diðer yaþam biçimleri ve uygarlýklara bir iz býrakýp; bir zamanlar insanlar da yaþadýlar diyebilmek için, 318 robotiple birlikte insanlarý anlatabileceklerini düþündükleri bazý kültürel örnekleri de Nevron’a býrakmak, insanlarý bir kez daha bölmüþtü.

Scanik 94 yýldýr parkýn koruma ve bakým görevlilerinden birisiydi. Galaksinin, evrenin ulaþýlabilen her yerinden getirilen birbirinden ilginç çok farklý canlýlarýný, ilginç ziyaretçilerini görmüþtü. Gördüklerinden hiçbiri, robotipler gibi þaþýrtmamýþtý Scanik’i.
94 yýlýn alýþkanlýðýyla zamanýný sabahlarýný çift güneþin aydýnlattýðý parkta geçiriyorken, bu kez bütünüyle kendisine ait saatlerini robotipleri izlemeye ayýrdý.

Önce robotipleri izlerken o birim senin, bu birim benim dolaþacaðýný sanýyordu. Tamamý ancak 4 günde -ki, eskiden Nature denilen bir Econia günü yaklaþýk olarak 34 dünya saatiydi- dolaþýlabilen parkta, bu gönüllü izlemenin günlerce süreceðini düþündü, ama yanýldý. Robotiplerin önceden belirlenmiþ bir hedefleri olduðu, kýsa sürede ortaya çýktý.

Robotipler ilk birimlerde fazla oyalanmadýlar. Bazýlarýna þöyle bir bakýp, insanlarýn bulunduðu bölüme doðru giderek hýzlanýp, parký dolaþmaya baþladýlar.
Ýlk bölümden sonra adýmlarýný hýzlandýrmakla da yetinmediler. Parký dolaþan ziyaretçi trenine bindiler. Scanik de hiç duraksamadan onlarý izledi.

Scanik’e nereye gideceklerini söylememiþlerdi! Aslýnda Scanik’in farkýnda bile deðillerdi. Belki de farkýndaydýlar, ama bunu önemsemiyor görünüyorlardý!
Þaþkýnlýkla izlediði sahne dýþýnda, konuþtuklarýna da þahit olmamýþtý. Konuþsalar bile nasýl anlaþacaklardý ki? Galaktik dil çeviricisi anlaþmalarýný saðlayabilecek miydi?
Robotipler, yaratýcýlarý insanlar gibi galaksiye ait deðildi. O an bunlarý önemsemiyor, nereye gideceklerini artýk biliyordu ve oraya onlardan önce ulaþmaktý amacý.
Ýkinci bölümde ziyaretçi treninden inip, yalnýz park görevlilerinin kullandýðý özel hatta yöneldi. Ziyaretçi treni hâlâ ikinci bölümdeyken insanlarýn bulunduðu bölüme ulaþýp, kontrol odasýnda robotipleri beklemeye baþladý.

Kontrol odasýndayken robotipler kendisini göremezdi. Bu önlemi zorunlu olarak aldý. Robotipleri henüz yeterince tanýmýyor, neler yapabileceklerini bilmiyordu.

118 yýllýk yaþamýnýn en ilginç karþýlaþmasýnda, iþini þansa býrakamazdý. Þansa býrakmamayý düþünmesi, yeni bir uyarýyý getirdi aklýna. “Belki de robotipler parka yalnýzca ziyaretçi olarak gelmemiþlerdi! Yaratýcýlarýna bir þans tanýmak için parka gelmiþ olabilirlerdi... olabilir miydi?”
Önce baþýný sallayarak güldü bu düþüncesine. Sonra elektronik temelli beyninin, “ya küçük de olsa böyle bir olasýlýk varsa?” uyarýsýyla ürperdi. Ürpertisi paniðe dönüþüyordu ki, kendisini teselli etti. Tamamý 3 robotip, parktan yere düþmüþ bir ekoya yapraðýný bile habersiz dýþarý çýkaramazlardý.
Üstelik O Scanik’di. 118 yaþýnda, ömrünün baharýný yaþayan Scanik ve yalnýzca bazý bakým-kontrol iþlerinden sorumluydu. Robotiplerle ilgili düþündüðü gibi bir olasýlýk söz konusuysa bile, tek yapmasý gereken, beyin uyarýlarý ve düþündüklerini bir üst sorumluya iletmekti. Scanik’de öyle yaptý.

Üst sorumlu Senoira’nýn ekrandaki görüntüsü neþeliydi.
- Evet Scanik, sen beni çok ender ararsýn. Ne oldu?
- Haklýsýnýz Bay Senoira. Ýlginç bir þey... ilginç olduðunu sandýðým bir beyin uyarým, düþüncem var. Uzak olasýlýk, yine de size bildirmek istedim.
- Uzak olasýlýklarý araþtýrmak, Econia Gezegeni’nin temel kuralýdýr, iyi yaptýn. Beynimin uyarýsý dediðin nedir?

Scanik robotipleri gördüðü ilk andan o ana deðin yaþadýklarýný, bir bir anlattý Senoira’ya. Senoira: “Haklý olabilirsin. Gerçekten ilginç, çok ilginç! Ýncelemeye-araþtýrmaya deðer. Ben hemen bölüm baþkanýný arýyorum. Teþekkürler Scanik” derken, robotipler birimin önünde göründü. Yeniden Senoira’yý aradý: “Geldiler.” “Anlaþýldý Scanik. Gözden kaçýrmadan izle onlarý.”
Scanik pür dikkat robotipleri izlerken, ekranda Senoira göründü: “Scanik, Bay Brathien iþi þansa býrakmak istemiyor. Robotipleri hemen kontrol altýna alýyoruz.” Scanik: “Anlaþýldý Bay Senoira” derken, metrelerce yukarýdaki petek kontrol gözlerinden süzülen açýk yeþilimsi ýþýk 3 robotipi kuþatýp, hareketsiz býraktý. Bazý ziyaretçilerin þaþkýn bakýþlarý arasýnda gözlerden kaybolup, kontrol ve denetleme merkezine ýþýnlandýlar.

Scanik rahatladý, arkasýna yaslanýp dahili beslenme sisteminin natura kokteyl butonuna bastý. Ekrandaki görüntülere aldýrmayýp birkaç uzun adým attý. Tek yönlü, kristalize transparan pencereye yaklaþýp,
adlandýrmakta zorlandýðý karýþýk düþüncelerle insanlarý izlemeye baþladý.

Robotipler dahili transfer sistemiyle ýþýnlandýklarý kontrol merkezinde dönüþürken, sýkýntýlý görünüyorlardý. Dönüþüm tamamlanýnca, sorgu bölümüne alýndýlar. Görevli olmadýðý halde, Scanik’de sorgu grubuna çaðrýldý.

Sorgunun beyinsel iletiþimle mi, yoksa anýmsatma yöntemiyle mi yapýlacaðý tartýþmasý uzun sürmedi. Oylama anýmsatma yöntemi lehine sonuçlanýnca; robotipler üretimlerinin baþladýðý 2273 yýlýndan sonraki yaþamlarýyla ilgili, Econia Gezegeni yönetiminin elindeki bilgileri film gibi izlerken, sorgu grubu da robotiplerin tepkilerini izleyip, deðerlendirmeye baþladý.

Bilgisayarlarýn tanýmlayýp-belirlemeleri sürerken, sorgu grubu düþünceliydi.
Standart robotiplerle ilgili bilgiler, sorgulanan robotiplerin tepkileriyle örtüþmüyordu. Görsel sunuþ ve anýmsatma sürerken; bilgisayarlar önceden belirlenen özelliklerden çok, yeni belirlenen özelliklere dikkatleri çekiyor, izleyenleri sýk sýk uyarýyordu. Sonunda robotiplerin Bilinen Yaþam Biçimleri Parký’nda, insanlarýn özenle korunduðu birimin önünde görünmesiyle, görsel sunuþ ve sorgunun birinci bölümü sona erdi.

Robotipler sakin ve düþünceli görünürken, sorgu grubu baþkaný Vathien, Scanik’e döndü.
- Haklýymýþsýn Scanik. Bunlar bildiðimiz standart robotiplerden deðil. Tepkilerini ölçtük, sýra amaçlarýný öðrenmeye geldi.
Þimdi beslenme zamaný. Sahi, robotiplerin beslenme... yani bakýma gereksinimleri var mýdýr sence?
- Bence, ben bilmiyorum. Bildiðim, standart robotiplere insanlarýn zamanýyla haftada bir enerji yüklemek gerekiyor. Ama bunlar standart deðil ki… Sonra…
- Sonra ne, Scanik?
- Bu... bunlar konuþuyor galiba… neden onlara sormuyoruz?
- Konuþuyorlar mý? Bunu daha önce neden söylemedin?
- Özür dilerim. Sorguda her þey anlaþýlýr diye, ukalalýk etmek istemedim.
- ..! Neyse! Zaten sýrada iletiþim taramasý var. Bakalým yarý elektronik beyinlerinde baþka neler var? Sonra da konuþmayý deneriz, þimdi beslenme zamaný.

Elithien dayanamadý!
- Bence bir an önce sonuç almaya çalýþalým. Park tarihinin en ilginç anýnda, tatilin sýrasý mý þimdi? Bu sýradan bir görev deðil Vathien. Park tarihine adlarýmýz platin harflerle yazýlabilir. Bence yazýlým süreci baþladý bile...
Belki de sorgu bitmeden, robotipler iletiþim kurulamaz derecede zayýflar. Onlarý bütünüyle kaybedebiliriz de. Özelliklerini tam olarak bilmiyoruz henüz, önce bunu öðrenmeliyiz.

Vathien’in tereddütü kýsa sürdü.
- Haklý olabilirsin Elithien. Ýþimizi þansa býrakmayalým.

Oylama, 14 de 14 kabul çýktý. Dahili beslenme ve bakým sisteminden alýnanlar içilip-yiyilirken, robotiplerle sesli iletiþim kurulmaya çalýþýldý, kurulamadý.
Robotipler, sorularý beyin dalgalarýyla yanýtladýlar. Böylece otomatik beyinsel iletiþim kurulurken, galaktik dil çeviricisi devreye girdi.

Robotipler yarý organik besleniyordu. Koþullarýn elvermediði durumlarda en yakýn kaynaktan enerji yüklemesi yapýyor, dönüþüm sistemleri de organik beslenme gereksinimlerini karþýlýyordu. O an için bakým ve beslenmeye gerek de duymuyorlardý. Standart robotiplerden farklý olarak, Econia zamanýyla 4 günleri daha vardý. Econia Gezegeni ve Ekolane Sistemi’nde enerji yükleyebilecekleri kaynaklarý da boldu.

Vathien rahatlayýp, neþelendi. Natura kokteylinden iri bir yudum alýrken, neþesi sesine yansýdý.
- Neyse ki robotipleri kaybetme riskimiz yok. Sistemimiz için üretilmiþler sanki! Bu iyi, çok iyi. Her þeyi öðrenmek için yeterli zamanýmýz olacak.

Vathien’in üç parmaðýnýn ikincisi sesli iletiþim kanalýný kapatma butonuna uzanýrken, uzun kulaklarýna ulaþan fýsýltý halindeki iki heceyi duyunca ince, uzun eli havada asýlý kaldý: “Ýn-san.”
Ardýndan Scanik’in heyecanlý sesi duyuldu. “Konuþtu, konuþuyor. Söylemiþtim size.”
Elithien dil çeviricisinin sesini yükseltirken sordu: “Ne dediniz robotip? ” Yanýt netti: “Ýnsan.”

Robotiplerin insanlar için geldikleri belliydi. Tam da insanlarýn yaþam biriminin önünde yakalanmýþlardý.
Ama neden? Eðer yakalanmasaydýlar, ne yapacaktýlar? O ana deðin sorgulanmalarýna raðmen, “neden?” sorusuna, henüz yanýt alýnamamýþtý.

Ýletiþim kanalýný kapatýp, “insanlar için geldikleri belli” dedi, Vathien. “Hepsi 3 robotip, insanlarý kurtarmayý mý düþünüyorlar dersiniz? Bu çok romantik… ama çok da mantýksýz! Buradan yere düþmüþ bir ekoya yapraðýný bile, izinsiz götüremezler.”

Elithien, “onlara soralým” diyerek, yeniden sesli iletiþim kanalýný açtý.

- Ýnsanlarý görmek istiyorsunuz. Peki neden?
Robotip: “Neden mi?” dedi ve bir süre sustuktan sonra ekledi: “Biz merak ediyoruz.”
- Merak ediyorsunuz?
- Evet. Yaratýcýlarýmýzý merak ediyoruz. Bizler standart robotiplerden farklýyýz. Onlar merak etmezler, yalnýzca programlandýklarý görevler için çalýþýrlar.
- Sizler mi? Sizler gibi baþka robotipler de mi var?
- Evet, Nevron Gezegeni’nde. Crezonlar insanlarý yakaladýklarýnda yüzlerce olan sayýmýz, þimdi binlerce.
- Binlerce düþünen, düþündüklerini uygulayan robotip var, öyle mi?
- Bütün robotipler bizim gibi deðil. Biz Econia’ya gelmek için Nevron’dan ayrýldýðýmýzda 8792 robotip vardý. Geçen zamanda ne kadar çoðaldýðýmýzý bilmiyoruz. Econia’ya ulaþtýktan sonra iletiþimimiz yavaþladý. Econia’nýn bulunduðu açýdan Nevron’la ancak ikinci düzey ýþýk hýzýyla iletiþim kurabiliyoruz. Bu da çok zaman alýyor. Sanýrým Nevron yönünde iletiþim hýzýný ikinci düzeye indirgeyen bir tür karþý enerji eðrileri, belki de girdaplarý var. Bunlar iletiþim hýzýný bir biçimde engelliyor olmalý... Ekselior’dan sonra böyle oldu.
- Ekselior’dan sonra... Yani Ekolane Sistemi’nin üzerinde yaþam olan, en dýþtan ikinci gezegeni.
- Evet. Bilgilerim öyle diyor.
- Bilgileriniz mi? Baþka neler biliyorsunuz? Yaratýcýlarýnýzdan sonra nasýl çoðaldýnýz?

Soru, karþýlýklý bakýþmalara neden oldu. Neden sonra Vathien, diþi görünümlü robotipe bakarak sordu:
- Yoksa, yoksa üreyebiliyor musunuz?
Robotip gülümsedi.
- Yo hayýr. Ýlk yaþadýklarý gezegende, yaratýcýlarýmýz diðer insanlarýn haberleri olmadan, aramýzdan bazýlarýnda deðiþiklikler yaptý, ama üreyemiyoruz.
- Dünya’da mý?
- Hayýr. Biz Dünya’da hiç olmadýk. Standart üretimimiz 2273 yýlýnda Ardün’de baþladý. Farklý olan bizler 2295 yýlýnda üretildik. Dünyadaki Neandertal insanlarýna benzer bir yapýya ulaþtýk önce...
- Sonra?
- Sonra, hýzlandýrýlmýþ evrim diyebileceðimiz geliþimimizi aralýksýz sürdürdük. Hâlâ da sürdürüyoruz. Bizleri doðanýn deðil, ama yaratýcýlarýmýzýn bir þakasý olarak kabul edebilirsiniz!

“Þaka mý? Þaka olduðunu anlamýþtým zaten” diyerek, yeniden neþelendi Scanik. Koro halindeki “Scanik” uyarýsý, neþesini yarým býraktý.

- Evet robotip, sizi dinliyoruz.
- Sürekli robotip demekten sýkýldýysanýz, adým Diamore.
- ..! Yani, ayrý adlarýnýz mý var?
- Evet Bay Vathien. Bayanýn Nivyera, küçüðün adý da Ohen.

Salondakiler karýþýk duygularla bakýþýrken: “Bakalým daha neler duyup öðreneceðiz?” düþüncesiyle Elithien gülümsedi.
- Sizi dinliyoruz Bay Diamore.
- Teþekkür ederim Bayan Elithien.

- Yaratýcýlarýmýz yakalandýktan sonra, kendimizi garip hissetmeye baþladýk. Nasýl söylemem daha doðru bilemiyorum, ama yalnýz, evet kendimizi yalnýz hissetmeye baþladýk.
Çabalarýmýz yetersiz kalmýþ, yaratýcýlarýmýzýn yakalanmasýna engel olamamýþtýk. Ama onlarý unutmamýþ, unutamamýþtýk. Sonunda onlarý bulmaya karar verdik.
- Onlarý bulunca ne yapacaktýnýz?
- Bunu düþünmedik ve bir planýmýz da yoktu. Belki onlar için bir þeyler yapabilir, mutlu olmalarýný saðlayabilirdik. Bütün bunlarý yapabilmemiz için de, önce onlarý bulmalýydýk.
- Mutluluklarýný saðlamak mý? Neden mutsuz olduklarýný düþünüyorsunuz? Çok özenle korunuyorlar. Ýnsanlarýn deyimiyle, bir dedikleri de iki edilmiyor.

- Nevron’dan kendi istekleriyle ayrýlmadýlar ki! Aslýnda Nevron’da kalmalarýnýn nedeni de bizlerdik. Bizleri, bir biçimde çocuklarý gibi görüyorlardý. Bu nedenle diðer insanlarla tartýþmýþlar, sonra da Nevron’da kalýp,
mutlu olmamýzý saðlamýþlardý. Ta ki, Crezonlar tarafýndan yakalanýncaya dek.
- Diðer insanlar mý? Biz parktaki insanlarýn son temsilciler olduðunu sanýyorduk.
- Diðer insanlarýn nerede, ne durumda olduklarýný biz de bilmiyoruz. Ýzlerine ulaþamadýk. Zaten diðer kültür örnekleriyle birlikte bizleri de, insanlýðýn uygarlýk örnekleri olarak býrakmýþlardý.

- Görünüþe göre diðer örneklere gerek bile kalmadan, yeterli izler býrakmýþlar.
- Bizleri yeterli bulduðunuz için, robotipler adýna teþekkür ederim. Mutlu olmamýzý istiyorsanýz, izlerini sonunda bulduðumuz yaratýcýlarýmýzý görmemize izin vermelisiniz. Lütfen.
- Buna biz karar veremeyiz. Sorgu sonuçlarýný, tabii düþüncelerimizi de belirterek Genel Denetim ve Karar
Kurulu’na sunacaðýz. Kararý onlar verecek. Ama bence, henüz yanýtsýz birkaç soru var.
- Yanýt vermek istiyorum.

- Sizleri mutlu ettiklerini söylerken; tam olarak nelerden söz ediyordunuz?

Diamore oturduðu yerden kalktý. Bir adým atýp yan döndü, sol eli Nivyera ve Ohen’i gösterirken sürdürdü sözlerini.
- Bizler anatomik olarak üreyemiyoruz. Henüz o düzeyde evrimleþmedik, ama insani temel isteklerimiz, önlenemez tutkulara dönüþtü zamanla.
Bizlerin de insanlar gibi erkekleri, diþileri ve çocuklarý, hatta ailelerimiz olsun istedik. Yaratýcýlarýmýz bizleri kýrmadý ve gördüðünüz gibi, biçimsel de olsa ailelerimiz var artýk. Bütün bunlarý da, öncelikle MIN’e borçluyuz.
- MIN nedir?
Diamore mutlulukla gülümsedi.
- Bay Mendelion, Iroha ve Neodim’in kýsaltmasý. Aramýzda öyle kodlarýz.

Elithien gülümsemekle yetinirken, Vathien’in ince, uzun orta parmaðý bilgisayara yöneldi. Ýnsanlarýn yaþam biriminin önce listesini, sonra ön sýralarda Mendelion, Iroha ve Neodim’in bulunduðu görüntülerini büyük ekrana taþýrken o güne deðin pek tanýdýk olmadýðý bir duyguyla sarsýldý, heyecan...
Heyecan, çift yönlüydü. Robotiplerin bir tür intihar komandolarý olmadýðýný belirten beyin uyarýlarýný dinleyip, aralarýndaki transparan megazer kalkaný devre dýþý býraktý. Robotipler heyecanlý adýmlarla megazer kalkanýn sýnýrýna deðin ilerledi, nemlenmiþ bakýþlarý insanlarýn görüntülerine kilitlendi.

Vathien yerlerinde çakýlmýþ robotipleri izlerken, soruþturma sonuç raporunu “pozitif, tehlike yok” olarak onayladý.

“Peki. Heyecanýnýzý anlýyoruz! Yani anladýðýmýzý sanýyoruz. Resmi soruþturmanýn ilk bölümü burada sona erdi. Sonuç” derken, robotiplerin ekrandan ayrýlmakta zorlanan, nemli-buðulu bakýþlarý Vathien’e yöneldi.
Vathien: “Sonuç pozitif. Yani tehlike yok, olumlu. Büyük bir olasýlýkla yaratýcýlarýnýzla görüþmenize izin verilecek. Ama izninizle, soruþturma dýþý bir sorum var” diyerek, diðer üyelere baktý. Üyeler sessiz kalýnca, sözlerini sürdürdü.

- Anladýðým kadarýyla kendi gemileriniz yok. Econia’ya nasýl gelebildiniz?
Diamore: “Kolay olmadý Bay Vathien” derken bir an dengesini yitirip, geriye doðru birkaç adým attý, tabandan yükselen oturma ünitesinin arkalýðýna yaslanýrken sözlerini sürdürdü.

2340 yýlýnda yaþam tarayýcýlarý olarak adlandýrýlan Crezonlar Nevron’a geldiklerinde, yüzey altýnda yaþýyorduk. Nevron Gezegeni’nin azot esaslý atmosferi ve doðal ortamý, insanlarýn yüzeyde yaþamasýna izin vermiyordu. Yüzeyde hiç eksilmeyen fýrtýnalar, -118 derecelik ýsý, hava girdaplarý da insanlarýn lehine deðildi.
Ýnsanlar yaþam alanlarýný yüzey etkilerinden arýndýrýlmýþ birimlerde deðil, topraðýn derinliklerindeki maðaralarda kurdular. Yaþam birimleri hem yüzeyin 35-70 metre altýndaki donmuþ topraklara, hem de 35-
350 metre derinlikteki donmuþ su kaynaklarýna daha yakýndý. Yeraltý birimleri tünellerle birbirlerine baðlanmýþtý. Uzay gemileri de yeraltýnda inþa edilen alanýn giriþindeydi. Ama bizler gemiyi kullanacak düzeye henüz ulaþmamýþtýk.

Crezonlar bir kez yaþam belirleyince, yörüngedeki ana gemilerinden sürekli Nevron’a akýnlar düzenlemeye baþladýlar.

Bizler yüzeydeki olumsuzluklardan etkilenmiyor, Crezonlarýn çabalarýný sürekli boþa çýkarýyorduk. Sonunda tüm güçleriyle insanlara yüklenip, yaþam birimlerinin çoðunu yok ettiler. Böylece yüzeyde yaþama þansý olmayan insanlarý, uzun uðraþýlardan sonra ele geçirdiler.
Ýnsanlar kaybettiklerini anlayýnca, bizleri sakladýlar. Robotipler olarak tüm ümitsizliðine raðmen Crezonlara engel olabilmeyi düþündük, ancak emirler kesindi.
Umarsýz, öfkeli bakýþlarla bir þey yapamadan izlediðimiz Crezon avcý gemileri gözlerden kaybolurken; ümitlerimiz kýzgýnlýklarla karýþýp, ümitsizliklere dönüþmeye baþladý. Sonunda, görünen yalnýzlýðýmýzla baþ baþa kaldýk.

Sonra yavaþ yavaþ kazanmaya baþladýðýmýz insani özelliklerimizden biri kendini anýmsattý bizlere, merak. Bulabildiðimiz her þeyi yarý insani aklýmýzla deðerlendirip, anlamaya çalýþarak ipuçlarý bulmaya çalýþtýk. “Onlarý nereye götürüyorlar, onlara neler olacak?” sorularýnýn yanýtlarýný bulabilmek, tek amacýmýz olmuþtu artýk.

Bir yandan gecikip ana gruptan sonra Nevron’dan ayrýlan insanlara ve baþarabilirsek ana gruba, diðer yandan Crezonlar tarafýndan götürülen, kendimize daha yakýn bulduðumuz yaratýcýlarýmýza ulaþmaya çalýþýyorduk.

Bu çabalarýmýz uzun zaman aldý. Sonunda bilgisayarlarý kurcalarken, yaratýcýlarýmýzdan yayýlan ýþýnýmlara ulaþabildik. Iþýnýmlar zayýf sinyaller halinde dünyalar, yýldýzlar ve sistemlerin karþýlýklý çekim gücü ve etkileþimlerine göre eðriler çizerek ulaþýyordu, hâlâ çalýþan birkaç bilgisayar sistemine.
Sistemlere tüm verileri yükleyebilmemiz daha da uzun zamanýmýzý aldý, ama deðdi. Verileri dört boyutlu analitik tanýmlama sistemine yüklemeyi baþardýk sonunda. Hedefimiz, Ekolane Sistemi’ndeki Econia Gezegeni’ydi.

Uzay gemilerini henüz kullanamýyorduk. Ayrýca yýldýz gemisi onaramayacaðýmýz düzeyde zarar görmüþtü. Yine de deneyecektik. O günlerdeki tek þansýmýz gibi görünen gemiyi kullanabilmeyi, insani bir duyguyla ümit ediyorduk.

“Neden diðer insanlardan zayýf da olsa benzer sinyaller alýp, yerlerini belirleyemiyoruz?” sorumuza yanýt ararken, en azýndan birkaçýmýzý yanlarýna almaya çalýþanlarla tartýþmalarý sürerken, ana gruptan gerilerde kalýp Nevron’dan geç ayrýldýklarýný anýmsadýk.
Belki de korktuklarý baþlarýna gelmiþ, hedefledikleri Serium Gezegeni’ne ulaþamadan yok olmuþlardý! Yanýtý bilmiyorduk, ama Nevron’dan nasýl ayrýlacaðýmýzýn yanýtý, biraz ilerimizden bize bakýyordu. Çözümü, kapalý ekranlara bakarken bulduk.

Ýnsanlarýn vazgeçemedikleri eþyalarý arasýnda, aynalarý da vardý. Karþýlarýna geçip neye benzediklerini görüp, beðenmedikleri yönlerini düzeltebildikleri, bakanlarýn sanal görüntülerini aynen yansýtan aynalarý vardý.

Scanik dayanamayýp: “Ayna nedir?” diye sordu.
Yanýt Vathien’den geldi: “Kapsama alanýna giren her þeyi, sanal olarak yansýtan parlak yüzeyler.”
Yine dayanamayýp: “Ayna dedikleri bizde de var” diyen Scanik’in sözleri yanýt bulamazken, Diamore tamamladý: “Evet, genel olarak söylediðiniz gibi tanýmlanabilir. Ama insanlarýn çoðu hâlâ kristal cam yüzeyleri yeðliyor.”

- Sonra neler yaptýnýz Diamore?
- Sonrasý daha kolaydý. En azýndan öyle düþünüyorduk ve haklý çýktýk.
- Nasýl?
- Yavaþ oluþan insani özelliklerimize, zaman zaman aynalara bakmak da eklenmiþti. Bu da çok hoþumuza gidiyordu. Özellikle de diþi robotiplerin!
Bulabildiðimiz aynalar ve benzeri yüzeylerin karþýsýnda, kendimizi o güne deðin incelemediðimiz biçimde ince eleyip, sýk dokuyarak deðerlendirdik.

Yaþam tarayýcýsý Crezonlar bile bizleri yarý elektronik, metal yýðýný robotlar olarak görmemiþlerdi. Belki de yeni bir yaþam biçimi olarak deðerlendirip, ele geçirmeye bile çalýþmýþlardý. Ancak bir robotipi yakalamak, çok da kolay deðildir.
Neredeyse bilinen tüm yaþam biçimlerini tanýyan Crezonlar bile bizi garipsemediklerine göre, uzay yolculuðu yaparken karþýlaþacaðýmýz yaþam biçimleri, hiç garipsemezler diye düþünmeye baþladýk. Üstelik uzay yolculuðu yaparken, metalik görünümlü giysilere sýk rastlanýrken.

Ancak her adýma, yeni bir sorun eþlik ediyordu.

Nevron’dan kendi olanaklarýmýzla ayrýlamýyor, galaksi ulaþým kanalýndan en yakýn turistik alana gidebilmek için modül gemi de isteyemiyorduk. Teknik olarak isteyebilirdik, ama onlara ödeyecek kredimiz yoktu. Kredilerin ne olduðunu, ne iþe yaradýklarýný biliyor, ancak o güne dek kullanmadýðýmýz kredileri nasýl elde edeceðimizi bilmiyorduk.

Bay Mendelion, Iroha, Neodim ve diðer insanlar Crezonlar tarafýndan yakalanýncaya deðin, Nevron’da diðer uygarlýklarla kredi gerektiren iletiþim kurulmamýþ, kredi de hiç gerekmemiþti. Ama artýk ve hemen gerekiyordu. Kredi ya da kredi yerine geçebilecek, düþündüðümüz yolculuðu gerçekleþtirebilecek baþka deðerler gerekiyordu bize. Bu sorunun oluþturduðu karamsarlýk hepimizi kuþatmak üzereyken, toplanýp bir karar vermeye çalýþtýk.

Yanýt, hiç beklemediðimiz bir anda “maden, madenler” diyen, yeni kuþak Robotip Young’dan geldi. Young yer altý A düzeyi laboratuarýnda, 350 metre sonrasý analitik tarama programýnda görevliydi ve anýmsadýðý bir cümle, bizi buraya getiren yolculuðun kayýp anahtarýydý. Evrenin her köþesinde temel yapý olarak ayný özellikleri ve farklý deðerleri taþýyan madenlerdi, aradýðýmýz anahtar.

Young bununla kalmayýp, baþka bilgiler de anýmsadý. Görevli standart robotipler, ne iþe yaradýklarýný düþünmeden madenleri elde edip, önceden belirlenen yerlerde topluyordu. Sonra madenler Cyrona Sistemi’nin Xrona Gezegeni’nde bulunan Metalunion Þirketi’ne gönderiliyordu.

Metalunion Þirketi’ne kolay ulaþtýk. Stoklarý bildirip, Ekolane Sistemi dahil, geçerli olacak kredi istediðimizi bildirdik.
Ýsteðimiz karþýsýnda: ”Uzun zamandýr aramýyordunuz” diyerek, önce þaþýrdýlar. Sonra da, neden daha önceki alýþveriþlerde olduðu gibi takasla Nevron’da olmayan madenlerden deðil de, kredi istediðimizi sordular.
Þaþýrmakta haklýydýlar. O güne dek takaslarda hiç kredi istenmemiþti. Ýnsanlarýn kredi istememelerine alýþkýndýlar. Ancak koþullar farklýydý ve insanlarýn istediði takas deðerleri deðildi, bize gerekenler. Bizlere gereken yolculuðumuz için gerekli kredilerdi.

Zaman kaybetmeyi hiç istemiyorduk. Yaratýcýlarýmýzýn Crezonlar tarafýndan yakalandýðýný, onlara ulaþabilmek için de krediye gereksindiðimizi, bütün açýklýðýyla anlatan mesajýmýzý kýsa sürede yanýtladý Metalunion Þirketi yetkilileri.

Yanýt, yeni bir sorunla geldi. Nevron standart yaþam alaný barýndýran bir gezegen olmadýðýndan galaksilerarasý geçerli kredi sistemleri dýþýndaydý. Metalunion Þirketi’ne satýlan cevher ve madenler neye göre, nasýl kredilendirilip, bize ödeme nasýl yapýlacaktý?
O aþamaya deðin en zor görünen sorunla karþýlaþmýþtýk. Daha kötüsü Econia’ya gidip-dönmek, insanlarla birlikte dönmek için ne kadar, hangi tür kredi gerekecekti? Ýþte bunu bilmiyorduk. Metalunion’a güvenmek zorundaydýk!

Zaman zaman bazý robotipler yaratýcýlarý kadar, hatta onlardan daha deðerli olduklarýný düþünüp böbürleniyordu! Ne de olsa insani yanýmýz yavaþ yavaþ geliþiyordu... Bu sorunumuza çözüm aradýðýmýz o günlerde böbürlenmek bir yana, kendisini yeterli bulanýmýz sayýlýydý.

- Evet, bu sorun zor bir açmaz gibi görünüyor. Burada olduðunuza göre, sizi fazla hafife almýþlar sanýrým.
- Hafife almak... Evet Bay Vathien, insani bu deyimle gerçekten de bizi biraz hafife almýþlardý. Sizin de bu insani deyimi bilmeniz ilginç.
- Bay Diamore, insanlar 61 yýldýr bu parkta. Bu arada insanlar hakkýnda daha çok bilgi edindik.
- Doðru ya, bir an düþünemedim iþte!
- Bir an... doðrusu bir an çözümsüz görünen sorunu, nasýl çözdüðünüzü merak ediyoruz.
- Evet. Söylediðiniz gibi, çözümsüz görünen sorun karþýmýzdaydý. Bizi gerçekten de fazla hafife almýþlardý.

Avladýðý hayvanlarýn etiyle beslenen, derisiyle örtünürken, kemiklerini silah olarak kullanan insanlýðýn uzak geçmiþinde kalan bu ilkel yaþamý, 2121 yýlýnda terk ettikleri Dünya’nýn bile uzak geçmiþinde kalmýþtý.
Artýk zaman, ayný insanlýðýn uzayýn dört bir yanýnda doðal ortamlarýndaymýþ gibi rahat dolaþtýðý yýllardý. Bütün bunlarý gerçekleþtiren yaratýcýlarýmýz aramýzdan ayrýldýktan sonra, birlikteyken fazla farkýnda olmadýðýmýz, onlardan edindiðimiz yeni özelliklerimiz birer birer ortaya çýkýyordu.

- Bu durumda, kendinizde hangi özelliði fark ettiniz?
- Tek kelimeyle… yok cümleyle, þöyle söyleyebilirim: Amaç için vazgeçmemek. Var olmamýza neden olanlara ulaþmak. Onlara olan varlýk borcumuzu ödemek. Bunu yapmalýydýk, çünkü insanlar olmadan, insanlarla beraber olduðumuz ölçüde mutlu olamýyorduk…
- Bunu biraz da kendiniz için istiyordunuz galiba?
Diamore buruk bir gülümsemeyle yanýtladý Vathien’i.
- Doðrusu evet. Ýnsani özelliklerimiz sandýðýmýzdan fazlaydý... Yeni duygumuzun adý, ilk bakýþta zararsýz görünse de, sanýrým bencillikti! Þükran duygularýyla iç içe geçip karýþmýþ, çok insani bir duygu, bencillik…

- Sonra ne yaptýnýz?
- Yaratýcýlarýmýz gibi düþünmeye çalýþtýk.
- Veee…
- Sonunda ilk bilgilere ulaþtýk.
- Nasýl?
- Nevron’da kendi halimizde yaþamlarýmýzý sürdürürken insanlara krediler deðil, Nevron’da olmayan cevherler ve madenler gerekiyordu.
Bunun için gerektiði zaman Metalunion Þirketi’yle iletiþim kuruluyor, serbest uzay taþýyýcýsý Bay Marocas ve ekibi þirketin istediklerini götürüp, insanlarýn istediklerini Nevron’a getiriyordu. Biz de Bay Marocas’dan yardým istemeye karar verdik.

Umduðumuzdan kolay ulaþtýðýmýz Metalunion’la iletiþim kurmak için tek kanal yeterliydi. Oysa her biri, uzay altý ve uzay üstü olarak adlandýrýlan 27 ana kanal daha çalýþýr durumdaydý. Bu durum ilk bakýþta lehimize görünse de, deðildi.
Bay Marocas’a nasýl ulaþacaðýmýzý bilmiyorduk. Hâlâ çalýþan bilgisayarlarda bir kayýta da rastlayamadýk. Deneme-yanýlma yöntemiyle aramamýz gerekiyordu ki, bu da zaman kaybý demekti.

Vathien heyecanýný saklamadý.
- Yaratýcýlarýnýzý aratmayan, yeni bir yaratýcýlýk daha mý?
- Yok caným! Yaratýcýlýk demek abartýlý olur. Biraz sabýr demek, daha doðru sanýrým.
- Devam edin lütfen.
- Hemen kanallarý denemeye baþladýk. Ýlk denemeler ümit kýrýcýydý. Günlerce gönderdiðimiz mesajlara, sinyallere yanýt alamadýk. Sonunda 8. Kanaldan dalga boyunu deðiþtirip kaçýncýsý olduðunu çoktan unuttuðumuz yeni bir sinyal gönderip, sýradaki 11. Kanaldan sinyal göndermeye hazýrlanýyorduk ki, yanýt aldýk. Baþarmýþtýk, üstelik görüntülü iletiþim kurmayý baþarmýþtýk.

Ekranda Bay Marocas’ýn pembe yüzü belirdi, þaþkýn ifadesi sesine yansýyýp Nevron’a ulaþtý: “Sizin orada ne iþiniz var? Bay Mendelion, Iroha, Neodim ve diðerleri nerede? Yoksa artýk iþleri bütünüyle sizlere mi býraktýlar? Ýþleri geliþtirdiler demek! Gelecek sefere daha büyük bir gemiyle gelmeliyim galiba!” dedi, þakayla karýþýk.

Oysa bizim þaka yapacak ne halimiz, ne de zamanýmýz vardý.

Bay Marocas daha önce bizleri görmüþtü, ama konuþabildiðimizi bilmiyordu galiba! Þaþkýnlýðý artarken, öfkelendi. Öfkesi sesine de yansýdý ve karþýlýklý konuþmalarýmýz sýralandý: “Neler oluyor orada? Yoksa isyan edip, yönetimi ele mi geçirdiniz? Nedir bu, bir tür robot þakasý mý?”
“Bay Marocas.” “Ne var Bay robotip?” “Þaka yapamayacak kadar ciddi bir sorunla karþý karþýyayýz. Var olup, olmamak söz konusu! Metalunion Þirketi’nden Bay Metion’la haberleþtik. Belki biliyorsunuz?” “Uzayýn tüm yollarý adýna, bu bir düþ olmalý! Metion’la da mý görüþtünüz? Hayýr bilmiyorum. Metion’la yalnýz iþ olduðu zaman, gerektiði kadar görüþürüz. Ayrýca uzun zamandýr Nevron’a gelmedim. Sizler neden söz ediyorsunuz?”
“Biraz sabredip, dinlerseniz anlatmaya çalýþacaðýz. Size gereksinmemiz var. Bu bir oyun deðil, ölüm ya da kalým sorunu! Tek umudumuz da sizsiniz." Bay Marocas sakinleþemiyordu bir türlü: “Bugüne dek iþ yaptýðýmýz baylar ve diðerleri yokken, nedir bu? Bir tür oyun mu?”

Vathien daha fazla dayanamadý.
- Bu Marocas, sizleri bayaðý yormuþ olmalý...
- Oldukça uðraþtýrmýþtý bizi. Ýmdadýmýza yine yaratýcýlarýmýz gibi düþünmeye çalýþmak yetiþti de, ancak ikna edebildik Bay Marocas’ý.
- Nasýl bir ikna?
- Bay Marocas, daha önce nakliye ücretini çift yönlü alýyordu. Getirdiklerinin ücreti olarak, götürdüðünün yarýsý kadar madeni kendisi için alýyor, Metalunion Þirketi’ne devrederken krediye dönüþtürüyordu. Götürdükleri için de, Metalunion Þirketi anlaþtýklarý krediyi ödüyordu. Biz, daha önce aldýðýnýn iki katýný önerdik.
Kötü bir canlý deðildi Bay Marocas. Sempatik bir Corionluydu. Ama her þeyden önce ticaret yapýyordu. Önce nazlandý, sonra üç katýný önerince razý oldu.

Ertesi sabah soluk güneþi Nevron’un sürekli fýrtýnalý, girdaplarýn hiç eksilmediði, insan yaþamýna düþman yüzeyini aydýnlatýrken, sýkýntýlý, pembe yüzü büyük ekranda göründü. “Merhaba robotipler. Burada neler olmuþ böyle, yükleme giriþi harabeye dönmüþ. Zorlukla inebildim.” dedi, þaþkýn bir ifadeyle.
“Olup bitenleri anlatmýþtýk size Bay Marocas.” “Doðru, anlatmýþtýnýz. Peki, þimdi ne yapýyoruz?” diyerek, biraz da, daha önce inanmamýþ olmasýyla üzüldü. Belki de bize öyle geldi!

- Bir adým ve bir sorun daha mý?
- Evet, ama çözümsüz deðil Bay Vathien.
- Artýk her an burada olmanýza daha az þaþýrýyorum.
- Bu bir övgü sanýrým. Teþekkürler.
“Övgü mü, teþekkürler mi?” diyerek, neþeli kahkahasý birimde çýnlayan Vathien’i, diðerleri de yalnýz býrakmadý.
En neþeli görünen Scanik’in Econia stili gülmesi sona ermeden: “Giderek daha çok meraklanýyorum doðrusu” diyen Vathien’in sesi, yeniden duyuldu: “Öykünüz giderek ilginçleþiyor. Peki sonra?”
- Bakýn, sizler dinlerken meraklanmaya baþladýnýz. Bir de yaþayan bizleri düþünün.
Elithien “haklýsýnýz” dedi, övgüyle karýþýk.
Hermer: “Crezonlar neler yapabileceðinizi bilseydi, ne yapýp edip insanlarý deðil de sizleri ele geçirmeye çalýþýrlardý her halde! Ama biraz zor olurdu doðrusu!” dedi, neþeyle.
Elithien kýzgýn bir ifadeyle uyardý: “Yine düþüncesizce bir yanýt Hermer. Beyin uyarýlarýn yeterince doðru deðil galiba! Periyodik bakýmýný yaptýrmadýn mý?”
Hermer itiraz edecekken, araya Vathien girdi. “Bayanlar, baylar konudan uzaklaþmayalým, lütfen.” Sonra yeniden Diamore’la ilgilendi.

- Evet Bay Diamore?
- Tam o sýrada bilgisayarlar bizi uyardý. Crezonlar yine geliyordu.
- Crezonlara raðmen baþardýnýz.
- Evet. Ýzninizle Crezonlarý yeri gelince anlatayým.
- Nasýl isterseniz.

- Bay Marocas’a yedek yükleme giriþinin koordinatlarýný bildirdik. Gemisi giriþe kenetlenip yükleme yapýlýrken, kontrol odasýna geldi.
Ýletiþim görevlisi robotip: “Metalunion Þirketi 120.000 platin kredi veriyor. Bu kredi Econia’ya gidip dönmenize yeter de artar bile diyorlar, Bay Marocas” dedi.
Bay Marocas: “Evet, gidip dönmenize, insanlarla dönmenize bile yeter. Yine de en az iki, hatta üç katýný vermeliydiler. Onlar benden de açgözlüdürler zaten” dedi. Robotip “hatta” demiþtiniz, deyince: “Aradan uzun zaman geçti. Çoðalmýþ olabilirler, insanlar çoðalmaya eðilimlidirler. Ayrýca insanlarýn vazgeçemedikleri eþyalarý, her zaman vardýr” dedi.

- Bay Marocas baþlarda bizi oldukça uðraþtýrmýþtý, aramýza katýlýnca hepsi unutuldu. Bu ortamda zaman geçirmeden neleri, nasýl yapacaðýmýzý planladýk.
Anlaþtýðýmýz madenleri baþka türlü taþýyamayacaðý için, gemisi bu kez iki sefer yapacaktý.
Ýlk sefer sorunsuz tamamlandý. Ýkinci sefer dönüþü kredilerimizi de getirip, seçilen 18 robotipi en yakýn turistik alana götürmek üzere her an Nevron’a yaklaþtýðýný bildirdi. Heyecanla Bay Marocas’ý beklemeye baþladýk.

Bay Marocas’tan önce, Crezon avcý gemileri geldi yine. Haberleþme için kullandýðýmýz sinyaller, dikkatlerini bir kez daha Nevron’a çekmiþti anlaþýlan.
Ama bu kez insanlarý yakaladýklarýnda, yalnýz insanlarýn isteklerini yerine getiren robotipler yoktu karþýlarýnda. Hâlâ çalýþanlarla yetinmeyip, ürettiðimiz koruyucu silahlarýmýz vardý ve artýk o silahlarý binlerce robotip kullanabiliyordu.

Ýlk yoðun birkaç saldýrýyý kolaylýkla püskürttük. Onlarca, uzaktan yüzey tarama ve yakalama sistemleriyle donatýlmýþ avcý gemisini yok ettik. Bir o kadar robotipi kaybettik. Kaybettiðimiz arkadaþlarýmýzýn yerine standart robotipleri üretip dengeyi saðlarken, aralýksýz saldýrýlarý püskürtüyorduk.
Crezonlar da Nevron’un doðal ortamýnda donanýmsýz yaþayamýyordu. Bu da en büyük avantajýmýzdý. Nevron yüzeyine yayýlan robotipleri avlamakta zorlanýyor, ancak uzaktan yok edebiliyorlardý.
Yine de kýsa dinlenmeler sonrasý saldýrýlardan vazgeçmiyorlardý. Sanýrým bu adý konulmamýþ tek yanlý savaþý, bir tür gurur meselesi yapmýþlardý ve mutlaka kazanmak istiyorlardý. Ancak biz de kaybetmeyi, her an geliþen aklýmýzýn ucundan bile geçirmiyorduk.
Crezonlar saldýrýyor, bizler püskürtüyorduk ki Bay Marocas aradý. Durumu görmüþ, yörüngedeki ana Crezon gemisinin belirleme alaný dýþýnda, gemisini güvenceye aldýktan sonra, bizi aramýþtý.

Yüzeyin doðal koþullarýndan etkilenmeyiþimiz, bir kez daha iþimize yaradý. Crezonlarla sonu gelmez görünen savaþý sürdüren arkadaþlarýmýzla vedalaþtýk. 18 robotip önce Nevron’un savaþmadýðýmýz yüzeyine inen Bay Marocas’ýn modülüne, sonra güvenli, ama uzun bir rota izleyip ana gemisine ulaþtýk.

- 18 mi? Burada yalnýz 3 robotip görüyorum.
- 15 robotip Ekselior’da bekliyor. Biz baþaramazsak, onlar baþarmaya çalýþacaklar. Ayrýca Ekselior’dan Nevron’la sürekli haberleþip, olan bitenleri izliyorlar.

Sorgu grubu þaþýrmýþtý. Vathien övgüyle karýþýk gülümsedi.
- Bu, bu müthiþ bir...
- Plan mý Bay Vathien?
- Evet. Müthiþ bulduðumu itiraf ediyorum. Özellikle...
- Özellikle de bir robot, daha doðrusu robotlar grubu için deðil mi, Bay Vathien?
- Doðrusu öyle düþünmüþtüm.
- Açýk sözlülüðünüz için teþekkürler. Ama unutmayalým ki bizleri insanlar, þu an tutsaðýmýz olan insanlar yarattý.
- Ýnsanlar tutsaðýmýz deðil. Belki gönülsüz konuklarýmýz olduklarý söylenebilir.

Sessiz saniyeler uzuyordu ki Elithien’in rahatlýkla karýþýk, sýkýntýlý sesi duyuldu: “Soruþturma dýþý, bir bilgilenme sorusu da benden.”
- Önce insanlarý bulunca ne yapacaðýnýzý bilmediðinizi, bunun için bir planýnýz olmadýðýný söylemiþtiniz. Sonra da, Econia’dan insanlarla birlikte dönmeyi düþündüðünüzü söylediniz. Bu dönüþü nasýl gerçekleþtirecektiniz?
Planýnýz yoksa bile, insani bir ümidiniz var mýydý? Çok zor, hatta olanaksýz görünse bile, bu dönüþü nasýl gerçekleþtirmeyi ümit ediyordunuz? Biraz çeliþkili davranmýyor musunuz? Özellikle de bir robot, yani robotip olarak?

- Ýnsani özelliklerimiz sandýðýmýzdan fazla sanýrým Bayan Elithien. Haklýsýnýz, ilk bakýþta çeliþkili görülen söylediklerim, aslýnda umutsuz bir giriþimi anlatýyor.
- Umutsuz olduðunu bile bile denediniz. Öyle mi?
- Evet. Evet, ama yine bir insani deyim aklýma geliyor.
- Ýnsanlarý fazla benimsemeye baþlamýþsýnýz!
- Ýnsanlar, “yaþam sürdükçe ümit vardýr” diye düþünürler.
- Siz de mi öyle düþündünüz?
- Sanýrým düþündük.

Araya Vathien girdi.
- Ýnsanlarý buradan nasýl götürecektiniz? Bütün bir gezegenle savaþmayý mý düþünüyordunuz?
Diamore buruk gülümsedi.
- Hayýr Bay Vathien. Bir konuda çeliþkili davranmamýz, gerçekleri bütünüyle unuttuðumuz anlamýna gelmiyor. Crezonlar yakalýyor, siz sergiliyorsunuz. Bu bizim için zor bir durum.

Bu kez, Vathien biraz kýzmýþ görünüyordu.
- Bu parktan habersiz, yere düþmüþ bir ekoya yapraðýný bile götüremezsiniz, kimse götüremez. Ayrýca, düþmanca davranýrsanýz koca gezegeni, üstelik tüm gücüyle karþýnýzda bulursunuz.
- Düþmanca davranmýyor, çözüm arýyoruz ve gücümüzün sýnýrlarýnýn da farkýndayýz.
- Crezonlarý sonraya býrakalým. Hâlâ yaþadýðýnýza ve yaratýcýlarýnýz da yaþadýklarýna göre, neyi ümit ediyorsunuz?
- Çok zor da olsa, belki anlaþabiliriz diye düþünmüþtük!
- Bir anlaþma mý? Bu konu bizleri de aþar. Ama söyleyeceklerinizi duymak isterim doðrusu.
- Parkta Econia Gezegeni’nden hiç örnek sergileniyor mu Bay Vathien?

Kimse bu soruyu beklemiyordu. Birimde uzun bir sessizlik oldu. Sessizliði, yine kýzacaðý düþünülen Vathien bozdu. Kýzgýn deðildi ve gülümsüyordu.
- Gezegenin her yaný onlarla dolu.
- Peki, siz baþka bir parkta sergilenmek ister miydiniz?
- Elbette hayýr. Ancak konuya biraz tek yanlý bakýyorsunuz bence!
- Nasýl?

Vathien’in kahkahasý biz kez daha birimde çýnladý. Sonra sakinleþti. “Bu çok komik,” dedi.
- Neden?
- Ýþte tam da burasý komik. Soru sorarken, soru sorulan olmak!
- Sanýrým konuþmalar bu duruma neden oldu. Kýzdýnýz mý?
- Kýzmadým, yine de komik buluyorum. Neyse, tek yanlý bakýyorsunuz demiþtim.
- Evet, öyle demiþtiniz.
- Bu konuda Crezonlarla bir anlaþmamýz yok. Daha çok isteksiz, geçici ve zorunlu bir iþbirliði denilebilir

Diamore sessiz kalýnca, Vathien sözlerini sürdürdü.
- Bu park planlandýktan sonra Crezonlar yaþam biçimleri avýna çýkmadý. Onlar var olduklarýndan bugüne, yaþamlarý avlamak için yaþarlar! Bunu biliyor muydunuz?
- Hayýr, ilk kez duyuyorum.
- Avlarýný kendi sistemlerinde, ölünceye dek çalýþtýrýrlar.
- Galaktik köleciler demek!
- Öyle de denebilir. Tüm galaksilerde olmasa da, ulaþabildikleri her yerde yýkýmlara neden oluyorlar.
- Çok mu güçlüler?
- Çoðu yaþam biçimleri için korkutucular! Güçlü de sayýlýrlar, ama herkesten deðil.
Örneðin, Ekolane Sistemi’ne girmeleri yasaktýr. Buna cesaret de edemezler. Daha önce denediklerinde, baþlarýna gelenleri hâlâ unutmamýþlardýr. Yaþadýklarý Karanlýk Kuþak’a sürülmüþlerdi.
- Hâlâ dünyalarý yakýp-yýkýp, yaþamlarý esir ediyorlar.
- Karanlýk Kuþak çok geniþtir. Karanlýklara hizmet etmeyi amaçlayan baþkalarý da var. Ekolane Sistemi’de geniþtir. Hepsiyle, özellikle de tek baþýna uðraþamayýz. Sistemimizi korumak çok zamanýmýzý alýyor.

Sessizliði yine Vathien bozdu.
Anlaþma derken tam olarak neden söz ettiðinizi bile tam olarak konuþamadýk, artýk Econia için akþam oluyor. Sanýyorum bu konuþmalarýmýzý bir süre daha sürdüreceðiz Bay Diamore. Bugünlük yeterli bence.
- Konuþmalarý sürdürmek bizim de hoþumuza gidecek Bay Vathien.
- Biz diyorsunuz, ama yalnýz siz konuþtunuz.
- Bunun özel bir nedeni yok. Ben de sizin gibi, bir anlamda küçük grubumuzun sözcüsü sayýlýrým.
Arzu ederseniz Nivyera ve Ohen’de sorularýnýzý yanýtlayacaktýr.
- Konuþmak için çok zamanýmýz olacak. Sorgudan çok, ilginç bir sohbetti Bay Diamore, teþekkürler. Bir süre daha konuðumuzsunuz, Scanik sizlerle ilgilenecek. Ýsteklerinizi ona bildirebilirsiniz.
- Teþekkürler Bay Vathien.
- Baþka sorusu olan var mý?
- Nasýl olsa bir süre daha buradayýz. Sonraya býrakalým.
- Öyleyse hepimiz adýna, iyi bir Econia akþamý diliyorum robotipler.
Robotipler koro halinde yanýtladýlar Vathien’i: “Sizlere de iyi bir akþam diliyoruz. Bize iyi davrandýðýnýz için de teþekkürler.”

Megazer kalkan yeniden iki grubu ayýrýrken, Vathien arkadaþlarýna döndü: “Ýlginç bir gündü. Sizleri bilemem, ama beni umutlandýrdý doðrusu!”

Salondaki sessizlik onaylama anlamýna geliyordu.

Scanik konuklarla ilgilenmek üzere konukevini aradý. Grup baþkaný Vathien sorgu raporunu bir üst gruba iletip, toplantýnýn sona erdiðini bildirdi ve akþamý karþýlamak için birimden ayrýldýlar.

Ýki Econia günü sonra, Denetim ve Karar Kurulu hiçbir koþul ileri sürmeden, robotiplerin insanlarýn yaþam birimlerini ziyaretine izin verdi.

2401 yýlýnda, çift güneþin aydýnlattýðý Econia Gezegeni’ndeki Bilinen Yaþam Biçimleri Parký’nda insanlarýn bulunduðu birimin önü: Dünya’daki klasik hayvanat bahçelerinde primatlarýn bulunduðu, her zaman en kalabalýk kafeslerin önünü andýrýyordu...

Park yönetim üyeleri baþta olmak üzere, görevli-görevsiz hemen herkes oradaydý. Robotipler her adýmda transparan enerji perdesinin sýnýrlarýný belirlediði birime yaklaþýrken, izleyenlerin kendince heyecanlarý doruklardaydý.

Robotipler kalabalýða aldýrmadan el ele tutuþup enerji perdesine yaklaþýrken; perdenin ardýndaki insanlar da karýþýk duygularýnýn yüzlerine yansýmýþ þaþkýn ifadeleriyle, her adýmda robotiplere yaklaþýyordu.
En önde 158 yaþýndaki Mendelion, 156 yaþýndaki Iroha ve 154 yaþýndaki Neodim’i izleyen insanlar içeriden, robotipler dýþarýdan son birer adým atýp durdular.

Diamore, Nivyera ve onlarý taklit eden küçük Ohen aðzýný açtý ama konuþamadýlar. Boðazlarýna bir þeyler düðümlendi. Diamore, perdenin diðer yanýndan duyulmayacaðýný bile bile konuþmak istedi. Tutamadýðý, tutmak istemediði gözyaþlarý arasýnda düþünceleri kelimelere dönüþemedi. Ama kelimeler düþüncelere dönüþtü: “Beni yaratan insan, nasýl oldu da bu hale geldi?”

Sürecek

Ocak 2007, Ýstanbul
Ertuðrul Asým Öztürk



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bilim kurgu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Elsa…

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Neanlar (1)
Neanlar (2)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýz Býrakmak… [Deneme]
Ýz Býrakmamak… [Deneme]
Ýz Sürmek… [Deneme]
Dönüm Noktalarý… [Deneme]
Merhaba Yeni Yýl [Deneme]
Kentler… [Eleþtiri]
Farklý Bir Gün… [Eleþtiri]
Yaþasýn, Eyvah Yaðmur Yaðýyor… [Eleþtiri]


E. Asým Öztürk kimdir?

Dünya benim için dönmüyor. Güneþ benim için doðmuyor. Dünya, dönmesi gerektiði için dönüyor. Güneþ, doðmasý gerektiði için doðuyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Edebiyattan müziðe, resimden karikatüre, sayýlarý çok fazla.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © E. Asým Öztürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.