..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsanlarýn bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Kent > Nezihe ALTUÐ




20 Mart 2010
Ýstanbul (Olmak Þehrinde Þey Olmak)  
Olmak Þehrinde Þey Olmak

Nezihe ALTUÐ


Hadi hep birlikte unutulmamak için, mutlu olmak için bu þehre ve bu yurdun insanlarýna layýk olmak için bu þehre hizmet etmeye var mýsýnýz? Bu nu bir özür olarak da borçlu deðimlisiniz? Þarkýlarýn dediði gibi ‘Ah Ýstanbul! Ýstanbul olalý görmedi böyle bir keder’ sözleri bizi kýþkýrtsýn!


:BJJH:

Bu hikaye Ümraniye Belediyesi 6. Geleneksel Ýstanbul Konulu Hikaye yarýþmasýna katýlmýþtýr.

Ey okuyucu; artýk seni mekana hapseden bedeninden kurtulmalý ve bir yolculuða çýkmalýsýn. Ey siz; bir aþk acýsý ya da hayýrsýz bir dost yüzünden, kendini insanlarýn bayaðýlýðýndan ve kalleþliðinden ya da gerçekleþmesini çok istediðiniz hayalleriniz yüzünden, herkesten çok uzakta bir odaya kapadýnýz mý hiç! Ben kapandým! Yaþadýðým þehir ve kendim yüzünden. Ey dünyanýn bütün mutsuzlarý, hastalarý, delileri, unutulmuþ þehirleri peþimden gelin. Ayaklanýn bütün tembeller, iþsizler, aylaklar, haylazlar, okuyucular, sanatkarlar, yazarlar, emekliler, þehirler þehirlileri! Olmak þehrinde,’þey’ olmaya var mýsýnýz? Peþimden gelenlere sesleniyorum.’Sarsýlacaðýný bildiðin kadar, varacaðýný da bildiðin, seni kendine götürürken, kendinden uzaklaþtýracak, senin yerine muhtemelen bir baþka sen koyacak bir yolculuða çýkýyorsunuz. Yolculuðumuz olmak þehrine. Medeniyetlerin ve imparatorluklarýn buluþtuðu kenttir orasý! Ýnsan ötekisiyle de ‘Þey Olmak’ için bu þehirde daha rahat konuþur, buluþur. Yeryüzünden de gökyüzünden de bakýlýnca ötekinin þehridir burasý denilir. Önemli olan bu þehre doðru yola çýkmaktýr. Zaman ve mekan içinde gezebilme yeteneðine karþý durmaktan vazgeçmeyerek hayale dalmalýyýz bu þehirde. Hayal aleminin yalnýzca senin arzu ettiðin þeylerle zenginleþen yanýný bir kenara býrakmalý ve daha büyük ölçekte daha geniþ hayaller kurmalýsýn bu þehri ve kendini, hayal ederken. Sadece yarýn ya da haftaya gerçekleþmesini istediklerini düþünmekten utanmalýsýn, kendin ve bu þehir karþýsýn da. Hatta etrafýndayým gibi kendini görsen de kimi zaman senden uzaklaþan dünya hakkýnda da, nesneler hakkýnda da tanýmadýðýn insanlar nezdinde de tüm bir insanlýk hakkýnda da düþünmelisin artýk! Çok geç kalmadýk mý? Kendimiz ve bu þehir için yapacaklarýmýza! Sanatçýlarý bir düþünelim; Onlar nesneler dünyasýna yönelirken öznel bir tutumla nesneyi ait olduðu fiziksel gerçeklikten koparýp, görünenin ötesinde içerdiði ‘þeyleri’ nesnelleþtirir. Nesnelere keþfetmek, dokunma ve irdeleme isteði ile yaklaþýr, onlarýn bilgisine varmaya çalýþýr, onlarý yeniden tanýmlar ve yeniden üreterek yeni bir gerçekliðe dönüþtürür. Artýk resimde görünen, sanatçýnýn, algýsýný derinleþtirerek ulaþmaya çalýþtýðý nesnenin alt bilgisini içeren yeni bir ‘Þeydir’. Ey yolcular! Bu kýmýldamadan çýkabileceðiniz bir yolculuk. Gelemeyenler bu þehri göremeyenler, siz yaþadýðý bir kaç sadakatsizliðin ardýndan kafasýnda uðursuz bir deðiþim ya da inzivaya çekilenler, zikredenler, bunca sene bizi yöneterek bize hükmeden dünya ülkeleri. Bütün dünyadaki gece eðlentilerinin sevimlileri sizde gelin! Katýlýn bize! Yorulmayacaksýnýz! Bana güvenin, inanýn. Çünkü insan ruhunun kendine ait sanal bir özgürlük sanrýsý yaratabilecek yetenekte olduðu düþüncesinden hareket edeceðiz. Her ne kadar bahsi geçen sanal özgürlüðün süresi varlýðýndan daha önemli gibi görünse de sonuç itibarýyla özgürlüðün serin gölgelerinde konaklamak isteyen ancak hapsedilmiþ olan ruhlarýnýzý avutmanýzda bu þekilde saðlanabileceði gerçeði sizi rahatlatacaktýr. Her insanýn kendisi ve ötekisi ile konuþacaðýz. Öteki ruha baðlý bir þeytandýr. Ýçgüdüsel ya da ilahi olarak þartlandýðý þeyleri yapar ruhun emirlerine boyun eðmez. Ýsyankardýr. Bunlardan ruh, yaþama, diðeri bedende üretme gücüne sahiptir. Ancak bu iki kuvvet birbirine ters düþer. Ýnsanýn da kendine hakim olabilmesi öteki üzerindeki hakimiyetine baðlýdýr. Þehirdeki üretmede üretebilen insanlarýn var oluþlarýyla ilgilidir. Bir yerinden sonra ilginizi kaybettiðiniz bir kitabý, ya da bir insaný ya da bir þehri bir kenara býrakmadan hayallere daldýðýnýzda o anda ‘ ötekinin’ bir parçasý halini almýþ olan gözleriniz harfler üzerinde kaymaða devam eder, belki de ancak sayfayý çevirme zamaný geldiðinde kavrarsýnýz. Siz hayallere daldýðýnýz sýrada ötekinin okuma eylemini yarýda býrakmadýðýný ancak okuduðundan bir þey anlamayýnca anlarsýnýz. ‘Öteki’ insanlar arasýnda ciddiyetle dolaþken, herkesin saygýyla ona yol verdiði, kimsenin içinde bir ruh bulunup bulunmadýðýný bile düþünmediði ve hiç kimsenin yalnýzlýðýný fark etmediðidir. Bu yolculukta ’ Kendini ‘öteki’ ne teslim etme. O seni saklýyor baþkalarýndan, o seni koruyacaðýna söz verip en muhtaç olduðun anda seni terk ediyor. Aðlamaman gereken bir zamanda aðlýyor o, çalýþman gereken zamanda uyuyakalýyor, uzak durman gereken bir iþe fazlaca yakýn tutabiliyor seni, içindeki ötekinin kokusunu almalýsýn. Suretin, kývrýmlarýn itibarýyla bir insana ait olsa da o senin aslýnýn kimden ya da neden ibaret olduðunu seziyor belki. Kim bilir. Birkaç dostun, birçok sevgilin, bir dolu iliþkin ve hepsinden çok tanýdýklarýn oldu ve bu gün adýný bile unutmuþ o insanlar için artýk bir hiçsindir sözlerini sayýklayýp duracaðýz. Þehirler içinde böyledir bu. Ýnsanda þehirde bu ötekiler yüzünden çok çeker! Bak! Olmak þehri de ötekiler yüzünden bir türlü þey olamýyor! Hala onu Avrupa Kültür Baþkenti saymayan ülkeler var! Bin dokuz yüz seksenlerden beri dolaþan bu unvaný kim kime veriyor! Bayan Melina’sý yok bu ülkenin! Bin dokuz yüz seksen beþte Atina’ya o vermiþti bu unvaný. Ya bizdeki Rabialar, Fatmalar, Haticeler, Halideler, Neziheler, nerede! Onlarý da ötekiler mi susturdu! Ey bu Olmak Þehrinin insanlarý bu þehrin tarihinin üç yüzyýl bin yýl öncesine kadar uzandýðýný anlatamýyor muyuz? Ötekilere. Daha yeni Küçükçekmece gölü kenarýnda bulunan Yarým Burgaz maðarasýnda yapýlan kazýlarda insan kültürüne ait ilk izlerine rastlanmadý mý? Neolitik ve Kalkolitik insanlar yine ilk olarak bu þehirde yaþamadýlar mý? Bu unvan zaten ilk Ýstanbul’a verilmesi gerekmiyor mu? Baþkentlik yaptýðý devletleri ne çabuk unuttunuz! Sayayým mý sizlere. Roma Ýmparatorluðu(330-395), Bizans imparatorluðu(395-1204)(1261-1453) Latin imparatorluðu (1204-1261) Osmanlý Ýmparatorluðu(1453-1922) Dahasý da var Ýstanbul’u yöneten devletleri de size tarih sýrasýna göre tekrar hatýrlatayým mý? Antik Yunan Þehir Devleti (MS 667-MÖ196) Roma Ýmparatorluðu MÖ 196-395) Bizans imparatorluðu (395-1204)(1261-1453)Latin Ýmparatorluðu (1204-1261) Osmanlý Ýmparatorluðu(29 Mayýs 1453). Senin anlayacaðýn tüm medeniyetlerin ittifaký Ýstanbul’da olmuþ. Ya dinlere yaptýðý baþkentlik oda mý kimsenin umurunda deðil! Onda hangisinden baþlayayým çok tanrýcýlýktan tek tanrýcýlýða kadar geçen tüm dinler bu þehirde olgunlaþmaya baþlamadý mý? Budizm, Mazdeizm, Maniþeizm, Nasturilik, Yahudilik ve Hristiyanlýk gibi daha birçok dinleri barýndýran benim þehrimdeki insanlar en sonunda Müslümanlýk ta karar kýlmadýlar mý? Benim ülkemde yaþayan insanlarýn düþünsel yaþamlarý da Ýslam kültürü içinde baþlamadý mý? Batý orta çaðýn karanlýðýný yaþarken doðuda keþfedilen düþünce sistemine Hz Muhammed ile yeni bir din keþfedilmiþ yüzyýllardan beri tam uyku içinde bulunan doðu insanlarý artýk bu dinle yeni bir erdeme yönelmiþlerdir demiyor mu kutsal kitabýmýz? Bu kitabýn, dediklerinin felsefi olarak izahýný þöyle yapabilir miyiz? ’ Kiþinin yetkinliðe eriþebilmesi için pek çok þeyler gereklidir. Kiþi tek baþýna bu þeylerin tümüne birden eriþemez. Toplum, kiþilerden birinin eksiðini ötekiyle tamamlar. Yetkinliðe eriþmek gücü insana doðarken verilmiþtir. Oysa birçok insanlar bir araya toplanýp her biri ötekinin ihtiyacýný hazýrlamak suretiyle birbirlerine yardým etmedikçe, insan tek baþýna bu yetkinliði elde edemez. En yüksek iyilik, en büyük yetkinlik ancak þehirde yaþamakla elde edilir. Bunun gibi bütün uluslar mutluluða varmak için birbirlerine yardým ederlerse yeryüzü erdemli bir yeryüzü olur. Erdemli þehir bütün organlarý tam olan bir bedene benzer. O bedenin bütün organlarý yaþamak için nasýl birbirlerine yardým etmek zorundaysalar, þehirlerin bütün kiþileri de mutlu olmak için birbirlerine yardým etmek zorundadýrlar. Ey! Benim mutsuzluðumu göremeyen uluslar, þehirler, yöneticiler, belediyeler, þehrimin insanlarý artýk bu yönetim Ýstanbul’u bütün ülkelere tanýtmak için fark etti! Ýstanbul’un Avrupa Kültür Baþkenti olamamasýna isyan etti. Tüm dünyaya Ýstanbul’un Avrupa Kültür Baþkenti olduðunu ilan etti Yedi tepede! Görmediniz mi! Iþýk cümbüþünü, havai fiþekleri, ýþýklarýn görsel tiyatrolarýný! Duymadýnýz mý? Avrupa Kültür Baþkentliðimin ilan edildiði 16.01.2010 tarihindeki Cumhurbaþkaným ve Baþbakanýmýn’ Bizans imparatoru Konstantin’den, Atatürk’e, kentin güzellik katan her kesimine yaðdýrdýðý teþekkür sözcüklerini! Ey bu ülkenin ve þehrin güzel insanlarý onlarýn þu mesajlarýný artýk dikkate alýn! Bu yýl katýlým yýlý, bu yýl eðitim yýlý, bu yýl koruma yýlý, bu yýl yaratma yýlý, bu yýl iþbirliði yýlý. Erdemli þehrin güçlü baþbakaný ve belediye baþkanlarý! Erdemli kenti yukarýdaki satýrlarým da insan bedenine benzetmiþtim. Bedenin organlarý çeþitlidir, görevleri ve güçleri baþkadýr. Oysa içlerinde öyle bir organ vardýr ki onlara baþkanlýk eder. Bu baþkan yürektir. Görevleri baþkana yardým etmek olan baþka organlar vardýr, bunlar en yakýn yardýmcýlardýr. Baþkanýn iþini kolaylaþtýrýrlar. Bu ikinci organlar görevlerini baþkanýn amacýna uygun olarak yaparlar. Böylelikle aþaðý doðru inerek sadece hizmet dahi edemeyenlere ulaþmak yine insanýn elindedir. Hadi hep birlikte unutulmamak için, mutlu olmak için bu þehre ve bu yurdun insanlarýna layýk olmak için bu þehre hizmet etmeye var mýsýnýz? Bu nu bir özür olarak da borçlu deðimlisiniz? Þarkýlarýn dediði gibi ‘Ah Ýstanbul! Ýstanbul olalý görmedi böyle bir keder’ sözleri bizi kýþkýrtsýn! Bu þehirde yaþayan güzel insanlar þöyle bir gezelim mi Ýstanbul’u tüm dünyaya tanýtmak için. ‘Ýstanbul beni hapsetmiþ eski bir banda kaydetmiþ gibi onu anlatacak kelimelerin kifayetsizliðiyle boðuþarak! Evimin içinde bir oda, oda da Ýstanbul, odanýn içinde bir ayna, aynada Ýstanbul! Sizinle nerden baþlayayým insan kardeþlerim onu gezmeye. Odamdan dýþarý çýkarak mý? Tamam o zaman! Biraz Marmara biraz boðaz serinliðiyle çýkalým mý yolculuða! Belli ki yorgunsunuz biraz uzanmak ister miydiniz Çýraðan sarayýn da? Yýldýzlara þehrin panoramik görüntüsüne Yahya Kemal’in ‘Sana dün tepeden baktým Ey Aziz Ýstanbul’ dizeleriyle Galata Kulesine çýkmaya Hezarfen Ahmet Çelebiyi uçarken hayal etmeye ne dersiniz? Altý yüz altmýþ bir yýldýr ayakta! Korumuþuz tüm yýkýcý depremlere raðmen! Bütün tarihsel sivriliklerde görülür burada perspektiften! Ýstanbul’un uzaklaþtýkça derinleþen görüntüsü sarar her yanýmýzý. Lavanta kokulu Beyoðlu’nun sokaklarýndaki tarihi tramvayýn sesini ve lavantenlerin de sesi duyulur buradan. Aþaðý inip görmek istemez misiniz? Piyer Lotiyi, Bellini’yi, Lauren’si ve nice yabancý sanatçýlarý aðýrlayan Pera Palasta Türk kahvesi içmez misiniz? Taksim de ki anýtýn önünde resim çektirelim mi? Þehrin etrafýndaki sýra, sýra surlarýný görüp her köþesinde bir güzele çýra yaktýralým mý, lale diktirelim mi? Soralým mý güzellere ‘ Hisar, Kuruçeþme, Sahil boylumu? Arnavut köylümü, Ortaköylümü, kýz sen Ýstanbul’un neresindensin diyelim mi? Surlarla baþlayan haritasýna da tüm þairler aþýktýr.’Ýstanbul olur gözlerimde nem, Ýstanbul peygambere kadem! Bilir misin dostum. Ýstanbul olur benim, benim þehzadem! Dizeleriyle Ýstanbul akþamlarýnda onlar gibi aðlayalým mý? Ýstanbul sabahlarýnda Emirgan’da yaðan yaðmurla dertlenip gözlerimiz de dolu, dolu olsun mu? Ýstanbul’un Mevla’dan almýþ güzelliðine hatýralarýmýzý da katarak, altýn yaldýzlý tarihini de hatýrlayarak kederlenelim mi? Kadeh kaldýralým mý? Ýstanbul’un her hangi bir yerine her hangi bir zamanda! Þairler gibi siz de kadeh kaldýramadýnýz deðil mi? Haliç’e vuran görkemli Süleymaniye’nin görüntüsünden ürkerek. Korkmayýnýz! Þaraplarýnýzý içeceðiniz! Daha çok yerimiz var! Fayton sefasý eþliðinde, adalara bir tura var mýsýnýz? Balýðýmýzý yerken, þarabýmýzý içerken çapkýn þarkýlar eþliðinde ‘Adalardan gelecek ya ri beklerken’,o‘yarin de bu þehri mesken tuttuðunu’ söylediniz mi hiç? Efkarlanýp, çok içip sevdiklerimize, hayallerimize ulaþmak için Aya Yorgi kilisesinde dua ettiniz mi? Siz hiç Üsküdar’ da ki Hafýz Sami’nin sesinden okunan ezaný hiç Beþiktaþ vapurunda dinledikten sonra namaz kýlmaya baþladýnýz mý? Siz hiç Meryem anayla birlikte yüreðinizde Tanrý sevdasý kucaðýnýzda Hýrka-i- Þerifle birlikte Kuran dinlediniz mi? Ayasofya da. Ya ey siz kadýnlar Topkapý sarayýnda kadýnlarýn nasýl yaþadýðýný sýrf kadýnlara ait olan Harem bölümündeki aþkýn ve sevginin gizini merak etmediniz mi hiç? Biliyor musunuz? Hanýmlar; Beyoðlu’nda, Þiþli’de, Niþantaþý’nda, Kadýköy’de, Baðdat Caddesi’nde yani bugünkü Ýstanbul þehrinde, parayla her þey emrinizde! Paris, Milano, Monte Carlo, Londra, Berlin, Viyana’ da kiler gibi hem de her çeþitle. Sorun yabancý turistlere siz hiç Valide Sultan gibi annelerinize, kilise yaptýrdýnýz mý? Hiç Saint Antuan da sabah ayinin de Ýncil dinlediniz mi? Boðazýn kenarýndaki tarihi yalýlar da ve otellerde vapur sesi ve bacalarýndan çýkan islerin þekillerini imgeleyerek vapurla seyahat eden baþka, baþka þehir ve ülkelere ait kozmopolit yurdum insanýnýn çilekeþliðini düþünerek güne baþladýnýz mý? Siz hiç bu þehirdeki insanlarýn tevazusunu Selçuklulardan hoþgörüsünü de Osmanlýlardan aldýðýný düþündünüz mü? Karþýlýksýz sevme, hep baþkalarý için dilekte bulunan Mevlana’nýn semaisini Galata Mevlevi hanesinde izlerken onun ‘Putperes olsan da gel’ sözcüðünün esrarýný hiç aramadýnýz mý? Üsküdar’daki Aziz Mahmut Hüdai Vakfýndan gelen ilahileri ’ Gelin þükür edelim. Dertlere derman gelsin. Hakký zikir edelim canlara canan gelsin.’i’ dinleyerek Ýstanbul’un dört bir yanýndan gelen yoksullara yaptýðý hizmetlerine hiç baktýnýz mý? Heybeliada’ya geçip Ruhban okullarýný gezdiniz mi? Ey Avrupalýlar! Neden bu kadar geç kaldýnýz! Bize bu Avrupa Kültür Baþkenti unvanýný vermeye. Bende diyorum ki tüm Avrupalýlara ve ülkemizdeki tüm insanlara ‘gelin canlar bir olalým ‘ misali, bizde Birinciliðe oynayalým! Tüm Avrupa Kentlerine meydan okuyalým! Bu þehrin güzelliði için yapýlmasý gereken her þeyi yapalým! Ey yazarlar! Bu þehri, bu þehrin insanlarýný dolu, dolu yaþayarak yazmaya çabalýyorum! Bu öyküleri yazmak için Bin dokuz yüz seksen beþten beri yazmaya çalýþtýðým, ilk gençlik yýllarýmýn öykülerini biriktirdiðim sayfalarý okursanýz nasýl düþündüðümü, hala neden keþfedilemediðimin acýsýný duyarak, iç çektiðimi bu þehir gibi görürsünüz! Yazýlanlardaki harfler geçmiþ zaman heveslerim ve gelecek zaman tasarýlarýmla dolu. Bu öykü gelecek zamana dair izlerde taþýyacak hayatýmda! Ýleride bu öykü yarýþmasýnda kazanabileceðim birincilikle de ilgili bütün bunlar! Bu þehrin birinciliði kimin umurun da sakýn demeyelim! Bana da, sende biliyorsun ki o beklenen dereceyi almana hiç imkan yok demeyin! Bak nasýl baþardýk! Avrupa Kültür Baþkentliðini! Yürekli insanlarýn yönettiði her þey baþarýlýyor. Gördüðümüz bu! Benim yüreðimi de dikkate alýn! Yüreðin kimin umurunda bana da demeyin ne olur! Artýk öyle olmamalýyýz. Ey Ýnsanlýk! Ötekiler gibi insanýn yüreðini de keþfetmemiz gerekir artýk. Aramýza bomba gibi düþen gerçek yanýlsamanýn büyülü sarayýný sonsuza kadar yok etmemeliyiz. Ötekiler gibi güçlü olmalýyýz. Aslýnda ötekiler kendi içimizdeki evrene bir adým daha yaklaþtýracak bir uyarýcý olma niteliði taþýyor bir anlamda. Ve dýþ dünyanýn hercümercinden, debdebesinden, gerekli ya da gereksiz tüm ayrýntýlardan bunalmýþ olan, insanlýða çok yakýn olduðu ama mesafeyi bir türlü kestiremediðinden, ya da cesaretsizliðinden dolayý çýkmaya üþendiði o yolculuðun sonunda kendisine varacak bir baþka dünyanýn kapýsýný aralýyor. Rüyam da öteki ile birlikte olmak þehrindeydik. Þey olmuþtuk. Þey olmak öteki için ne olduðumuzu bilememekti. Karþýsýndaki insanýn algýlarýna göre deðiþendik. ‘Þimdiki Zamanda Çok Özel’ adlý öykümdeki Hayal Hýrsýzý bu kez yine karþýmdaydý. Eliyle iþaret etti,’Ýþte bu sensin’ dedi. Sislerin arasýnda beyaz þifon bir elbiseyle, yine beyazlar içerisinde birisiyle raks ediyordum, ama karþýmdaki ötekinin yüzünü seçemiyordum. Raksýmýz muhteþemdi. Þehrin ve benim ‘þey’ olmamý kutluyorduk. Ýkimizde tasavvuf ehlilerinin nefs ve ruh terbiyesiyle hareket ediyorduk. Klasik Türk musikisinin o gamlý estetiði aþka hakim olan mistik havasý hakimdi þehirde. Ýkimizde karþýtlýklardan sýyrýlmýþ çeliþkilerin acýsýný unutturan ilahi bir izdivaç hazzýyla birleþmiþ gibiydik. Oysa gerçek dünyada görünen yüzümüz çok baþka idi. Çaresini bilemediðimiz dertlerin þifasýný arayanlar gibi þaþkýndýk. Düzeni bozulmuþ bir hayatýn verdiði mutsuzluk gibi suskunduk. Nasýl mutlu olduðun deðil nasýl mutlu ettiðin önemlidir diyenlerle birlikte bezgindik. Bir sohbet ortamýnýn derinliðini aramaya çalýþanlar gibi kýrgýndýk. Her gün rutin olarak yaptýðýmýz tekrarlardan usanmýþ, bu yüzden de, hayale sýðýnýp aþka güvenenler gibiydik! Hüzünlüydük. Doðarken bile yaþlý doðmuþlar gibiydik. Duygularýmýzýn bizden erken yaþlanmasý bizden hayatýn geri kalanýný alýrdý. Hayatýn kendini anlayanlarý da cezalandýrmasýydý bu. Ýkimizde ayný duygularý hissettiren kitaplarý okuyorduk ama baþka, baþka yollardan geçerek varýyorduk sonuca. Kendilerine yabancý her duygunun mutlaka karþý tarafça geçici bir duygu olduðu, zamanla da deðiþeceði sanýlýrdý. Neden kendimizi baþkasýnýn yerine koymak konusunda bu kadar isteksiz ve beceriksizdik. Bazý insanlarýn bizden farklý olduklarýný farklý hissedebileceklerini düþünemezdik. Aramýzdaki bazý ortaklýklara bakarak neden bütün duygu ve davranýþlarýmýzýn da ayný olmasý gerektiðini düþünürdük. Okuduðumuz kitaplarý hep baþkalarý da mutlaka okusun isterdik. Zamaný ve insanlarýn deðiþimini neden kendi akýþýna býrakmayýp, sürekli onun geçiþini izlemeye çalýþýrdýk. Eþyadaki ve þehirdeki zamaný insan yaþlandýktan sonra fark etmeye baþlýyordu. Dünyada ki zamaný da en çok söyleyen nesne, kitap ve saatti galiba. Oda bende her gün ayný saatlerde ayný yerde oturarak, bu þehre layýk ve kültürlü olmak için kitaplarýmýzý okuyor ve araþtýrýyorduk. Benim her gün okuduðum kitabý, hayal hýrsýzý þöyle tarif etmiþti rüyamda ona’ Ýlham deðerini bulacak insanýn yüreðine verilir. Ondan ve okuduðu kitaptan ilham almalýsýn. Yazdýðýn ve okuduðun kitaplar hayali anlatýyor. Hayali anlatmak, hayatýn kirli çamaþýrlarýný eleþtirmeden yýkayan bir hoþgörü lezzeti verir insana. Oysa onun okuduðu kitap lafýz ve manasýyla mucize oluþunun ve bütün zamanlarda tazeliðini koruyuþunun çarpýcý delillerinden biridir. Tercüme ve tefsirleriyle eþsiz yönleri ortaya konurken çok sayýda insan kýyamete kadar bu yolla hidayetten nasibini alacak. Onun diliyle konuþan ve bakanlardan o’ demiþti ve ortadan kaybolmuþtu bende, oda böyle bir esrarýn peþindeydik zaten ben de biliyordum ki ‘ Hak eden olmak’ yaratýlýþýn sýrrýna vakýf olmak hiç de öyle kolay deðildi. Bireyin kendini arýndýrarak, geliþtirerek mükemmele ulaþmasý gerekiyordu. Zikir kadar fikrin de önemi vardý. Ayný þeyleri söylüyorduk. Yeni bir insan, yeni bir þehir ve yeni bir toplumun gerçekleþebilmesi için ilk önce para ve güçlülük tutkularýnýn yerlerini yenilerinin almasý ve paylaþmaya býrakýlmasý gerekmekteydi. Pazar ekonomisi karakterlerinin yerine üretici ve sevme yeteneðine sahip karakterlerin ve sibernetik din yerine de radikal, hümaniter bir anlayýþýn geçmesi þarttýr diyen kitaplarý okuyarak bunlarý uygulayan ülkelerdeki insanlarý araþtýrýyorduk. Tanrýnýn þehrine ulaþmak arzusu ile kanatlanan insanlýk, yanlýþ anlaþýlýyordu bu kitaplarda, ülkeler ortaçað kültürlerinin karanlýðýnda parlýyorlar diyordu. Dünyanýn kurtuluþu ötekinin sürekli okuduðu kitapta da dediði gibi olmakla, olgunlaþmakla ilgiliydi. Ne ülkemiz, ne yaþadýðým þehir, ne çevremdekiler bu vizyonun peþindeydiler hepsinin gözü daha fazla güç ve para idi. Görenin gözüyle baktýðým gözlerde ne canlý bir yazý nede candan bir yazýlýþ vardý. Bu þehrin geç alýnmýþ unvanýna acýyla yaklaþan biri olarak Ýstanbul Þehrinin birinciliði ile yarýþmadaki birinciliðimi eþleþtirmeye karar vermiþtim. Bunun için odama kapanýp yazacaðým öykülerde iþaret edeceðim ‘þey’ olma yolundaki iþaretleri ve ötekilerin yerlerini belirtecek onlardan da beni ve Ýstanbul’u anlamasýný isteyecektim. Þey olma yolunda ki benliðimi de olgunlaþtýranlar eminim ki, ötekiyle uzlaþýrken yaptýðým gayretler olacaktý. Ýçimdeki ötekilerin hüzünlü sesleriydi bu! Bu ses bazen ötekiler seni hiç aramayýp, okumayýp, iþaretlerini bile görmeyecekler diye alay ediyordu! Ötekilerle yapmýþ olduðum bu yolculukta; Kendimi, iç dünyamý, Ýstanbul’u, Türkiye’yi, insanlarla olan çözülmelerimi anlattým. Bu yolculuða odama kapanarak, Mehteranýn marþýný kulaklarýmda duyarak, Osmanlýlýðýmla övünerek, þehrin ve benim birinciliðimizi hayal ederek çýkmýþ, sizi de beni okumanýz için ayný yolculuðu birlikte yapalým diye hikayemin baþýnda çaðýrmýþtým. Umarým! Yolculuðumuz akýcý ve sürükleyici geçmiþtir. Ýnþallah! Benim yazdýðým, siz sayýn okurlarýmýn da okuyarak katýldýðý bu öykü, Ýstanbul þehrinin ‘þey’ (’Dünyadaki Birinci Avrupa Kültür Baþkenti) olmasýna, benimde bu yarýþmada derece kazanmama, fani olan bu dünyada da ötekiyle buluþmama götürür.
Nez
ÝSTANBUL 17.01.2010





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn kent kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ben Ýstanbul"luyum!
Ýstanbul'a Çaðrý!
Olmak Þehrinde Þey Olmak...

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ben Kimim Ki!
Bu Ben Miyim!
Motifler
Ben Güzel Miyim?
Rehgüzar
Hiçin Kýsýr Çölündeki Savaþ
Acý...
Üþüdüm
Saklambaç
Adamýn Adasý


Nezihe ALTUÐ kimdir?

Yýllarca okumayý kendimi hobi, hatta dost edindim. Artýk bu dosta bir dost daha katmak istiyorum ve kendi öykülerimi yazýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Orhan Pamuk, Oðuz Atay, Dante, Ahmet Hamdi Tanpýnar, Alev Alatlý, Milan Kundera, Kafka, Dostoyevski, Nazým Hikmet, Akþit Göktürk, Mevlana, Çehov, Halid Ziya Uþaklýgül, Yaþar Kemal, Bertol Brecht, Shakespeare, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Turgenyev, Gorki, Ba


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nezihe ALTUÐ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.