Yalnızlık güzel birşey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel birşey olduğunu söylemesi gerekir. -Balzac |
|
||||||||||
|
Umutsuz yarınların şanlı nazar boncuğu. Alnında şahadetin tütsülenmiş yankısı, Peygamberlerden miras maneviyat şarkısı. Ruhunda tüten bir aşk; anne, baba, sevgili, Ve memleket denilen ah şu vatan menzili... Yıldız yıldız kuşanmak en kuytu ufukları, Tılsımlı bir düş gibi nefeslenmek baharı. Sonra düşmek toprağa çöle düşen nur gibi, Ve boy boy filizlenmek parlayan billur gibi. Hâbilin yeşerttiği o cemreyi sulamak, Bir kanlı gömlek ile Yusuf’lara ağlamak. Hüseynî matemlerin yasında gibi zaman, Şüheda kokan toprak, onlardan bize kalan. Nuh tufanından miras, Kerbelâ’dan yadigar; Şu mukaddes tarih ve yarım asırlık çınar. **** Ey şanlı genç sende de şahadet edası var, Belli ki buram buram Türkiye sevdası var. Melekler baş ucunda sana Fatiha okur, O muştulu günlerin ıstırabını dokur. Al bayrağa sarılı naaşın omuzlarda, Ağlamak yok yiğidim ağlamak, bu diyarda. Bak anan, baban, yarin nasıl dim dik ayakta! Ve şu koskoca bayrak seni uğurlamakta. Semada ay ve güneş sana alkış tutuyor, Yer ve gök tek motif, yer ve gök tek dekor... Kâbilimsi düşlerin hoyratlığına inat, Tek vatan ve tek sevda, şu koskoca kâinat. Tüm insanlık Âdem’den geriye kalmış güruh, Nefs azılı bir düşman, onu kuşatansa ruh. Şeytan bile Allah’ın var ettiği sermaye, İyi ile kötünün meftumunda her gaye. İyiler kuğu gibi uçar gider cennete, Kötüler gergef dokur bu kutlu cinayete. İşte budur geceyle gündüzün hikayesi, Özgürlüğü kuşanmak her şehidin gayesi... ***** Ey şehit! Yanağında papatyalar açıyor, Vücudun ilmek ilmek miski amber saçıyor. Ve gittin, gider gibi bir huri kanadında, Kelime-i şahadet türküsü dudağında. Kem gözlü kargaların yüreğinde bir katran, Zira asaletindir baykuşları çıldırtan. Bir manevi muamma ve esrarengiz boşluk, Kainat kadehinde törpülenmiş sarhoşluk. Ve şimdi ağlar gibi gülsün bütün gülenler, Mayhoşumsu bir fikrin ardına gizlenenler. Nasıl olsa düşecek bütün perdeler bir gün, Değil mi ki kainat ebediyyete sürgün? İşte o dem çözülür veralar iplik iplik, Boğulur karanlıklar, destan yazar mavilik. Ve satrançlar şahının sahte kahramanları, Bir annenin bağrından yükselen figanları... Çıkar ayyuka o gün her nur, her kir, her eda, Elveda ey! Zülfiyâr, anne, baba, elveda. Elveda ay yıldızlı kızıl bayrak elveda! Elveda annem kokan kutsal toprak elveda! Al yanaklı çocuğum, evim, barkım elveda! Elveda kefen bezim, kutlu şarkım elveda! Ve işte işte bu an, sözün bittiği andır, “Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” ***** Tüm şehitlerimize ithafen....***** Mehmet Akif UÇAR
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Akif Uçar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |