..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Güzellik her yerde karþýlaþýlan bir konuktur. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Karakterler Üzerine > Ramazan Gökner




13 Mayýs 2010
Karanlýk - 5. Bölüm  
Ramazan Gökner
Karanlýk, uçsuz bucaksýz karanlýk,yine karanlýðýn içindeyim,üþüyorum,çok soðuk. Bir yýldýz arýyorum etrafýmda,beni ýsýtacak ve bu karanlýktan kurtaracak bir yýldýz. Bakýyorum,etrafýma iyice bakýnýyorum,bulamýyorum. Biri yaklaþýyor sonra arkamdan,kafamý tutuyor,yukarý kaldýrmaya çalýþýyor. Ben direniyorum,boynum kýrýlacak gibi oluyor,caným yanýyor, O hala zorluyor beni. Nihayet kaldýrýyor kafamý,gökyüzüne bakýyorum. Yüzlerce, binlerce yýldýz var. Isýnmaya baþlýyorum,sonra boynumu sýkan el gevþiyor ve býrakýyor beni,ama bir ses duyuyorum; ‘doðru yere bak’…


:BFGI:
Karanlýk, uçsuz bucaksýz karanlýk,yine karanlýðýn içindeyim,üþüyorum,çok soðuk. Bir yýldýz arýyorum etrafýmda,beni ýsýtacak ve bu karanlýktan kurtaracak bir yýldýz. Bakýyorum,etrafýma iyice bakýnýyorum,bulamýyorum. Biri yaklaþýyor sonra arkamdan,kafamý tutuyor,yukarý kaldýrmaya çalýþýyor. Ben direniyorum,boynum kýrýlacak gibi oluyor,caným yanýyor, O hala zorluyor beni. Nihayet kaldýrýyor kafamý,gökyüzüne bakýyorum. Yüzlerce, binlerce yýldýz var. Isýnmaya baþlýyorum,sonra boynumu sýkan el gevþiyor ve býrakýyor beni,ama bir ses duyuyorum; ‘doðru yere bak’….’doðru yere bak’…
Birden sýçradým yataktan, yine ter içindeyim. Abim kalktýðýmý görünce hemen koþtu;
-Hakan iyi misin?
Abime uzun uzun baktým. Bir süre cevap vermemi bekleyen abim en sonunda dayanamayarak tekrar sordu;
-Hakan iyi misin oðlum korkutma beni.
-Ýyiyim abi ne oldu ki?
-Ne olacak oðlum,inleyip duruyorsun kaç saattir.
-Abi köyde neler oldu?
Abim oturduðu yerden ayaða kalktý,kendime gelmeme sevinmiþti,gülerek cevap verdi,
-Maalesef rüyada deðildin Hakan.
-Aman Allahým…
-Merak etme, yaralýlarýn durumu iyi.
-Ya Halil…
-Ha, þehre gönderdiðimiz çocuk…
Abimin sözünün devamýný getirmemesi beni korkutmuþtu.
-Söylesene abi, O’na ne oldu.
-Bilmiyorum oðlum,hastanede bakarlar O’na ben elimden geleni yaptým.
-Hayati tehlikesi var mýydý?
-Kesin bir þey diyemem,geç kalýrlarsa kötü olabilir…
-Abi benim þehre gitmem lazým.
-Tamam,beraber gidelim…
Abimle ayný þeyi kastetmediðimiz kesindi. Yataðýmdan çýkýp,elbiselerimi aramaya baþladým.
-Abi benim Mardin’e gitmem lazým.
-Neden ki?
-Abi o çocuk benim köydeki en yakýn arkadaþýmdý, hem de…
-Hem de ne?
-Hem de benim yüzünden yaralandý abi.
-Ne alakasý var oðlum.
-Abi bunlarý konuþmanýn sýrasý deðil,hemen çýkýp akþama dönmem lazým,yarýn dersim var.
-Ýyi tamam, beraber gidelim o zaman,bari bir þeyler yeseydik.
-Abi acele diyorum ya ne yemeði…
-Tamam tamam ne iþin var Mardin’de bilmem ki…
***
Birkaç dakikaya kadar evden çýkmýþtýk bile. Abim Mardin’den doðru Ýstanbul’a gideceði için tüm eþyalarýný almýþtý. Dýþarý çýktýðýmýzda öðle ezanlarý okunuyordu,acele etmeliydik yoksa yarýna yetiþemeyebilirdim. Bu arada köyde müthiþ bir sessizliðin hakim olduðunu da fark ettik. Anlaþýlan dün gece ki olaydan sonra herkes tedirgindi.
Köyün dýþýna çýkmak üzereyken arkamýzdan Tuncay seslendi.
-Hakan Abi gidiyor musun?
Arkamý döndüm, Tuncay’a sarýldým;
-Nasýlsýn Tuncay?
-Ýyi olmak mümkün mü abi.
-Haklýsýn Tuncay,ben de þimdi Halil’e bakmaya gidiyorum.
-Sahi mi? Ben de sandým ki…
-Ne sandýn Tuncay?
-Ýstanbul’a gidiyorsun sandým abi.
-Niye ki?
-Herhalde sen farkýnda deðilsin ama köylü sana çok kýzgýn, bundan sonra iþin çok zor olacak…
Tuncay biraz durdu,sonra sesi titreyerek devam etti;
-Hele bir de Halil ölürse…
Tuncay’ýn demek istediðini anlamýþtým,ama hem O’na güç vermeli hem de kararlýlýðýmý göstermeliydim;
-Merak etmeTuncay,Halil’e bir þey olamayacak. Dedim ve Tuncay’ýn cevap vermesine fýrsat býrakmadan arkamý dönüp yola devam ettim.
***
Bir saat sonra Mardin’e gelmiþtik. Abim hangi hastaneye gittiklerini biliyordu. Geldiðimiz dolmuþun þoföründen hastanenin yerini de öðrendikten sonra ben aceleyle oraya gidiyordum ki abim beni durdurdu;
-Hakan ben Ýstanbul’a döneceðim.
-Abi sen de gelseydin,geçmiþ olsun derdin.
-Asýl sen benle gelseydin iyi olacaktý, ama neyse…
Abimin ýsrarcý davranmamasýna þaþýrmýþtým. Ama belli etmedim.
-Bir gün elbet dönerim Ýstanbul’a abi,anneme babama söyle ben burada iyiyim. Dedim.
Abim güldü;
-Kusura bakma yalan söyleyemem. Dedi.
-Ne yalaný abi…
Abim biraz kýzmýþtý,elindeki valizini sertçe yere býraktý;
-Hakan sen ne yaptýðýný bilmiyorsun,dün gece bir çatýþma çýktý ve bunun sebebi olarak sen görülüyorsun…
Kulaklarýmýn yanmaya baþladýðýný hissettim,titrek bir sesle;
-Hayýr abi… diyebildim.
-Ne hayýrý Hakan, köydeki çocuðun dediklerini duydum,sen de zaten hastaneye kendini affettirmek için gitmiyor musun?
Abimin son söylediði beni iyice afallatmýþ hem de kýzdýrmýþtý,
-Ben insanlýk görevimi yapýyorum abi,içim rahat,keþke sen de insanlýk vazifeni yapýp dün ameliyat ettiðin hastanýn durumunu merak etseydin. Dedim ve sonra da arkamý dönüp hýzla uzaklaþtým, arkamdan abimin seslendiðini duydum ama artýk söylenecek bir þey kalmamýþtý.
***
Hastaneye gelince hemen Halil’in oda numarasýný öðrendim. Görevlinin söylediðine göre Halil 2.katta yoðun bakýmdaydý.
Asansörle ikinci kata çýktým. Asansörün kapýsý açýldýðýnda koridorun neredeyse boþ olduðunu gördüm.Sadece bir kiþi oturakta oturuyordu. Biraz yaklaþýnca bu kiþinin Suna olduðunu fark ettim.Biraz daha yaklaþtým. Suna beni görmemiþti,baþý eðik aðlýyordu. Ýyice yaklaþýnca seslendim;
-Suna…
Baþýný kaldýrdý,gözleri aðlamaktan kýpkýrmýzý olmuþtu. Mendilini çýkardý yüzünü sildi. Konuþmak istedi ama hýçkýrýklarý durmuyordu. Bir süre öylece bekledi,en sonunda konuþamayacaðýný anlayýnca oturduðu yerden kalktý,koþarak lavobaya gitti. Sunanýn bu kadar aðlamasý beni korkutmuþtu. Yoksa Halil ölmüþ müydü. Bunu düþünmek bile istemiyordum. Etrafýma bakýndým. Halil’in durumunu soracak birilerini arýyordum. Nihayet odalarýn birinin kapýsý açýldý. Odadan çýkan Yüksel Aðaydý. Beni görünce þaþýrdý. Ama bir þey demedi. Beni tanýmýyormuþ gibi arkasýný dönüp asansöre yöneldi. Hemen yanýna koþtum;
-Yüksel Amca Hakan’ýn durumu nasýl. Dedim.
Bana döndü,onun da gözleri kýzarmýþtý anlaþýlan aðlamýþtý. Ama bu kýzarýklýðýn sadece aðlamaktan olmadýðý aþikardý,gözlerindeki öfke çok rahat okunuyordu;
-Ýyi. Dedi.
-Gerçekten mi Yüksel Amca.
-Hakan git baþýmdan.
Yüksel Aða’nýn kolundan tuttum,benden bir þeyler sakladýðý belliydi.
-Doðru söyle yoksa öldü mü. Dedim.
Yüksel Aða’nýn sabrý taþmýþtý,bir anda yakama yapýþýp beni sarsmaya baþladý;
-Ulan ölseydi ben seni yaþatýr mýydým ha yaþatýr mýydým? Diye baðýrmaya baþladý.
Yüksel Aða’nýn hastane koridorlarýnda yankýlanan sesi, odalarýndan çýkan pek çok kiþiyi baþýmýza toplamýþtý.herkes bizi ayýrmaya çalýþýyor ama Yüksel Aða hala beni hýrpalamaya devam ediyordu. Ben ise korku dolu gözlerle etrafýma bakýnýyor birinin beni kurtarmasýný bekliyordum. Nihayet Suna’nýn koþarak bize doðru geldiðini gördüm. Hemen babasýnýn koluna sarýldý;
-Biz böyle mi konuþmuþtuk baba. Dedi.
Anlaþýlan Yüksel Aða bana dokunmamasý için tembihlenmiþ ama ben üzerine gidince de sinirlerine hakim olamamýþtý. Nihayet Suna’nýn ýsrarlarýna dayanamayarak beni býraktý. Sonra da hýzlý adýmlarla uzaklaþtý. Onun beni býrakmasýyla beraber etrafýmýzdaki kalabalýk da daðýlmýþtý. Suna benim kendimi toparlamamý bekledikten sonra sordu;
-Ýyi misiniz?
-Sað ol Suna.
-Kusura bakmayýn,gelin þöyle oturalým.
Banka oturduk,bir süre Suna’nýn konuþmasýný bekledim ama O dalgýn dalgýn önüne bakýyordu. Nihayet dayanamayarak ben konuþtum;
-Halil nasýl.
-Þimdilik iyi,yoðun bakýmdan çýkacakmýþ.
-Ne güzel,hayati tehlikesi…
-Yok þimdilik.
Suna’nýn konuþmalarýndaki soðukluk ve tedirginlik beni þaþýrtmýþtý;
-Neden bu kadar karamsarsýnýz,baban da çok sinirliydi. Dedim.
Suna baþýný kaldýrýp bana baktý;
-Kusura bakmayýn,meselenin sizinle bir ilgisi yok.
-Suna sen de mi kýzgýnsýn bana.
Suna baþýný þiddetle saða sola salladý;
-Yok hayýr hayýr,yani siz kafanýzý yormayýn diye dedim.
-Halil benim arkadaþým,kardeþim Suna,sen gittikten sonra biz onunla çok güzel günler geçirdik…
-Biliyorum telefon ettikçe anlatýrdý bana…
Suna konuþmaya devam edemedi,yine hýçkýrarak aðlamaya baþladý. Yerinden kalktý,gitmek istedi ama kolundan tuttum.
-Dur Suna. Dedim.
-Býrakýn lütfen, siz de gidin artýk.
-Ters giden bir þeyler var,madem Halil’in durumu iyi siz neden böylesiniz söylesene.
-Halil…
-Eee..
Suna bir süre hýçkýrýklarýnýn dinmesini bekledi,sonra devam etti.
-Halil köye dönerse O’nu öldürürler.
-Neden ama anlamýyorum.
-Size anlatmýþtýk,böyle olaylar daha önce de oldu ve kýz kaçýrmaya kalkanlar bir þekilde öldürüldü.
-Kim öldürdü,belli mi?
-Diðer aþiret iþte.
-Yani sizden de öldüren oldu mu?
-Oldu ama…
-Eee…
-Ama kimin vurduðunu kimse bilmez böyle olaylarda genelde geceleri biri öldürür ve kaçar.
Biraz düþündüm,sonra istemeden de olsa tebessüm ettim. Ama Suna halime þaþýrmýþtý,yüzündeki memnuniyetsizliði anlamýþtým.
-Suna neden anlamak istemiyorsunuz. Dedim.
-Neyi?
-Ya anlasanýza öldürenler iki aþiretten de deðil.
-Nasýl yani.
-Yani iki aþiretin barýþmasýný istemeyen bazý þer güçler bu tip oyunlar oynayýp,sizi bir birinize düþürüyorlar.
Suna biraz düþündü,sonra yerinden kalktý,aðlamaklý gözlerle bana baktý,yine sesi titriyordu;
-Ama sonuçta birileri ölüyor ve bu sefer hedefteki benim kardeþim. Deyip koþarak yanýmdan uzaklaþtý.
Suna’nýn arkasýndan koþtum. Koridorun sonunda kolundan yakaladým, O ise hala aðlýyordu.
-Bana bak Suna. Dedim.
Kafasýný yavaþça kaldýrdý. Beni dinlemeye karar verdiðini anlayýnca kolunu býraktým.
-Suna sizi karanlýða mahkum etmeye çalýþýyorlar,birlik olup güçlenmenizi istemiyorlar. Dedim.
Suna söylediklerimi ciddiye almýþ,kendini iyice toparlamýþtý;
-Ýyi ama kim yapar bunu?
-Bilmiyorum,ama sen daha iyi bilirsin bu bölgede etkili olmaya çalýþan örgütler ve bazý dýþ güçler olabilir.
Suna güldü;
-Vay be biz neymiþiz,dýþ güçler bile bizimle uðraþýyor.
-Yapma böyle Suna, sen okumuþ birisin anlaman lazým bunlarý…
Suna bu sefer biraz daha ciddileþerek konuþtu;
-Anlýyorum sizi,ama siz de þunu anlayýn ki her ne olursa olsun þu an bizim içimiz yanýyor ve tek derdimiz de kardeþimi kurtarmak.
-Haklýsýn.
Suna anlayýþýmdan memnun olmuþtu,tebessüm etti;
-Sað olun buralara kadar geldiniz ama artýk geri dönebilirsiniz herhalde yarýn biz de Halil’i taburcu edeceðiz,burada beklemenize gerek yok.
-Halil’in durumu iyi yani.
-Evet birkaç saate kendine gelir dediler.
-Onu bir görseydim.
-Akþam oluyor ama yarýn dersiniz yok mu?
-Var ama….
-Yoksa köye dönmeyi düþünmüyor musunuz?
-Yok olur mu öyle þey…
-Bence de dönün, köylü size anlayýþ gösterecektir…
-Sað ol, bu konuda ilk olumlu konuþan kiþi sensin.
O sýrada Yüksel Aða geldi,yanýmýza yaklaþýp aramýza girdi,sonra da Suna’nýn elini tuttu;
-Hadi kýzým içeri geçelim. Dedi.
Suna;
-Baba Hakan Bey’e ayýp oluyor ama. Dedi.
Yüksel Aða bana döndü;
-Sen köye dön öðretmen bey, burada yapabileceðin bir þey yok. Dedi.
Suna’nýn babasýnýn üzerinde de etkili olabildiði belliydi bu durumdan cesaret alarak sordum;
-Halil için ne yapacaksýnýz.
Yüksel Aða yine kýzdý;
-Söyleyelim de Kudaylara yetiþtir deðil mi? Dedi.
-Hayýr hayýr sadece yapabileceðim bir þey var mý diye…
Yüksel Aða iyice kýzmýþtý Suna’nýn engel olmaya çalýþmasýna raðmen yakama yapýþýp beni hýrpalamaya baþladý;
-Hemen defol buradan; kýzýmdan, oðlumdan ve ben den de uzak dur. Dedi ve beni sertçe yere savurdu.
Suna hemen beni kaldýrmaya koþtu ama babasý Suna’yý da kolundan çekip odaya soktu.
Yavaþça yerimden doðruldum,sanýrým artýk köye dönmekten baþka yapabilecek bir þey yoktu. Akþam olmadan otobüse yetiþmeliydim. Hemen yola çýktým.
***
Köye geldiðimde içim hala rahat deðildi. Acaba Halil ne olacaktý. Mutlaka Yüksel Aða’nýn bir planý vardý,belki de O’nu baþka bir yere götüreceklerdi. Belki de bir daha köye hiç gelmeyecekti. Merakýma engel olamadým, saatin bir hayli ilerlemiþ olmasýna raðmen Selman Aða’ya gitmeye karar verdim. Ne yapacaklarýný O mutlaka bilirdi.
Selman Aða’nýn evine gelince evin her tarafýnda silahlý nöbetçilerin beklediðini gördüm. Anlaþýlan herhangi bir saldýrýya karþý önlem alýnmýþtý. Kapýnýn önünde duran nöbetçiye yaklaþarak Selma Aða ile görüþmek istediðimi söyledim. Ancak nöbetçi içeri girmeme izin vermedi. Selman Aða’nýn yattýðýný söyledi fakat nedense bu bana pek inandýrýcý gelmemiþti. Nihayet seslerimizi duyup cama çýkan Selman Aða beni içeri davet etti.
Ýçeri girince hemen Selman Aða’nýn elini öpüp geçmiþ olsun dileklerimi ilettim. Selman Aða da çok dertliydi. O hem Halil’in durumundan hem de aþiretler arasýnda çýkmasý muhtemel bir çatýþmadan dolayý düþünceliydi. Karþýlýklý oturduk,bir süre ikimiz de sustuk. Sessizliði kapý gýcýrtýsý bozdu. Gelen Selman Aða’nýn torunlarýndan biriydi. Selman Aða’ya döndü:
-Aðam ikram getirek mi?
Selman Aða: Sorulur mu Ahmet; öðretmen Bey’e tez bir þeyler hazýrlayýn. Dedi.
Ben hemen atýldým:
-Aðam gerek yok… dedim,ama Ahmet çoktan odadan çýkmýþtý. Selman Aða bana baktý;
-Söyle bakalým Hakan bir derdin var senin. Dedi.
-Aðam derdin ne olduðu bellidir,ama ben baþka bir þeyi soracaktým.
-Nedir o?
-Halil ne olacak, bugün hastanedeydim ama Yüksel Aða bana anlatmak istemedi, halbu ki ben yardýmcý olmak istiyorum…
Selman Aða biraz düþündü,sonra sakalýný sývazlayarak konuþtu;
-Aslýnda haklýsýn. Dedi.
Ben þaþkýnlýktan bir süre konuþamadým,Yüksel Aða’nýn sert tepkisine karþýlýk, Selman Aða’nýn tavrý þaþýrtmýþtý beni. Selman Aða gülümseyerek devam etti;
-Az evvel aradýlar, Halil iyiymiþ. Yüksel þehirdeki akrabalara götürelim diyor ama bence oralar daha tehlikelidir,burada en azýndan biz koruruz,orda biri kalleþlik ederde çocuðun baþýna bir iþ gelirse ne yaparýz…
-Ama buraya geldiði duyulursa birileri öldürmeye çalýþmaz mý?
-Yani ben derim ki,madem sen yardým etmek istersin…
-Evet.
-Halil’i senin yanýna koyup,köylüye de þehirde dersek çocuk kurtulur.
-Olur aslýnda güzel fikir.
Selman Aða biraz düþündü,beni iyice bir süzdükten sonra devam etti;
-Ama bak; sana güveniriz Hakan,bu iþten kimsenin…
-Tabii ki Selman Amca kimsenin haberi olmayacak,Halil benim arkadaþým hiç baþýna bir þey gelmesini ister miyim?
-Peki o halde,bu iþi Yüksel,Suna,sen ve benden baþkasý bilmeyecek.
-Peki.
-Tuncay da bilmeyecek.
-Tabii ki tabi ki anladým.
Selman Aða memnun olmuþtu. Hemen Yüksel Aða’yý arayýp durumu anlattý. Beni pek sevmeyen ve güvenmeyen Yüksel Aða; Selman Aða’nýn sözünü çiðneyememiþ ve planý kabul etmiþti.Halil yarýn gece getirilecek ve gizlice benim lojmana taþýnacaktý.
***
Ertesi gece geç saatlerde Halil; Yüksel Aða ve Suna ile birlikte geldi. Durumu iyiydi,yürüyebiliyordu. Lojmanýn arka odasýna Halil için bir yatak yaptýk, Suna da evden Halil’in eþyalarýný getirdi.Artýk Halil uzun süre burada kalacaktý.Yüksel Aða ve Suna sabaha kadar yanýmýzda oturdular. Yüksel Aða sürekli bana tehditle karýþýk öðütler verirken Suna da arda arda teþekkürlerini sýralýyordu. Nihayet sabah ezanlarý okunurken Suna ve Yüksel Aða beni Halil’le býrakýp gittiler. Halil çoktan uyumuþtu.Ben de sabahki derslerim için biraz dinlenmeliydim. Sabah namazýný kýlýp hemen yattým.
Kalktýðýmda Halil uyanmýþtý. Beni görünce yataðýnda doðruldu. Ýyice yaklaþtým;
-Ýyi misin Halil. Dedim.
-Ýyiyim abi sað ol. Sen derse mi gideceksin.
-Evet ama daha vaktim var. Önce kahvaltýmýzý yapalým.
-Abi ne olacak benim halim.
Halil’in yüzündeki korku ve tedirginlik beni de ürpertmiþti. Ancak belli etmemeye çalýþtým;
-Ne varmýþ oðlum halinde, yakýnda kalkarsýn ayaða…
-Onu demiyorum abi biliyorsun…
Halil’in ne demek istediðini gayet iyi anlamýþtým. Ama onu rahatlatmak için biraz daha konuyu deðiþtirmeye çalýþtým.
-Merak etme… Evde çok yalnýz býrakmam seni, dersim bitince hemen dönerim. Dedim.
Halil daha fazla üstelemedi.Zor duyabileceðim bir sesle;’Peki abi’ dedi ve baþýný önüne eðdi. Ancak bu sefer benim aklýmý kurcalayan bir soru vardý. Kendime engel olup bu soruyu kahvaltýya kadar erteledim.
Kahvaltýya baþladýðýmýzda günlerdir kafamý kurcalayan soruyu Halil’e sormanýn vakti gelmiþti.Halil’e uzun süre baktým,soruma ne cevap vereceðini çok merak ediyordum.Bir süre sonra O da bana baktý,bir þey soracaðýmý anlamýþtý.
-Halil sana bir þey sorsam. Dedim.
Halil çayýndan bir yudum aldý,kendinden emindi,hiç heyecanlanmadý.
-Buyur abi. Dedi.
-Bu kýz kaçýrma olayý nasýl oldu?
-Bilmiyorum abi.
-Ýyi ama senden þüpheleniyorlar.
-Evet abi.
Halil’in kýsa cevaplarýndan bir þey anlamak çok zordu.Ses tonumu biraz düþürdüm;
-Konuþmak istemiyorsan konuyu kapatalým. Dedim.
Ama Halil konuþmak istiyordu,elindeki ekmeði býrakýp bana baktý;
-Abi ben Haþim Aða’nýn torunu Selma’yý seviyordum…
Biraz durdu,yüzü kýzarmaya baþlamýþtý,sesini titretmemeye çalýþarak devam etti;
-Bunu da köyde çok kiþi bilir,ama aþiretler arasýnda kavga olduðundan Selma’yý istemem imkansýz tabii.
Kendime hakim olamadým birden atýldým;
-Yoksa… Yoksa sen de kaçýrmaya mý karar verdin?
-Yok abi olur mu öyle þey.
-Peki bu iþ nasýl oldu Halil?
-Abi ben böyle bir þeye hem cesaret edemem hem de aþiretlerin çatýþacaðýný bildiðimden kalkýþmam. Ama iki aþiret yakýnlaþýnca yine bir oyun oynandý iþte…
-Sen de öldürülmek istendin.
-Tabii… Çünkü ben konuþup bu iþe kalkýþmadýðýmý söyleyecektim…
-Peki, þimdi söylesen.
-Ortaya çýktýðým an vururlar beni.
-Aman Allahým bu nasýl bir çýkmaz.
-Oynanan oyun hep ayný abi… Ama ailelerimiz bu oyunu görmekten ýsrarla kaçýyor…
-Evet haklýsýn.
Uzun süre düþündüm. Dalgýn ve þaþkýn halim Halil’in müdahalesiyle bozuldu;
-Hakan Abi….Derse geç kalacaksýn. Dedi.
-Haklýsýn Halil, ben çýkayým, sen de dikkat et.
-Tamam abi merak etme sen, zaten babamlar gizlice korurlar burayý.
***
Okula ders baþlangýç saatinden yaklaþýk 10 dakika geç gelmiþtim. Herhalde çocuklar kapýda kalmýþlardýr bu soðukta diye düþünürken kapýnýn önüne geldiðimde büyük bir þok geçirdim. Okulun önünde kimse yoktu. Acaba geri mi döndüler diye düþündüm ama en azýndan birkaç kiþi olmalýydý. Yaþanan gerginliklerden sonra bazý ailelerin çocuklarýný okula göndermeme ihtimalini düþünmüþtüm. Ama dün pek çok çocuk okula gelmiþti. Bugün ne olmuþ olabilirdi. Þaþkýnlýk içinde okulun etrafýnda bir süre dolandýktan sonra nihayet birinin okula doðru yaklaþmakta olduðunu fark etttim. Bu Haþim Aða’nýn büyük oðlu Osman Aða’ydý. Bana iyice yaklaþýnca selam verdi.Sonra da benim soru dolu bakýþlarýma cevap verdi;
-Biz ailecek karar aldýk,bir süre çocuklarýmýzý sana göndermeyecez öðretmen bey.
Baþýmdan aþaðý kaynar sular dökülmüþtü,biraz önce sabah ayazýndan üþürken þimdi tüm vücudum kan ter içinde kalmýþtý;
-Peki ama neden? Diyebildim.
Osman Aða her zamanki gibi sakindi.Yüzünden þu an ne hissettiðini anlamak çok zordu.Elini omzuma attý;
-Biz sana güvenmiþtik Hakan,ama baktýk ki son zamanlarda Maturlarla iþ eder oldun…
-Ne…anlamadým ne iþi.
-Fazla lafa gerek yok Hakan. Selma benim yeðenim ve yaþananlardan sonra kendini toparlayamadý.Sen dua et Yakup gelmedi buraya.Yoksa iþin zordu.
-Ama Osman Amca ben bir þey yapmadým ki.
-Hakan Bey biz neyin ne olduðunu biliriz… Þimdilik çocuklar okula gelmeyecek. Sen de o Halil itine söyle yerin yedi kat dibine de saklansa onu bulup cezasýný vereceðiz.
Þaþkýnlýðým iyice artmýþtý. Acaba Osman Aða Halil’in benimle kaldýðýný biliyor muydu.Heyecan ve korkudan iyice kendimden geçmiþtim.Bu arada Osman Aða’nýn dönüp gittiðini fark ettim.Hemen arkasýndan koþup yetiþtim.Benim geldiðimi anlayýnca adýmlarýný yavaþlattý.
-Osman Aða…
-Ne var Hakan?
-Bilmenizi isterim ki Halil’in nerede olduðunu bende bilmiyorum.
-Peki öyle olsun.
-Ancak bildiðim bir þey var.
Osman Aða heyecanla yüzünü bana döndü;
-De hele neymiþ.
-Selma’yý kaçýrmaya kalkan Halil deðil.
-Sen nerden bilirsin Hakan.
-Ben Selman Aða ve Yüksel Aða ile konuþtum. Sanýrým siz de bana bunun için kýzgýnsýnýz.Ancak anlatýlanlara bakýlýrsa Halil çatýþmada ilk kurþun atýldýktan biraz sonra olay yerine gelmiþ,daha önce evde uyuyormuþ.Yani olaydan haberi bile yok.
-O zaman kimin yaptýðýný da söyle ondan soralým hesabýný Hakan.
Bu iþi Halil’in yaptýðýna Osman Aða’nýn da inanmadýðý belliydi ancak bir suçlu bulma çabasý onlarý Halil’i suçlamaya mecbur ediyordu. Bana uzun uzun baktý, sonra tüm vucuduyla bana dönerek bir daha sordu;
-De hele,o zaman kim yapmýþ bilelim.
Gözlerimi Osman Aða’dan kaçýrarak cevap verim;
-Ben o kadarýný bilemem ama aþiretlerin barýþmasýný istemeyenler yapmýþ olmalý.
Osman Aða benim aðzýmdan bir laf alma umuduyla sordu;
-Peki Halil nerededir þimdi?
-Bilmiyorum.
Osman Aða benim bir þeyler bildiðimden emin gibiydi ama belki de bu iþi Halil’in yapmadýðýný O da bildiðinden beni fazla zorlamadý, elini omzuma attý;
-Dediðin doðru bile olsa önce Halil’i bulup sorgulamalýyýz Hakan. Dedi.
Bu sefer Osman Aða’nýn gözlerinin içine baktým.
-Amacýnýz sorgulamak mý, cezalandýrmak mý? Dedim.
Osman Aða gülümsedi;
-Her ikisi de evlat… Sanki sen bir þeyler bilir gibisin. Dedi.
-Yok, hayýr ama Halil’i severim onun için yani…
Osman Aða elini omzumdan çekti;
-Neyse Hakan neyse, sen bu iþleri fazla karýþma en iyisi. Dedi ve arkasýný dönüp hýzlý adýmlarla uzaklaþtý.
*******************************************************************************



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn karakterler üzerine kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Karanlýk - 2. Bölüm
Karanlýk - 1. Bölüm
Karanlýk - 4. Bölüm
Karanlýk - 3. Bölüm

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurt Planý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Her Kar Yaðdýðýnda... [Þiir]
Bir Volkan Patlamýþ Avrupa'nýn Üstüne [Þiir]
Yýkýlan Hayaller [Þiir]
Yaþ Otuza Kaymakta [Þiir]
Sefillik [Þiir]
Ýsimsiz [Þiir]
Melek [Þiir]
Þemsim [Þiir]
Bir Hayalin Peþinde [Þiir]
Efendim [Þiir]


Ramazan Gökner kimdir?

Yazarlýk yolunun baþýnda. . . Hayatýn tam ortasýnda. . . Baþarýnýn yamacýndayým. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ramazan Gökner, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.