Her insanda insanlığın tüm durumları vardır. -Montaigne |
|
||||||||||
|
İnsanoğlu çoğalmaya başladığı ilk günden bu yana gerek doğal olarak gelişen yazılı olmayan, gerekse kendi oluşturduğu kurallar silsilesiyle yaşamaya başladı ve kurallar sayesinde bir arada yaşamayı başardı. Giderek bireysel kanunlar oluştu. Ardından iki kişinin karşılıklı kuralları, aile içi kurallar, topluluklar arası kurallar geldi ve bunların tamamı evrensel hukuku oluşturdu. Evrensel hukuk farklı coğrafyalarda yaşayan insan topluluklarının bu gezegende hayatta kalabilmelerini kolaylaştırdı. Vahşi olarak kabul ettiğimiz doğanın bile kendi içinde orman kanunları diye tabir edilen sınırları vardır. Doğada da müthiş, kendine özgü bir hiyerarşi vardır. İki insan arasındaki ilişki, aile içindeki iletişim, ülkeler arasındaki bağlılık, kurallar olmadan sağlıklı yürüyemez. Bugün dillere pelesenk olan "Hukukun üstünlüğü" denen ve içi boşaltılmış olan olgu tam da budur işte. Hukuk her şeyden üstündür. Kendilerine uygun yasalarla yönetilen bir örgüt hayatta kalma mücadelesini başarıyla yürütebilir. Bu sıkıcı varoluş ve hukuka giriş dersinden nasıl çıkacağımı bilmiyorum ama gerçekten yaşanan şu anayasa değişikliği garabeti, güttüğüm devenin sırtına bir kambur daha ekledi. Ben seksen anayasasının çocuklarından biri olarak bunun darbesini en çok hissedenlerden olduğumu düşünürüm hep. Apolitik yapıldık birden bire, gerçek kimliğimizi oluşturamadık, korku çocuklarıydık, korku gençleri, korku yetişkinleri olduk. İfade özgürlüklerimiz alındı. Kültürümüzden sanatımızdan olduk, şablondan çıkmış tek tip adamlara döndük. Yakınlarımız işkence gördü, aldatıldık, inanılması güç masallarla kandırıldık, yaralarımız zor sarılır. Bunlar uzun bir serüven. Ama ben bugün bunları düşünmüyorum ki. Maddeler değiştirilip birileri yargılanacakmış. Velev ki suçlu bulundular, büyük ihtimalle de bulunacaklar. Bunun bugün içinde bulunduğumuz yangın yerinin ateşini söndürmeye gücü yetebilir mi? Paşaları ipe dizseler kimin yüreğinin içindeki kabuklar düşecek? Günde üç öğün dayak yiyen kadının onu işi gücü olmadığından dövdüğünü söyleyen çaresiz babanın aç ve yeterli eğitim alamayan çocukların, kimliğini, dilini isteyen Kürtlerin yanlış yerden beslenip dedesinin ebesinin yasını tutmak için ortaya düşmüş Ermeninin boşluğa uçuşan nefeslerini dindirebilecek misiniz? Yeni anayasanın başlıklarını açıklamışlar. Ben ne bilirim ki ?Anayasayı yasa yapıcılar yapar. Ben sadece bu yasanın benim gündelik hayatım içindeki yansımalarını fark edebilirim. Uzmanlar oturur görüşür, belli kararlara varırlar. Ama öyle şeyler oluyor ki, bunun cidden birilerinin bir gece önce rüyalarında aksakallı bir dede görüp bir şeyler yapmaya çalıştığını düşünüyorum. Bir gün uyandılar ve Anayasayı değiştirmeye karar verdiler. Neden yani? Hatırlayın lütfen açılım konusunda da aynı durumu yaşamadık mı? Pat diye bir gün çıktılar, açılım yapacağız dediler, tamamen iyi niyet! Ne bir tane satır, ne bir metin var, ne bir proje, ne elle tutulur bir fikir. Bu kadar yıldır bizi yönetiyorsunuz. Bu aksakallı dede arada bir gelip neler söylüyor? Bugünkü gereklilik bu mudur? Yıllardır bu insanların içinde yaşıyorum ben. Gerçekten bu insanların işleri yok, sağlıksızlar, bilgisizler mutsuzlar. Kürdü açalım, Ermeniyi şutlayalım, bize sonuna kadar inanmışların ağzına bir parmak bal çalalımla olmuyor bu işler, yürümüyor işte. Sonuna kadar iyi niyet yetmiyor. Bilmek lazım, benden olmayanı da sevmek "Sormak lazım bazen" . Ağırbaşlı olmak, diline hakim olmak, kendine ve karşındakine güvenmek lazım. Her zaman aksakallı dedenin lafına inanmamak lazım bir de. Çünkü bilsinler ki hepimizin rüyaları var, hepimiz hayallerimizin peşindeyiz ve yine bilsinler ki o ak sakallı dede her zaman onların düşlerine uğramıyor. Hem de sabah kalkınca düşünü hatırlayan milyonlarca insan var bu ülkede.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Elvan Çolakoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |