Bir deliyle baþederken, yapýlacak en mantýklý þey normal rolü yapmak. -Herman Hesse |
|
||||||||||
|
Ýsrail’in Gazze’ye insani yardým götüren konvoya saldýrmasý akýl ve vicdan dýþý bir bir harekettir Ýsrail’in yaptýðý zulümdür.Tartýþýlacak bir yaný yoktur. Fakat, bu olayda kendimize de ciddiyetle dönüp bakmamýzý gerektiren yanlar var. Ambargo ile dýþ dünyadan tecrit edilmiþ, abluka altýnda , sýkýntýlar içindeki insanlara yardým götürmek elbette insani bir görevdir. Dil, din, ýrk farký gözetmeksizin elden gelen yardým yapýlmalýdýr. Fakat bu olay, baþýndan beri sadece insani yardým deðil, siyasi yaný da olan bir eylem görüntüsü verdi. Yardým konvoyundaki kiþilerin, Ýslami Cihad anlayýþý ile gemiye bindikleri biliniyor. ‘’ Yardýmý ne pahasýna olursa olsun, Gazze’ye ulaþtýracaðýz. Bu uðurda gerekirse ölürüz. Bize müdahale edilirse karþý koyarýz’’ þeklinde açýklamalar vardý. Bu inanmýþlýk ve dik duruþ, sonuçlarý sadece kendilerini etkilediði sürece, saygý duyulacak bir þeydir. Fakat, Ýsrail’in saldýrýsý sonucu ölümler yaralanmalar olunca, yardým konvoyu iki ülke arasýnda ciddi bir siyasi gerilimin, bir anda baþ aktörü oldu. Ýsrail’in, konvoyu durduracaðý bilinmiyor muydu? ‘’One minute’’ ve Büyükelçi krizleri ile ortam zaten limoni idi. Ýkili görüþmeler sonucunda da, Ýsrail’in, konvoyun gelmesini istemediði biliniyordu. Devletin her kanalýndan, konvoyun gitmemesi yönünde telkinler vardý. Bütün bunlara karþýn ýsrarla gitmek , öngörü eksikliði deðil ise; maksadýn sadece insani yardým deðil, bu eylemden siyasi beklen tilerin de olduðuna iþaret ediyor. Hükümetin tavrýna gelince : Gazze’ye uygulanan abluka, 36 aydan beri sürüyor. Bu süreçte, diplomatik ataklarla dünyanýn, uluslararasý kuruluþlarýn, Ýslam ülkelerinin konuya dikkati çekilir ve ambargonun kalkmasý yönünde çaba gösterilebilirdi. Böyle, ciddi bir çalýþma göremedik. Ýslam ülkesi ve Gazze’ye komþu Mýsýr, ambargo uyguluyor. Arap ülkeleri ise, yýllardýr tepkisiz… Konvoyun hareketi öncesinde hükümet , ‘’ dýþýmýzda geliþen sivil inisiyatif’’ gerekçesiyle bir tepki göstermedi. Komor Adalarý bayraklý Mavi Marmara gemisine Beyrut’a gideceðini beyan ettiði için çýkýþ izni verildi. Bu arada yardým konvoyuna katýlacak bazý milletvekilleri de gitmekten vazgeçtiler. Hükümetin, geminin ne yapacaðýndan ‘’resmi olarak’’ haberi yoktu. Fakat, olay aný TV görüntülerinde görüldü ki; gemi bir AKM (Arama Kurtarma Merkezi) ile irtibat halinde… Yani Türkiye’den takip edi liyor. Üstelik, devlet televizyonundan, yardým konvoyu ile ilgili, sürekli yayýnlar yapýldý. Hükümetin resmi bir tavrý olmamasýna karþýn, bu konuda bir danýþýklý dövüþ olmadýðýna inanmak çok zor… ÝHH Vakfý, bir anlamda hükümeti de peþinden sürükledi. ‘’Bile bile lades’’ anlayýþý ile, konvoy hareket etti. Saldýrý olayý sonrasýndaki hava ise ; Bu olayýn üstünden, Türkiye’nin Ortadoðu politikalarýný yeniden oluþturmak, Türkiye’ye yeni roller biçilmesi, ‘’Mehmetçik Gazze’ye’’ þeklinde özetlenebilir. Yapýlan açýklamalar, yazýlan yazýlar, TV’ lerdeki tartýþma programlarýnda dile getirilen görüþler bu yönde… Yani Türkiye, Ortadoðu dipsiz kuyusuna balýklama dalacak. Bunlar, ülkemiz için tehlikeli sulardýr. Sonu belirsiz maceradýr. Mehmetçik’in Ortadoðu’da akýtacak bir damla bile kaný olamaz. Ayrýca bu söylemler, konvoyun sadece insani yardým amaçlý deðil, ayný zamanda Türkiye’nin yeni Ortadoðu politikasý oluþturmasý için, bir basamak teþkil ettiði tezini güçlendiriyor. Bu konudaki eleþtirim Ýsrail hayranlýðýndan(!) kaynaklanmýyor. Eleþtirim, hesapsýzlýk sonucu insanlarýn ölmesine, ülkemin itibarýnýn zedelenmesine, düne kadar askeri ve ticari anlaþmalarýmýzýn ve iþbirliðinin olduðu bir ülke ile, iliþkilerin kopma noktasýna gelmesine… Ya da ince hesaplar ile, Türkiye’yi adým adým maceraya sürükleme heveslilerine…. Kayýplar dolayýsý ile acýmýz, elbette ortaktýr. Ýsrail’in yardým konvoyuna saldýrýsý sonucu, hayatýný kaybe den ve yaralanan vatandaþlarýmýz ile, bu olaydan birkaç saat önce geliþen ve Ýskenderun’da Deniz Kuvvetleri Komutanlýðý baðlýsý, Ýkmal Destek Komutanlýðý’na yapýlan saldýrýda þehit olan ve yaralanan denizci askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralýlara acil þifalar dilerim. 5 Haziran 2010 / Çanakkale
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mustafa Þakarcan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |