..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Iþýk verirseniz, karanlýk kendiliðinden yitecektir. -Erasmus
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > Ömer Faruk Hüsmüllü




11 Haziran 2010
Maðaranýn Kamburu - 14  
Ömer Faruk Hüsmüllü
-Eve akþam her zamanki saatde gittim.Villanýn önüne arabayý park ederken camdan bana gülerek el salladýðýný gördüm. Ben de el salladým. O gün, bana karþý oldukça mültefitti. Akþam yemeðini yedikten sonra banyoya girdi. O banyoda iken sehpa üzerinde unuttuðu cep telefonunu karýþtýrdým. Halbuki cep telefonunu pek ortalýk yerlerde býrakmazdý. Konuþtuktan sonra hemen çantasýna koyardý. Telefonun mesajlar kýsmýnda içeriðinden sevgilisinden geldiði belli olan onlarca mesaj vardý. Birkaç tanesini okuyup, telefonu aldýðým yere býraktým. Oldukça sakin görünmeye çalýþýyordum. O’na bir þeyler belli etmemek için çok dikkatli davranýyordum. Saçlarýný da kurttuktan sonra geldi kanepede yanýma oturdu. Sað elini omuzuma atýp sevgi dolu sözler fýsýldadý. Ben de ayný þekilde mukabelede bulundum ve “Sevgilim, bu gün çok güzel, zevkli bir gece geçireceðiz. Ölünceye kadar unutamayacaðýn bir gece olacak inan! Bir arkadaþtan oldukça güzel bir film aldým. Önce istersen filmi izleyelim. Senin de beðeneceðini umuyorum.”, dedim.


:BJHF:

-Merhaba.
-Merhaba hoþ geldin. Neden suratýn bozuk ?
-Az önce bu pis yerin tavanýndan enseme buz gibi sular damladý. Ýrkildim. Belki de suratýmdaki bozukluðun nedeni budur.
-Bu gün seni görmediðin katlardan bir tanesine daha götüreceðim. Sen yanýndaki lambayý al, ben de þuradakini alayým.
-Önce biraz konuþsak. Buna tahmin edemeyeceðin kadar ihtiyacým var. Hem iki lambaya ne gerek var? Bir tanesi yeterdi.
-Konuþmak için de zamanýmýzýn kalacaðýný umuyorum. Aþaðý katlarý görmeyi isteyen sendin. Lamba meselesine gelince, senin aþaðýda vereceðin karara göre iki tanesinin gerekip gerekmeyeceði belli olacak.
-Hiç bir þey anlamadým, ama öyle olsun; alayým.
-Gidiyoruz. Her zamanki gibi merdivenle…
-Kesss! Ayný þeyleri tekrarlayýp durma. Biliyorum.
-Gene de fazla acele etmeden, dikkatli olmaný tavsiye edeceðim.
-Bu görüntülerin olduðu katý çabuk geçelim. Ne zaman buraya gelsek rahatsýz oluyorum.
-Çabuk geçemeyeceðiz; biraz oyalanmamýz gerekecek. Görmeni istediðim iki tane yeni görüntü var. Birisi bu. Söylemeden edemeyeceðim: Fazla yaklaþýrsan görüntü bozulur, iyice yaklaþtýðýnda ise kaybolur ve o zaman sadece gördüðün bir duvardýr. O nedenle biraz uzaklaþ.
-Anladým. Bakýyorum. Yere diz çökmüþ bir genç kýz var, yanýnda da elinde silah olan 15-16 yaþlarýnda bir çocuk. Biraz ileride ise ayaðýnda þalvarý ve baþýnda baþörtüsü bulunan bir kadýn görüyorum. Kýz çocuða bir þeyler anlatýyor, çocuk kafasýný sallayarak itiraz ediyor, kadýn ise konuþmalarý kayýtsýz bir þekilde dinliyor. Bu görüntüde olanlarý sen anlatsana bana!
-O genç kýz, törelerin etkisinin yasalarýn da üzerinde olduðu bir yerde yaþýyordu. Bir sevgilisi vardý. Aralarýnda evlenmeye karar vermiþlerdi. Bu arada iliþkileri fazla ileriye gitmiþ ve kýz hamile kalmýþ. Bu durumdan önce ne kýz ne de sevgilisi haberdar. Bir aksilik olmuþ: Kýzýn sevgilisi bir trafik kazasý geçirmiþ ve ölmüþ. Neden sonra kýz hamile olduðunu fark etmiþ. Ailesine durumu anlatamamýþ, ama sonunda her þey anlaþýlmýþ. Aile meclisi toplanmýþ, aslýnda toplantý þeklen yapýlýyor. Çünkü bu yörede bu gibi durumlarda alýnacak karar bellidir: Namusu temizlemek… Nasýl? Tabii ki öldürerek. Toplantýda bu iþi kimin yapacaðýna kararý alýnýyor ve yaþý küçük olduðu için daha az ceza yiyeceði düþünülen kardeþine bu görev veriliyor.
-Anladým.Demek ki kýz öldürmemesi için kardeþine yalvarýyor.
-Evet yalvarýyor ve “Beni de kendini de yakma kardeþim; kýyma bana! Hani sen beni çok severdin? ” diyor, çocuk da “Gene seviyorum abla, ama bu namus meselesi ve töreye göre de bunu benim temizlemem gerekir.” , diye cevap veriyor. Sonra da elindeki tabancadaki mermileri ablasýnýn üzerine boþaltýyor. Çok yakýn mesafeden ateþ etmesine raðmen eli titrediði için, mermilerin 3-4 tanesi kýza isabet etmiyor, fakat isabet edenlerin etkisiyle kanlar içinde yere yýðýlýyor. Hemen ölmüyor, bir saatten fazla can çekiþiyor. Belki ilk vurulduðu sýrada bir hastaneye götürülse kurtulabilirdi de, ama tabii ki kimsenin böyle bir þey yapmaya cesareti de niyeti de yoktu. Derken kýzcaðýz kan kaybýndan ölüyor. Ailenin diðer üyelerinin bahçenin bir köþesinde kazdýklarý mezara ceset gömülüyor, hatta üzerine beton dökülüyor. Beton da toprakla kapatýlýp üzerine bir þeyler ekiliyor ve birkaç gün sonra da karakola kýzýn kaybolduðu ihbarý yapýlýyor.
-Gören, duyan, bilen yok muymuþ?
-Varmýþ ki, olay ortaya çýkarýlmýþ ve failleri yargýlanmýþ. Bu çocuk buraya geldiðinde yirmiyedi yaþýndaydý. Cinayeti iþlediði sýrada yaþýnýn küçük olmasý, iyi hal, af v.s’den dolayý hapishaneden çýkmýþ; ancak azmettirenler hâlâ içerideymiþ. Çok piþmandý, vicdan azabý çekiyordu. Cezasýný çekmiþ olmasýna raðmen, bir türlü vicdanýný rahatlatamýyordu. Buraya her geldiðinde konuþmaya aðlayarak baþladý, aðlayarak da bitirdi. Oldukça uzun bir hikayesi var aslýnda, ama istersen detaya girmeyelim.
-Peki, öyle olsun da; aklýma takýlan bir soru var: Bu adamýn hikayesi nasýl son buldu? Görüntü katýnda izlediðimize göre bu hikaye sonlanmýþ olmalý.
-Evet sonlandý. O adam labirentde kayboldu gitti.
-Ne demek “labirentde kayboldu gitti” ?
-Acele etme biraz sonra her þeyi anlayacaksýn. Hýzla ilerleyebilirsin; çünkü bu görüntüleri daha önce izlemiþtin. En sondakine kadar yürümeye devam et. Tamam, orada dur ve bak!
-Bana bunu da mý yapacaktýn, mendebur bunak? Oradaki benim karým. Demek ki ölmemiþ ve sen de onu alýp buraya getirmiþsin. Bu yaptýðýný affetmeyeceðim. Boðazýný sýkýp geberteceðim þimdi seni!
-Kendine gel, sakin ol ve boðazýmý da býrak! Býrak diyorum sana, býrak! Hem elindeki lambaya da dikkat et, düþüreceksin. Ýkimizi de yakmak mý istiyorsun? Buradakilerin gerçek olmadýðýný, sadece görüntü olduðunu unuttun mu?
-Evet, evet görüntüydü… Gerçek olamaz; çünkü o kadýn ölmüþtü. Öyleyse sen bana psikolojik iþkence yapmak için bu görüntüleri gösteriyor olmalýsýn. Bu da büyük bir alçaklýktýr.
-Öyle bir amacým yok. Bunlar yaþanmýþ anlarýn yansýmalarýdýr. Neyin ne zaman ve ne kadar yansýyacaðýna karar veren de ben deðilim. Bak, ölen karýn eline kalemi almýþ bir þeyler yazýyor, bu bir günlük olabilir. Neler yazdýðýný merak etmiyor musun?
-Etmiyorum. Ne yazarsa yazsýn; ona ait bütün anýlarý unutmak istiyorum. Gidelim buradan.
-Öyle olsun. Belki bir gün yazýlanlarý okumak istersin. O zaman tekrar geliriz. Þimdi aþaðýya inelim.
-Bu kat inzivaya çekilenlere aitti ve bolca da kemik vardý. Þuradaki iskeleti tanýdým.
-Evet, deprem günü ölen ayýnýn iskeleti. Ondan bir hatýra olur düþüncesiyle buraya getirip koydum. Bir kat daha iniyoruz aþaðýya.
-Tamam inelim. Ne var orada?
-Ýþte geldik. Ne var diye soracaðýna kendi gözlerinle gör.
-Görüyorum. Ýki tane tünel aðzý var. Hepsi bu. Açýkla ki ne olduðunu anlayabileyim!..
-Orada bir labirent var. Tünel aðýzlarýndan saðdaki labirente giriþtir, soldaki ise labirentden çýkýþtýr. Labirente her giren mutlaka çýkacak diye bir þey söz konusu deðil. Yani girip de çýkamamak da var.
-Çýkamayanlara ne oluyor? Labirentde kayboluyorlar mý, bir çukura mý düþüyorlar? Yoksa açlýktan, susuzluktan ölüyorlar mý?
-Ýnan ki çýkamayanlara ne olduðunu ben de bilmiyorum. Belki ölüyorlar, belki bilinmeyen bir yere çýkýyorlar, belki de bir þekilde labirentin içinde yaþamlarýný sürdürüyorlar… Bilemem. Kesin olarak bir þey söylemem mümkün deðil.
-Ne olduðunu bilmiyorsun da, niçin insanlarý ölüme gönderiyorsun?
-Ben kimseyi zorla labirente sokmuyorum. Dileyen giriyor. Buraya giren kiþinin iyi taraflarý kötü taraflarýndan fazla ise çýkýþý buluyor; tersi ise bulamýyor.
-Sen labirente girdin mi? Ne var içeride?
-Ýyi’nin bende fazla olduðuna inanmadýðýmdan girmedim. O nedenle içeriye ait bir bilgim de yok. Buraya gelenlere bana üstadlarýn söylediði kadarýný anlatýyorum, girmeyi isterse de eline bir lamba veriyorum. En üst kattan iki lamba almamýzýn nedeni iþte bu. Lambanýn birisi labirente giren için, diðeri de geri dönerken benim için.
-Ablasýný öldüren burada mý kaybolup gitti?
-Evet.
-Neden girmesine izin verdin?
-Girmemesi için ben onu uyardým, ancak girmekte ýsrar etti. Sadece onu deðil, buraya her geleni uyarýyorum. Hele öyleleri var ki, çýkma ihtimali sýfýr. Çünkü baþtan aþaðý kötülük dolu, fakat kendisini iyilik timsali olarak görüyor ve elinde lamba dalýyor içeriye. Bir müddet bekliyorum gelen olursa birlikte yukarýya çýkýyoruz, olmazsa tek baþýma… Sen de girmek ister misin? Yanlýþ anlama sormak benim görevim. Uyarayým da: Sende iyinin aðýrlýklý olduðuna inanmýyorsan sakýn girmeyi deneme. Ne dersin?
-Benim alnýmda “salak” mý yazýyor? Geç bunlarý bunak, geç! Çok istiyorsan kendin gir ve geber içeride.
-Anlaþýldý. O zaman gel þuraya oturup bu günkü konuþmamýzý tamamlayalým. O’nu izlemek için dedektif tutmuþtun, hatta evine kamera yerleþtirmiþtin.
-Evet,öyle idi. Dedektifler sürekli evi gözetlemiþler. Ama nedense O, uzunca bir süre sevgilisiyle eve uðramamýþ. Bir þeylerden mi þüphelendi nedir? Nihayet bir gün geldikleri haberi bana ulaþtý. Adamlar uzaktan kumanda ile kamera sistemini hemen çalýþtýrmýþlar. Evi terk ettiklerinde beni aradýlar. Ben de gidip kemeradan bandý aldým.
-Bandý izledin mi?
-Evet, hem de defalarca. Bilhassa sevgilisine çok dikkat ettim. Görüntüsünü hafýzama iyice yerleþtirdim. Nerede görsem artýk tanýrým.
-Kasedi defalarca izleyebildiðine göre, demek ki içinde seni rahatsýz edecek görüntüler yok. Belki de bir tanýdýðý, ya da arkadaþýdýr.
-Hadi caným sen de! Ne tanýdýðý, ne arkadaþý… Rahatsýz edecek görüntü olmaz mý? Baþtan sona rezalet. Bu görüntüler porno filmlere taþ çýkartýr.
-Eve gidince O’na kasetten bahsettin mi?
-Eve akþam her zamanki saatde gittim.Villanýn önüne arabayý park ederken camdan bana gülerek el salladýðýný gördüm. Ben de el salladým. O gün, bana karþý oldukça mültefitti. Akþam yemeðini yedikten sonra banyoya girdi. O banyoda iken sehpa üzerinde unuttuðu cep telefonunu karýþtýrdým. Halbuki cep telefonunu pek ortalýk yerlerde býrakmazdý. Konuþtuktan sonra hemen çantasýna koyardý. Telefonun mesajlar kýsmýnda içeriðinden sevgilisinden geldiði belli olan onlarca mesaj vardý. Birkaç tanesini okuyup, telefonu aldýðým yere býraktým. Oldukça sakin görünmeye çalýþýyordum. O’na bir þeyler belli etmemek için çok dikkatli davranýyordum. Saçlarýný da kurttuktan sonra geldi kanepede yanýma oturdu. Sað elini omuzuma atýp sevgi dolu sözler fýsýldadý. Ben de ayný þekilde mukabelede bulundum ve “Sevgilim, bu gün çok güzel, zevkli bir gece geçireceðiz. Ölünceye kadar unutamayacaðýn bir gece olacak inan! Bir arkadaþtan oldukça güzel bir film aldým. Önce istersen filmi izleyelim. Senin de beðeneceðini umuyorum.”, dedim.
-Kaseti O’na izletmeyi mi planlamýþtýn?
-Evet. Bu konuþmamdan sonra yüzü güldü ve bana biraz daha yaklaþtý. Ben kumanda ile filmi oynatmaya baþladým. Filmin baþlangýç kýsmýnda yatak odasýnda soyunan bir erkek ile bir kadýn görüntüsü vardý ve arkalarý dönüktü. Ýlk seviþme sahnelerinde de kim olduklarý pek seçilemiyordu. Ancak biraz sonra filmin kahramanlarýnýn kim olduðu açýkça anlaþýlmaya baþlanmýþtý. Kendi görüntüsünü fark edince hiddetle ayaða kalktý ve “Bana tuzak mý kurdun? Utanmadan film montajý mý yaptýrdýn?” diyerek baðýrdý. Öfkeyle yerimden fýrladým ve yüzüne þiddetli bir tokat attým. Çok sert vurmuþ olmalýyým ki aðzýndan burnundan kan gelmeye baþladý. Aðlayarak lavaboya koþtu. Sinirden tir tir titriyordum. O sýrada, O’na bir þeyler yapabileceðimden korktum ve biraz sakinleþmek için yatak odasýna geçtim. Galiba O’nu hâlâ çok seviyordum, yoksa vurduðum için sevgim azalmýþ mý demektir?
--Sevginin azý, çoðu olur mu? Olursa sevgiyi tartan kantar nerede?
-Sen de hiçbir soruya doðru dürüst bir cevap vermezsin. Ýnadýna yapýyorsun galiba!
-Beni boþ ver de anlatmana devam et!
-Yarým saat kadar oturup sakinleþtiðime kanaat getirdikten sonra salona girdim. Girdim de O, salonda yoktu. Tabii evin diðer bölümlerinde de…
-Kaçmýþ mý?
-Evet, evi terk etmiþ. Kaçarken telefonu almayý bile ihmal etmemiþ. O’nu kaçýrdýðým için kendime çok kýzdým. Bu aptallýðý nasýl yaptýðýma hâlâ þaþýyorum.
-Aramadýn mý?
-Aradým, hem de aramaya o gece hemen baþladým. Evine gittim, arkadaþlarýna telefon edip sordum. Hatta gitme ihtimali olan bazý yerleri dolaþtým. Yok, yok, yok… Tam onüç gündür kayýp. Bir türlü bulamýyorum. Nasýl bulacaðýmý da bilmiyorum.
-Aklýný kullan, çünkü balýðý yakalayan oltadýr , ama yakalatan da yemdir.
-Bu önerini beðendim. Uygulayacaðým.
-Umarým; ancak sanmam. Zira zahmetsiz elde edilen bilgi, emanet alýnmýþ bir elbise gibidir.
-Attýðýn taþ kafamý yardý! Seninle uðraþmayacaðým, benim derdim bana yetiyor. O’nsuzluk çok zor geliyor.
-Hani bir baþkasý daha vardý ve onu da seviyordun?
-Zihinsel bir kargaþa ve çatýþma hali yaþýyorum. O’na karþý olan aþkýma mantýksal bir çözüm ürtemiyorum. Bu durum çok acý veriyor bana, çok…
-Akýl, aþk acýsýna çare bulmakta yetersizdir. Çözüm arýyorsan O’nu býrak gitsin! Hazýr böylesi bir fýrsat da çýkmýþken…
-Býrakýr mýyým? Bana yaptýklarýnýn hesabýný versin önce.
-Hem sevgiden, aþktan hem de hesap vermekten bahsediyorsun. Yoksa onu da mý öldürmeyi düþünüyorsun?
-Baþka kimi öldürdüm de bana “onu da mý” diye soruyorsun, pis bunak!
-Hemen sinirlenme. Bu konuþmanýn tadý kaçtý gene. Zaten sabah da olmak üzere, haydi sana güle güle.
-Sen gene sinirlendirdin beni; o nedenle hoþça kal demeyeceðim.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn deneysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Maðaranýn Kamburu - 1
Maðaranýn Kamburu - 3
Maðaranýn Kamburu - 2
Maðaranýn Kamburu - 12
Maðaranýn Kamburu - 4
Maðaranýn Kamburu - 5
Maðaranýn Kamburu - 10
Maðaranýn Kamburu - 17
Maðaranýn Kamburu - 13
Maðaranýn Kamburu - 16

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Acayip Bir Hikaye
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.