Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Bazen, "ben bu filmi önceden gördüm" gibi bir hisse kapılır insan. Öyle olağandışı bir sebep de gerekmez bunun için, sıradan bir şeyin ortasında oluverir. Birden durur herşey, ne kadar kısa olursa olsun o anda kilitli kalır zihin ve beden. Başına gelmeyen var mı, bilinmez, sadece tahmin yürütülür-gelmiştir-diye. Caddede yürürken, İstanbul'un nadiren gidilen semtinde, tanıdık gelir bir yüz, dönüp bakarsın tekrar tekrar. Sonra herşey kaldığı yerden devam eder, ne var ki çalınmıştır senden sana ait olan bir zaman kırıntısı. Sıradan gecelerden birinde bir düşün içinde bulursun kendini, hiç bilmediğin bir yere götürür seni, yabancılık çekmezsin. Uyandığında orada kalabilmek için dayanılmaz bir istek duyarsın. Başını yastığa koyup çaresiz beklersin gelip seni götürecek rüyayı. Zaman senin dışında bir yerde kalır, sen zamanın içindesin. Belki Büyük Oyun'un en önemli kısmı bu - insanın kendi gerçeğini bulma fırsatını yakalaması. Kim bilir?.. Büyük Oyun veya Büyük Kandırmaca, Hayat veya her nasıl adlandırılırsa, insana ait olmayan gerçek. Sahip olduğu tek şey, bilmeden-bilerek işkence ettiği kendisi sadece. Hayat, herşeyin birbirine tutunduğu bir zincir. Küçük ayrıntıların oluşturduğu Büyük Olay. Bu konuda çok düşünmek gerekmez, hissetmek yeterli... Diyeceksin ki: "Ben Hayat'ımı kendi ellerimle kurdum, çabaladım ve başardım!" O halde sorulmaz mı ki: "Yapayalnız mıydın?.." Büyük İnkar olmuştur Hayat. Eğer yaşamınızdaki güzelliklerin kendinizin eseri diye düşündüyseniz kocaman bencilliğinizin içinde yapayalnız kalmışsınız. Cehenneminizin şeytanı olmak gibi... Bazen, bir yabancıya ait olsa da tanıdık gelen bir yüz görmek, insana kendisinden ne kadar çok olduğunu hatırlatır. Yağmur damlasına ırmağı hatırlatmak gibi. Ne kadar küçük, savunmasız ve çaresiz olduğunu düşündürür insana. Diğer taraftan da bu kalabalığın içinde Hayat'ın pusularında yok olmadığı için ne kadar güçlü olduğunu fark ettirir. Bu gücün farkına varan kaç insan var?.. eylül
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © eylül, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |