HATAY’IN KURTULUÞ MÜCADELESÝNDE TÜRK ORDUSU
Kemal Düz

Büyük asker, devlet adamý Mustafa Kemal Atatürk, ‘Zabit ve Kumandan ile Hasbihal’ isimli ilk kitabýnda subaylara ve komutanlara þöyle sesleniyor: “ Hakikaten talimnamelerimiz, kanunnamelerimiz gözden geçirildikçe, sanat-ý askeriyenin aslolan kaide ve kanun usulleri okunur ve bellenir. “ Ünlü bir askeri kiþilik olan Carl Von Clausewitz, Orduda her kademede görev alan, askerlik ve savaþ üzerine düþünüp yazan biridir. Savaþýn teorisini açýklarken ilk bulgusu þöyledir: “Savaþ sanatý deyiminden baþlangýçta sadece silahlý kuvvetlerin savaþa hazýrlanmasý anlaþýlýrdý. Bunlar silahlarýn temini, hazýrlanmasý ve kullanýlmasý kalelerin ve siperlerin yapýlmasý, ordunun teþkilatlandýrýlmasý ve hareketlerinin düzenlenmesiydi ve bütün bunlar, savaþta kullanýlabilir bir silahlý kuvvetlerin meydana getirilmesi amacýna hizmet ederdi. “ Bilge, Sun Tzu’nun Clausewitz’in sözlerini tamamlar gibi bir cümlesi var, kadim kitabý, ‘Savaþ Sanatý’nda: “Komutanlar ulusun yardýmcýlarýdýr. Yardýmlarý bütün olursa, ülke de güçlü olur. Yardýmlarý eksik olursa, ülke aciz düþer.” der. Ünlü tarihçi Edward Hallett Carr, ’ Tarih Nedir?’ kitabýnda: Tarihçinin okuruna karþý sorumluluðunu yargýlar (s.26) ve þöyle devam eder: “Bir kere, tarihin olgularý bize hiçbir zaman ‘arý’ olarak gelmezler, çünkü arý bir biçimde varolmazlar ve varolamazlar: her zaman kayýt tutanýn zihninden kýrýlarak yansýrlar. Bundan þu sonuç çýkar; bir tarih eserini ele alýnca, ilk ilgileneceðimiz, içindeki olgular deðil, onu yazan tarihçi olmalýdýr.”
Ýskenderun’da Hatay tarihini araþtýrma alanýnda bir ilk gerçekleþti: Tarih yapanlar tarih de yazdý: Hatay’ýn Anavatana katýlýþ mücadelesi; kurtuluþ öncesi ve sonrasý kitaplaþtýrýldý. Bunu Kýnalýkuzular, Mehmetçikler gerçekleþtirdi. Burada kýsa bir parentez açmak istiyorum. Ülkemiz uygarlýk tarihi incelenirse görülecektir ki; bilimde, sanatta, kültürde, sporda, eðitimde, saðlýkta, çevrede… hayatýn içinde ne varsa; büyük ölçüde bütün geliþme ve ilerlemeler Türk Askerinin katkýsý ile gerçekleþmiþtir. “Hatay’ýn Kurtuluþ Mücadelesinde Türk Ordusu” ( 39’uncu Mekanize Piyade Tugay Komutanlýðý Yayýnlarý-1 ) isimli kitabýn, 1’nci baskýsý Temmuz 2010’da yapýldý. Kitabý, “39’uncu Mekanize Piyade Tugay Komutanlýðý Tarih Araþtýrma Grubu” hazýrlamýþ. 306 sayfa olan kitap, ele alýnýp incelendiðinde; içeriði, kaðýdý, baskýsý, cildi, boyutu, biçimi zihinsel bir çaba ve emeðin ürünü olduðunu gösteriyor. Tarih okuyucusu tarih kitabýnda ilk önce þu soruyu sorar: Yazýlanlar doðru, güvenilir ve tam mýdýr? Açýk ve düzenli mi, anlaþýlmasý ve hatýrlanmasý kolay mýdýr? Araþtýrmanýn adý altýnda bir araya getirilen sistemler ve metotlar bu gereksineme yanýt veriyor mu? Bu sorularýn hepsinin yanýtý; bu kitap için, ‘Evet’tir. Kitap dönemiyle ilgili olmayan, bilgilere, ayrýntýlara yer vermemiþ. Bu dikkat ve özen isteyen bir özelliktir. Bu durum, pirincin içinden siyah taþý ayýrmak kadar kolay deðildir. Olsa olsa pirincin içindeki beyaz taþý ayýrmak gibi bir þeydir. Anlatýmlar, olaylar ve olgular; yanlýþ, yanlý, hayal ürünü veya uydurma deðil. Tarihin gerçekliðinden koparýlýp kitabýn sayfalarýna aktarýlmýþ. Dipnot, fotoðraflar, haritalar, belgeler, kaynakça, dizin ve diðer yardýmcý öðeler, bir araþtýrma kitabýnýn en önemli unsurlarýdýr. Kitabýn bu yardýmcý öðeleri incelendiðinde ne fazla ne eksiktir, her öðe yerli yerinde kullanýlmýþ. Bilimsel yazým yöntemi de böylece ortaya konmuþ. Bir ekip tarafýndan hazýrlanan kitap bir eksikliði gidermiþ oldu. Mehmetçik, tarihe çizdiði çizgiyi, kitaplaþtýrdý . Hatay’ýn kurtuluþ mücadelesinde Ordu, neler yapmýþ, nelerle karþýlaþmýþ, nasýl mücadele etmiþ; herþey apacýk gözler önüne serilmiþ. Gazeteler, vesikalar, tarih kayýtlarý, resmi evraklar ve konuyla ilgili her türden kitaplar. Bunlar üzerinden; delillerin incelenmesi, elenmesi, kanýtlarýn ölçülmesi ve doðrulanmalarý tarih kitaplarýnýn hazýrlanmasýnda çok önemlidir. Günlük hayatta insan, tarihsel bilgiler ve hayallerin arasýnda yaþar. Dünün tarihini gazeteler yazar. Daha geçmiþi dergiler, kitaplar kavramamýzý saðlar. Mili varlýðýmýz, duygu ve düþüncelerimiz tarihi yeniden üretir. Bu çalýþmalar tarihe yeni bir yön katar. Milli bilinci zenginleþtirici bir iþlev görür.
Kýnalý kuzular tarafýndan hazýrlanan kitabýn içeriðinde, dönemiyle ilgili yanýtlanmamýþ soru yok gibi, yine de olabileceði varsayýlarak; bu konuda yapýlacak bilgilendirmelere, cevap verileceði, kitabýn bir baþlangýç olduðu belirtilmiþ. Bilinmeli ki böyle bir kitabý okuyucuyu tamamlar. Kitap da ele alýnan konu baþlýklarýndan bir- kaç örnek sunalým;
Kutsal bir davaya inanmanýn bir halký nasýl birleþtirdiði, insanlarý birbirine nasýl kenetlediði,
Anavatandan yirmi yýl ayrý düþen Hatay Türk’ünün bu ecdat topraklarýný canlarý pahasýna korumak uðruna çektiði acýlar, verdiði mücadeleler ve yaþadýðý ihanetler,
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Þahsi meselem dediði Hatay için, tüm olumsuzluklara raðmen hedefine nasýl ulaþtýðý,
Otuzdokuzlular’ýn Hataylýlar’a sesleniþi:
Vefakâr Hataylýlar!
“Hani “ Siz bize gelmezseniz bile, biz size geliriz” diye gönül vermiþtiniz ya!
Ýþte biz de; kýrk asýrlýk Türk yurdunun ecnebi elinde esir kalmasýna razý gelemezdik.
Ayrý düþtük, lakin vazgeçmedik.
Vuslatýmýz için yirmi yýl sabrettik.
Ama ümidimizi hiç kaybetmedik.
Çünkü söz vermiþtik, biz size gelecektik.
Ve bir sabah; sömürgeye ve ihanetlere inat, aziz ecdat topraklarýmýz ve gönderdeki matemli yýldýzýmýz sevdasýna, sancaðýmýz ve kýnalý kuzularýmýzla size geldik.
Sizler tunçtan bir ordu oldunuz, biz þâd olduk.
Önce ayný yürekte hemhâl olduk.
Sonra da Misakýmilliye’ye dahil olduk.
Nihayet ayný bayrakta ay ve yýldýz olduk.”(s.268)
Kitabýn son bölümünde, Otuzdokulular’ýn Atatürk’e mesajý yer almýþ.
“Ey Hatay Þehidi Atam!
Bak biz buradayýz, senin Hatay’ýndayýz, dünya duysun istedik. Emanetini mukaddes, þahsi meseleni namusumuz