..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir þey yaþam kadar tatlý deðildir. -Euripides
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Dönemler > kemal düz




12 Aðustos 2010
Suriye Lübnan Kültür Gezisi  
kemal düz
suriye ve lübnan türkiye’ye yakýn iki komþu ve dost ülke. bu iki ülkeyi vizesiz, gezme-görme imkaný var. vizeler karþýlýklý kaldýrýldý. pasaport yetiyor. artýk çat kapý suriye’ye kolayca gitmek mümkün. ..


:BDBI:
SURÝYE LÜBNAN KÜLTÜR GEZÝSÝ
Kemal Düz
Suriye ve Lübnan Türkiye’ye yakýn iki komþu ve dost ülke. Bu iki ülkeyi vizesiz, gezme-görme imkaný var. Vizeler karþýlýklý kaldýrýldý. Pasaport yetiyor. Artýk çat kapý Suriye’ye kolayca gitmek mümkün. Daha önce Suriye’ye iki defa gitmiþtim. Suriye’ye bir defa gitmek, yetmiyor. Temmuz’un sonu, Aðustos’un ilk günleriydi, hava çok sýcaktý. Televizyonlar cehennemi sýcaklarýndan söz ediyordu. 30 Temmuz 2010 Cuma günü saat: 22.00 de bir otobüsle Ýskenderun’dan Antakya’ya hareket ettik. Bizi, Aalen –Antakya Kültür Deneði Baþkaný Mehmet Karasu karþýladý. Antakya(Antioch), Roma Ýmparatorluðunun Roma ve Ýskenderiye’den sonra gelen üçüncü büyük kenti. ”Christian” sözcüðünün ilk kez kullanýldýðý kent. Ýbn Battûta Seyahatname’sinde; “Burasý çok büyük ve kadim bir þehirdir. Etrafýnda saðlam surlar Þam þehirlerinden hiçbirinde yok.” der. Ayný gece saat: 01’de Antakya’dan bir otobüsle yola koyulduk. Reyhanlý-Cilvegözü sýnýr kapýsýnda çýkýþ iþlemlerini yaptýrdýk. Hiçbir sorunla karþýlaþmadýk. Komþularýmýz bu konuda oldukça kolaylýk gösterdiler. Ýþte Gezi Defterime yazdýðým notlardan bir yaprak
ASÝ’L KENT: HAMA
Cumartesi günü sabaha karþý, saat beþ gibi, Asi nehrinin içinden geçtiði, Hama kentinde mola verdik. Her yerde Devlet Baþkaný Beþir Esad’ýn fotoðraflarý var. Türk parasýyla alýþveriþ edilemiyor. Suriye lirasý veya dolar geçiyor. Bizlere yakýnlýk ve çok ilgi gösteriyorlar. Sokaklarda Türkçe bilenlere rastlamak mümkün. Asi nehrinin üzerinde bulunan, tarihi su dolaplarý çalýþýr durumdaydý. Su ile ahþap dolaplarýn buluþmasýndan oluþan göðü delen ses, iki kiþi arasýnda konuþulanlarý engelleyecek düzeydeydi. Büyük Ozan Yunus Emre, görmüþ olduðu bu dolaplardan esinlenerek bir þiir yazmýþ. Þiirin ilk dörtlüðü þöyle: “Benim adým dertli dolap/Suyum akar yalap yalap/Böyle emreylemiþ þalap/ Derdim vardýr inilerim. “ Gerçekten de bu dolaplar acý acý iniliyor. Sanki dünyanýn bütün yükü bunlarýn omuzlarýnda. Bize anlatýldýðý kadarýyla Asi nehri üzerinde sayýlarý da 100’den fazlaymýþ. Þimdilerde, 17 tane kadar kalmýþ. Biz burada ikisini gördük. Eskiden, su dolaplarýnýn nehirden su kemerlerine taþýdýðý sular, kemerler vasýtasýyla tarým alanlarýna taþýnýr, bahçe ve tarlalarýn sulamasýnda kullanýlýrmýþ. Þimdilerde daha çok turizmin hizmetindeler. Su dolaplarý Romalýlar tarafýndan tarým alanlarýný sulamak amacýyla kurulmuþ. Buradan yola devam ettik. Yaklaþýk iki saat sonra; lokantasý, bakkalý olan bir küçük yerleþim yerinde, yarým saat mola verdik. Etrafý seyrederek, saat 10’da Antik Malula köyüne geldik.
MÜNZEVÝ GÜZEL: MALULA
Malula, tertemiz bir yer. Daha çok bir kasaba görünümünde. Daðýn eteðinde, oyulmuþ kayalara sýðýnmýþ. Daðlarýn arasýna sýkýþmýþ bir yerleþim merkezi. Yazar Refik Schami’nin memleketi. Jüpiter Tapýnaklarý üzerine kurulan kiliseler hala kullanýlýr durumda. Ýnsaný büyüleyen bir yer. Þam’a 70 km mesafede. Hýrýstiyanlarca kutsal kabul ediliyor. Malulla’ yý Papa 2`nci Jean Paul ‘de ziyaret etmiþ. Burada ilk önce þehrin dýþýnda yüksek bir yerde bulunan Sergis ve Baccmus Kilisese’sine gittik. Kilisenin bitiþinde bulunan Cafe’de, yemek yedik, çay içtik. Sonra kilisenin içine girdik. Giriþ kapýsý çok eskimiþ ve demirdi. Ýbadet edilen odadaki tahta sýralara oturduk. Görevli bir bayan, müzikal sesiyle kilisenin tarihçesini, burada konuþulan Aramice ve Malula’yý anlattý. Aramice ve Arapça dua etti. Tercümanýmýz bu dualarý Türkçe’ye tercüme etti. Anlatýlanlar özet olarak þöyle: Günümüz de Malula’da yaþayanlar Hz. Ýsa’nýn konuþtuðu Aramice dilini konuþuyor. Bu dili, Malula dahil Suriye’de üç köy konuþuyormuþ. Hz. Ýsa’ya ilk defa bu köylüler inanmýþ. Hz.Ýsa bu köyde saklanmýþ. Burada beþ kilise ve iki cami varmýþ. Hýrýstýyanlar ve Müslümanlar bir arada kardeþçe yaþýyormuþ. Sergis ve Baccmus Kilisesi, Hýrýstýyanlýktan önce, putperestler döneminde Apollon’un tapýnaðý imiþ. Depremler sonucu yýkýlýnca yýkýntýsý üzerine, ayný taþlar ve aðaçlar kullanýlarak kiliseye çevrilmiþ. Kilise’nin mevcut hali M.Ö. 297 yýlýnda Roma’dan gelen iki rahip Serkis ve Bahus tarafýndan yapýlmýþ. Oradan, kayalarýn arasýnda yapýlan dehliz yoldan geçerek, daðýn derinliklerindeki Aziz Tacla Kilisesine ve manastýrýna yöneldik. Aziz Tacla Konya’dan gelmiþ ve burada inancýný yaymýþtýr. Pek çok rahibe ile karþýlaþýyoruz. Sakin ve kararlý halleri gözden kaçmýyor. Bir genç, taþlarýn arasýndan çýkan ’kutsal su’dan, zincirli bakýr tas ile konuklara ikram ediyor. Bize de ikram etti. Soðuktu, içtik. Dönüþümüzde bir fýrýndan yeni çýkmýþ ekmekler, yolun kenarýnda özel hazýrlanmýþ yerine konuyordu. Kilisenin hemen alt tarafýndan bulunan kanyonu da gördükten sonra yolumuza devam ettik. Dönüþ yolunda daðlarýn tepelerinde, Hz Meryem ve Hz. Ýsa’nýn heykelleri göze çarpýyordu. Yaklaþýk bir saat sonra Suriye’nin Baþkenti, masallarýn kent Þam’da idik. Araplar Þam’a Damascus diyorlar.
YALNIZ BÝR ÞAMAN: ÞAM
Kadim þehir Þam: Resmen doðal ve açýk bir müze. Her yer tarih; taþý topraðý, güneþi suyu. Aldýðýmýz nefes tarih kokuyor, topraðýndan tarih çýkýyor. Gizli ilimler yurdu. Nüfusu 6 milyon. Öncelikle, Hz Muhmammed’in torunu, Hz Ali’nin kýzý Hz. Zeynep türbesi ve Camiini ziyaret ettik. Kavurucu havaya raðmen insanlar, özellikle bayanlar akýn akýn türbeye, camiye girip çýkýyorlardý. Sýcak hava, uzun süre kalmamýzý engelledi Her taraf insan doluydu ve serin ve gölge bir yer yoktu. Türbe ziyareti sonrasý, Osmanlý Valisi Hamdi Paþa tarafýndan 1870’de baþlanan ve 1873'te tamamlanan Hamidiye Çarþýsýna gittik. Burasý kapalý bir çarþý ve çok kalabalýk. Yürümekte ve alýþveriþ etmekte çok zorlandýk. Aynen Ýstanbul’daki kapalý çarþýyý andýrýyor. Çarþýnýn bitiminde Emevi Camisi var. Camiyi gezip gördükten sonra, tekrar çarþý içinden geriye döndük. Kapalý çarþýnýn hemen yanýnda, Selahattin Eyyübi’nin görkemli anýtý var. Orada bulunan su satýcýsýndan bir þiþe su satýn alýp, park halindeki otobüse kendimizi zor atýyoruz. Sýcaklýk alev gibi tüm bedenimizi sarsýyor. Otele dönüþte; Hicaz Tren Ýstasyonunun önünden geçtik. Burasý, 1905 yýlýnda Osmanlýlar tarafýndan yapýlan muhteþem bir tren garý. Oradan Merjeh(Merce) meydanýnda demirden bir sütun (Telgraf Anýtý) var. Bu anýtý Sultan Abdülhamit yaptýrmýþ. Anýtýn tepesinde Beþiktaþ-Yýldýz’daki Hamidiye Camisinin bir modeli var. Þehrin oldukça dýþýnda olan konaklayacaðýmýz otele gelip eþyalarýmýzý yerleþtik. Akþam saat 19.00’da Kasiyon Tepesine yöneldik. Þam’ý Kasiyon tepesinden seyrettik. Oradan Þam bir baþka güzeldi. Fotoðraf çektik. Her tarafta renk renk ýþýk cümbüþüydü. Saat, 22.30’ konaklayacaðýmýz otele geldik. Orada yemek yedik, düzenlenen Arap gecesini izledik. Saat bir’de otelden ayrýldýk. Biz ayrýlýrken eðlence devam ediyordu. Saat sabah 4’e kadar sürüyormuþ. Ertesi günü Saat: 8’de Beyrut’a gitmek için hareket ettik. Þam’da gezilecek daha çok yer var. Ben ilk geliþimde þehrin dýþýnda Kasiyun Daðý eteðinde Muhyiddin Ýbn Arabi’nin de türbesini ziyaret etmiþtim.
ORADOÐUNUN PARÝS’Ý : BEYRUT
Þam’dan sabah saat 8 ‘de çýktýk. Birbuçuk saat sonra, 9.30 da Lübnan Gümrüðüne geldik. Gümrük iþlemleri için, üç saat kadar bekledik. Lübnan’ýn nüfusu yaklaþýk: 4 milyon. Lübnan’da Akdeniz bitki örtüsü ve iklimi hakim. Lübnan özellikle kýþýn bol yaðýþ alýyormuþ. Yýlda 2.4 milyar metreküp su taþýyan, Antakya’nýn batýsýnda Türkiye topraklarýna karýþan Asi nehri, Lübnan Daðlarýnýn yaðýþlarýyla besleniyor. Asi’nin toplam uzunluðu 287 km.: 40 km Lübnan, 159 km. Suriye, 88 km. Türkiye sýnýrlarýndan akar.Lübnan, Suriye VE Türkiye ile baðý Asi nehri önemli bir oluþturuyor. Ortadoðu ülkelerinde ki su sorunu burada yok. 280 km’lik sahile sahip. Tahrip edilen kara yollarý, tren yollarý, havada uçan helikopterler. Trafik polisi dýþýnda polis yok gibi. Her yerde üçer beþer Barýþ Gücü askerleri dolaþýyor. Ovalarý, daðlarý taþlarý, yaylalarý aþtýk. Beyrut’a vardýk. Beyrut’a iniþte, yolun solunda savaþýn vahþetini gösteren, içsavaþtan kalmýþ hurdaya dönen arabalarýn sergilendiði utanç anýtý var. Sahiline indik. Çok lüks binalar, oteller, eðlence merkezleri, iþ merkezleri, bakýmlý sokaklar… Caddeler, sokaklar tertemiz. Eski binalarýn duvarlarýnda mermi izleri hala duruyor. Bugün Pazar: resmi tatil. Sokaklar boþ, tek tük insan göze çarpýyor. Kentin merkezinde fazla beklemedik. Dünyanýn yedi harikasýndan biri olduðu söylenen Lübnan’a 20 km mesafedeki doðal, Jeita(ceyta) maðarasýna hareket ettik. Maðaranýn önü çok kalabalýktý, sadece bilet alabilmek için yarým saat bekledik. Giriþ ücreti olarak 12 dolar ödedik. Teleferiðe binmek için de yarým saat sýra bekledik. Maðaranýn uzunluðu 2130 metre, 750 metresi gezilebiliyor. Maðara 1836 yýlýnda keþfedilmiþ. Dünyanýn en büyük yer altý maðarasý. Burada iki ayrý maðara var. Biri kuru maðara, biri de ýslak maðara. Kuru maðarayý on dakika gezmek mümkün. Maðaranýn içinde korkuluklu merdivenler var, yürüyerek geziliyor. Hemen 30 metre yakýnýnda ýslak maðara var. Onu da botlarla gezdiriyorlar. Dýþarýnýn sýcaklýðýndan bunaldýðýmýz için buranýn doðal serinliði iyi geliyor. Maðaraya çok büyük ilgi var Gelenlerin daha çok Lübnan dýþýndan geldiðini öðreniyoruz. Yediden yetmiþ her yaþtan insan. Lübnan’da Hýrýstiyanlar yönetimde. Maðaradan ayrýlýyoruz. Beyrut’ýn merkezine geliyoruz. Beyrut bir batý kenti gibi. Daha çok Fransýz mimarisi hakim. Hep taþtan binalar. Sokaklar tertemiz. Merkezdeki binalar iç savaþta tahrip olmuþ. Orijinal halleri korunarak yeniden yapýlmýþ. Kilseler camiler havralar yan yana. Biz Hýrýstiyanlarýn yaþadýðý Kuzey Beyrut’u gördük. Müslümanlarýn yaþadýðý Güney Beyrut’u görmek için zamanýmýz yok. Beyrut’a þu adlar yakýþabilir. Taþkent veya eðlencekent. Beyrut’tan akþam saat: 21’de hareket ettik.
DENÝZKENT: LAZKÝYE
Antik Trablus þehrinin içinden geçtik. Karanlýk basmýþtý fazla bir þey göremedik. Sadece þunu söyleyebilirim. Yol boyunca bazý evlerin pencerelerine Türk Bayraklarý asýlýydý. Lübnan Gümrüðünden pasaportlarý kontrol eden, kayýt yapan bir asker, ayrýca geçiþlere izin veren bir memur vardý. Baþka bir görevli göremedik. Daha sonra Suriye Gümrüðüne geldik. Orada pasaport ve giriþ iþlemleri fazla uzun sürmedi. Suriye Gümrüðünden geçtikten sonra, Lazkiye’den geçtik. Lazkiye, Suriye’nin Ortadoðunun önemli bir liman kenti. Suriye’nin her yerinde olduðu gibi burada da; Sünni Araplar, Nusayriler, Ermeniler, Türkmenler yaþýyor. Oldukça modern bir kent. Deniz kentlerinin bütün özelliklerine sahip. Çok eski tarihi eserlere sahip. Yolculuðumuzu sabah saat, 7 ‘de Yayladaðý sýnýr kapýsýnda iþlemlerimiz tamamlayarak bitirmiþ olduk. Suriye’den, Lübnan’dan anlatýlacak çok þey var. En iyisi, gitmek, görmek gerek. Günümüz de Binbirgece Masallarýný yaþamak gerek…
.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dönemler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mutlu Güney
Ýskenderun'da Kültür Sanatýn Geleceði Üzerine
Bir Zamanlar Aybastý
Tekele Tütün Dizmek Acý Ýçmek
Aybastý'da Kahvehane Kültürü
Hiçbir Þey Yeni Deðil
Aybastý'da Bir Deðil Bir Çok Deðirmen Vardý

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cem Erman Kemal Sunal'ý Anlatýyor
Harflerin Ýzinde Bir Yazar: Fatin Hazinedar
Bir Baþka Dünya: Hatay
Sarýkamýþ'tan Esarete
Sarýkamýþ'tan Esarete
Ýskenderun Caddeleri
Paris Strasbourg Gezisi
Yarýkkaya Efsanesi
Titus Timsahý
Büyük Antakya Kasesi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nevruz Uður [Þiir]
Aybastýlý Þair Ýzzet Haznedar [Þiir]
Münzevi Bir Osmanlý [Þiir]
Çukurova'nýn Ýki Yiðit Sesi: [Þiir]
[Þiir]
Þiirin Hatayý [Þiir]
Düþüyorum Tut Elimden - Selma Sayar [Öykü]
Bir Öykücümüzden Bir Öykümüz Var [Öykü]
Aybastýlý Bir Feylesof: Refik Güley [Roman]
Anýlarda Ýskenderun: Cem Erman ve Hikayet-i Zeki Müren [Deneme]


kemal düz kimdir?

edebiyat sanat, tarih, kültür ve folklora karþý ilgim var. yerel bir gazetede kültür sanat yazýlarý yazýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
engin geçtan, edip cansever, tevfik fikret v.b.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © kemal düz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.