..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Toplumsal Olaylar > Taner




18 Ağustos 2010
Singapur'da Çocuk Fahişe, Afrikada Bir Çocuğun Ölümle Dansı  
Bu yazımı tekrar kaleme alıp sizlerle de paylaşmak istedim.

Taner


Her insan kendi yaşam alanında ulaşabildiği bir yaşam standardına sahiptir. Her yaşam tarzı da incelemeye değer ayrı bir ilginçliktir. İnsanlar, görebildikleri dar alanın dışında, göremedikleri dünyaya bilinmez bir karanlık gözüyle bakıyor. Benliklerini tatmin alanlarının dışı, asla kavrayamayacakları hiçlik durumundadır.


:CJHI:


Uluslararası şirket yöneticileri Singapur’a İş bağlamak için mi? Yoksa çocuk fahişelerin ümitlerini ve bedenlerini sömürmek için mi giderler? İmkânın limiti olmayan dünyada imkânsızlığın limitinde yaşayanlardan yararlanma merkezi diyebilir miyiz Singapur’a.

Singapur da bir çocuk, küçücük yaşına rağmen fahişelik eğitimi almış. Yüzlerce yağlı ve semiz erkeğin altına yatmış kız çocuğu ve binlercesi yaşamaya çalışıyor. Fakir ailelerinin geçim kaynağı haline gelmişler. Böyle bir yaşamı kanıksamış olan bu insanlar bunun böyle olacağı başka bir yolu olmayacağına şartlanmışlar. Zevkler tarafından çürütülmüş bedenler, onlara dayatılan hayatı sorgulamadan kabul etmişler. İnsan ister istemez bu kabullenmeyi sorguluyor. Ama bizim ülkemizde de neler kabullenildi. Bunları sorgulayabildik mi?

Üçüncü sayfa haberleri öyle bir boyutlandı ki işlenen cinayetlerin şekline ve işleyenlerin soğukkanlılığına hayret etsek de bir sonrakine de hazır oluyoruz. Aslında tüm dünya halklarının gözünde şiddet kanıksandı. Eski bir tarihte İsrailli bir asker tarafından kolları taş ile parçalanan Filistinli görüntüleri tüm dünyayı ayağa kaldırmıştı ve birleşmiş milletler yaptırım uygulamak zorunda kalmıştı.


İnsanlar yükselmek için başkalarının sırtına basmak zorunda kalıyor. Neden? Çünkü sistem budur. Bir işadamı bir zevk ısmarlayıp binlerce dolarlık iş bağlar. Temiz para. Birinin sırtına basılıyor. O ne yapıyor peki? O benlikte, ilk fırsatta başkasının sırtına basma ihtiyacı gelişiyor. İster bir fahişe olsun isterse dünya şirketlerinden birinde bulunduğu konumu sağlamak için ya da daha da yükselmek için bu davranış biçimlerini kabullenen biri olsun bir fark var mı?


Her insan kendi yaşam alanında ulaşabildiği bir yaşam standardına sahiptir. Her yaşam tarzı da incelemeye değer ayrı bir ilginçliktir. İnsanlar, görebildikleri dar alanın dışında, göremedikleri dünyaya bilinmez bir karanlık gözüyle bakıyor. Benliklerini tatmin alanlarının dışı, asla kavrayamayacakları hiçlik durumundadır.

İletişim araçlarının bu denli gelişmiş olması dahi, bireysel tatmin aracı olarak sunulduğu için, insanları tek tipleştiriyor. Mesela yakındakileri iletişimsizleştiren uzakta ve birbirini tanımayanları yaklaştıran internet insan hayatına ne getiriyor, insan hayatından ne götürüyor?

İnterneti çok iyi tahlil ederseniz şunu rahatlıkla görebilirsiniz: gerçekten güç ve şöhret sahibi insanlar gerçek yaşamlarındaki sahte ilişkiler nedeniyle kendilerini tanımayan insanların karşılık istemeyen sevgisine ve ilgisine ihtiyaç duyuyorlar. Birçokları gerçek insani ilişkileri bu sanal ortamda yaşamaya çalışıyor. Elbette ki bunları deşifre etmek değil amacım. Amacım bu olsaydı seneler önce yapardım.

...
Afrika’da bir fotoğrafçı inanılmaz kareler yakalar; Aç bir çocuk çölde sürünerek, çürümeye yüz tutmuş etlerinin kokusunu havaya salarak, karnını doyurabileceği kampa doğru gitme mücadelesi verir. Çocuğun arkasından akbabalar gelmektedir. Dinlendiği zaman hareketsizliğini fırsat bilen akbaba hemen yaklaşır. Çocuk son bir azimle birkaç kulaç daha sürünür. Bu arada fotoğraflar çekilir.

Fotoğrafçı koşa koşa gider fotoğraflarla bir yarışmaya katılır...

Zevkler tarafından çürütülen bedenlerle çölde sürünen bedenler arasında ne fark var? Ortaya çıkan koku çocuk kokusu değil mi? Çöldeki akbabalarla Singapur’daki akbabalar arasında ne fark var?

Fotoğrafçıya Pulitzer ödülünü kazandıran çocuğa ne oldu dersiniz? Doğadan geldi ve doğa’nın acımasızlığı ile yine doğaya gitti. Acımasız olan doğa mı? O çocuğu akbabalar yedi. Kimse kendini kandırmasın, tüm insanlığın suçu bu. Doğanın yansıması olan insanın suçudur bu. Anlıyor musunuz? İşte o çocuk öldü. İşte o çocuğun ödülü de bu idi. Ölüm.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: İşte insan...
Gönderen: Mehmet Ali Özler / ,
10 Eylül 2010
fazla söze gerek yok. Sahnedeki insandır. Saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplumsal olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ayasofya Müzesinin Cami Olmasının Arka Planında Neler Olabilir?
Ya Ezilip Bükülüp Koşullara Ayak Uyduracaksın; Ya da Koşulları Etkileyen Bir Değer Olacaksın.

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dondurulmuş Ölüler
Yenidünya Düzeni Güçlerinin Günümüz İnsanı Üzerindeki Politikalarını Gerçekleştirme Araçları
Suriye Hususunu Doğru Değerlendirmek.
Yenidünya Düzeni Güçlerinin Politikalarını Gerçekleştirme Araçlarından Yeni Osmanlıcılık ve Anadolu Kültürünün Ötekileştirilmesi
Piraha İnsanının Yaşam Tarzından Postmodern Yaşam Tarzına Çağdaşlık İrdelemesi
Mutluluğun Kaynağı İnsan İnsanın Çelişkisi Yabancılaşma
Belgesel Yapmak

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Git Kendinde Kaybol Arama Beni [Şiir]
Keşiş Dağında Erguvan Kokusu [Şiir]
Müşküre [Şiir]
Topraktan Gelen Sesler [Şiir]
İçimde Bir Şiir Ölüyor [Şiir]
Yavaş Yavaş Ölürler Neruda"yı Nazım"ı Tanımayanlar [Şiir]
Hava Kar Yağıp Buz Kesiyor [Şiir]
Kayıp Şiirler Şehrinde Yitirdiklerim [Şiir]
Geceye Saçlarından Dökülenler [Şiir]
Filler ve Çimen (*) [Şiir]


Taner kimdir?

Yakamozları yazmaktan çok, içine girmemin getirdiği duyguyu yazmayı tercih ederim.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Taner, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.