..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hayaller olmasaydı, umutlar dünde kalırdı. - Dolmuş atasözü
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Politika > Hulki Can Duru




25 Ağustos 2010
Korku, Kötülük ve Terör Çağı  
Hulki Can Duru
Dünya için en büyük tehdit G-7 ülkelerinden gelmektedir. Çünkü bu ülkeler silah ve uyuşturucu ticaretini yanı sıra, çevre felaketlerine neden oldukları gibi, bunların her çeşit dinsel yapılanmaya ve etnik teröre destek verdikleri, mazlum ülke halklarının uyanışını engellemek için o ülkelerdeki en gerici unsurlara arka çıktıkları, bilinmektedir.


:AGIB:
XXI. yüzyılın ilk on yılını geride bıraktık. Geriye doğru bir göz atınca “küreselleşme, globalleşme, Yeni Dünya Düzeni” “Büyük Ortadoğu Projesi”, “eş başkanlık”, “dinsel özgürlük”, “etnik-kültürel özgürlük” gibi kamufle edilmiş allı pullu söylemlerin kimlerin çıkarlarına hizmet etmek üzere insanlara yutturulduğunu açık ve net bir şekilde görüyoruz.

Yeni Dünya Düzeni'nin Türkiye dahil bir çok mazlum ulus için tarihsel “yıkıcı” etkileri olmuş, olmakta ve olacaktır. XX. yüzyıl kuşku çağı ise, XXI. yüzyılın korku, kötülük ve yıldırı (terör) çağı olacağı kesinleşmiş görünüyor.

Batı Dünyası, 2003 Irak işgalinden sonra, artık “dünyanın lideri” olma niteliğini ve nesnel saygınlığını yitirmiştir. Amerika ve Avrupa Birliği' nin jeopolitik üstünlüğü çöküş sürecindedir. ABD ve Avrupa Birliği'nin geleceği karanlıktır. Batı dünyası tamamen aklını yitirmiş, ihtirasların ve paranın kölesi olmuştur.

Dünya için en büyük tehdit G-7 ülkelerinden gelmektedir. Çünkü bu ülkeler silah ve uyuşturucu ticaretini yanı sıra, çevre felaketlerine neden oldukları gibi, her çeşit dinsel yapılanmaya ve etnik teröre destek verdikleri, mazlum ülke halklarının uyanışını engellemek için o ülkelerdeki en gerici unsurlara arka çıktıkları, sömürüden elde ettikleri muazzam artı değeri de kredi olarak tekrar yoksul ülkelere aktardıkları ve onları sürekli “borçlu” konumda tuttukları bilinmektedir.

Gerçekte asla “yeni bir dünya” yaratılmamış ve yaratılamayacaktır. Eski sömürgecilerin her zamanki oyunları bu göz kamaştırıcı, akıl çelen, sözde yeni kavramlarla süslenerek “bir hap gibi” uluslara yutturulmuştur.

KURTULUŞ SAVAŞI
Ne ABD, ne İngiltere, ne Almanya, ne Fransa, ne de İtalya Türkiye'nin yaptığı gibi bir ulusal kurtuluş savaşı vermemiştir. Açıp okuyun tarihi: Bu devletlerin hiç birinin tarihinde başarı ve zaferle sonuçlanan “İstiklal Savaşı” benzeri bir savaş yoktur. Çünkü bunların hepsi eski işgalci, emperyal, sömürgeci devletlerdir. İşgalci ve sömürgeci devletlerin tarihinde “ulusal kurtuluş savaşı” diye bir olgu olabilir mi? Tam tersi onlar bağımsızlık savaşı veren ülkeleri ezmeye ve yok etmeye çalışmışlardır. Dünya halklarının en tehlikeli ve en acımasız düşmanları onlardır.

I. ve II. Dünya Savaşları sırasında ve sonrasında Türk direnişine bir türlü ölümcül darbeyi indirmeyi başaramayanlar Türkiye'yi iftiharla “pazarlayan” AKP iktidarı döneminde çok önemli mevziler kazanmış, memleketin tüm kalelerini ele geçirmiş, ülkeyi el birliğiyle soyup soğana çevirmişlerdir. Halk icra ve borç batağına düşürülmüş, iç savaş ortamı yaratılmış, ordu yıpratılmış hukuk ve yargı siyasallamış, gençlik ve emekçiler pelte haline getirilmiştir.

Türkiye'de tarikatçıların iktidara gelmesi ve etnik ayrışma halkın isteğiyle değil, küresel egemenlerin isteğiyle olmuştur. Adi suçlara verilen cezalar hafifletilerek adalet sistemi kasten dejenere edilmiş, toplumda linç kültürünün yerleşmesine, insanların kendi haklarını kendi başlarına arar bir hale getirilmesine, böylece toplumun birbirine kırdırılmasına zemin hazırlanmıştır. Bu şekilde oluşturulan kaos ortamında -koruma ordusu olmadan halkın karşısına çıkamayan- “dokunulmaz” ve “erişilmez” kişilerin haksızlıkla zenginleşmelerine, havuzlu villalarda dertsiz tasasız güvenlik içinde keyif sürmelerine olanak sağlanmış, ama öte yandan aydınlar, yargı, basın ve medya faşizan yaptırımlarla sindirilerek susturulmuştur.

YAPILMASI GEREKEN
Hiçbir ülke çalışanların ve işçilerin maaşlarından kesinti yaparak, vergileri yükselterek, emekli maaşlarını dondurarak, akaryakıt fiyatlarına zam yaparak , içki ve sigara fiyatlarına fahiş vergiler uygulayarak, yani faturayı emekçilere keserek krizleri önleyemez. Bunun arkası kanlı ayaklanma ve faşizmdir.

Hiçbir ülke tüketerek büyüyemez. Tüketerek “şişen” ülkelerin ekonomileri kısa bir süre sonra çökmeye ve krize girmeye mahkumdur. Eğer ülkeler aç kalmak istemiyorlarsa sanayi, tarım, besicilik yatırımları ve ihracatı ön plana alacaklardır.

Bu nedenle AB, IMF ve NATO ile olan ilişkileri askıya almak, bu ülkelere ait askeri ve finansal güçleri ulusal sınırların dışına çıkartmak, tüm yabancı kurum ve bankaları -Atatürk devrinde yapıldığı gibi- millileştirmek öncelikli projeler olmalıdır. Türkiye Batı'nın uşağı ve taşeronu olmak istemiyorsa G-20 grubundan çıkacaktır. Çünkü Batı'nın çıkarları hiçbir mazlum ülkenin ulusal çıkarlarından daha önemli olamaz. Mazlum ülkeler birleşerek küreselleşmeye ve teröre direneceklerdir.

Halkımız 12 Eylül 2010da yapılacak referandumla ikircikli bir karar vermeye zorlanmaktadır. Ya dindarlığını yaşadığını zannederek bu gidişe devam diyecek, o zaman ülke etnik, ırkçı ve şeriatçı parçalara ayrışacak, ya da, bu gidişe hayır diyerek büyük bir devrimin başlamasına öncülük edecektir. O zaman etnik-ırkçı ve tarikatçı grupların tüm oyunları açığa çıkacak, tarih yeniden yazılacaktır.

Türkiye kendisine Batı tarafından biçilen ılımlı İslam gömleğini, Batı tarafından dayatılan hiçbir senaryoyu ve geleceği kabul edemez. Halkımızın devrimci ruhu, ulusal çıkarlarımızı ön planda tutan, lobi kuruluşlarına ve küresel güçlere boyun eğmeyen hükümetleri iktidara getirecek güçtedir. Ülkenin geleceğine emekçi halk karar verecektir.
 





.Eleştiriler & Yorumlar

:: Doğru tesbitleriniz var değerli bir yazı.
Gönderen: Taner SARGIN / , Türkiye
10 Eylül 2010
12 eylül 1980 faşist darbesinin Türk-islam sentezi çökmüştür. Milli görüş gömleğiyle kendini tanıtıp avrupa birlikçi olduğunu ispatlamaya çalışan Erdoğan bu bakışa sahip olanların iç çelişkilerinin en bariz örneğidir. Aslı, müslümanım derken de takkiye yapan avrupa birlikçiyim derken de takkiye yapmaktadır. abd nin Irak işgali sırasında tezkere geçmemiştir. bu beklenen bir sonuçtur ve b planı ile akp hükümeti eliyle incirlikten 4000 üzerinde sorti yapıp binlerce ton bomba müslümanların üzerine yağdırılmıştır. Kanun hükmünde kararnamelerle Türkiyenin limanları ve hava alanları akp onayıyla kullanılmıştır. akp döneminde mevziler kazananlar sizin de vurguladığınız nesnel saygınlığını dünya gözünde yitirmiş olanlar bop projesini hayata geçirme teleşı içindedir. Bu telaş onları yokoluşa götürmek durumundadır. Türkiye'deki hükümetlere bakın abd nin işne gelmediği noktalarda alaşağı edilmişlerdir. Evet milyonlarca dolarlık petrol denizine sahibiz kırk tane değerli maden işgalci şirketlerin ağzını sulandırılıyor. Halkımızı köle edecek anayasaya onay vermesi isteniyor. demirel her gelişinde sanayi sözünü eder etmez alaşağı edildi. Menderes borç para alırken iyiydi. Sanayileşmeden söz etmeye başlayınca yokedilmesine belirli kılıflar uyduruldu. Bu topraklarda güçlü bir Ülke istemiyorlar bu nedenle insanlarımızı tüketim manyağı haline getirdiler. ben şu anda Hayırların yüzde seksenlarde olduğunu düşünüyorum. Ama yedi milyon seçmen birden ortaya çıkıverdi sakın bunlar atlantik ötesindan gelen sese kulak vererek mezardan kalkmış olmasın. Eğer ki hile hurda ile evetler kazandırılırsa Bu kaosun içinde emperyalizm boğulur. Akılları varsa bizi bize bırakırlar.

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
25 Ağustos 2010
Teşekkürler üstadım. Dilerim sağır kulaklar duyar hale gelir, kör gözler görmeye başlar... Saygılarımla.

:: selam..
Gönderen: Aysu / , Türkiye
25 Ağustos 2010
yazdıklarınız çok yerinde doğru tespitler G-7 ülkelerinin hepsinin iki yüzlü duruşları var,en çok muhalif duruşları japonya'nın sergilemesi gerekirdi,uluslararası para kokusu maalesef daha ön planda oluyor.Benim güzel ve zavallı ülkemde proleterya kalmadı 'felsefesi' ve benim umudum yok kalkıp dirilecekler ve yol alacaklar yeniden.Umarım yanılırım ve sayfanıza gelirim yeniden oleyyyyyy demek için




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politika kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yeni (!) Anayasayı Kimler İstiyor?
Siyon Protokollarının Kökeni (İkinci Bölüm)
Siyon Protokollarının Kökeni (Birinci Bölüm)
Bm Güvenlik Konseyi İsrail'i Kınamamıştır!

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çağdaş Gagavuz Şiiri
Mevlana'nın Tesettür ve Kadınların Örtünmesine Bakışı
Yahudi, Hristiyan ve İslam Teolojisinde Şeytan ve Şeytanlar (1. Ci Bölüm)
İslamlıktaki Cinselliğin Psikopatolojisi (2. Bölüm)
Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Savaş ve Ganimetler
Yahudi - Hristiyan ve İslam Teolojisinde Cincilik ve Cinlere İnanış
Omega Melancholia (Omo) Sendromu
İslamlıktaki Cinselliğin Psikopatolojisi (1. Bölüm)
Yahudi Soykırımı Gerçek mi, Abartı mı? (3. Bölüm)
İslamlıktaki Cinselliğin Psikopatolojisi (3. Bölüm)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Elsa'nın Gözleri [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan - II [Şiir]
Albatros [Şiir]
Yeryüzü Rüzgarları [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan [Şiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Şiir]
Malta Şahinlerine [Şiir]
Uçan Ayakkabı [Şiir]
Havanın Ölümü [Şiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Şiir]


Hulki Can Duru kimdir?

Başlıca yapıtları: Eski Kule Müziği (şiir) Geometrik Aydınlık (şiir) Havanın Fen Noktası (şiir) Tartaros Paradigması (eleştiri) Teslis Sendromu (eleştiri) Nano Kutsallık (eleştiri) Sevgili Kutlu Yaşam (öykü) Kuşku Bilinci ve Eleştiri (eleştiri)

Etkilendiği Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.