..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir kuþum; uçtum yuvadan... Artýk ben nerede, eve dönme isteði nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Türkiye > Akakiy Akakiyeviç




23 Ekim 2010
Þeriat Deðil Muhafazakar Tahakküm Tehlikesi Var  
Akakiy Akakiyeviç
Ýslamcý muhafazakâr iktidar, devlet teþkilatýnda kadrolaþtýktan sonra, baþka bir tabirle devleti dönüþüme uðrattýktan sonra, sýranýn topluma geldiðini söylem ve eylemleriyle açýða vurmaktadýr. Kendi yaþam tarzlarýný toplumun bütününe dayatma gibi bir anti-demokratik tavýr sergilemektedirler. Özellikle yerel yönetimlerde, söz sahibi olduklarý yerlerde muhafazakâr yaþam biçiminin bütün kural ve kaidelerini zaten uygulamaktadýrlar. Orta Anadolu kentlerinde sözü edilen uygulamalarýn fütursuzca devam ettiði sosyolojik araþtýrmalar sonucu ortaya konmuþtur. Buna ilaveten, büyük þehirlerde, darülharp anlayýþýyla fethedilmiþ bölgeler oluþturarak toplumsal kutuplaþmalara zemin hazýrladýklarý görülmektedir. Tophane baskýný bunun tipik bir örneðidir. Kendileri gibi yaþamayan, düþünmeyen insanlarýn içki kullanmalarýný, giyinme biçimlerini ahlak anlayýþlarýna aykýrý bularak fiili müdahale ile cezalandýrma gereði duyan kesime iktidarýn sempati ile bakmasý muhafazakârlaþmanýn vardýðý boyutu göstermesi açýsýndan manidardýr.


:BEJI:
Þeriat Deðil Muhafazakâr Tahakküm Tehlikesi
Türkiye’de vesayet rejiminin temsilcisi asker-sivil bürokrasinin ve bu Dünya görüþünü ideolojik planda savunan laikçi, milliyetçi, otoriter entelijensiyanýn temel tezi, siyasal alanýn liberalleþtirilmesiyle iktidara gelebilecek Ýslamcý muhafazakâr partilerin þeriat devleti hedefi gibi gizli gündemlerinin olduðu þeklindeydi. Bu yüzden, her türlü liberalizasyon sürecine kuþkuyla bakýlýyor ve ülkede çoðunluðu oluþturan muhafazakârlarýn fýrsat verilirse bir gün bu emellerini gerçekleþtirme olasýlýðýnýn olduðunu iddia ediyorlardý. Bu korkuyla toplum sürekli olarak teyakkuz halinde tutulmaya çalýþýlýyordu. Bunun tam karþýsýnda yer alan Ýslamcý muhafazakârlara göre ise, bazý radikal kesimler dýþýnda þer’i düzen isteyen yoktu. Her siyasi düþüncenin radikal kanadý olabilirdi. Fakat bu radikal kesim o düþüncenin bütününü baðlamamalýydý. Laikçi, vesayetçi kesimin korkularý insanlarýn dinlerini rahatça yaþamalarýna, ibadetlerini yapmalarýna, yaþam tarzlarýna ve dolayýsýyla demokratik siyasal düzene engel teþkil ediyordu. Laikçi kesim,bu haliyle otoriter,baskýcý rejimi koruyor ve meþrulaþtýrýyordu.Ýslamcý muhafazakarlarýn temel savý da buydu.

Özellikle türban tartýþmasý üzerinden yürütülen bu “soðuk savaþý” radikal söylemleriyle her iki cephenin sözcüleri de katkýda bulunuyordu. Siyasal alanýn kýsýr laik-antilaik çatýþmasýyla daraltýlmasý, demokratik hak ve taleplerin meþru zeminde savunulmasýnýn bile önünde engel teþkil ediyordu. Demokrasiyi savunmak laikçi olmakla, laiklik karþýtý olmak ikileminden birini savunmak demekti. Bunun dýþýndaki bakýþ açýlarýnýn, taleplerin veya üçüncü bir yolun mümkün olduðunu savunmanýn anlaþýlýr bir tarafý yoktu. Sözü edilen her iki kesimin tarif ettiði demokrasinin ya yanýndaydýnýz ya da karþýsýndaydýnýz.

Bahsedilen konjonktürde, Refah deneyiminden sonra geçmiþten “ders alan” yeni bir parti doðdu ve kýsa sürede iktidar oldu. Ýslamcý muhafazakâr bir parti olan Akp, iktidarda olduðu sekiz yýl boyunca, katý laisist, vesayetçi ve otoriter düzen ile mücadele etti. Kimi çevrelerce görece baþarýlý olduðu iddia ediliyor. Fakat bu deneyimin üzerinden yeterli bir zaman geçmediði için þimdiden bir kanýya varmak oldukça zor. Zamanla reaksiyonlarýn geliþebileceði akýlda tutulmalýdýr.

Maðdur bir siyasi konumdan geldiði iddia edilen ve iktidar olan Akp, laikçi, vesayetçi kesimin “kalelerini”,daha doðrusu devletin kritik noktalarýný fetihçi bir zihniyetle yavaþ yavaþ ele geçirmeye baþladý. Burada “ele geçirme” iddiasý özellikle kullanýlmaktadýr. Zira iktidar olan Akp, devlet kurumlarýna yaptýðý atamalarda, liyakat, bilgi birikimi, tarafsýzlýk ve deneyimden ziyade kendi siyasi görüþünün temsilcilerini iþbaþýna getirmeye, kadrolaþmaya baþladý. Bu kadrolaþmanýn rövanþist bir tutumun açýk göstergesi olduðu vurgulanmalýdýr. Rövanþist tutumla kastedilen ise þudur. Örneðin Adalet bakanlýðýnýn, yýllardýr laikçi kesimin “elinde “ olduðunu iddia eden muhafazakârlar yüksek yargýnýn “ele geçirilmesiyle”,istedikleri þeyleri gerçekleþtirmenin önünde engel kalmayacaðýna inanmaktadýrlar. Bu düþünce tarzý sorunludur. Yargýyý belirli bir tabanýn istemleri doðrultusunda yönlendirmenin, üzerinde baský kurmanýn ve karþýt görüþlerdeki insanlarýn hayatlarýna müdahale aracý olarak kullanmanýn oldukça ilkel bir anlayýþ olduðu ortadadýr. Maðdur olduklarýný her fýrsatta dile getiren muhafazakârlarýn iktidar ve muktedir olduklarýnda maðduriyetlerine sebep olarak gördükleri kesim üzerinde tahakküm kurarak onlarý maðdur etmek istedikleri görülmektedir.

Bazý kesimler özellikle son anayasa deðiþiklikleriyle biçimsel demokrasinin yerleþmesi açýsýndan epeyce yol alýndýðýný iddia ediyorlardý.Fakat hemen sonra yapýlan Hsyk seçimlerinde görüldü ki,”yetmez ama evet” diyen cephe seçimlerin demokratik bir ortamda yapýlmadýðýný, iktidar baskýsý sonucu serbest bir seçim süreci yaþanmadýðýný ve sonuçta iktidarýn desteklediði listenin kazanmasýyla yürütme ve yargýnýn fiilen birleþtiðini savunuyordu.Dolayýsýyla iktidardan beklenen,demokratik teamüllere riayet bile gerçekleþmedi.Burada sorun teþkil eden nokta þudur:Vesayetçi,katý laikçi ve otoriter yapýyý savunan cenahýn demokrasi kültürünü özümsememiþ olduðu zaten epeydir dillendirilmektedir.Fakat bunun yanýnda,sekiz yýllýk iktidarý sürecinde Türkiye’yi burjuva biçimsel demokrasisine doðru götürdüðü savlanan Ýslamcý muhafazakar iktidar demokrasiyi ne ölçüde benimsemiþ ya da içselleþtirmiþtir.Bu soruya verilecek cevabýn menfi yönde olduðu açýktýr.

Ýslamcý muhafazakâr iktidar, devlet teþkilatýnda kadrolaþtýktan sonra, baþka bir tabirle devleti dönüþüme uðrattýktan sonra, sýranýn topluma geldiðini söylem ve eylemleriyle açýða vurmaktadýr. Kendi yaþam tarzlarýný toplumun bütününe dayatma gibi bir anti-demokratik tavýr sergilemektedirler. Özellikle yerel yönetimlerde, söz sahibi olduklarý yerlerde muhafazakâr yaþam biçiminin bütün kural ve kaidelerini zaten uygulamaktadýrlar. Orta Anadolu kentlerinde sözü edilen uygulamalarýn fütursuzca devam ettiði sosyolojik araþtýrmalar sonucu ortaya konmuþtur. Buna ilaveten, büyük þehirlerde, darülharp anlayýþýyla fethedilmiþ bölgeler oluþturarak toplumsal kutuplaþmalara zemin hazýrladýklarý görülmektedir. Tophane baskýný bunun tipik bir örneðidir. Kendileri gibi yaþamayan, düþünmeyen insanlarýn içki kullanmalarýný, giyinme biçimlerini ahlak anlayýþlarýna aykýrý bularak fiili müdahale ile cezalandýrma gereði duyan kesime iktidarýn sempati ile bakmasý muhafazakârlaþmanýn vardýðý boyutu göstermesi açýsýndan manidardýr.

Ýktidarýn demokrasi, hak ve özgürlükler hususunda samimi olmadýðý, bu taleplerin ancak kendi seçmen kitlesi söz konusu olduðunda bir anlam kazandýðý, Alevi toplumunun talepleri karþýsýnda gösterilen negatif tavýrdan açýkça anlaþýlmaktadýr. Alevilerin ibadethane olarak Cemevini tercih etmelerini yadsýyan, toplumun bütününü Sünni –Ýslama inanýyormuþ gibi deðerlendirerek sair talepleri görmezden gelen zihniyetin tahakkümcü, dayatmacý bir zihniyet olduðu kuþku götürmemektedir. Zira her fýrsatta inanç özgürlüðüne vurgu yapan, insanlarýn inançlarýný serbestçe yaþamasý gerektiðini savunan iktidar, Alevilerin inançlarýna uygun biçimde ibadetlerini yapmalarý için Cemevine ibadethane olarak resmiyet kazandýrmak istemeleri karþýsýnda takýnýlan retçi ve dýþlayýcý tavýr samimiyetsizliðin açýk bir tezahürüdür.

Mevcut siyasal iktidarýn, þer’i esaslara dayanan devlet tasavvurunu pratiðe aktarmak yolunda herhangi bir somut adýmýna henüz rastlanmamýþtýr. Zaten böyle bir yönetim þeklinin gerçekleþmesi mümkün gözükmemektedir. Yakýn ve uzak tarihe bakýldýðýnda bu topraklardaki yönetim biçiminin örfi esaslara dayandýðý, dini otoriteden sadece biçimsel olarak “olur” alýndýðý bilinmektedir. Dolayýsýyla laikçi cenahýn þeriat tehlikesi iddiasý saðlam temellere dayanmamaktadýr. Fakat toplum üzerinde özellikle kendileri gibi düþünmeyen insanlar üzerinde iktidarýn muhafazakâr bir tahakküm kurduðu ve daha da kuracaðý yaþanan tecrübelerle anlaþýlmaktadýr. Zira iktidardakilerin toplumu muhafazakâr yaþam ve düþünüþ biçimi yönünde deðiþtirme, dönüþtürme gibi saklamadýklarý misyonlarý vardýr. Bu misyon, anti-demokratik bir nitelik taþýdýðý gibi, daha da ötesi zamanla totaliter biçime de bürünebilir. Asýl tehlikeli olan ve teyakkuz hali gerektiren durum budur. Düþünüþ ve yaþayýþ biçimiyle muhafazakârlýðýn karþýsýnda duran her türlü düþüncenin tasfiye edilmesi gerektiði yolundaki “eylem planý” endiþe vericidir. Bu reaksiyoner tavrýn, eleþtirdiði anti-demokratik devlet yapýsýna demokratik bir nitelik kazandýracaðýna inanmak safdillik olur. Bu meyanda, muhafazakâr tahakküm olarak adlandýrabileceðimiz bir tehdit unsuruyla karþý karþýya bulunmaktayýz.
22.10.2010


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Türk toplumu sünni Müslümanlýktan kurtarýlmalýdýr
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
25 Ekim 2010
Sn Akakiyeviç, Sünni Ýslamlýðýn toplum ve ülke için açýk bir "tehdit" ve açýk bir "tehlike" olduðu artýk gün gibi ortaya çýkmýþtýr. Bu koþullarda AKP politikalarýný ve sünni Ýslamlýðý hoþ göremeyiz. Hoþgörüsü olmayan bir din ise kesinlikle hoþgörülemez. Ayasofya'yý ve bir çok kiliseyi cami haline çeviren ve elde pala Viyana'ya kadar giden bir dinin mensuplarý hoþgörüden ne kadar söz ederse etsin inandýrýcý olamaz. Laik ve Atatürkçü kesimin koku ve endiþelerinde ne kadar haklý olduklarý da kanýtlanmýþtýr böylecene. Türk toplumu AKP yönetiminden ve sünni Müslümanlýk'ýn baskýsýndan bir an önce kurtarýlmalýdýr. Esenlik




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn türkiye kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhafazakar Tahayyülde Osmanlý Ýmgesi
Türkiye'nin Yeni Vesayeti: Muhafazakar Hegemonya
Dersim Meselesi,chp'nin Tutumu ve Cumhuriyet Politikalarý Üzerine
Muhaliflikten Muktedirliðe,maðduriyetten Mütegallibeliðe
Açýlýmýn Mantýðý ve Ýslamcý Muhafazakârlarýn Toplum Tahayyülü Üzerine
Türkiye’nin Demokratik Anayasa Arayýþýnýn Önündeki Engeller Üzerine

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
12 Eylül,anayasa Tartýþmalarý ve 1960 - 1980 Dönemine Dair Bazý Deðerlendirmeler
Otoriter Demokrasimizin Hal-i Pür Meali
Kýlýçdaroðlu'nun Mevkii Belli Oldu: Sað (A) Açýk Oynuyor!
Ramazan Bizim Neyimiz Oluyor?
Alevilik ve Kemalizm
"Yeni" Chp ve Sol Arayýþlar
Nuri Bilge Ceylan’ýn "Taþra Epiði" : Bir Zamanlar Anadolu’da…
Cumhuriyete Nasýl Bakmalý?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Memurun Sabah Mesaisi Öncesi Gördükleri,düþündükleri [Öykü]
Alevilik Ýslam'ýn Dýþýndadýr..! [Deneme]
Askeri Vesayetten Sivil Otoriter Vesayete: Kýsýrdöngü,imkanlar ve Sýnýrlar [Deneme]
Futbol ve Ben [Deneme]
Türban ve Ýslami Kesim Üzerine Bazý Mülahazalar [Deneme]
Rus Edebiyatý'nda Gerçekçilik Akýmýnýn Öncüsü: Gogol'un Palto'su [Ýnceleme]
Son Otuz Yýlýn Ýdeolojisi Yeni Muhafazakarlýk [Ýnceleme]
Seçmen Davranýþlarýnýn Önemi ve Dp (Akp) 'Nin Nasýl Uzun Süre Ýktidarda Kaldýðý Üzerine Bazý Deðiniler [Ýnceleme]
Çoðunluk: Türk Kimliðinin Sýradan Halleri [Ýnceleme]
Son Ekonomik Krizin Düþündürdükleri [Ýnceleme]


Akakiy Akakiyeviç kimdir?

Özellikle eleþtirel yazmaya özen gösteren,Türkiye tarihi,politika,sinema ve hatta edebiyat üzerine kafa yoran ve yazmaya çalýþan ve yazmayý önemseyen bir amatör yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Gogol,Puþkin,Çehov,Ahmet Ýnsel,Murat Belge,Ömer Laçiner v.b.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Akakiy Akakiyeviç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.