Ben bir kuþum; uçtum yuvadan... Artýk ben nerede, eve dönme isteði nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli |
|
||||||||||
|
Kimdi bunlar?.. Burada akardý içkiler gýrtlaklardan bir nehir gibi þýrýl þýrýl. Kahkahalar küfürler duyulur çevrede. Duyanlarýn kulaðý dikilir korkudan. Kimdi bunlar? Kimdi bu Allahýn belasý insan müsvetteleri. Onlar, içenler bilakis bilirdi o kulaklarý ve inadýna basardý küfürleri. Tanrýlara, evrene, tabiata, insanoðluna onlarý doðuran analara ve o duyan kulaklara. Kulaklar duydukça inadýna daha çok içilirdi þaraplar, þaraptan daha beterleri. Var mýydý itirazý olan? Sýký mýydý onlara yanaþmak. "Buyursunlar gelsinler, el mi yaman, bey mi yaman, haydi buyurun gelin beyler" diye haykýrýrlar. Deðil duyanlar, bekçisi, polisi kaçar o yerden. Hýrsýzýn, uðursuzun, eroincinin, tinercinin, þarapçýnýn içtiði o arsaya, terk edilmiþ tarihi kýþlanýn arazisine girmek kimin harcýydý beyler?.Bazen arada bir, bazen sürekli þarký patlatýrlar nefretten.Sürekli kahkahalar duyulur, aralýksýz hiç durmadan. Bazen kahkahalar susar, birden gözyaþlarý dökülür. Hüngür hüngür aðlar birçoðu. Üstelik birbirlerine sarýlýr anne baba þefkatiyle bazýlarý. Her aðacýn altýnda koca taþlarda , teneke kutularýn, sandýklarýn üzerinde dört beþ kiþi oturur,sofra kurulur.. Yirmisinde ki sübyan ile orta yaþlýsý, yetmiþinde ki emekli ihtiyar. Sonra yine baþlar duyulur kahkahalar. Parçalý bulutlu hava gibi deðiþir, açýlýr, kapanýr ortam. Boþ arazide ki içkici takýmýnýn sayýlarý bazen yüzleri bulur. Onlu gruplar, yedili, sekizli fark etmez burada. Bir o kadarda aralarýnda köpek sürüleri dolaþýr. Onlar da kendi camiasýna göre bir grup olur. Ayný havayý solar köpekler, þarapçýlar, serseriler, ara sýra suçlular. Arada bir Sarýgöl roman mahallesinden gelir çingeneler, onlarda eþlik eder, kaðýt toplayanlar, at arabalarý gelir girer araziye. Aðaçlarýn dibinde esrarlar sarýlýr verilir elden ele. Bazen liseden kaçan öðrenciler, kýzlý erkekli gruplar gelir girer araziye. Üstelik büyük bir cesaretle kýþlanýn terk edilmiþ o yýkýk binalarýna girer, gözden kaybolurlar. Bir süre geçtikten sonra üstleri baþlarý toz içinde oradan çýkar giderler. Ýçkici takýmý, hemen herkes görür bunlarý ama hepside sadece güler. Þiþeler havaya onlara doðru kalkar, "Þerefe çocuklar" diye haykýrýlýr. Öðrenciler sanki bir suç iþlemiþcesine mahcubiyet içerisinde, baþlarý öne eðik, önlerinden geçer sessizce. Ama öðrencilerin cesareti þarapçýlardan belik daha fazla olur. Belkide ihtiyaçlarý sýnýr tanýmýyor da, her þeyi göze alýrlar. Her Allahýn günü yaþanan sahnelerdir bu kýþlada. Sanki burada görülmeyen bir adalet vardý. Ne olursa olsun buraya gelmiþse demek ki bir kiþi ayný yolda yolculuk yapmak için gelmiþ denir ve kabul edilirdi. Bazen ertesi gün bir ceset bulunurdu. Þaþkýnlýkla merak edilirdi. Meðerse arkadaþý içki içerken kýzgýnlýkla istemeden býçaðý sallamýþtý. Üstelik iyi arkadaþmýþlar. "Vay be" denilir þaþkýnlýkla.Sonrada "Yazýk olmuþ, neyse saðlýk olsun." denir ve unutulur. Yoklukta içmek kolay mýydý? Kýt kanaat alýnmýþ þarabý, rakýyý, peyniri, tavuk kanadanýný paylaþmak kolay mýydý? Ölçüyü bilmek lazým gelirdi. Pis boðazlar, hele parasýzlar bir de fazla yiyecek he, olacak þey miydi? Her ortamda iki kiþi, üç kiþi, beþ kiþi mutlaka idare edilir ama idare edenler de raconu keser burada.Yýllarýn acýmasýz psikopatý Kasket Yaþar dayý, hani Bayrampaþa'dan gelen o misafiri niye bacaðýndan býçaklamýþtý ki. Ýki lokma fazla yedi diye.Üstelik kendi dememiþ miydi "Buyur birader karnýn açsa ye diye he" Burada herkes raconu bilir. Herkes fedakarlýðýný yapar bu ortamda. Ýsterse yapmasýn. Emekli Hüsmen amca maaþýný çeker çekmez, daha sabahýn köründe buraya koþmuyor mu? Taksici Hasan aldýðý yevmiyeyi son kuruþuna kadar buralarda harcamýyor mu? Hýrsýz Kenan çaldýðý üç beþ kuruþu arkadaþlarý için feda etmiyor mu? Hapçý Reþo sattýðýnýn kârýný ortaya koymuyor mu? Hayde bakayým herkes bir þey koyuyor. Koymayan da koyana saygý duyacak var mý ulan ötesi? Sefiliðe raðmen bazen jestler yapýlýr gruplar arasýnda. Aynen meyhâne ortamý gibi. Yüzlerce metre mesafe arasýndaki arâzide, gazetelere sarýlý domatesler, biberler,peynirler arada sýrada yarým kalmýþ þiþeler gönderilir, servis edilir burada. Ýþte insanlýk burada, iyilik burada diye nâralar atýlýr, yine baþlar küfürler, kâhkahalar. Niye baþlamasýn ki? Bunun için, bu insanlar hayatýný harcamýþ, bu felsefe için bugünler için. Karý kaçmýþ, çocuk hýrsýz olmuþ, bu hayat yüzünden var mý ulan ötesi? Faturayý biz ödüyoruz ulan kime ne? Eðlenmek bizim de hakkýmýz deðil mi? Akþam karanlýðý bastýðýnda ateþler yanar, iþte o zaman hüzün basar, efkâr basar. Kimse ayrýlmak istemez. Þimdi birisinin araya girmesi lazým. Maymunluk yapmasý þart, onlarýn gülmesi lâzým. Yoksa içleri parçalanacak dertten. Görev belli. En bedavacýsý, en parasýzý devreye girer. Kralýn soytarýsý gibi. Öyle þakalar yapar ki, öyle hareketler yapar ki gel de gülme ulan için kan aðlarken. Kahkahalar yeniden patlar hem de nasýl.Sonra birden fark edilir eh içki bitti içkiler alýnacak, yoksa ortam bitiyor. Allah'ýn belâsý eve gitmek zorundalar, kimse o eve gitmek istemiyor, hangi yüzle gidilecek. Birden paralar ortaya çýkar. "Hani sende para yoktu?" denir. "Öðlen toplarken bizde para yok dememiþ miydin?" Yeminler baþlar. "Elektrik faturasýný yatýrmam lazýmdý Ahmet abi, ekmek kuran çarpsýn sizin delikanlýlýðýnýz için dayanamadým o yüzden harcýyorum" der biri. "Helal olsun ulan sana. Bak arkadaþlýðý gördün mü? Hayde sen bakkala, sen de saðda solda çalý çýrpý topla bakalým." denir. Yeniden kahkahalar, yeniden küfürler. Anýlar, geçmiþ, gelecek, felsefenin Allahý birbirine karýþýr. Neþe içinde içilirken saatler geçer birden ezan sesi duyulur. Aniden ürkerler. Þehrin dört bir yanýndan duyulan ezan seslerinden birçoðu ürker, korkar. Köpekler bile. Minârelere doðru havlarlar. Acý acý ulumalara baþlarlar, tâ ki ses bitene kadar. Þiþelere el sürülmez, birbirlerine bakarlar. Bir psikopat çýkar içmek ister. Ona engel olmak isterler. Psikopat inatçýdýr, inadýna þiþeyi aðzýna diker. Göz göze gelirler. Þimdi ortam bir cehennem sahnesini andýrýr. Psikopat sanki þeytaný temsil ediyordur. Korku dolu gözlerle ona bakarlar. Psikopatýn aðzýndan zorla geçen yudumlar dökülür, dudak kenarýndan süzülür. Koluyla silerken arkadaþlarýna bakar.Onlar da bakar.Karanlýkta gözler parlar. Susarlar, sessizce düþünürler. Bir gün daha bitmiþtir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |