"Bazen bir mýsra yaþamý deðiþtirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
Sevgili okur, tatminsizlikten kývranýyorum. Devlet büyüklerimize baktýkça kýskançlýktan ölüyorum. Ülkeyi sarsan, milyonlarca kiþiyi ilgilendiren bir olay, bir sorun çýkýyor. Saygýdeðer büyüklerimiz, alt kademe bürokratlarýndan edindikleri bilgilerle derhal tatmin oluyorlar. Olaylar doðrudan bizi ilgilendiriyor; sorunlar, bizim yaþamsal sorunlarýmýz. Bütçemizi, çocuklarýmýzýn geleceðini, saðlýðýmýzý ilgilendiriyor örneðin. Büyüklerimiz, benim gibi, “Acaba þu da olabilir mi, bu da olabilir mi, kanýtý nedir, tanýðý kimdir, sonucu nedir?” gibi binbir çeþit soru sormuyorlar galiba. Hemen tatmin oluyorlar. Sorup tatmin oluyorlarsa da o verileri bize iletmiyorlar nedense. Bizim zamanýmýzda demokrasi bu kadar ileri deðildi. Darbe dönemleri hariç, politikacýlar, ortalýðý ayaða kaldýran sorunlarda açýklama yapma gereði duyarlar, bizi de tatmin etmeye çalýþýrlar, hiç deðilse öyleymiþ gibi yaparlardý. Kurulmaya çalýþýlan Ýkinci Cumhuriyet’in, imana ve imama dayanan “Ýleri Demokrasi’si”nde böyle zahmetlere yer yok anlaþýlan. Ýþte o zaman, beni tatminsizlik krizleri tutuyor. Eh, bunca tatminsizliði de metabolizmam kaldýrmýyor. Saygýdeðer büyüklerimizin kimileri, yüzlerine yapýþmýþ hep ayný gülümsemeyle, kimileri ayný öfkeyle, kimileri ayný aðlamaklý ifadelerle, kimileri ise saçlarýný savurarak tatmin olduklarýný açýklayýveriyorlar bu zamanda. Bizi de hiç insan yerine koymuyorlar. Bu kez ben, olayla, sorunla ilgili výdý výdýlarýmý sürdürürken yeni sorularla boðuþmaya baþlýyorum. Halkýmýz da çoluðuna çocuðuna, yazarýna, aþýna ekmeðine sahip çýkamayacak kadar tatmin olmuþ görünüyor. O halde, hep ayný yüz ifadesini taþýma sanatý var mý, varsa eðitimi nerede yapýlýr ve nasýldýr, insanlar üzerindeki etkisi, gücü nedir?...Biz bu sanattan yoksun olduðumuz için mi halkýmýzý tatmin edemedik, edemiyoruz?..Böyle sürüp gidiyor sorular... Kan basýncým artýyor, þekerim yükseliyor,tiroid dengem bozuluyor, terler döküyorum, bu sorulara yanýt aramaktan. Ýþin içinden çýkamýyorum. Ýþte bu sýkýntýdan kurtulmak için, sizler daha iyisini bulup da bana önerene deðin, kendime özgü bir yöntem geliþtirdim. Çünkü, fiziksel ve ruhsal saðlýðýmýn gerçekten tehdit altýnda olduðunu duyumsamaya baþladým. Sevgili okur, þimdi anlatacaklarýmý okuyup da sakýn ola bana, kanýt, tanýk, belge, bilgi, neden, sonuç sormaya kalkmayýn. Koskocaman, tüm ülkenin sorumluluðunu taþýyan saygýdeðer devletlülerimizin; þýppadak tatmin olurken, bütün bunlara dayanmama ya da açýklamama hakký varsa, benim de hiç bir dayanak olmadan izlenimlerimlerime, gözlemlerime, okuduklarýma dayanarak tatmin olmama hakkým vardýr. Tatmin olamayýnca da her tatminsizliðin doðal sonucu olan öfkelenme, tepki gösterme hakkým vardýr. Sonuçta, yumurta küfesi onlarýn sýrtýnda. Ben yalnýzca “Sokaktaki kadýn” ým. Çok merak eder de beni tatmin etmeyen ama sizleri tatmin eden bilgilere ulaþýrsanýz, bana da iletin lütfen. Ýzlediðim yayýn organlarý, TV’ler ve Geogle’deki bilgiler bana yetmedi. Görmediðim, atladýðým da olmuþtur belki. Bilen, bilmeyene öðretir. “Sokaktaki kadýn” deyince aklýma geliverdi. Hep merak eder dururum. Hani TV’lerde, yoldan çevrilip mikrofon tutulan “Sokaktaki vatandaþlar” vardýr... Sürekli Ýstanbul’da yaþadýðým zamanlarda olsun, þimdiki gibi belirli sürelerle kalýp gittiðim zamanlarda olsun, bir türlü “Sokaktaki vatandaþ” olamadým nedense. Eþim dostum, ailem ve diðer tanýdýklarým da ayný dertten sýzlanýr durur. “Yahu, þu beyaz cama biz neden bir türlü çýkamýyoruz?” diye sýzlanýp dururuz. Bir de izlenilirlik (Raiting) göstergelerinde nedense yok sayýlýyoruz. Yoksa gerçekten biz yok muyuz?... Eðer yok’sak, hemen yok’lar olarak örgütlenmeliyiz. Ahmet Þýk’ýn fetüs kitabýna yapýlan saldýrýya karþý tepkiler, YGS þifrelemesi, kopyacýlýðý, nükleer karþýtlýðý eylemler alevlendiðinde, ben de Ýstanbul’daydým, halen Ýstanbulda’yým. Zatürre illeti izin verir vermez, kendimi sokaklara attým. Ben top peþinde koþturanlara baðýrýnca tatmin olanlardan deðilim. Beni kýzdýran konularda baðýrýp çaðýrýrsam tatmin olabiliyorum. O da gayet kýsa süreli, geçici bir tatmin. Bu nedenle, Galatasaray Lisesi’nin önüne yatak yorgan sermediðim kaldý bir. Polis coplarýndan, herhalde yaþtan ötürü yýrttýysam da bir yerlere sýðýnana kadar biber gazýndan zatürreli ciðerler nasibini aldý. Bu eylemlerin bazýlarýnda ya da merkezi yerlerde, sokaktaki adam, sokaktaki vatandaþ ropörtajlarýna rastladým. Kalabalýðý nazikçe yarýp kendimi göstermeye çalýþtým. Mikrofonu bana da uzatsýnlar da þöyle bir içimi dökeyim, belki tatmin olurum, dedim. Ýlgi çekmek için ne numaralar yaptým. Yok azizim, yok, yok... Tipimi mi, yaþýmý mý, giysimi mi beðenmezler, bilemem...Mikrofonla buluþmamýzýn, beyaz cama çýkmanýn mümkünatý yok... Birazcýk tatmin olmam için bile þans gülmedi iþte. Kader utansýn, ne yapayým?... Þimdi siz, “Bu ne uzun giriþ, sadede gel.” diyorsunuz deðil mi? Haklýsýnýz. Gelmesine geleceðim de tatminsizlik öyle büyük ki, bu yazýnýn sýnýrlarýný aþacak, uzayýp gidecek, canýnýz sýkýlacak. Sanýrým, ufak çapta bir yazý dizisi olacak tatminsizlikler. Ya da “Otuz iki kýsým, tekmili birden”. Arkasý gelecek sevgili okur.. Vildan Sevil 26.04.2011
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |