..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hayaller olmasaydı, umutlar dünde kalırdı. - Dolmuş atasözü
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Çevrebilim > kemal düz




3 Mayıs 2011
Fındık: Karadeniz'in İncisi  
kemal düz
karadenizli'nin, kültürünü sanatını yaşam biçimini günlük hayatını büyük ölçüde fındık belirlemektedir. alımlar, satımlar, alacaklar, verecekler, düğünler, törenler, seyahatler, göçler hep fındık alım satımına göre belirlenir


:CGEF:
FINDIK: KARADENİZ’İN İNCİSİ

Kemal Düz
Karadeniz’de fındığın tarihi yazılı belgelere göre 2500 yıl öncesine kadar dayanır. 5000 yıl önce, Çin’de fındık yetiştirildiği bilinmektedir. Fındık, önce Romalılar tarafından Karadeniz bölgesine oradan da Yunanistan’a ve iklimi ılıman olan bölgelere getirilmiş ve yetiştirilmiştir. Ülkemiz dışında; Gürcistan, Azerbaycan, İtalya, İspanya ve ABD’de yetişir. Fındık yetiştirmek için en uygun ortam, Dünya da Karadeniz bölgesidir. Karadeniz’in dağı taşı fındıktır. Fındık Karadeniz’de su, toprak ve havadır. Sahilden 30 km içeriye doğru ve yüksekliği 1000 metreyi geçmeyen yerlerde yetişir. Antik dönemlerden günümüze, fındık ve dalı kutsal kabul edilmiştir. Fındık dalı define arayıcıları tarafından yol gösterici olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, özellikle düğün törenlerinde bereket ve doğurganlığı simgelediğine inanılır. İsveç’te fındığın yılana karşı en iyi koruyucu olduğuna inanılır. Bir yılana fındık dalıyla dokununca yılanın tüm zehirini akıtacağına inanılır.
Yedi asırdır ülkemizde ihracatı yapılan ticari bir meyvedir. Karadeniz bölgesinde, 450 milyon fındık ağacı, yaklaşık 600 bin hektarlık alanda, yılda ortalama 600 bin ton fındık üretimi yapılmaktadır. Yaklaşık 400 bin tonu ihraç edilmektedir. Yörede, 400.000 aile geçimini fındıktan sağlamaktadır. Fındık, 4 milyon insanı da dolaylı etkilemektedir. Karadenizlinin, kültürünü sanatını yaşam biçimini günlük hayatını büyük ölçüde fındık belirlemektedir. Alımlar, satımlar, alacaklar, verecekler, düğünler, törenler, seyahatler, göçler hep fındık alım satımına göre belirlenir. Düşünce biçimini, politik tavrını, gelecek planlarını, tarlasına ekeceği ürünü bile fındık belirler. Kimi yıllar fındık iyi olur, sevinçler artar, az olur üzüntüler çoğalır. Fındıksız bir hayat düşünülemez. Türkülerde, manilerde bilmecelerde fıkralarda, günlük sohbetlerde hep fındık vardır.
Fındık üretiminde merkez, Ordu’dur. Ordu’nun doğusu ve batısı iki bölgeye ayrılır:
Doğu’da; Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin. Batı’da; Samsun, Sinop, Kastamonu, Bolu, Düzce, Sakarya, Zonguldak ve Kocaeli’dir.
Fındık, Giresun ve Levant(Giresun dışında üretilen fındıklar) olmak üzere iki kaliteye ayrılır.
Ülkemizde dünyanın en kaliteli, lezzetli fındıkları yetişir. Yuvarlak fındık türlerinden “Tombul” dünyanın en çok tercih edilen fındık türüdür. Ayrıca, Foşa, Karafındık gibi çeşitli türleri yetiştirilir. Dünya’da tüketilen fındığın %75’i ülkemizden karşılanmaktadır.
İlkbahar’da yapraklarını açan fındık en az 6 ay ülke gündeminde de yer alır. Kış mevsimine kadar her gün yeni bir renge kuşanır. Boş vakti yoktur fındığın. Gelecek yılın erkek çiçekleri, daha fındık toplamaya başlarken oluşmaya başlar. Dişi çiçekler aralık başına kadar görülür. Bu sürede erkek çiçeklerin tozlaşması ile döllenme oluşur. Erkek çiçeklerin tozlarından(polen) döllenen dişi çiçekler minicik kadehler oluşturur. İşte bu kadehçiklerin içinden fındıklar gelişir. Eylül ayına kadar yoğun bir çalışma başlar fındık üreticisi için.
Çok eski çağlardan beri üretilen ve tüketilen fındık, insan sağlığı ve beslenmesi bakımından çok yararlıdır.     İçerdiği besinler miktar ve oran olarak, sağlıklı beslenme ilkelerine uygundur. Dünyanın en lezzetli yararlı bitkilerinden biridir. İnsanın büyüme ve gelişmesi için gerekli, protein bakımından oldukça zengindir. 100 gr. Fındıkta 16 gr. Protein bulunur. Oleik asit, yağlar, amino asit, proteinler, vitamin ve mineraller, bitki lifleri. Mineral çeşitleri olarak; alimunyum, kalsiyum, krom, kobalt, bakır, demir, sodyum, fosfor, çinko ve mağnezyum vardır. Kalp ve damar sağlığı için tüketilmesi önerilmektedir. İçinde kolesterol barındırmaz. Enerji deposudur.100 gr. Fındık 650 kcal(kilokalori) içerir. İçinde kolestoral barındırmaz.
Fındık; A, B(B1, B2, B6) ve E vitamini bakımından oldukça zengindir. Çeşitli kanser hastalıklarına karşı koruyucu özellik taşıdığı uzmanlarca belirtilmektedir. Üzüm, buğday, zeytin.. üçü bir arada, sadece Akdeniz’de yetişir.. Bu üç bitkiyi, Karadeniz’in fındığı tamamlamaktadır. Sağlıklı beslenme yöntemi olarak sunulan Akdeniz Diyetinde fındık da yer almaktadır. Uzmanlar hergün her kişinin sağlıklı beslenebilmesi için 30 gr. Fındık yemesini öğütlemektedirler.
Çikolata ve tatlılar olmak üzere çorba, meze, salata, hamur işi ve yemeklerde katkı malzemesi olarak kullanılır. Bunun dışında, fındık yağı, parfümeri, sabun, masaj yağı olarak da kullanılır. Fındık dallarından dibi sivri sepetler örülür. Kabuğu yakacak maddesi olarak kullanılır. Fındık için ansiklopediler şöyle yazar: “Huşgiller (huş, kızılağaç, gürgen ve fındık)ailesinden, anayurdu Kuzey Amerika’nın, Avrupa’nın ve Çin’in ılıman bölgeleridir. Bazı türleri süs bitkisi olarak yetiştirilir. Fındık boyu en çok, 5 cm’yi bulan yapraklarını döken bir ağaçtır. Yuvarlak, kapalı meyvesi, yapraktan bir kapçık içinde bulunur; yağ bakımından zengindir.
Aybastı için fındık neyi ifade eder? Fındık sahillerde olduğu kadar Aybastı’da etkili değildir. Aybastı’da fındık son kırk, elli yılda yaygınlaşmıştır. Tarım alanları fındık bahçelerine dönüştürülmüştür. 50 yıl önce parmakla sayılabilecek düzeyde olan fındık bahçeleri, bugün ormanlık ve kıraç alanların dışında yörenin tamamına yayılmıştır. Fındık sahillere göre biraz daha geç olgunlaşmakta ve toplanmaktadır. Büyük ölçekli fındık bahçeleri yoktur. Sahilde fındığın alternatifi yok denecek düzeydedir. Oysa Aybastı’da tarım(mısır, arpa, çavdar, lahana, patates, fasulye) mera hayvancılığı, meyvecilik, ormancılık potansiyeli vardır. Aybastı, kültürel, tarihsel ve coğrafi bakımından oldukça zengin bir mirasa sahiptir. Tam bir tatil ve dinlenme yeridir. Zengin orman ve bitki örtüsü ile yaylaları oksijen cennetidir. Havası hastalıklara iyi gelir. İçilebilir su kaynakları çoktur. Yeraltında zengin maden yatakları vardır. En önemlisi de linyittir. Değerlendirilirse doğal suları boldur. Bunların ortaya çıkarılması ve tanıtılması gerekmektedir. GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar), bulunduğu coğrafi konum itibariyle etkilememiştir. Doğal ürünler günümüzde oldukça çok rağbet görmektedir. Aybastı ve çevresinde binlerce yıldır yetiştirilen hayvanlar, bitkiler, meyveler kısmende olsa hala varlığını srdürmektedir. Bunlara sahip çıkmak ve korumak gerekir. Yörenin çevre ve doğal yapısı bozulmamıştır ve bu çok önemli zenginlik kaynaığıdır Gürgen ve meşe ağaçlarının kapladığı yemyeşil dağlar yazın kampçılık ve yürüyüş için, kışın ise kayak için çok uygundur. Özellikle sonbahar fotoğraf meraklıları içinde eşsiz manzaralar sunar. Yamaç paraşütü için harika yerler, yazın yürüyüşçüler, kampçılar her tülü koşula sahiptir Aybastı yöresi. Fındığı gibi, Aybastı da doğu Karadeniz’in incisidir…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Abderalılar: Delilik ve Dahilik Üzerine
Gözlük Camlarında ki İnsaniyet
Boşgezer Bir Damat Adayına Mektup

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nevruz Uğur [Şiir]
Aybastılı Şair İzzet Haznedar [Şiir]
Münzevi Bir Osmanlı [Şiir]
Çukurova'nın İki Yiğit Sesi: [Şiir]
[Şiir]
Şiirin Hatayı [Şiir]
Düşüyorum Tut Elimden - Selma Sayar [Öykü]
Bir Öykücümüzden Bir Öykümüz Var [Öykü]
Aybastılı Bir Feylesof: Refik Güley [Roman]
Anılarda İskenderun: Cem Erman ve Hikayet-i Zeki Müren [Deneme]


kemal düz kimdir?

edebiyat sanat, tarih, kültür ve folklora karşı ilgim var. yerel bir gazetede kültür sanat yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
engin geçtan, edip cansever, tevfik fikret v.b.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © kemal düz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.