Ölüm haberini duyan birçok insaný adeta yýkýldý. Bu habere inanmak da zorlandýlar. Ayna Mahmut ölemezdi. Hele bir de bu saatten sonra... Gerçeði bilenler bu ölümü elbette normal karþýlýyordu. Bir insan tabii ki sonsuza kadar yaþayamazdý. Tabiatýn bu korkunç gücü karþýsýnda bir canlý ne kadar dayanabilirdi ki?.. Ayna Mahmut da bu semtin efsane isimlerinden biri sayýlýrdý. Nasýlki fenni sünnetçi Ýbrahim bey bu semt ahalisini tam elli küsür sene tüm nüfusu yediden yetmiþine sünnet etmiþse, Ayna Mahmut da ona yakýn bir hizmette bulunmuþtu.

Çalýþma alanlarý bir bakýma ortak sayýlabilirdi. Fenni sünnetçi Ýbrahim bey merhum olduðunda cenazesi bir arý kovaný gibi kaynýyordu. Korkunç kalabalýðýn yaný sýra gelen çelenklerden cami avlusu dolup taþmýþtý. Bu tabii ki böyle bir cenaze için normal bir durum sayýlýrdý. Çünkü sünnet ettiði birçok kiþi, toplumun belli kademelerinde þimdilerde makam mevki sahibi insanlardý. Subaylar, müdürler, amirler, memurlar, iþ adamlarý vardý. Elbette serserisi, þarapçýsý, bir baltaya sap olamamýþ insanlarý da vardý. Ve de bu semtte bütün ahali ilk kez bir cenazede toplanýyordu.

Bir erkek acaba sünnetçisini unutabilir miydi?.. Ýbrahim amcanýn eli biraz sertti. Ortalýk bazen küçük bir mezbahaya dönerdi. Çýðlýklar, feryatlar ortalýðý inletiyordu. Buna raðmen manevi deðerin belki de en yüksek olduðu bir alandý burasý. Ama Ayna Mahmut öldüðünde ise cenazede tabut taþýyacak adam bile bulmakta zorlanmýþlardý. Üç beþ sefil ihtiyarýn yaný sýra eski sermayelerinden bir kadýn avluda boy gösterdi. Ýmamýn dahi belkide kin ve nefret duygularý içinde kýldýrdýðý cenaze namazýndan sonra tabut yangýndan mal kaçýrýrcasýna mezarlýðýn yolunu tutmuþtu...

Ayna Mahmut da hizmette bulunmuþtu. Asýl mesleði badana, boya iþleri olan bu adamýn bir mesleði daha vardý. Ayna Mahmut hatýrý sayýlý, iþini çok iyi bilen, uzman bir pezevenkti. O da bu semtte yediden yetmiþe hemen herkesin ihtiyacýný bir þekilde karþýlamýþtý. Ölümüne belki de sünnetçi Ýbrahim amcadan daha çok üzülmüþlerdi. Çünkü semt ahalisi ondan hala çok þey bekliyordu.

Yetmiþli, seksenli yýllarýn yokluðunda elbetteki insanlar zorluklara bir þekilde katlanýyordu. Bir Türk doðasý gereði her zorluða dayanabilirdi. Ama o þeyin yokluðuna katlanmak kolay mýydý?.. Erkek egemen toplumda, maganda kültürünün tam yoðunlaþtýðý o yýllarda, bu zorluða dayanmak her babayiðitin harcý deðildi. Kadýný ya sinema filminde ya genelevde ya da pavyonda görmek dýþýnda bir þanslarý yoktu. Þehzadebaþýnda ki sinemalarda az buçuk seks filmleri oynuyordu. Genelev'deki kadýnlara aþýk olanlar, bilakis onlarla evlenmek isteyen tiplere bile rastlanýyordu. Hele pavyonlardaki konsomatris kadýnlar ile iliþkiler ise bu dönemde tam bir facia sayýlýrdý.

Birçoðu Menderes döneminden beri çalýþan bu yaþlý kadýnlara bir genç kýz misali aþýk olanlar, iki üç duble içki için maaþýný ya da dükkanýn hasýlatýný masada býrakanlar, daha sonra G.o.paþa'nýn periþan meyhanelerinde Ferdi'nin, Orhan Gencebay'ýn þarkýlarý eþliðinde dana gibi böðürenler, hüngür hüngür aðlayanlar vardý. Bunun dýþýnda semtte bir kýz ile konuþmak adeta ölüme davetiye çýkarmak ile eþ anlamlý sayýlabilirdi. Kýzýn babasý ya da abisi veya bir yakýný o kiþiyi hiç acýmadan öldürebilirdi. Tabii ki kýzý da. Herhalde onlar da haklýydý. Bu azgýn kalabalýðýn ortasýna kim kýzýný veya karýsýný salardý ki?..

Kadýnlar, kýzlar çok önemli bir durum olmadýktan sonra kesinlikle dýþarý çýkmazlardý. Bu alanda yine de en þanslý olanlar esnaf kesimiydi. Bir bakkal olsun, bir manav, kasap hiç farketmez, potansiyel birer ýrz düþmaný adayýydý. Ama bunlar kurnaz, zeki insanlardý. Zaten akýllý, kurnaz olmasalar bu yoklukta esnaf da olamazlardý. Onlar bu yýðýnlar arasýnda gerekli gözlem ve tespitleri çok iyi yaparlardý. Kim yollu, kim çürük ya da kime yaslansalar, hangisinden zarar gelmez gibi hesaplarý çok iyi yapýlýrdý. Ve genelde fakirler arasýnda, dullar, yetimler, sahipsizler gibi seçenekler arasýnda mutlaka birilerini bulup becerirlerdi. Onlar öyle veya böyle bir þekilde ihtiyacýný giderirdi.

Nasýl ki çürük mallarla, yüksek kazýk kar oranlarýyla müþterilerine yaptýklarý ayný muamele misali bu iþte birçoðu çok becerikli sayýlýrdý. Kahvehanelerde takýlan yýðýnlar, gençler, serseri tiplerin ise hiç þansý yoktu. Ya genelev ya pavyonda çene çalma nostaljisi ya da Beyoðlu'nda gizli takýlan travestiler seçenekler arasýndaydý. Ve bunlar için de bir hayli para gerekiyordu. Ayna Mahmut iþte bu yýllarda sahnede yerini alýyordu.

Müthiþ bir yetenekti. Boyacýlýk mesleði ona bu iþi saðlayan en önemli faktörlerden birisi oluyordu. Ýþ aldýðý evleri boyarken haliyle ev kadýnlarýyla muhabbet ederdi. Çenesi düþük kadýn geçim sýkýntýsýndan, hayýrsýz alkolik kocasýndan bahsederken, o dinlerdi. Kadýn bir adým yaklaþýrsa Ayna Mahmut koþar adým giderdi. Ve ona hayatýnýn fýrsatýný sunardý. Arz talep dengesini çok iyi bilirdi. Sonra teklifini iletirdi. Sonra da Ayna Mahmut kahvehanelerde görünürdü. Kulaktan kulaða fýsýltýlar yayýlýrdý. Çoðunlukla gençler kendi aralarýnda hemen bir organizasyona girerdi. "Hey Osman annenler köyde deðil mi?.." "Tamam senin yerine yirmi lira biz vereceðiz. Ayna Mahmut iki tane getiriyor." gibi konuþmalarda bir fikir birliði hemen saðlanýrdý. Sonra da Ayna Mahmut yanýnda iki kadýn ile yanýnda, birkaç çocukla sanki bu muhite ailece misafirliðe gelmiþcesine gelir, Ahmet'in kapýda çalýnýrdý.

Tabii ki içerde on kiþiden fazla bir grup da heyecanla bekliyordu. Adam baþý toplanan yirmilikler anýnda Mahmut'a teslim edilir ve iki odada "sýraya geç" iþlemi baþlardý. Zaman geçtikçe Ayna Mahmut'un ünü de artýyordu. Birçok kiþi onu arýyordu. "Mahmut abi arkadaþ askere gidecek, bir partimiz var." diyen bir ricaya o da "Madem bu bir vatan hizmeti merak etmeyin çocuklar, iki saat içersinde hazýr olun." derdi. Çevre muhitlerden, ilçelerden geçim sýkýntýsý çeken ya da bu yolun yolcusu kadýnlar da onu arýyordu. Ayna Mahmut adeta yürüyen bir genelev iþletiyordu. Trafik hýzlanmýþtý. Semtteki bazý babalar ona bazen çýkýþýyordu. "Ulan Mahmut benim oðlaný seninle görürsem fena yaparým, anladýn mý beni ulan þerefsiz ." diye ikaz ediyordu.

Ýster istemez, arz talep dengesi bazen etki tepki dengesine de dönüþebiliyordu. Bir gün semtin bitirimlerinden birisi onu güpegündüz çarþý ortasýnda fena halde dövmüþtü.Bu bitirim semtin azýlý psikopatý Eþkiya Zafer,di.Ehli namus vatandaþlar tarafýndan para karþýlýðý kiralanmýþtý. Ama o yýlmadý, inatçý bir adamdý. Semtin bu önemli ihtiyacýný gidermekde kararlýydý. Onun bir misyonu vardý. Çevresine sürekli: "Bu iþler sevap iþi" diyordu. Þikayetler sonunda uyuyan karakolunda dikkatini çekti. Karakol amiri komser Hamdi namazýnda niyazýnda, sevilen sayýlan babacan bir polisti. Ayna Mahmutu karakola çaðýrdý ve onu sertçe uyardý. Sonrada tüm þefkatiyle güzel bir falakadan geçirtikten sonra ceplerinide bir güzel boþalttýktan sonra onu saldý. Bundan sonra Ayna Mahmut bir þekilde karakolunda ihtiyacýný giderecekti. Sonuçta onlarda insandý.

Ayna Mahmuttan sonra önemli bir isim daha vardý. Semtin güzeller güzeli Sevim de ileride onun has elemanlarýndan birisi oluyordu. Mahallenin yakýþýklý gençlerinden birisi ile konuþuyordu ve her genç kýz gibi ona korkunç bir þekilde aþýk olmuþtu. Yakýþýklý gençte elbette bu aþkýn karþýlýðýný gereken þekilde verecekti.Sevimi becerdikten sonra terketmekte saniye bile kaybetmemiþti. Sevim þok geçirmiþ bir haldeydi.Günlerce hüngür hüngür aðladýktan sonra bir karara varmýþtý. Madem o onu terk ediyordu o da bunun intikamýný onu en yakýn arkadaþý ile aldatarak alacaktý. Tabii ki en yakýn arkadaþ da iþini hallettikten sonra terk etmekte saniye kaybetmedi. Sevim çýldýrmýþtý, psikolojisi iyice bozuluyordu. Bu kez terkedenin en yakýn arkadaþýný buldu. O da terk etti. Sonra bir diðerini buldu .Bir diðeri daha oldu. Sayý sürekli artýyordu.Sevimin adý piyasada bir anda "Lastik Sevim" olarak anýlmaya baþladý.

Sevim iyice çýldýrdý.Bunun intikamýný hemen herkesten almaya ant içti. Önüne gelenle yatmaya baþladý. Aþýrý içkisi psikopat davranýþlarý son sürat artýyordu. Bir gün bir arabanýn içersinde beþ kiþi ile görüldü. Daha sonrada bir minibüsün içinde on dört kiþiyle görülecekti. Sonralarý bir evde görüldü. Komþular eve giren çýkan insanlarýn sayýsýndan ürkmüþtü. Pantolonunu ilikleyen, fermuarýný çeken evden fýrlýyordu. Sevimin feryatlarý duyuluyordu." Ne biçim erkeksiniz ulan siz, yok mu baþkasý" diye baðýrýyordu. Ayný esnada kahveye doðru koþan biri yardým talebinde bulunmuþtu. Bir okey masasýnda apar topar kalkan dört beþ kiþi koþar adým eve gelmiþti. Bu semtte yatmadýðý insan parmakla gösteriliyordu.

Sonunda Ayna Mahmut Sevimin imdadýna koþtu .Bu iþi profösyenelce yapmasý için gerekli telkin ve nasihatlerde bulundu. Lastik sevim daha sonra yaþamýna bir çeki düzen verdi. Artýk parada kazanýyordu. Daha soraki yýllar da ortalýktan kayboldu. Birisi ile evlendiði ve baþka bir vilayete yerleþtiði gibi dedikodular yayýldý.

Ayna Mahmutun cenazesinde az sayýdaki insanlarýn arasýnda görünene kadar aradan yirmi yýl gibi bir süre geçmiþti. Onu cenaze de görenler þok geçiriyordu. Yirmi yýl sonra nereden çýkmýþtý?.. Zamanýnda yattýðý tipler þimdiler de kýrkýný, ellisini deviren çoluk çocuk sahibi amcalar olmuþtu. Buna raðmen Sevim güzelliðinden pek fazla bir þey kaybetmemþti üstelik mihrabý yerli yerindeydi. Çarþý içersinde dolaþtýðýnda onu tanýyanlar saða sola kaçýyordu.

Cami avlusunda Ayna Mahmutun tabutu baþýnda birkaç dua okuduktan sonra çarþý içersinde yürüdü. Gözleri ile çevreyi, esnaflarý, kahvehaneleri bir radar gibi tarýyordu. Gençlerin takýldýðý bilardo salonu önünde durmuþtu. Onlara gülümseyerek bakýyordu. Bir çoðunun babasý diðer kahvelerden, dükkanlardan korku dolu gözlerle onu izliyordu. O bu bakýþlarýn farkýndaydý. Arkasýný dönerek yürüdüðünde ise dört beþ genç onu takip ediyordu.

Söylentilere göre, Sevim intikam almak için kesin dönüþ yapmýþtý. Henüz daha iþi bitmemiþti. Semt nüfusunun en az yarýsý ile yattýðý biliniyordu. Þimdi sýra, geri kalan yarýdaydý.