Þahin bakýþlý, ahu gözlü, þirin davranýþlý ve tatlý sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
Adým baþý elime broþür tutuþturan parti militanlarýndan yakayý sýyýrdýkça çarþýda iþlerimi görüp kendimi eve ya da hastaneye atmam epey zaman alýyor. Bir yerlerde park ederek ya da dolaþarak, en yüksek desibelden yayýn yapan seçim otobüsleri, plastik bayraklar...Ses yükünden kafam çatladý çatlayacak. Gazetelere göz atmak, haber, tartýþma programlarýný izlemek için zaman yaratma zorunluluðu var, izlemem gerekiyor. Biricik, kýymetli oyumu vermek için her seçimde kýlý kýrk yarmaya alýþmýþým. Her seçimde kýlý kýrk yararým ama bu seçimde karar vermekte zorlanmayacaðým sevgili okur. Þu son günlerde, bölük pörçük, fýrsat buldukça izlediðim konuþmalar bile yetti oyumun rengini belirlemeye. Kulaðýmla duyup kalitesinin yüksekliðine inanamadýðým sözlerin, gazetelerde yazýyla doðrulandýðýný görünce, kararsýzlýða düþmeme gerek kalmadý, rahatladým. Okuduysanýz anýmsarsýnýz. “Tatmin Olamýyorum Ey Okur” baþlýklý üç yazý yazýp tatminsizliðimin nedenlerini anlatmýþtým. Hani þu Mod Medyan þifrelemesi üstüne...Ýþte o konuda iþini gücünü býrakýp uðraþan, hepimizin kafasýný bulandýran Milliyet Gazetesi eðitim uzmaný Abbas Güçlü vardý. Benim de kafamý bulandýrýp o yazýlarý yazmamda rol oynamýþtý. Baþbakanýmýz, “Sen misin kanýt, belge ortaya koyan, sorular soran densiz? Er geç bedelini ödeyeceksin.” deyip öyle bir üstüne yürüdü ki o densizin, breh breh breh...Tanký topu, ordusu polisi, kaleminden baþka silahý olmayan bu yazarýn haddini kahramanca bildirdi. Böyle saygýsýz, densiz yazarlar, basýndan epeyce temizlenmiþti ama tek tük çýkýyor iþte. “Anadolu bizimdir” deyip yurdun dört bir yanýndan toplanýp yürüyen protestocu grup da Ankara kapýlarýnda lök gibi oturdu, kaldý. Ýleri demokraside, ayak takýmýnýn yollara düþüp “Bizimdir” diye tutturmasý da ne demek?.. Biz neciyiz burada?.. Yine Milliyet Gazetesi yazarý, saçý uzun aklý kýsa, eksik etek, þu akademisyen Nuray Mert’e, duble yollara dil uzattý diye “Namertsin” dedi benim baþbakaným. Oh, canýma deðsin. Ýleri demokrasi dediysek, koskoca baþbakanýn iþlerine laf edin demedik ya...Ne yapýyorsa bizim için yapýyor. Hem öyle, elinin hamuruyla... Baþbakanýmýn Hopa mitinginde, Hes’lere karþý çýkan, “Derelerim, ýrmaklarým, yeþilliðim” diye tutturan protestoculardan bir emekli öðretmen, biber gazýndan kalp krizi geçirerek öldü. Otobüs birden hareket edince, otobüsün tepesindeki polis memuru da düþüp yaralandý, göstericilerin taþý isabet etti, düþtü dendiydi hani.. Baþbakaným derhal þifalar diledi ona. Protestoculara “Benim halkým” diyecek deðil ya... “Þehir eþkiyalarý” dedi, hadlerini bildirdi aslanlar gibi. Emekli öðretmeni mi sordunuz?..Onun için de “Tabi bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliðini bilmiyorum, üzerinde durma gereði de duymuyorum, kalp krizi sonucu ölmüþ.” dedi. Ne yani, alt tarafý bir öðretmen parçasý..Onu da mý dert edeceðiz?.. Bu olaylar nedeniyle anamuhalefet partisi liderinin, hükümeti, baþbakanýmý eleþtirmesi yetmiyormuþ gibi ölen öðretmenin ailesini ziyarete kalkýþmasý da bardaðý taþýran damla oldu. “Rüzgâr eken, fýrtýna biçer” dedi, anamuhalefet lideri. Lafa bak...Gel de “Edepsiz, alçak, ahlaksýz” deme. Yardýmcýsý olan da “Þarlatan” zaten. Ýleri demokrasilerde, muhalefet dediðin, susar oturur. Hatta iktidarý desteklemelidir. Oturmazsa avam yüz bulur, ülkenin her yerinde emekli öðretmene yapýlan muameleyi kýnar durur. Ankara’da benim partimin önüne siyah çelenk býrakmaya kalkýþýrlar. Dilþat Aktaþ adlý biri de panzerin üstüne çýkýverir iþte. Baþbakaným, “O kadýn mýdýr, kýz mýdýr?” diyerek derhal tepkisini gösterdi. Þimdi polisten yediði dayak nedeniyle kalçayý kýrmýþ yatýyor. Ankara’da, Ýstanbul’da onu korumak için diðer eksik etekler sokaða dökülmüþ. Oysa baþbakanýma teþekkür borçlu densizler. Baþbakaným o sözleri söylemeseydi, bekâret meselesinin panzerle iliþkisi hakkýnda düþünmek hiç aklýmýza gelmeyecekti. Ben, kafamý dört eþliliðe takmýþ, baþka bir þey düþünemez olmuþtum. Eþitliði saðlamak için, kadýnlara da dört koca olsa nasýl olur?..Dörtle ondört, yirmi dört, kýrk dört eþ arasýnda ne fark vardýr?..Acaba, þu evlilik denen kurum tümden ortadan kalksa da herkes rahat etse, tartýþýp, yasa masa çýkarmak zorunda kalmasa nasýl olur, diye düþünüp duruyordum. Ama mülkiyetin devri, miras, vesayet vb. sorunlara çözüm bulamamýþtým. Ýþte sevgili okur, bütün bu geliþmeler, monologlar olmasa, uzun zamandýr dumura uðramýþ beynimizin tekrar iþlerlik kazanmasý nasýl olabilirdi?..Bakýn benim beynim bile çalýþtý da, gerçek kahramanlýðýn, silahsýz savunmasýz insanlara yapýlanlarýn, yýlanýn baþýný küçükken ezmek olduðunu, bu halka hiç yüz vermeye gelmediðini, yýlanlarýn hýzla üreyeceðini anladým nihayet. Ülkemizin çýkarlarýnýn ancak böyle kahramanlýklarla savunulabileceðini þýppadak kavradým. “Van münit” leri, “Nato’nun Libya’da ne iþi var?”larý, Mavi Marmara’larý falan anýmsadým. Bütün dünyaya, bütün halka kodu mu oturtan bir baþbakaný nereden bulacaðým bir daha.. Benim yaþ sýnýrlarým içinde, hangi dönemde, sapla samanýn, yaþla kurunun böyle ustalýkla karýþtýrýldýðý davalar açýlabilmiþti?. Kaset, telefon, böcek, bilgisayar teknolojisi ne zaman böyle dahice kullanýlabilmiþti?.. Bilim adamlarý ölümsüzlüðe ulaþmak için gizli gizli çalýþadursun. Biz seçimlerimizin saðlýklý ve demokratik olmasý için ölülerimizi diriltiyoruz. Ne yani, onlar insan deðil mi?.. Neden oy kullanmasýnlar?.. Süper star demokrasiye gidiyoruz evvelallah!.. Þimdiye deðin, seçimlerde muhalefetin kazanacaðýný öne süren kocaman bir iþ adamýna “herhalde kendisi de bazý riskler üstlenmiþ, demektir. Çünkü bir iþ adamý, ülkede belli bir bir güce, belli bir imkâna sahip bir iþ adamýnýn böyle bir iþin içine girmesi, adým atmasý, kendisi açýsýndan büyük bir risktir.” diyerek, devletimizin sopasýný, abanýn altýna sokmadan kim gösterebilmiþti?..Yiðitlik budur azizim.. Bekle gör ki Kasýmpaþa bir daha böyle yiðit çýkara...Ömrüm yetmez billa.. Bu kampanya boyunca, tüm Türkiye gibi, ben de baþbakanýmla bir kez daha gurur duydum. Seçim yasaklarý gelmeden yazmak, coþkumu sizinle paylaþmak istedim. Veee...Dedim ki... EN BÜYÜK BAÞBAKAN BENÝM BAÞBAKANIM, BAÞKA BÜYÜK YOOOKKK!.. EN BÜYÜK OY BENÝM OYUM, BAÞKA BÜYÜK YOOOKKK!.. Vildan Sevil 07.06.2011
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |