• ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý |
81
|
|
|
|
Mehmet Ali, Ýstanbul, Kiev arasýnda gezi turlarý organize eden bir turizmciydi. |
|
82
|
|
|
|
Bitiyordu! Bu elem, kahýr, bu fanilik, yer-gök, gündüz-gece… Noktaydý bu… Nokta! |
|
83
|
|
|
|
Gardiyanýn arkasýnda yürüyen iri yarý adamýn nefesi iyice kesildi. Gardiyan ile göz göze geldiler.Morarmýþ göz çukurlarýyla esrarengiz bakýþlarý ile yýlan gibi ýslýk çalarcasýna onu uyardý..."Ulan dýþarýda rahat durmazsýnýz buraya gelincede altýnýza iþersiniz.Çabuk yürü, haydi"
|
|
84
|
|
|
|
“Her ay birkaç kiþi orada kendini asýyor. En son geçen ay biri kendini yataðýyla beraber yakmýþtý. Ölmeleri hiç sorun deðil ama bize bir sürü evrak iþi çýkartýyorlar neyse hücreye geçmeni onaylýyorum” |
|
85
|
|
|
|
doku ,,,
herþey ,,,
dokunaklý,,, |
|
86
|
|
|
|
Bekliyorum.
Ýmajlar benliðime acýmasýz oyunlar oynarken yorgun gözlerim denizin engin ve hüzün yüklü maviliðine kilitleniyor. Esinti saçlarýmýn arasýndan fýsýldýyor þarkýsýný hafifçe… Güneþin sönük kýzýllýðý kalbimden pompalanan kan gibi, silik… Silik izler, hayaller, yüzler var denizde… Gözlerimin önünde…
Ellerim soðuk kumlarý avuçluyor ve rüzgar tanecikleri savuruyor yüzüme. Parmaklarým denizin maviliðinde oynaþan hayallere uzanýyor, dokunmak istercesine. Deniz engin ve duru… Uzanýyor önümde. Hüzün kokusu doluyor burun deliklerimden zihnime. Ýmajlar çýlgýnlar gibi dans ediyor içimde. Binlerce ses ve hareket… Upuzun ya da uçsuz bucaksýz, sýnýrsýz, veya boyutsuz belki de hiçliðin hakim olduðu kýrlarda yüzen binlerce ses, binlerce hareket…
Bekliyorum.
|
|
87
|
|
|
|
Bir günüm gibi, aslýnda çoðu insanýn dünü olabilir. |
|
88
|
|
|
|
Sürekli polis baskýný endiþesi ile oraya girer çýkardýk.Mahallede bir dakika bile fazla zaman geçirmek çok lükstü, tehlikeydi.Vedat gibilerin umurunda bile olmazdý herhangi bir endiþe.Ertesi günde yine iþ dönüþü o pencerenin önüne geldik. |
|
89
|
|
|
|
yeniden dinlemek için sesleri þimdi burda geri sar! |
|
90
|
|
91
|
|
|
|
arýnmak neden bu kadar zor |
|
92
|
|
|
|
Canlanýyordu...CANLANIYORDU!! |
|
93
|
|
|
|
Melek, merakla sordu, “Nedir o kural?”
Tanrý, büyük bir sýr veriyormuþçasýna fýsýldadý. “Aþkýn ulaþýlmazlýðý…”
Melek anlamamýþtý. “Öyleyse insanlar nasýl ulaþýyorlar?”
Tanrý bir kahkaha attý. “Ulaþtýklarýný kim söyledi ki?” |
|
94
|
|
|
|
kanalizayon borusunu dinlerken þahit olduðum sinirleri bir konuþmaydý. |
|
95
|
|
|
|
“yýrtýlan ve parçalanan bir þeyler olmalý mutlaka
hiç durmadan yýrtýlan ve parçalanan bir þeyler” |
|
96
|
|
|
|
...Gerekirse çirkefleþecek, her türlü saldýrýyý mubah sayacaktý... |
|
97
|
|
|
|
saye gibi paymal oldu gözlerim.gölgem gibi çaresiz kaldým ellerimin hareketine düþman.satýrlar arsýnda parçalanmýþ yakalarýmladüþmüþ düðmelerimi ýslatýyorum gözyaþlarýmla |
|
98
|
|
|
|
madde yokolmaz
fantaziye döner |
|
99
|
|
|
|
..Ýþte bir el uzanýyor duvarýn köþesinden! Yeþil ve yedi parmaklý. Bileksiz çocuk eline, elin tuttuðu resme uzanýyor þimdi.. |
|
100
|
|
|
|
doðdum; doð dediler diye, yaþýyorum; öyle emrettiler diye, bekliyorum; öl diyecekler diye... |
|