Acı Veriyor Mu Parklardaki Boş Salıncaklar

çok alışmışım sana, gecenin hiç beklemediğim bir saatinde sesini duymayı özlemişim ve günlerce bununla yetinmeyi...

yazı resim

ipi elimden kayıp giden bir balon gibiydin,
bir kez olsun arkana bakmadan dönüp giderken. yavaş yavaş, acı acı gözden kaybolan
ya da ölmeyi beklerken metrelerce derinlikte
bir denizaltında
her alışımda azalan nefes gibiydin.
her defada daha da yetmemeye başlayan.

attığın her adım biraz daha koparıyordu seni benden
ve ben hala attığın her adımda azaldığım kadarım.

gittin!
nedenli ya da nedensiz
döneceksin ya da dönmeyeceksin ne farkeder.
varlığın da yokluğun da aynı şeyi ifade ediyor artık
tüm varlık tanımlarına inat...

sana kızgın değilim,
kalsan daha çok acıtırdın biliyorum.
seni hayatıma sokmuş olmaktan da pişman değilim.
ne cennet yakışır ne cehennem artık bana!
dönecek misin yeniden bilmiyorum ama
ne olur bu kez dönme
bu kez gelme en zayıf anımda
yaralarımı saramadığım zamanlarımda
hani hiç kimseler olmadığında yanımda..

çok alışmışım sana;
gecenin hiç beklemediğim bir saatinde
sesini duymayı çok özlemişim
ve günlerce bununla yetinmeyi.
tek bir lokmayla aylarca oruç tutmak gibi
ya da ekmek ve şarapla ibadet gibi..

karanlık seni de korkutuyor mu artık?
unutmaya başladın mı verdiğin sözleri?
biliyor musun mesela bugünün hangi gün olduğunu
saatin kaç olduğunu?
yürüdüğün yollar her gün aynı yere çıkmaya başladı mı?
izlediğin her aşk filminden sonra
aşık olmak isteyip de
aşık olacak kimseyi bulamadığın oluyor mu?
ya da ne bileyim adını hatırlayamadığın
bir şarkı olduğunda
beni aramak geçiyor mu içinden?
gündüzler batıyor mu gözlerine?
acı veriyor mu parklardaki boş salıncaklar?

Yorumlar

Başa Dön