Aforizmalar, Kafka

Yaşamı boyunca derin bir kimlik çatışması yaşamış, ne gerçek bir Alman ne de gerçek bir Çek olabilmeyi başarabilmiş Franz Kafka...

yazı resimYZ

Franz KAFKA
Çeviren: Osman ÇAKMAKÇI

Yıllar sonra da olsa Franz Kafkanın Aforizmalarını okuyorum. Kapakta yer alan fotoğrafına dikkatle bakıldığında mutsuz bir hayat süren insana ait derin kişilik özelliklerini kavramak olası. Gözlerini çevreleyen derin çukurluk ve esrarengiz bakışlar genç yaşta vereme yenik düşmüş büyük bir düşünür ve edebiyatçıyı ele verebiliyor.
Yaşamı boyunca derin bir kimlik çatışması yaşamış, ne gerçek bir Alman ne de gerçek bir Çek olabilmeyi başarabilmiş Franz Kafka, Ekim 1917 ile Şubat 1920 arasında, kısa süren iki yaratıcılık döneminde Aforizmaları yazmıştı. O tarihlerde Kafkanın iç dünyası büyük yıkımlarla karşı karşıyaydı: Vereme yakalandığını daha yeni öğrenmiş; uzatmalı nişanlısı Felice Bauterden ayrılmıştı. 14 yıl çalıştığı sigorta şirketinden hastalığı nedeniyle izin almıştı. Bu talihsizlikler karşısında ailesine, ne evliliğini ne de ünlü yazar olarak kabul edildiğini gösterme şansını yitirdiğini kabullenmek zorunda kalmıştı.
Max Brod. Mutlu bir ihanetin adı. Kafkayı insanlık onun ihanetiyle tanıdı. 1024 yılında kaldırıldığı Kierling Sanatoryumunda ölmeden önce tüm eserlerini yakması için vefakar dostu Max Broda teslim etti. O da, bunları yayımladı.
Aforizmalar adlı yapıtından yaptığım alıntılar size ancak Kafkayı tanımanız için ufak bir ipucu verebilir.
*Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük mutluluktur.
*Kötüye bir kere kapılarını açmaya gör, kendisine inanılmasını beklemez artık.
*Sen ödevsin. Ama görünürde öğrenci yok.
*Kötünün elindeki en ayartıcı silah, savaşa çağrıdır. Kadınlarla yapılan savaşa benzer, ki sonu yatakta biter.
*İnsan ancak olabildiğince az yalan söylediğinde olabildiğince az yalan söylemiş olur; yoksa olabildiğince az yalan söyleme fırsatını bulduğunda değil.
*Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı.
*Kötünün ondan bir şeyler gizleyebileceğinize inanmanızı sağlamasına izin vermeyin.
*İyi, bir bakıma rahatsızlık vericidir.
*İnsanlarla iç içe olmak, insanı kendini gözlemeye götürür.
*Kendini insanlığa bakarak sına. Şüphe edeni şüpheye, inananı inanca götürür bu.
*Sein sözcüğü Almancada iki anlama gelir: var olmak ve onun olmak.
*Av köpekleri henüz avluda oynaşıyor, ama avları, daha şimdiden ormanda ne kadar hızlı koşarlarsa koşsunlar, ellerinden kurtulamayacaklar.
Sözü kitabın arka kapağında yer alan şu sözlerle tamamlayalım: Kafkanın yaşam ve ölüm, iyi ve kötü ve sanatın işlevi üzerine düşüncelerini açıkça ortaya koyan bu aforizmalara hakim olan hava bize Hölderlin, Rilke ve Heidegger gibi romantik ve post-romantik yazarları anımsatıyor.
Kafka üzerinde düşünülmesi ve yeniden okunması gereken bir yazar.

Şanlıurfaya yaptığım gezi sırasında öğrendiğim bir halk deyimi ile yazıya son noktayı koyalım: Ava gitmeyen tazıya kelle yedirilmez.

Kaynak: Kafka, Franz, Aforizmalar, Çeviren: Osman Çakmakçı, 100 sayfa, Bordo-Siyah Klasik Yayınlar, 2003 Baskı, İstanbul

Başa Dön