Ağlama gözlerim ne olur. Sen bir kez ağlarsan ben bin parçaya bölünürüm. Gözyaşı olurum, bir karlı dağ olurum. Sel olur, çığ olur düşerim gözlerimden. Parçalanır bir intihar bombacısı gibi vücudum. Gözlerim ağlama ne olur. Onu göremediğim zamanlarda dakikalara, saniyelere, saliselere bölünürüm. Ey gözlerim bir kez ağlarsan, ben her an sopsoğuk kar yağışına dönüşürüm, üşürüm. Ellerim çıplak, ayaklarım ıslak asfaltta dizüstü dururum. Bu nasıl bekleyiştir böyle, her bekleyişte gözlerim yorulur, dizlerim çözülür. Onu sevmenin bedelini gözlerim kör bir kuyuya atılan kuruşlar gibi öder. Bir dilek uğruna gözlerim ağlamaktan kan çanağına döner. Bir ömür böyle mi biter? Bir ağaç büyütürsün sabırla. O ağaç sağlam büyür, çınar gibi, kayın gibi. O ağaç umutlarını yeşerttiğin ağaçtır. Bir bakarsın ki o ağacın meyvesi gölgesidir. İstersin sevdiğin yüreğine kazısın adını, gölgesinde saklasın saçlarını. O ağaç kara kışa dayanır da, onun kara gözlerine dayanamaz, bölünür ikiye. O vakit ağlamak düşer bana yine. Yaprağında çiy birikir, gövdesinde ateş. Hem yanarım hem de sönerim. Ben onu göremeyince sabır ağacım dar ağacı olur. Nefesim tükenirse de yüreğim onundur. Ağlama gözlerim ne olur. Bir bakarsın gözlerim onun gözleriyle bir sabah vakti buluşur. Ya da gözlerim bir gün bu yürek onu unutur. Ey meyhaneci getir kadehleri dopdolu olsun. Ben bugüne kadar hep boş şişelerle avunmuşumdur. Artık iyice sarhoş olayım. Getir kadehleri iyice dolu olsun. Boş kadehlere bakmaktan yorulmuşumdur. İnce belli kadehler kadınım olsun, çınlayan sesleri nağmem olsun. Onların kıpkırmızı şarapları, benim kıpkırmızı kanıma karışsın. Sarhoşluk başımı döndürsün. Ey gözlerim ağlama ne olur. Bakışlarım onun hayaliyle de mutlu olur.
Onu unutmam için ölmem mi gerek
İnsan yaşayamaz mı candan severek
Yüreğim yüreğim onu içine gömerek
Aşk şarkısı söyleyebilir misin gülerek