Yorgun gecelerin kızıl sabahları gözlerim. Bir çiy tanesinin har’a değen buğusu !göz yaşlarım,dikenlerin
üzerinden akarken çorak toprağa, yamaçlarım !fırtınayı süpüren saçlarında yeşillenir. Arı kovanı retinam.
.................................
................................
...............................
Ki kavganım zincirlere vurulan asaletini boynumda taşıyorken ben, onurunu madeni değere değişen,
devrim türkülerine bayrak sallayan sözde aydınların ! işkencelerde altını ıslatmış korkak kılıbıkların,
çocuklarının yüzüne nasıl baktıklarını düşünüyorum.
Ah güzelim ! böylesine rezilce kokan bu bahçe de, sakın açma dediğim güldün sen, koparıldın. Ben seni hayat kitabımın arasında sakladım. Kurumuştun, dökülmüştün ama benimdin. Her koku değişti de dünyada, bir sen değişmedin
Anlıyorsun değil mi ! koparıldığın gövde bendim
]
Levent Saral