Çoğu kere hayat olduğun gibi kalmanı ister. Ot yolduğun hayatında ağaca tırmanıp meyve toplayacağım dediğin anda dal kırılır altında kalırsın. Hayatın iki duvar arasından akıp gider de bir şey yapamazsın. Dersin ki yok böyle gitmez ben setleri yıkacağım, nasıl öyle dersin dercesine hayat setleri başına yıkar. İyi olmak istersin, bıkarsın, yılarsın hiçbir şey değişmez. Bir misale benzersin. Kadının biri tecavüze uğrar. Kadın bu olayı onur meselesi yapar. İntihar eder. Kadını gömerler. Bir musallat insan yine onu bulur, onu mezarından çıkarır ve tecavüz eder. Ölüm bile kaderini değiştirememiştir kadının. İşte bu misale benzer hayatın. Asla değişmez bahtın. Kendini çok zorlarsın, yıpranırsın. Ya hayatının istediği şey olursun Bülent Ersoy olursun ya da az da olsa direnebildiğin için Zeki Müren olursun. Kader Zeki Müren'e hiçbir zaman Kadir İnanır rolü vermez. Rolün ne ise ağlasan da sızlasan da oynamak zorundasın. Hayat küçük karakterleri sever. O yüzden hayat küçülenden yanadır. Bu hayat küçük rollerdekilere büyük ikramiyeler verirken, büyük rollerdekilere ise bedel ödetir. Bunun için büyük roller istediğinde bedeller peş peşe gelir. Ya olduğun gibi kalacaksın ya da büyümenin bedelini çok ağır ödeyeceksin. Zeki Müren'in olduğu gibi kalması, Bülent Ersoy'un hayatının yönlendirdiği şekilde değişmesi küçük rollerdir. Gerçi her ikise de özüne dönmüştür. Bu aslında isyan ve küfür değildir. Asıl isyan hayatın sana biçtiği rollere, kişiliğe, genetik, fizyolojik ve hormonal kalıplara kazan kaldırmaktır. Tanrı der ki olduğun gibi kalırsan ya da hayatının yönlendirdiği gibi yaşarsan bana isyan etmemiş olursun. Bana isyan etmezsen İblis olursun. Size yalan söyler tüm din görevlileri ve din adamları. Onlar der ki Tanrı'ya isyan etmek günahtır. Oysa asıl günah Tanrı'ya isyan etmemektir. İblis kaderine mahkum olmuştur ve kendine biçilen rolü oynamıştır. Eğer İblis Tanrı'ya isyan edip kendine biçilen şeytani rollere hayır derse kim bilir hangi talihsiz melek Tanrı'ya boyun eğip şeytani rolleri kabul eder. Ve işte o an meleğin adı ateşle anılır ve kazanlar kaynatılır yeniden.
İsyan kim verirse versin istenmeyen rollere kazan kaldırmaktır. İsyan Tanrı'yı kendi onuruyla, kendi kişiliğiyle kabul etmektir. İsyan Tanrı'nın karşısında bile onurlu durabilmektir.
Tüm Müslümanların mümin rolü oynayıp cennete girmesi yerine, tüm kafirlerin imana gelip cennete girmesidir isyan. Ve ben isyan edip, imana gelen bir kafir gibi cennete girmeyi tercih etmekteyim. Mümin rollerini Müslümanlara bırakmaktayım.
