Aşkın Çorbası

yazı resim

Senin beni daha önce terk ettiğin gibi değil münhasır biçimde terk ediyorum seni. Sana bakan en yüksek gönül tepesinden,kalbimden, terk ediyorum. Ne kendime kızabiliyorum ne de belki üzülürsün diye sana...
İkimize kızmak daha cazip geliyor aslında...Çünkü biz derken bile yük benim omuzlarımda...

Bazen -defalarca-diyorum ki kendime:
Biz;
Aşkı kirletmişiz belki de...
Sevgiye emek harcamaktan değil de çelme takmaktan yana olmuşuz.
Mutlulukla kavrulup mis gibi kokular saçmaktansa etrafa, kin kusmuşuz.
Boşa akan sözyaşlarımızla gülleri ,ağaçları ,şebnemleri bile kirletmişiz...
Hiçbir şeye tabii olamamışız...Kendimize bile...
Kağıt üzerindeki sembolik evlilikler gibi alegori biçimine dönüştürmüşüz aşkı.
Takmışız boynuna bir ipi sevdanın, sürüklemişiz vicdan bekçiliğine...
Sevda da bizden çok çekmiş anlayacağın...
Yani küstürmüşüz biz sevdayı aşkı...
Aşuk ve maşuk olmak için uğraşmışız daha boyumuzun ölçüsünü vermeden hayata...
Sahi onda da çuvallamışız sanki ilk defa gibi...
Biz aşuğu maşuktan ayrı düşünmüşüz eteğimiz çekerek hayattan...
Aşk kavgadır sanmışız...
Sözlerin lügatteki yerini yitirmişiz...
Suskunluk ve haksızlığı birbirine karışıtırıp bir de içinde gururu eklemişiz çorba yaparcasına...
MERVE BAĞCI ]

Başa Dön