Geçen akşam üç kadın , iki erkek anıları topladık . Ölümün arkada bıraktığı ne varsa. Birimizin annesiydi ölen. Kimin annesi olduğu önemli değil . Bir anne öldüğünde ölen hepimizin annesi değil midir ?
Önce mutfaktan başlamıştık . Görevimiz işe yaramayanları çöpe atmak . Mutfak kolaydı . Hızla işe giriştik . İki düzineden fazla yoğurt kabı . Yıkanmış ve iç içe yerleştirilmiş. At gitsin . Kulpu kopmuş , tabanı çatlamış emaye tencereler . At gitsin . İlk düdüklü tenceresi , ağır ve hantal . At gitsin . İçlerinde çeşit çeşit baharat dolu kavanozlar. At gitsin . Plastik kaplar , bakır kaplar , siniler . At gitsin . Yanmış kızartma tenceresi , kırık çaydanlık , plastik sürahi . At gitsin . Mutfaktan çıktığımızda kapının önünde sayısız çöp torbası birikmişti .
Anıları bir an önce çöpe dönüştürme hırsımızla yatak odasına girdik . Yatak odası mutfak kadar kolay değildi . Her çekmeceden yoğun bir anne kokusu yükseliyordu . Son kullanma tarihi geçmiş haplar , yarısı kullanılmış merhemler , sararmış sargı bezleri . At gitsin . İç çamaşırları . Yıpranmış , ama tertemiz , ütülü , hepsi özenle katlanmış . At gitsin . Çorap lastikleri , çengelli iğneler , saç tokaları . Boş krem kutuları içinde renk renk , boy boy düğmeler , agraflar ,fermuarlar . Hani annelerimizin bir gün işe yarar diye eskimiş giysilerden söktükleri . At gitsin . Yalnızca kenarları dolu ortası çıplak taş pudra kutusu, yarım kalmış rujlar ,küçücük göz kalemleri , kapağı kırılmış ayna . At gitsin . Her bir harfinde iki , üç isim yazılı küçük telefon rehberi . Fermuarı bozulmuş , sapı kopmuş çantalar . At gitsin . Çeyizinden kalma sararmış ve üstlerinde yer yer sandık lekeleri olan örtüler , dantelli yatak çarşafları , yastık kılıfları . Yüzü yol yol yırtılmış küçük yün yorgan . Belki çocuğundan kalma . At gitsin . Çocuğunun küçük bir fotoğrafı . Kim bilir hangi kimlikten koparılmış , kenarı damgalı . At , hayır bu kalsın . Gecelikleri , sabah kalktığında üstüne giydiği yün yeleği , uzak ve yakın gözlükleri . At , at gitsin .
En son açtığımız çekmeceden eflatun boncuklu bir çift küpe çıktı . Altın değil , gümüş de değil . İşe yaramaz at gitsin . At gitsin de elimden bırakamıyorum ki . Yatağın üzerine oturdum . Elimde eflatun boncuklu küpe, tonlarca ağırlıkta . Birden anıları çöpe dönüştürme hırsımız bitiverdi . Hepimiz küpeyi incelemeye başladık . Ne zaman alınmıştı acaba . Belki genç kızlığının ilk küpesiydi . Belki de eşinden aldığı ilk armağan . Onu atmaya kıyamadık . Arkadaşım koy çantana dedi , sen sakla .
Bir gün ardımdan anılarımı toplayanlar . Bu öykü size yazıldı . Cüzdanımda eflatun boncuklu bir çift küpe var . Altın değil ,gümüş de değil . Ama tonlarca ağırlıkta . Lütfen hiç olmazsa onu atmayın .
At Gitsin
Hepimizin yaşamımızda bir kez olsun yaşayacağımız bir an.