Bilmediğim bir şehrin ıssız bir otel odasında çıkardım yalnızlığı bavulumdan..
Sıkışmış düşlerin arasında koydum bana verdiğin hüsranı yatağımın başucuna..
Hiçbirşeyin ulaşamayacağı bir yer burası bana,
hiçbir kırgınlığın uzanamadığı yabancı bir şehir..
Sevinmelisin artık, hüzünlerim yaralamayacak artık içindeki çocuğu..
Zorlu yollarımda yürümeyeceksin, acılarımı paylaşmayacaksın..
Karartılarımı görüp korkutmayacaksın düşlerini..
Başka bir şehre taşıdığım umutsuzluğumla silinip gidecek adım dudaklarından.
Şimdi uzaklıklar var ve yazdırmıyor adama dilediği gibi hiçbirşeyi.
Ömür boyu yalnızlığımın mısraları dökülüyor her defasında kalemimden,
benden bıkıp usanan kağıtlara..
Hep gitmekti aklımdaki, kurtulmaktı beni kasıp kavuran yalancı dostluklardan..
Ve işte ben gittim..
Oysa ne kadar alışmışım yalana ve ne kadar kandırmışım kendimi..
Ruhumu kurtaracağımı sandığım kaçış planlarımla..
Bu sefer yenilginin tam ortasında kalmışım sevgili,
Yokluğunu büyüten varlığından kaçışımda,
kendimi bırakıp gitmişim yabancı bir şehre,
ve bir hiç olduğumu anlamışım;
beni hiç tanımayan bir iklimin içinde..
Artık susmanın vakti gelmiş ama ben susmamışım boşu boşuna..