Ne kadar gerçekler, tarih eşliğinde unutturulmak istense de... Doğruyu, yanlışı dahi bilmeyen bireylere, özellikle kadınlara; kendilerini önemliymiş hissiyatı günümüzde pohpohlansa da... Bu fani yaşam formlarının, şimdiki yapabilecekleri ve sonrasında yaşayacakları asla ama asla değişmiyor.
Niye? Şu yüzden... Her seferinde ama her seferinde, ölüp ölüp tekrar dirilmeye, farklı bedenlere ve farklı zamanlara sahip olmalarına rağmen, hala aynı benlikleriyle; kendilerince kendi oyunlarını oynatmaya çalışıyorlar.
Bu oyunun nasıl oynandığını bilmeyenleri, kendi ağlarına çektiklerinde de, kendilerini eşsiz ve vazgeçilmez sanıyorlar. Amma velakin; o oyun, öyle oynanmıyor, böyle de oynanabiliyor diyen adam gibi adamlar; karşılarına çıktıklarında da onları kötülemekten başka bir yol bilmiyorlar. Peki onlar kötüydü... Karşınıza daha iyisi çıktı mı? Çıkmadı.
Haliyle... Nereye geliyoruz? Realiteye...
Şahsen bana göre; adam, sahip olacağı kadına açık açık sormalı... Senin elindeki kozlar ne? Bunlar mı? Tamam... Devam edelim... Akabinde o sormadan, kadın rahatlıkla söylemeli... Benim elimdeki kozlar ne? Şunlar... Tamam mı? Tamam... Uyuyorsa ne ala... Uymuyorsa güle güle.
Niye? Çünkü kadın; sevildi mi sanıyor ki, o her şeyin hep böyle en iyisini hak ediyor... En güzel fotoğraf çekimleri onun olsun, o ki en iyi mevkiilere gelsin istiyor.
Farzı misal... Peki... Her istediği olsun. Sonra? Bu arzuladıklarına sahip olunca yani bu kişisel bireysellik aşkına sahip olunca çevresine ya da topluma bir şey katacak mı? Tabi ki hayır.
O yüzden nereye geliyoruz? Yaratılışa... Yani... En başa... Ya... Herkes haddini hududunu bilir... Erkek; işine, gücüne, devletine, vatanına, iş arkadaşlarına bakar, bu konulara kafa yorar; akabinde kadın da evine, erkeğine bakar bu bir seçenek... Ya da... Kadın, evdeki kedisi ile pozlar verir, sokaktaki kedileri de besleyip mutluluk arar bu da bir seçenek...
Kaldı ki... Neydi olacağı? Otuzunuzu geçtikten sonra hala elinizde dahi kalmayan bedeniniz ile arzulanmanız mı? Öyleyse ne güzel... Allah yolunuzu açık etsin ne diyeyim.