Enstantane

Kalemi elinize alıyorsunuz, başlıyorsunuz düşünmeye Önünüzde duran boş kâğıdın asla merhamet etmeyen beyazlıkları, altı ay devam eden bir kutup gündüzünün sonsuz ve ucu bucağı olmayan hareketsizliği ile büyüyor, kıvranıyor ve asabileşen parmaklarınız saçlarınızı karıştırıyor, nihayet sinir tavan yapınca da yazmak için oturduğunuz masanın başından kalkıp hava almaya gidiyorsunuz Çoğunuzun başınıza gelmiş olması muhtemel bu durumun birebirini bugün yaşadım

yazı resimYZ

Kalemi elinize alıyorsunuz, başlıyorsunuz düşünmeye Önünüzde duran boş kâğıdın asla merhamet etmeyen beyazlıkları, altı ay devam eden bir kutup gündüzünün sonsuz ve ucu bucağı olmayan hareketsizliği ile büyüyor, kıvranıyor ve asabileşen parmaklarınız saçlarınızı karıştırıyor, nihayet sinir tavan yapınca da yazmak için oturduğunuz masanın başından kalkıp hava almaya gidiyorsunuz Çoğunuzun başınıza gelmiş olması muhtemel bu durumun birebirini bugün yaşadım

O an ben de hava almak için sahile gitmeye karar verdim.
Araba ile değil, motosikletle gitmek istedim.
Ne için böyle istedim?
Sanıyorum canım soğuk çekmişti.
Üşümeyi, aksırıp, öksürmeyi özlediğimi düşündüm
Belki de akmayan gözyaşlarımı sert ve soğuk rüzgâr döve döve zorla çıkartır diye ümit ettim
Düşüncemi aynen gerçekleştirip sahile geldim ve motosikleti park ettim.
Cebimden bir dal sigara çıkarttım ve yaktım.
Nefesimi oksijen yerine sigara dumanı ile doldura doldura diğer kıyıya doğru yürüyordum bir sesle irkildim.
Selamun aleyküm,
+ Ve aleyküm selam.
Abi nasılsın ya! Hayır ola öyle derin düşüncelere dalmış gidiyorsun
+ Valla sıkıldım evde bir hava almaya çıkmıştım
Senin olduğunu te uzaktan anladım.

****

Bu selamlaştığım arkadaş 5 yıl boyunca eski çalıştığım şirkette teşriki mesaim olmuş Seyfullah abiydi.
Evet 5 yıl birçok kitap yapımında omuz omuza çalışmıştık kendisiyle
Seyfullah abi 40 yıllık hayatımda tanıdığım en meşhur geveze insanlardan biridir.
Allah öyle bir çene vermiş ki telefonda konuştuğu banka memuresini bayıltana kadar konuşturmuşluğu ile ünlüydü.
Seyfo abinin ünü bu olaydan sonra şirkette tüm birimlere yayılmıştı Çay molalarında onu terasta çay içerken görenler sırf gazabına uğramamak için şirketin yan binasındaki çatıya; brek dansı yapmaya giderlerdi
Ancak bugün ona yakalandım
Bir aslanın pençesine düşmüş ceylan gibi çaresiz hissettim kendimi
Eski günlerden, eski dostlardan, şirketten ayrıldıktan sonra yaptığı işlerden, konuşarak meşhur çenesi ile bayılttığı yeni insanlardan lafladık.
Gerçekten kaçacak yerim yoktu.
Koca sahilde ben, o ve müstakbel ressam eşi ile birlikte ayak üstü dizlerimiz uyuşana kadar oradan buradan şuradan lafladık durduk
Dizlerimde derman kalmamıştı. Yalı kazığı gibi durup konuşmasını bitirmesini bekledim.
Benim konuşacak mecalim, dinleyecek halim ve takatim tükenmek üzereydi
Birden yenge hanımın elindeki tablo dikkatimi çekti.
Yenge bu tablo kimin?
+ Yağlı boya tablo bugün yaptım
Aaa öyle mi kimin tablosu bu?
+ Seyfullahın
Bakabilir miyim?
+ Tabii ki! Seyfullah kendisinin sahil manzarasında yağlı boya tablosunu yapmamı istemişti de bugün izinliyken gelip yapalım demiştik.
Öyle mi?
+ Evet baya bir uğraştık. Sizce nasıl olmuş bir bakın bakalım.
Şaşkın şaşkın tabloya baktığımı fark edince:
Yenge hanım:
Ne için öyle şaşkın baktın Yuşa abi olmamış mı yoksa? Benzememiş mi kocacığıma?
+ Yok yenge fotoğrafın enstantanesi olduğunu biliyordum. Ama, bak, yağlıboya tablonun da oluyormuş!
Nasıl anladın abi?
Baksana yenge, kocacığının dudakları kapalı çıkmış

İnanır mısınız tam 30 dakika esprime gülmelerini bekledim

Başa Dön