Eskimo Sakalı

yüzümde saçımdan düşme bir çocuk ölüsünü sakallarımla gizliyorum.

yazı resim

bilmiyorum bu fırsat gerginliği belki de
seni yoldan bana çatallaştıran
belki de biz her şeye en başından gecikmişliğiz
her şey biz de en yaşlı şeklinde.
duygu dilenti haliyle sayfiye yerlerimizde gezinirken
benimse ayaklarım çürüyor bu eskimo bedende
yol olmalı insan bazen diyorum, eğer yol bir haber değilse
aradım ama nereye kadar bazen diyorum
acaba buraya kadarın mıyım?
artık buradan sonrası aranılmalı mıyım?

fakat bir yanım neden daha doğmamışın yasını tutuyor?
niye bu zamansız kışın ortasında sana dair
kurduğum bütün cümleler telaşla ve keşke ile başlıyor?
evet, sözlerimi bahanelerden arındırmalıyım
ve söylemeliyim tüm içtenliğimle.
çünkü üşüyorum, yüzümde saçımdan düşme
bir çocuk ölüsünü sakallarımla gizliyorum.

oysa benim,
bir öyküde geçmiş zaman eki eskiliğinde
şiir olmayı bekleyen ellerim vardı.
bir melodin vardı saçlarımı oyalayan
ve sormadığım bir soru vardı arşivimde
şimdi benle uğraşan:

ben kimde yitiklendim de öğrendim vazgeçmeyi?
bilmek istiyorum
vazgeçtiğim o, sen misin?

Başa Dön