DİYAR-I GARİPTEN MANZARALAR
Garip bir ülkeyiz.
Garipliklerle dolu her yanımız.
Adam birini bıçaklıyor.Bıçaklayan yakalanıyor.
Ne var bunda diyeceksiniz?Bıçaklayan yakalanıyor da
bıçaklanan kaçıyor.Niye kaçtıysa...
Garip bir ülkeyiz.
Gariplikler sarmış dört yanımızı.
Bilgisayarı olanlar kullanmayı bilmiyormuş bilgisayarı.
Biri,telefon açmış bilgisayarı aldığı yere.Bilgisayarım çalışmıyor. diye.
Fişini taktın mı? demişler,Fişi takmam mı lazımdı? demiş adam.
Bir başkasına telefonda bilgisayarı nasıl kullanacağı tarif edilirken
Bütün pencereleri kapatması söylenmiş.Adam.Biraz bekleyin lütfen diyerek gitmiş evin pencerelerini kapatmış.
Garip ülkenin garip vatandaşları dolaşıyor aramızda.
Yeğenini hoppala,haoppala! diyerek seven dayı yeğeninin başını
tavana çarptırmış.Talihsiz yeğenin trajik ölümüyle sonuçlanmış hopppala oyunu.
Biz böyleyiz işte!
Sevdik mi öldüresiye severiz.
Garip ülkenin garip sürücüleri olmaz mı?..
Adam tutmuş bizim arabanın arkasına park etmiş.
Ara tara adam yok ortalıkta.Bir saat,iki saat bekle yine yok.
Dört saat sonra çıkıp geliyor.Bir özür bile dilemeden çekip gidiyor.
Tabii en tabii hakkı,özgürlük var...Canı nereye isterse isterse oraya park eder.
Son gariplik...
Pazardayım.Adamın biri yarım kg meyve istiyor.Satıcı,Bir kgdan aşağı satmıyoruz. diyor.
Be hey adam!
Ya parası yoksa adamın.Ya o meyve canı çeken biri için(hasata için,çocuk için) alınıyorsa...
Nerde o incelik...
Aklın birçok alanda hükümsüz kaldığı yerde hangi incelik?..