Geniş Zaman

Senin güzel dudaklarının her yerinin tadını alacak kadar da esnek. diye geçirdim içimden, o içle bir sigara çektim ama, nasıl öksürük bastı anlatamam. İlk aşkımla ilk karşılaşmamız ve ilk rezalet. Tüm şükürlerimi geri aldım; Şükrüm geri!

yazı resim

Hepimizin içinden geçtiği geniş zamanlar vardır. Dişlerinizi fırçalarken bile geçebileceğiniz kadar geniş zamanlar, üçyüzaltmış derecelik o dilinizin her yerini temizleyen fırçalardan bile daha geniş. Ferideyle de böyle bir zamanda karşılaştık diyebilirim. Caminin dış avlusunda oturmuş abdestimi alıyordum, birden karşıdaki dönercilerden fırlayan bir kadın geldi. Ağzı acı biberden yanmış olmalı ki, direk o ılık suyla ağzını çalkalamaya başladı. Herkesin ayaklarından kapkara akan sularla karşılaştırıldığında, Feridemin ağzından akan sular Uludağın eteğinden kaynak suyunun akışı gibiydi. Berrak. Herkes suyla temizlenirken, su onunla temizleniyordu sanki. Birden aşık oluşum çok garip gelmişti. İşin asli garibi, benim dokuz, Feridenin yirmi yedi yaşında olmasıydı. Güzel bir çocuk olsam, belki annem bile diyebilirdim. Ama değildi. Çok doğru laftı o söylenen; Allah insana çirkin kaderi versindi, çünkü Feride benim henüz büluğaltı çağlarımın çocuk masumiyetine dahi yakışmayacak kadar daha masumdu; o anki masumiyetim katlarca fazlayken hele!

Namazı kılıp camiden çıktım. Cumaya annemin zoruyla giderdim, aslında teşvikiyle diyelim. Tavuk döner ve ayran bir liraydı o ucuz dönercilerde, ben döner yemeye giderdim. Cuma da işin sevaplı artısıydı. Ama o gün canım döner istemedi. Sigara istiyordu. Delicesine sigara. Cuma çıkışı kılığımdan faydalanıp birkaç kuruş dilendikden sonra, ölmüş babama sigara almak için en yakın bakkala girdim:

- Bi uzun Samsun versene amca.

- Sen nabıcan lan uzun samsunu bastıbacak?

- Namazdan çıktım da amca, babam da yatalak, gelirken sigara al gel dediydi.

- Tamam tamam, al bakalım hadi.

Cuma namazının ve aciz durumda bir babanın faydasını ilk defa yalan söylerken görmüştüm. Feridenin uğuru olmalıydı dedim. Bir yandan da yalanımı kabul ettiği için Allaha şükrediyordum. Yetinmezcesine şükürlerim tüm yalanlarımı hisse senedine çevirecek dualara dönüştüğünde, tekrar Ferideye rastladım. Bir kuytulukta sigara içerken rastlaştık hem de. O da gizlice sigara içmeye çıkmış meğer.

- Bacak kadar boyunla bu ne sigarası bee? diyerek güldü.

- Senin o bacak kadar boylu dediğin bu adam bugün camiye gitti, namaz kıldı, babasına yardım etti, Allaha şükretti, dua etti. diye çıkıştım.

- Dilin de bi karış, maşşallah.

Senin güzel dudaklarının her yerinin tadını alacak kadar da esnek. diye geçirdim içimden, o içle bir sigara çektim ama, nasıl öksürük bastı anlatamam. İlk aşkımla ilk karşılaşmamız ve ilk rezalet. Tüm şükürlerimi geri aldım;

Şükrüm geri!

Biraz daha muhabbet ettikten sonra, Feridenin evli olduğunu öğrendim. Kocası sigara içtiği için dövermiş meğer, kahpe karının kasığından düşme pezevenk! İki gün sonra yine o kuytulukta kocasını yakaladım. Sapanımı çektim, ense köküne nişan aldım, ŞAAAAAAK!Sen kimsin lan amınakoyduğumun oğlu!! diye girişti bana, ama öyle böyle bir dayak değil. Ölmüş babam gelse böyle dayak atamazdı, baba dayağını sevdiğim kadının kocasından yiyordum, bu nasıl bir hayatı, bu nasıl bir şükretmeydi, ve bu nasıl bir lütuftu ki, ağzım burnum apal kan içindeydi?

Haftasına varmadan Feridenin evi terkettiğini duydum. Pezevenk Hamit -ki adını takip ederken takıldığı kahveden öğrenmiştim- yine dökmüş saçmış her yeri, Feridemde çocuğunu alıp anasının evine, Manisaya dönmüş.

İki yıl oralarda bekledim belki Feridem gelir diye, hak getire. Sonra Hamit pezevengi de Nazilliye taşınınca umudunu kestim. Baktım olmuyor, bir daha da dönüp bakmadım.Şimdi 43 yaşındayım, ve aradan geçen 32 seneye rağmen o camiye bir daha gitmedim. Bir daha şükretmedim. Bir daha dua da etmedim. Allaha olan inancımı kaybetmedim, ama senetlerim karşılıksız çıktı. Haberini aldım, seneye Feridemi mezarında ziyaret edeceğim, benden iki yaş büyük oğluyla beraber. Belki o zaman Allahtan Ferideme bir rahmet dilerim.Dediğim gibi, zaman sevdiğiniz kadının oğluyla sizi askerde tertip yapacak kadar geniştir. Mizaç olarak geniş.

Başa Dön