Gölgeden Hayaller

Yalan söyledi diye gözlerim, bıçağı sokup en derinine, affetmediğin bu bedenden gitmek için soyuyorum derimi, yeniden doğup başkası olabilmek için.

yazı resim

Tam da çağıracaktım seni; “Gel!” diyecektim. “Boğazda deniz kokulu bir ayaz ısmarlayayım sana”… Nasip değilmiş…

...

Kar yağıyor -ki kar gönlümdür benim. Onu severim. O mu çarptı beni böyle dersin, belki de ellerin. Korkuyorum ışığı yakar mısın? Yada hayır! Nefes al sadece başımın üstünde, sonra git, nefesin bende kalsın. Yada hayır! Vazgeçtim. Nefeste alma; ruhumu şımartmasın varlığın. Ve alışmasın kokuna sol yanım..

Yıldırım düştü gözlerime. Şimdi silik bir not gibi bakıyor çehresine aynanın. Yabancı bir kadın ve yabancı bir kadının yabancı eli gibi, öylece duruyor saçları elimde çoktan gitmiş bir aşkın. Üzerime zimmetli acılarım var, bağışla beni, senden önce kurtarılıyor diye yangından bir zamanlarım. Senin kıskandığın ve kıvrılıp içine sus payı bıraktığın tüm bu zamanların içinde aslında ben hiçbir zaman ben olmadım. Kendim gibi gülmedim bir sevdanın özünde, sevebileceğim kadar sevmedim. Sınırlarında gezindim şehvetin, sustum ve gizlendim. Soyunmadım hiç, kendimden başkasıyla sevişmedim! Dokunuşlarını çaldım, yastığımda gizledim üzerimde gezinen ellerin. . Çığlıklar topladım, ve arsız arzular. Uyanır gibi uyandım her aşktan ve şehir değiştirir gibi oldu ayrılıklarım…

Gittin… Oysa hala duvarımda salınıyor gölgeden ellerin. Uzatıp işaret parmağını yaramın tam ortasına “sen kimseyi sevemezsin” deyişin.. Şimdi kim yazacak bu şiiri ve nedir sebebi şiirde geçen bu adamın gidişinin? Bitmiş miydi bir aşk, yoksa oyun muydu her şey? Belki de alt yazısıydı tüm bu cümleler izlenen her hangi bir filmin? Peki sevmiş miydi adamı kadın, yoksa adamın derin yarıkları mıydı sebep “sevilmiyor sanışları”nın. Aşk şarkıları söylenen bu odada ölüm çığlıklarını da tonlayabilen bir yazgının hangi noktasında mutluluğa inanmalıydı kadın? Ve baki kalacağına bir sonraki durakta binecek olan adamın?…

Yalan söyledi diye gözlerim, bıçağı sokup en derinine, affetmediğin bu bedenden gitmek için soyuyorum derimi, yeniden doğup başkası olabilmek için. Fısıltılarımdan çaldığın ihanetin üstüne and içerim, yataktan kalkıp yüzümü yıkadığımda tükendi bende kalacağını varsaydığın cesaretim. Ve aşk terk etti beni az önce…

Kadının gözleri kadar yabancı bir adamın hayaletiyle seviştim,
bu yüzden arası boş durur tırnak içlerimin…

Başa Dön