Gülce

Her savaşın ve her kazanımın yüreğinin işlevselliğini azalttı senin sen dingin denizlerin gülüsün boşver ağlama ha geçer... (Yüreğinde kanayan yara asla dinmesede)

yazı resim

Ölümü özler gibisin ey gül; ve ağlamalarını kimse duymaz. Sen sevmeyi bildiğin zamanlarda, hiç peşinde koşmazdın yok a ait olanların. Hiçbir kurşuna eyvallah etmezdin sana sıkılan, ki onlar senin pak gövdeni delemezlerdi. Kıramazdı öyle üç-beş rüzgar umutlarını. Kimse hayallerine dur diyemezdi. Bir Arius edasıyla dururdun her hırçın saldırının karşısında. Heretik yalnızlığın, tutsak suskunluğun, gözyaşı tebessümlerin, birde cana can katan gözlerine inat iki siyah nokta. Anlıyorum bu yalan dünya umutla bakan gözlerini oydu benliksiz kahkahalarla. Bilirim en ücra köşeleri beyninin kadının meze niyetine harcandığı gecelerde kirletildi, bakire yüreğinin hayırlarına aldırmadan. Aslında sen de suçlusun, hiç hayırlarına aldırmadın yüreğinin. Hem kendin oldun hem de düşman, hepsi ama hepsi sende olup bitti. Var yanına ait olanın sana; sevmeyi, kardeşliği, sadık olmayı, yüreğinde eritmeyi en hırçın fırtınaları, bir an sustuğun da sana iyiliği, düşmanlara gül uzatmayı, gönülsüz olmayı anlatırdı, başını koyduğunda yüreğine. Sen yok yanınla; sevmek yerine nefreti, kardeşlik yerine düşmanlığı, sadık olmak yerine ihaneti, yumuşatmak yerine yüreğinle fırtınaları daha büyük fırtınalar kopartmayı, suskunluk yerine siyah bir öfkeyi, gül yerine kana kan dişe diş yaşamayı, gönülsüzlük yerine kötülükleri beynine kazımayı anlatırdı her yalnız kaldığında.

Başa Dön