Har düştü bağlara hazan erişti
bahçemiz bir daha güllenir sanma
hasretin oduyla bağrımız pişti
tutuştu yürekler küllenir sanma
bilmedik kadrini bahar yazların
edilen nazların derin hazların
kırıldı çanağı çalan sazların
telleri bir daha dillenir sanma
yok imiş değeri varlığın malın
kalmadı kıymeti yeşilin alın
kurudu yaprağı ağacın dalın
bir daha her bahar yellenir sanma
dinmez fırtınaya tutulduk gayrı
çileden çileye katıldık gayrı
girdab-ı mihnete atıldık gayrı
kesildi suyumuz sellenir sanma