Gün Gölgesi Değil Bu Fecir Aydınlığıdır

yazı resim

-ben sana her gelişimde, simsiyâh bir geceyi ardımda bırakırım...

gün gölgesi değil bu fecir aydınlığıdır
bâd-ı bahar titreşir birazdan pâre pâre
ebâbil kanadında çiçeğe duran sabır
diz vurup temâşaya saçılır çırılçıplak
azatlığı yâr yolu düşten düşe avare
gülüşüm dalgalanır yâr düşünde ıpıslak

dâr-ı efkâr ki kapar berduşluğu birazdan
gem tutmaz hoş bir sedâ çivilenir zamana
ve ayaz perçemleri uğurlayan firazdan
bir koşuşturma başlar yalınayak bembeyaz
az sonra serin serin eser dil-i sûzana
yâr göğsünden usulca göğü inleten niyâz

gün gölgesi değil bu fecir aydınlığıdır
imdâtta katreleşir misk û amber semâhı
börtü-böcek sofrası ikrâmla yanan çayır
açar gerdanlığını gökyüzüne yemyeşil
birazdan hoyratlığım üstlenir her günâhı
dilimde mum alevi dudaklarımda kandil

meş’âleler kuşanır ardıma düşen siyâh
ve mahfuz bûselerim dolanır ar dolumu
birazdan sûretimde hesâpsız âhû-nigâh
ferâhlar ayaklanır lâtif sesiyle mahcup
gelincikler visâle boyar hamdla yolumu
şükreder güvercinler aşka tavafa durup

gün gölgesi değil bu fecir aydınlığıdır
birazdan pusatlanır vakit kuş seslerini
zifir salıncağında hüzün emziren bağır
serkeşliği bağırır çalgı çağanak endâm
gam sessizce huzura bırakınca yerini
seyrelmiş ekinlerde başaklanır ihtiram

indirir perdesini birazdan ehl-i keyif
şâd-ı visâl tutunur buz kesmiş ellerime
birazdan mâbedinde gülle tüllenmiş elif
şavkını şahlandırır parmak ucumdaki sır
birazdan şahdamarım kabarır lime lime
gün gölgesi değil bu fecir aydınlığıdır

mayıs ’09, 16

Başa Dön