Hayır Olsun İnşallah!..

Sizler de sık sık rüya görür müsünüz? Gördüğünüz rüyaları hatırlar mısınız uyandığınızda veyahut unutur musunuz rüyanızı hatırlamayı? Buruk bir tat yahut derin ıstıraplar veren rüyalarınız var mıdır sizin de?

yazı resimYZ

Sizler de sık sık rüya görür müsünüz? Gördüğünüz rüyaları hatırlar mısınız uyandığınızda veyahut unutur musunuz rüyanızı hatırlamayı? Buruk bir tat yahut derin ıstıraplar veren rüyalarınız var mıdır sizin de?

Rüyalarınızda gurbetlere kaçtığınız, gurbetlerinizi vatan kokusuyla doldurduğunuz olur mu hiç?
Türkülerin bile bastıramadığı yalnızlıklarınızı hatırlatan, bıçak yemiş akşamlarda amansız mızrapların hüzün tellerini parçaladığı, yabanî ağrıların dönencelerinde çizginen gün batımlarında ağladığınız rüyalar ve ıslanan yastıklarınız var mıdır?
Yahud ki yıldızlar yağan gülistanlarda revnaklı meclisler kurup gül sohbetlerinde nurdan piyaleler çekerek mest ü hayrân uyandığınız, dimağınızda lezzeti gündüzleri dolduran gece safalarına rastladığınız rüyalarınız oldu mu hiç?
Aynı rüyayı tekrar görebilmek rüyasıyla daldığınız uykularınız, yahut binlerce uykuyu feda etmecesine hayallendiğiniz sevinç rüyalarınız oldu mu?
Hani şair diyor ya; Periler güzeli sevgili, Bu gece düşüne gireceğim! dediği günden beri nice yıllar geçmektedir ki sevincimden gözüme uyku girmiyor. (1)

***

Rahmanîdir rüyalar bazen; seçilmiş kulların nasibidir o Nâmûs-ı Ekber doldurur mânâyı göğüs kafesine Nebînin ve Mekkede vahy olur adı rüyanın. Dökülünce Efendimin dilinden âyet âyet, Mushafa girer, kanun olur. Kıssaların en güzelinde Yusufu kuyuya düşüren de, zindandayken hürriyeti ayağına getiren de o rüyalardır hep
Hani bir vakit Yusuf babasına;

Babacığım! Ben, on bir yıldız ile güneş ve ayın rüyamda bana secde ettiklerini gördüm, dediğinde

***

Bazan melekîdir rüyalar; alperenler kârı Ölümü ve ötesini haber verir lâhûtdan; ölenleri ve cenneti gösterir nur hâlelerinde. Geçmişi ve geleceği söyler keramet dilince, tabirleri ayniyle yaşanır. Osman Gazinin göğsünden dal budak salan çınarıyla cihan devletine, Hızır Hayreddinin serdin balıklarınca Haçlı kadırgasına tahvil olur melekî rüyalar. Pîr elinden dolu içen ozanlar, gül yüzlerde cemâl gören canlar bilirler onu en iyi. Teheccüdlere yüklenmiş istihareler seher abdestine bindirilmiş iyi niyetlerle gelir gönüllere nakış nakış ve kırk yerde kırklar meclisi ayrı ayrı kurulur

***

Şeytanî rüyalar vardır bir de Çığlıkları lâl eden, kaçışların ayağını bağlayan, azapları destan destan uzatan rüyalar.
***

En esrik rüyalar yağmur uykularında görülenlerdir. Ve rüyalar en güzel masaldır iyi anlatılırsa Acıyı yakuta, kederi elmasa döndüren yorumlarla tabir edilirse eğer, yarısı ağıt bile olsa yarısı türküdür onların. Ayrılıkları bitiren de mesafeleri götüren de; dağlar aşan, yollar geçen de rüyalardır hep İlham olup akar ruha berzahtan; sevgiler, sevgililerle gülümseyen rüyalar Eski bir şarkı hani; rüyalar gerçek olsa!..

Ölümün kardeşi denilmiştir ya uyku için, Yattım sağıma, döndüm soluma diye dalardı eskiden çocuklar uykuya tatlı rüyalar umarak. Çocuk kalbinden bir kapı bulup gidebilmek için kuzular vadisine

Büyük rüyalar görmeyen büyük insan gibi büyük rüyalar görmeyen milletlerin de bir uyku karanlığıdır elbet istikballeri. Bu yüzden, gün ortasında gelir sancılı zihinlere sık sık rüyalar; gözler açık, gönüller açıkken Rüya görmeyenin ufku da kapanır zamanla, rüya ile riyanın farkını bilmez olur. Oysa rüyadan rüyete uzanan bir çizgi çizilmiştir Kudret Eliyle ve bir hayâl-i hâba benzetilmiştir dünya. Hani göz yumup açınca zamanı geçiveren ve İsrafil nefirinin ikinci gülbangıyla uyanılan. Muhteşem rüyalardan âzâde ömürlerimiz anlık rüyalar gibi hızla akıyor.

Bir merhaleden güneşle derya görünür

Bir merhaleden her iki dünya görünür

Son merhale bir fasl-ı hazândır ki sürer

Geçmiş, gelecek, cümlesi rüya görünür

Nice yıllar var ki elleri bir çağdan bir çağa izler bırakan yiğitlerin boz bulanık sularda kaybolan geçmişleriyle yitirildi şen rüyalar ve kaç zaman geçti düşlerimizi kötüye yorarak. Üç vakte değin rüyalarımız hep uzadıkça uzadı; vakitler hitama ermedi bir türlü. Hasretlerimiz boy boy olup dizilmekte şimdi; emellerimiz soy soy olup yazılmakta. Rüya ki gönüllerimizin seyri, zihinlerimizin seferiydi, kaybettik Kaybettik, kızıl elmamızdı o bizim. Ve artık tabirnamelerin ciltlerinde mahpus kaldı duyuşlar ve sezişler. Istırap ummanlarında artık yelkenlerimiz yırtık, usturlablarımız dağılmış, rüzgarlar muhalif

Sorarım
Aynı gecede aynı rüyayı gören erler aşkına
Ruh ile görüp akıl ile anladığımız düş(ün)celer aşkına
Süveydâ damlalarından ışık gergeflerine açılmış pencerelerden seyredilen hayâl-i hâb aşkına
Maddî âlemde ruhânî âlemi hakkıyla gösteren sadık gönüller aşkına

Rüyalar bizim şimdi Ya tabirler kimin?

(1) Eyitti ol peri bir gün, düşüne girüren bir şeb

Sevincimden nice yıllar geçipdir görmedim uyku

Zatî

Başa Dön