şarkılarına yabancı olduğum bir meyhanede
bıraktım hüznümü
kanayan yerlerimi gizlemiyorum artık
size karanlıklardan kurtardığım renkler getirdim
çığlıkların değmediği sesler...
bakmayın öyle
sebepsiz değil hiçbir şey
bakmayın yoldan çıkmayacağım
ama dört duvar yalnızlığında azaldım
hepinize uzun uzun sarılacağım
bir bilseniz
sürekli susmak istedi canım
sakıncalı ve yasadışı kalabalıklardan
yorgun, argın evime dönmüş gibi
sessizlikler kurguladım
sonra hiçbir ışığın sızamayacağı huzurlu karanlıklarda
bir parça ölmek istedim hep...
suçlarımı sevmeye başladığım gün
bıraktım pişmanlıklarımı
her utanç da bir anlam buldum
hatırladım ve unuttum
kötülük ellerimde kırıldı gitti
siz anılarımın ortakları
üstüm başım gurbet döndüm işte
bu kasaba sabahında
yaşamı yeni mi anlayacağım
yoksa yeniden mi doğacağım?
bakmayın öyle
boşuna değil hiçbir şey
bakmayın çıldırmayacağım
ama on senedir kahkahalarım birikti
boşaldım boşalacağım...
arka mahallede
postacıların bilmediği bir evde
bıraktım öfkemi
size renksiz bir geceden
büyük şehir öyküleri getirdim
sevişirken ayrılan kül bir beden...
ertelenmişliğin kıyısından
yüzümde yarım bir haziran
döndüm işte
çocukların diline düşmemek için
en sakat yerlerimden başladım
kendimi onarmaya...
siz de öyle yapın
bir parça da yaşamak var unutmayın....
Ertan Akyüz