Hiç Bilmediğimiz Bir Tarih Ermeni Sorunsalı (10. Bölüm)

Lozan Barış Antlaşması kararlarına karşı çıkan Ermeni heyeti konferansa katılan devletlere bir protesto bildirisi vermiştir. Bildiride Ermeni sorununun çözümlenmemiş olduğuna dikkat çekilerek daha önceki Versailles ve Sèvres Antlaşması, 1921 Londra ve 1922 Paris kongrelerinde Kürt ve Ermenilere yurt sağlamak için sözler verildiği, ancak, buna uyulmadığı, dolayısıyla barışın sürekli olmayacağı belirtilmiştir.

yazı resimYZ

Lozanda, Ermeni sorunu tek başına ele alınmamış, Müslüman olmayan azınlıklar öbeğine eklenmiştir. Antlaşmanın 40. Maddesine göre Müslüman olmayan Türk uyrukların, hem hukuk, hem de uygulamada, her yurttaş gibi aynı işlem ve aynı güvencelerden yararlanacakları, her tür dinsel, sosyal kurum, okul ve benzer yerler kurmak, kendi dillerini kullanmak, dinsel törenlerini özgürce yapmak konusunda eşit haklara sahip olacakları belirtilmiştir. Rum ve Ermeni Patrikhanelerinin siyasal erkten arındırılarak İstanbul'da kalması onaylanmıştır.

Lozan Barış Antlaşması kararlarına karşı çıkan Ermeni heyeti konferansa katılan devletlere bir protesto bildirisi vermiştir. Bildiride Ermeni sorununun çözümlenmemiş olduğuna dikkat çekilerek daha önceki Versailles ve Sèvres Antlaşması, 1921 Londra ve 1922 Paris kongrelerinde Kürt ve Ermenilere yurt sağlamak için sözler verildiği, ancak, buna uyulmadığı, dolayısıyla taraf devletlerin buna bir çözüm bulması gerektiği, aksi takdirde barışın sürekli olmayacağı belirtilmiştir.

Heyet başkanı Aram Aharonyan, 9 Ağustos 1923 tarihinde hem Milletler Cemiyeti'ne başvurarak sorunun Milletler Cemiyeti'nin gündemine alınmasını talep etmiş, hem de Müttefik Devletlerin temsilcilerine birer protesto göndererek sanki Ermeniler yokmuş gibi davranıldığını, Lozan Antlaşmasının ne barışa, ne de adalete yol açmayacağını, bu antlaşmaya karşı olduklarını iletmişlerdir.

Böylelikle Ermenistan Türkiyeye karşı ilan edilmemiş bir savaşı, her ortamda ve her ne pahasına olursa olsun sürdüreceğini açıkça beyan etmiştir. Türkiyenin Birleşmiş Milletler, ardından NATOya üye olması Ermenistanın bir süre Türkiyeye karşı saldırıya geçmesini engellemiştir. Ancak 1974 Kıbrıs çıkarmasından sonra Ermenistan Türkiye karşıtı politikalarına hız vermiş ve Ermeni terör örgütü ASALA devreye girmiştir.

ERMENİLER VE TERÖR
Taşnak ve Hınçak örgütleri 1918 yılında Talat Paşa ve Cemal Paşa'ya suikast düzenlemelerinden 55 yıl geçtikten sonra yeniden terör yöntemine dönmüşlerdir. 1973ten itibaren "Ermenistan'ın Kurtuluşu İçin Ermeni Gizli Ordusu" ASALA ve ARA (Ermeni İhtilalci Ordusu) sahneye çıkmış, 1984'e kadar yurt dışında görevli 42 Türk diplomatı ile 15 görevliyi şehit etmiştir.

Avrupa ülkeleri, Suriye ve Lübnan'da üsler edinen Asala, PKK, Kıbrıs Rumları ve Yunanistan ile de işbirliği yapmış, 8 Nisan 1980de Lübnan'ın Sidon kentinde PKK ve ASALA ortak basın toplantısı düzenlemiştir. 1984 yılından itibaren Ermenistan terör eylemlerine destek vermeyi yavaş yavaş kesmiş, onun yerine PKK sahneye çıkmış, ASALA geri planda kalmıştır.

4 Haziran 1993de Hınçak Partisi ile terör örgütleri Beyrut PKK merkezinde toplantılar yapmışlar, kiliselerde düzenlenen ve Lübnan Ermeni Ortodoks Başepiskoposu ile Hınçak yetkililerin katıldığı ayin ve toplantılarda, Türkiye'de iç savaşın devam edeceği, Türk ekonomisinin iflas sürükleneceği, ülkenin bölünerek bir Kürt devletinin kurulacağı, Ermenilerin Kürtlerin mücadelesini desteklemeleri gerektiği gibi konular paylaşılmıştır.

ERMENİSTAN-AZERBAYCAN SAVAŞI
Bu arada 1988 yılından itibaren SSCB'nin dağılmaya başlaması ve aşırı sağ akımların hız kazanmasıyla 20 Şubat 1988'de Azerbaycan ile Ermenistan arasında sınır anlaşmazlığı yüzünden savaş çıkar. 23 Ağustos 1991'de Ermenistan, 30 Ağustos'ta ise Azerbaycan SSCBden ayrılıp bağımsızlıklarını kazandıkları halde savaş devam eder. 25 Aralık 1991 de Sovyetler Birliği "Rusya Federasyonu" na dönüşür..

Ermenistan Azerbaycan'a ait ancak Ermeni nüfusun çoğunlukta olduğu Dağlık Karabağ bölgesini ele geçirir, ardından Laçin Koridoru nu işgal eder. Çatışmalar 1994'te Azerbaycan'ın yenilgisiyle sonuçlanır. Rusya Federasyonu'nun araya girmesiyle ateşkes ilan edilir.

Ermenistan'ın 2 katı asker ve silah gücüne sahip 10 milyonluk koskoca Azerbaycan'ın nasıl olup da 3 milyonluk minicik Ermenistan'a yenildiği araştırılması gereken bir konudur. Görünen o ki Azerilerin beceriksizliği bir yana, Ermeni asker ve komutanların I. ve II. Dünya Savaşı sırasında Çarlık ordusu ve Kızıl Ordu'da elde ettikleri deneyimler savaşı kazanmalarında etkin olmuştur. Oysa, Rus ordusundaki Azeriler sürekli geri hizmette tutulduklarından akademik askeri bilgi ve yetenekten yoksundular.

İki ülke arasında savaş şu an için sona ermiş olsa da, zaman zaman sınır çatışmaları yaşanmakta ve Ermenistan Azerbaycan topraklarının %20'sini halen de facto işgal altında tutmaktadır. 2526 Şubat 1992'de Ermenistan ordusunun Azeri halkı topluca katlettiği "Hocalı Katliamı" İnsan Hakları İzleme Örgütü de dahil olmak üzere birçok uluslararası örgüt tarafından soykırım olarak kabul edilmektedir. (Gelecek bölüm: Ermeni soykırım iddialarının irdelenmesi)

Başa Dön